Görevi başında hayatını kaybeden orman elemanlarına şehitlik unvanı
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlanacak Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nde, ormanlarda görev başında hayatını kaybeden orman elemanlarıyla ilgili düzenlemenin de yer aldığını belirterek, "Elinde arazözün hortumu yangına dalıyor, hayatını kaybediyor. Sayıları çok değil ama insanları onore etmek, ailelerini bugün için onore etmek adına şehitlik ve gönüllüler şehit statüsüne alınması böylelikle sağlanmış olacak" dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Adana Ticaret Odası'nda (ATO) düzenlenen 'İş Dünyası İstişare Toplantısı'na katıldı. Toplantıda, Adana Valisi Süleyman Elban, Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram ve Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç ile iş insanları yer aldı. Yücel Bayram'ın açılış konuşmasının ardından söz alan Bakan Vahit Kirişci, gündeme ve yapılan kanuni düzenlemelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Kahramanmaraş merkezli depremlerde 43 günün geride kaldığını hatırlatan Bakan Kirişci, 14 ve 15 Mart'ta Şanlıurfa, Adıyaman ve kısmen de mart ayında etkili olan sel ve taşkın felaketlerine değindi. Bakan Kirişci, 16'sı Şanlıurfa, 3'ü Adıyaman olmak üzere toplam 19 kişinin bu felaketlerde hayatını kaybettiğini dile getirerek, 1'i Şanlıurfa, 1'i de Adıyaman'da 2 kişinin kayıp olarak arandığını anlattı.
Gazi Meclis'in her dönem ve şartta olduğu gibi çalışmalarını sürdürdüğünü vurgulayan Bakan Kirişci, Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin bugün itibarıyla genel kurulda görüşülmeye başlanacağını kaydetti. Yapılması planlanan değişikliklerin ardından gerçekleşecek kazanımları aktaran Bakan Kirişci, "Bizim asgari ve azami üretim miktarlarımızı belirlememiz gerek. 1 yıl patates para ederken, 1 yıl üreten insanlara zarar vermesi veya mutsuz etmesi gibi hadiselerin hepsini yaşadık. Dolayısıyla ürün fazlası ya da ürün eksikliği gibi bir sürecin yaşanmaması için belirli çalışmaları yürütüyor olmamız lazım. Hiçbir çiftçimizin pazarlama sorunu yaşamaması gerekiyor. Üretecek, neyi üretmesi gerektiğini biz onlarla paylaşacağız ve sonra pazarlamayla ilgili kaygısı olmayacak. Bizim bu düzenlemeyle muradımız, geldiğimiz günden itibaren sıklıkla dile getirdiğimiz gibi, 'Sen üret, yeter' diyoruz. Üretici sadece üretimle ilgilenecek, geri kalan kısımlarda bu konu bir şekilde düzenlenmiş olacak" dedi.
'SUYU MERKEZE ALMAK ZORUNDAYIZ'
Türkiye'nin 112 milyar metreküp olan su rezervinin 58 milyar metreküpünün kullanıldığını ve bu miktarın da yüzde 11'inin Adana'daki 2 nehirden sağlandığını bildiren Bakan Kirişci, "Tsunamiyi başka ülkeler için duyardık, tsunaminin bir kapalı deniz olmasına rağmen Marmara Denizi'nde de yaşanabilme ihtimalini konuşur hale geldik ve biz artık üretimimizde suyu merkeze almak zorundayız. Yani suya göre tarımı planlamak zorundayız. Suyumuz yok ama suyu çok tüketen ürün üretmeye çalışıyoruz ve bunun onaylanabilir, sürdürülebilir bir yanı yok. Bunun belirli bölgelerde nasıl bir yer altı suyu kullanımı olduğu için obruk oluşumuna sebebiyet verdiğini, derinliği 37,5, 38 metreyi bulmuş obrukları görüyoruz ve bu çerçevede de suya göre bir planlamanın kaçınılmaz olduğunu belirteceğiz" diye konuştu.
'EKİLMEYEN BİR KARIŞ TARIM ALANI KALMAYACAK'
Kişi başına düşen tarım alanlarının her geçen gün azaldığına değinen Bakan Kirişci, şöyle devam etti:
"2002 yılından bu yana 4 dekardan 2,8 dekara gerilemiş durumdayız. 2050 veya 2053 projeksiyonu yaptığınızda da 1,7 dekarlara kadar ineceğini gördüğümüzde, o halde toprağımızı, suyumuzu ve diğer kaynaklarımızı en etkin kullanmamız gerekli. Bu kaynak optimizasyonu bizim faaliyetlerimizin verimliliğini artıracak ve çiftçimizin verimliliğini artıracak. Ekilmeyen bir karış tarım alanı kalmayacak. Bu teklif meclisimizde kabul edilir, onaylanırsa, 1 metrekare boş yerimiz kalmayacak. Çünkü burada mülkiyet hakkı ile kullanım hakkını birbirinden ayıracağız. Mülkiyet hakkı anayasal bir hak ama kullanım hakkı, 2 yıl üst üste boş kalan bir tarım alanı varsa biz bunun kiralanmasını gündeme getireceğiz. Bu çiftçiye kira bedeli ödeyeceğiz. Kimin kiralaması gerektiğine de önce oradaki yerleşiklerden, meslek örgütlerinden, sivil toplum kuruluşlarından diye devam edeceğiz, sonra dışarıdan gelenlere buranın kiralanması sağlanacak. Kira bedeli de oradaki rayiç bedelin hiçbir zaman altında olmamış olacak. Bu, varislere ait bir tarım arazisi de olabilir. Davalı da olsalar bu para bloke edilecek, dava neticelendiğinde tekrar hesaplarına bu paralar yatırılmış olacak. Bir de şu var. Hep bu bize sorulur. Tarlamızı Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) de kaydettiremiyoruz veya hayvanlarımız var, kayıtlı gözükmüyor. Depremde de gördük. 5 tane hayvanı varsa 3 tanesi TÜRKVET'e kayıtlı, 2'si kayıtsız. Bakanlık olarak gördüğümüzü, tespitlerimizi de esas alarak bu desteklemelerden üreticilerimizin neredeyse tamamının yararlanmasını sağlayacağız. Bu da üreticilerimiz adına atacağımız bir adım olacak. Sadece bitkisel üretim için örneğin ÇKS'yi esas almayacağız, bakanlığın tüm kayıtlarını dikkate alarak bu desteklemeleri gerçekleştireceğiz."
SÖZLEŞMELİ ÜRETİM SAYESİNDE ÜRETİCİYLE ALICI BULUŞACAK
Devrim niteliğinde bir teklif hazırlandığına dikkat çeken Bakan Kirişci, şöyle konuştu:
"Tüm meslek mensupları bilir, bizim '5488 sayılı Tarım Kanunu'muz var, bir de '5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'muz var. 5488 sayılı kanunun 13'üncü maddesinde bize bu imkan aslında veriliyor. Sözleşmeli üretim imkanı veriliyor. Bu sözleşmeli üretim, bu zamana kadar arzuladığımız kıvamda ve dozda, tarafların hususunu gerçek anlamda gözetir bir formatta değildi. İçerik olarak böyle değildi. Burada bir tarafta üretici var, bir tarafta da üreticilerin ürettiklerini alanlar var. Bu tüccar olabilir, sanayici olabilir, üreticiye ürettirip alacak. Üretici bu alıcının kim olduğunu, güvenilir olup olmadığını, alıcı da bu üreticinin gerçek üretici olup olmadığını, herhangi bir şekilde kendisini yarı yolda bırakıp bırakmayacağı konusunu kendi sistemimiz üzerinden kontrol ederek tarafların hukukları korunmuş olacak. Herkes başlangıçta güzel bir nikaha şahitlik etmiş olacaklar, taraflar olarak imzayı atacaklar. Bir ayrılık söz konusu olduğunda, vazgeçme hali veya sözleşmeyi sonlandırma arzuları gündeme geldiğinde tarafların bunu karşılığı olan sorumluluklarını ve yükümlülüklerini de yerine getireceklerini bilmelerini sağlıyor. Dahası bunları yapsak bile burada tarım sigortası zorunlu hale getiriliyor. İhtiyari olmaktan çıkarılıyor ve burada TARSİM tarım sigortası zorunlu olarak uygulanacak. Yani bu sözleşmenin eki olarak, gereği olarak, bu da bir şekilde sağlanmış olacak. Şimdi, tüccar istediği kalitede, istediği miktarda ürünü üreticiye ürettiriyor olacak. Üretici de alıcısı konusunda bir kaygı taşımaksızın, 'Benim bu ürettiğim ürünün zaten alıcısı burada' diyecek ve böylelikle de hem pazarlama sorunu olmayacağı gibi piyasada da bir istikrarsızlık asla yaşanmamış olacak. Bu da çok önemli."
KENEVİR ÜRETİMİNDE DÜNYA ÜLKELERİYLE REKABET
Uzman ara bulucu, basit yargılama usulü, küçük üreticilerin hukuki masrafları konusunda düzenlemeler de yapılacağını aktaran Bakan Kirişci, kenevir konusunda da düzenlemeler yapılacağını belirterek, "Burada gündeme getirmek belki başka şeyleri de beraberinde getirebilir ama dünyada ABD, Kanada gibi ülkeler artık keneviri özellikle ilaç etkin maddesi olarak üretmeye başladılar. Bizim bu konuda da geri kalmamamız için, zamanında adım atabilmemiz için kenevirle ilgili de Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) önderliğinde bu çalışma da sağlanmış olacak" dedi.
ORMAN KÖYLÜSÜNE PRİM DESTEĞİ, İNDİRİMLİ KERESTE
Orman köylülerine yönelik çalışmalar da yapıldığını anlatan Bakan Kirişci, şunları söyledi:
"Orman köylülerinin gelir seviyelerini artıracağız. Orman köylülerimize ormandan elde edilen gelirlerden pay vereceğiz. Orman köylülerimizin sosyal güvenlik primlerinin bir kısmını, bizim tarafımızdan, bakanlıkça karşılanmasını sağlayacağız. Gerek yakacak için odun ihtiyacını, gerekse kendi konutunun yapımı için kullanacağı kereste ihtiyacını yüzde 70 indirimli olarak alacak. Ormanla ilgili mülkiyet konusunda vatandaşın epeyce bir dosyası vardır. İnşallah çözüme kavuşturucu birtakım yenilikler söz konusu olacak. Mesela dijitalleşme diyoruz. Ormancılıkla ilgili dijitalleşmenin de yaygınlaşmasını istiyoruz. Ağaçlarda elektronik damga var. Elektronik damgaları, kereste nereden çıktı, nereye gidiyor bu da takip edilebilir hale gelmiş olacak. Son olarak da ormanda hayatını kaybeden orman elemanlarımız var. Elinde arazöz, arazözün hortumu yangına dalıyor, hayatını kaybediyor. Sayıları çok değil ama insanları onore etmek, ailelerini bugün için onore etmek adına orada da bunlara şehitlik ve gönüllüler şehit statüsüne alınması böylelikle sağlanmış olacak."