Geri Dön
Gündemİçişleri Bakanı Soylu'dan HDP'ye: Kimi dağa gönderdiğinizi biliyoruz

İçişleri Bakanı Soylu'dan HDP'ye: Kimi dağa gönderdiğinizi biliyoruz

TBMM Genel Kurulu'nda, milletvekillerinin konuşmaları sürerken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile HDP grubu arasında gerginlik çıktı. HDP Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş, HDP'li belediyelere kayyum atanmasının, Kürt düşmanlığı ve halk iradesinin gasbı olduğunu öne sürdü. Ayağa kalkan Bakan Soylu, "Kürt düşmanı sizsiniz. Hepiniz Kürt düşmanısınız, siz insanlık düşmanısınız. PKK'nın çocukları" dedi.

İçişleri Bakanı Soylu'dan HDP'ye: Kimi dağa gönderdiğinizi biliyoruz

Bakan Soylu, HDP'li Bektaş'ın "Yolsuzluk, hırsızlık, taciz sizin işiniz" sözlerine karşılık PKK'lı teröristlerle fotoğrafları ortaya çıkan tutuklu HDP'li Semra Güzel'in perukla yakalandığını da hatırlatarak "Peruklarınızı takın, asıl PKK'nın çocukları sizsiniz" dedi. 

HDP'li Beştaş, "Sizin ağababalarınıza boyun eğmedik. Sizin karşınızda korkacak bir HDP yok. Bu konuda siz, ayaklı bir nefret makinesine dönüştünüz. Daha sözlerime başlarken yerinizden kalkıp öyle bir saldırıya geçmeniz, aslında psikolojinizi de ortaya koyuyor" diye konuştu.

Bakan Soylu, hakaret ve iftira silsilesiyle karşı karşıya kaldıklarını belirterek, "Kürt düşmanı kimdir, biliyor musunuz? 10 yaşındaki çocuğa kalaşnikof veren PKK ve HDP'dir. Hiç masum gibi bakma. Kimin kaçırdığını, kimin dağa gönderdiğini, annelerin sana bela ve nefret ettiğini herkes bilmektedir ve cümlem şu; 'Burada tülbent atan Remziye Tosun sadece PKK ve Kandil'in elemanıdır'. Devletin bütün kayıtlarında bu böyledir. Aynı zamanda son 5 yılda 1230'un üzerinde Türkiye'ye teslim olan PKK terör örgütünden kişiler var, teröristler var. Geldiler ve bize 'HDP bizi dağa gönderdi' dediler. Asıl hesabı siz vereceksiniz siz" dedi.

'IRKÇILIK' TARTIŞMASI

TBMM Genel Kurulu'nda, Konya'daki ‘Dedeoğulları ailesi’ cinayetinde 7 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili 'ırkçılık' tartışması yaşandı. HDP'li Meral Danış Beştaş, Ülkü Ocakları ve MHP'nin olayı sahiplendiğini belirterek, "Ben kendi adresime gelen yorumları okusam, binlerce ölüm tehdidi aldım. Neymiş; somut bir olayı ifade ettiğim için. Şu anda suç duyuruları yapıyorum. Neyse ki çok şükür ki Türkiye'nin ezici çoğunluğu sizin partiden değil. İnşallah baraj altında da kalacaksınız ve bu düşünce ilelebet bitecek çünkü siz ırkçılığı üretiyorsunuz. Milliyetçiliği üretiyorsunuz. Dedeoğulları katliamı ırkçı bir katliamdır. 7 kişilik bir Kürt ailesi, Kürt olduğu için öldürülmüştür" ifadelerini kullandı.

'MİLLETİ IRKLA ÖLÇÜLENDİREN BİR HAREKET DEĞİLİZ'

MHP Grup Başkan Vekili Muhammet Levent Bülbül, kürsüden Beştaş'a yanıt verdi. MHP'nin kendisini HDP'ye ispat etme gibi bir durumunun olmayacağını söyleyen Bülbül, "Bu bizim için züldür. Biz fikirlerimizi sadece bugün ortaya koyan nevzuhur bir yapı değiliz. Bizim ne düşündüğümüz ne konuştuğumuz dünden bugüne bellidir. Biz milleti ırk, soy, kafatası yapısıyla, şunla bunla ölçülendiren bir insan ya da hareket değiliz. Aynı zamanda bu millet de öyle bir millet değil. Bizler hiçbir şeye bakmaksızın sadece mensubiyet duygusuna ve mensubiyet şuuruna bakıyoruz. Ben Kürt olup 'bu vatan için bu millet için canımı feda ederim' diyen birini; özbeöz soy olarak Türk olup, Türkmen olup bu vatan için bu millet için her türlü kötülüğü yapmaktan kendini geri koymayan, her türlü hainliği yapanlara karşı, hayatım boyunca başımın tepesinde taşıdım. Ne münasebet. Kalkıp da 250 bin Kürdü Suriye'de PYD/YPG, topraklarından sürecek, yine tırnak içinde 'Kürt düşmanlığı' yapan Türkiye, onları bağrına basacak, aş verecek, okul verecek ondan sonra 'Kürt düşmanı' biz olacağız; öyle mi? Yemezler" diye konuştu.

 'HER MESELEYİ, TÜRK-KÜRT KAVGASINA DAYANAK TEŞKİL ETMEK IRKÇILIKTIR'

Ardından söz alan İçişleri Bakanı Soylu, olaya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

"Bugünkü gibi hatırlıyorum. Antalya Manavgat'ta yangındayken böyle bir müessif olayla karşı karşıya kalındı. Sayın Cumhurbaşkanımıza bu olayı ifade ettikten sonra biz, yangının içerisinden çıktık ve bir helikopterle Konya'ya gittik. Aileye gittik ve orada ailenin büyükleriyle birlikte olduk. Ailenin büyüklerinin ilk söylediği cümleyi ve birtakım ayrıntıları ifade edeceğim. Başsağlığı diledik. Ve zaten bu olayın hiçbir tarafının kabul edilemez olduğunu söylemek gereksizdi. Çünkü bu bir katliam ve bu hiçbirimiz tarafından hem kabul edilemeyecek hem de hiçbir şekilde bir tarafa sığdırılabilecek bir olay değil. Ailenin en büyüğü orada, 'Sayın Bakan bu olayın Türk-Kürt meselesiyle herhangi bir ilişki yoktur' birinci söylediği. Sonra biz çıktık. Orada bir konuşma yaptık. Onlar da bir değerlendirme yaptı. Oradan başsağlığı dileyerek ayrıldık. O günden itibaren 7 kişi hayatını kaybetti. Katil yaklaşık 3'üncü gün yakalandı. Arkadaşlarımız burada hakikaten önemli bir çaba sarf ettiler; çünkü katilin yakalanmaması başka bir sonucu getirebilirdi. Her meseleyi, her fırsatı ayrımcılık, tam da bu kürsülerde söylendiği gibi ırkçılık haline getirmek Türkiye'de bir Türk-Kürt kavgasına, meselesine bunu bir dayanak teşkil etmek ırkçılığın kendisidir." 

Bakan Soylu: Cumhuriyetin yüzüncü yılında dağlarda bir tek terörist kalmayacak. Her türlü terörle mücadeleyi yapıyoruz. İçeride nefes aldırmıyoruz. İnlerine gireceğiz diye söz vermiştik. İnlerine girdik girmeye devam ediyoruz.