En son 11 yıl önce balıkçı tezgahında görülmüştü; leopar sazanı bulmak için Siirt’e geldiler
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden bir ekip, dünyanın en çok aranan 10 balık türü arasında yer alan, Siirt’te 2012 yılında bir balıkçı tezgahında görülen ve Rize’deki balık müzesinde sergilenen leopar sazanını bulmak için, kente gelerek Botan Çayı’nda arama çalışması başlattı. Ekibin başındaki Doç. Dr. Cüneyt Kaya, buradaki balıkçıların birkaç yıl önce de leopar sazanını gördüklerini belirterek, “Türü arama çalışmalarını yerel balıkçılarla, tarım il müdürlükleri ve ilgili diğer paydaşlarla yürütüyoruz. Duyum aldığımız anda bu balığın dünyada hala var olduğunu, yaşamını sürdürdüğünü kamuoyuna paylaşacağız” dedi.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cüneyt Kaya ve Araştırma Görevlisi Dr. Münevver Oral, Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından kırmızı listeye alınan ve Shoal adlı Doğa Koruma Örgütü tarafından dünyanın en çok aranan 10 balık türü arasında ikinci sırada yer alan leopar sazanını bulmak için, Siirt’e gelerek, Botan Çayı’nda arama çalışması başlattı.
Daha önce, aynı listedeki neslinin tükendiğine inanılan Batman bantlı çöpçü balığını 47 yıl aradan sonra Batman’ın Sason Çayı’nda bulan ekip, yaklaşık 1 haftadır yerel balıkçılarla yaptıkları görüşmelerde leopar sazanının birkaç yıl önce de görüldüğünü öğrendi.
Yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren Doç. Dr. Cüneyt Kaya, leopar sazanının Batman bantlı çöpçü balığından büyük olduğu için arama yöntemlerinin değiştiğini belirterek, “Elbette bu balıkla ilgili biz yapılmış literatür çalışmalarındaki, biyoloji çalışmalarını, türün nasıl habitatları tercih ettiğini hangi ortamlarda avlandığının ön analizini yaparak araştırmalarını yaptık. Yaklaşık bir haftadır bölgede araştırma yapıyoruz” diye konuştu.
‘NEHİR HAVZALARINI TERCİH EDİYOR’
Doç. Dr. Kaya, leopar sazanını yerel balıkçılarla, bölgedeki tarım ve orman il müdürlükleriyle iş birliği halinde aradıklarını söyleyerek, “Öncelikle türün bulunan son örnekleri, son gözlemler Dicle Nehri’ndeydi. Fırat’ta da dağılım gösteren bir tür ama Fırat’tansa Dicle Nehri’ne biz yoğunlaşmak istedik. Tür nehir havzalarını tercih ediyor.
Yani ana gövdelerin akıntılı bölgelerini tercih ediyor. Oksijenli bölgeleri tercih ediyor. Normalde Dicle Nehri’nde biz 20 derecenin üzerinde bu mevsimde bir sıcaklık beklerken oldukça düşük sıcaklıklar yani 10- 15 derece arasında sıcaklıkları ölçtük. Bu yüzden balığın daha sıcak sulara kayma eğilimi gösterdiği teorisinde bulunuyoruz. Arama çalışmalarımız devam edecek, yoğun bir tempoda bir haftalık bir çalışma yaptık, güzel bir bağlantı kurduk, balıkçılarla, tarım il müdürleriyle. Sağ olsun, Muş, Batman, Şırnak, Siirt tarım ve orman il müdürlükleri bizlere destek sağladılar. Bu balıkla ilgili herhangi bir tespit durumunda bizlere durumu bildirecekler” ifadelerini kullandı.
‘BALIĞI ARAMAYI PAYDAŞLARLA YÜRÜTÜYORUZ’
Yerel balıkçılarla yaptıkları görüşmelerde 2020’de kurulan Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nden önce leopar sazanının görüldüğünü anladıklarını söyleyen Doç. Dr. Kaya, “Botan Çay’ı, aslında biraz daha az şansımızın olduğunu düşündüğümüz bir nehir. Şimdilik bulamadık türü ama yerel balıkçılarla yaptığımız görüşmelerde şunu anladık; birkaç yıl önce özellikle baraj kurulmadan önce bu türü zaman zaman gözlemlediklerini duyduk.
Onlarla şimdi bağlantımız var devam ediyor. Türü arama çalışmalarını yerel balıkçılarla, tarım il müdürlükleri ve ilgili diğer paydaşlarla yürütüyoruz. Duyum aldığımız anda bu balığın dünyada hala var olduğunu, yaşamını sürdürdüğünü kamuoyuna paylaşacağız” dedi.
‘2012’DE BULUNAN ÖRNEĞİ ÜNİVERSİTEMİZDE’
Araştırma Görevlisi Dr. Münevver Oral da “Yöresel ismi olarak ‘komanda balığı’ olarak da biliniyor. 2012’de bir balıkçıdan temin ettiğimiz balığı üniversitemiz bünyesindeki su canlıları koleksiyonunda tutmaktayız. O balığı bu bölgeden temin ettiğimiz için ve literatür bilgilerine de dayanarak buralarda araştırmalarımıza hız verdik. Bu balığa ait bölgemizden herhangi bir kayıt yok Gen Bankası üzerinde, dolayısıyla biz bulduğumuzda da muhakkak DNA örneği alarak onu gen bankasına kazandıracağız. Dünyada bir örnek var ama bu bölgedeki balıklarla ilgili olarak herhangi bir kayıt olmadığı için biz de aramalarımıza bu bölgeden hız verdik. Gece avlanmayı seven bir tür, dolayısıyla bu balık bölge halkı tarafından çok fazla bilinmiyor ve bu bizim için avantaj. Çünkü çok bilinseydi büyük olasılıkla neslinin tükenmesine biraz daha katkı sağlardı. Heyecan var. Balığı bulmayı çok istiyoruz. Bölgedeki balıkçılarla yaptığımız görüşmelerde şunu fark ettik; balığın bu bölgede yaşadığına dair, ciddi kanıtlarımız var elimizde. Her ne kadar fotoğraflar olmasa da tuttuklarını iddia ediyorlar” ifadelerini kullandı.