Devlet korumasında yetişen sanatçıdan Filistinli çocuklar için beste
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı kuruluşlarda 15 yıl devlet korumasında kalan Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Dünyası Müzik Topluluğu ses ve viyola sanatçısı Ayşe Atam (30), aynı kuruluşlarda gönüllü öğretmenlik yaparak kendisi gibi devlet korumasında yetişen çocuklara umut olurken, Filistinli çocuklar için de beste yaptı. Atam, 'Yaşamak' adlı eserini, 5 Kasım'daki konserinde ilk kez seslendirecek.
8 yaşında devlet korumasına alınan Ayşe Atam'ın müzik yeteneği, kaldığı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı çocuk evinde keşfedildi. 15 yıl devlet kuruluşlarında kalan Atam, Erzurum Atatürk Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde müzik öğretmeni oldu. Ayşe Atam, 4 yıl Ankara'da öğretmenlik yaptıktan sonra da Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Dünyası Müzik Topluluğu’nda ses ve viyola sanatçısı olarak görev aldı. Sevgi evi gibi kuruluşlarda gönüllü öğretmenlik yaparak, kendisi gibi devlet korumasında yetişen çocuklara umut olan Atam, şimdi de Filistinli çocuklar için beste hazırladı. Ayşe Atam, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarında hayatını kaybeden çocuklara ithafen hazırladığı 'Yaşamak' adlı eseri ilk kez Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Salonu'nda 5 Kasım'daki konserinde seslendirecek.
'UMARIM ÇIĞLIKLARINA SES OLURUZ'
Konser hazırlıklarını sürdüren Ayşe Atam, DHA'ya konuştu. Atam, Filistin'de hala savaşın devam ettiğini söyleyerek, "Bu tabii ki hepimizi çok üzüyor, derinden üzüyor. Çünkü oradaki çocuklar, bebekler daha yeni doğmuş bir sürü çocuk var, aileler var. Onlar kadar uzaktan hissetmeye çalışıyoruz. Ben duygularımı ve üzüntümü ancak şarkıyla ifade edebilirim. Yaşamak bestesinde, 'Hayallerim var oyuncaklarla dolu, düşlerim var annem kokulu, kardeşlerim var elimi tutacak, umutlarım hep barışla dolu' diyor. Şimdi bu şarkıyı onlar için ilk kez 5 Kasım'da seslendireceğim. Umarım bu savaş bir an önce biter. Bizler de onların çığlıklarına ses oluruz, inşallah umut olabiliriz" dedi.
CSO Ada'daki konserin ardından koruma altındaki çocuklarla birlikte de bir konser düzenleyeceklerini söyleyen Ayşe Atam, "Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçılarımızla, gönüllü olacak sanatçılarımızla ve özel çocuklarımızla, kurumda kalan bütün özel çocuklarımızla beraber Filistin için yazdığımız şarkımızı seslendireceğiz" ifadelerini kullandı.
'GÖZLERİNDEKİ IŞILTI BENİ MUTLU EDİYOR'
Ayşe Atam, koruma altındaki çocukları devlet sanatçıları ile sık sık bir araya getirmeye çalıştıklarını anlatarak, "Aynı zamanda çocuklara eğitim de vermiş oluyoruz, solist de yetiştirmiş oluyoruz. Geleceğin sanatçılarını da yetiştirmiş oluyoruz. Her şeyden önce kendimi görüyorum onlara dokunduğum zaman. Gözümün önüne geliyor her şey ve onlar da bana umutla bakıyorlar, sarılıyorlar çalışmalarına, şarkılarına. Çalıştıkları zaman onların gözlerindeki o ışıltı beni çok mutlu ediyor. Çünkü ben de öyleydim. Şimdi de sıra onlarda. Ben de bütün tecrübelerimi onlara aktarmaya çalışıyorum" diye konuştu.
Atam, koruma altındaki çocuklarla her zaman iletişim halinde olduklarını ve yeteneklerine göre yönlendirdiklerini ifade ederek, "Yetenekli olan çocuklarımız varsa bizlerle iletişime geçiyorlar. Bizdeki sanatçılarımız onlarla iletişime geçiyorlar. Ben zaten sürekli iletişim halindeyim. Projeler yapıldığı sürece çocuklar zaten gelişecektir. Bir tiyatro festivali, bir müzik festivali gibi bu tür şeyler yapılırsa çocukların gözü önünde olursa sanata dair etkinlikler çocuklar daha çok kendilerinin farkına varırlar ve hayata tutunurlar. Bu alanda da gerçekten ilerlemek isteyen çocuklar zaten ilerleyecektirler. Bizlerin yapması gereken, bizlere düşen görev onları keşfetmek, onlara bir şeyler öğreterek dokunmak. Onları biz o şekilde kazanabiliriz" ifadelerini kullandı.
'YAŞAMAK' ESERİNİN SÖZLERİ
“Hayallerim var oyuncaklarla dolu/ Düşlerim var annem kokulu/ Kardeşlerim var elimi tutacak/ Umutlarım hep barışla dolu/ Her bir yuvada küçücük hanzala/ Nekbe düşmüş o sıcak yuvalara/ O çocuklar ki bir gün büyüyecek/ Işık saçacaklar tüm dünya/ Yaşamak kardelen gibi mesela/ Yaşamak kelebek gibi mesela/ Yaşamak bir mum ışığı gibi/ Yaşamak narince mesela/ Yaşamak her canlının fıtratı/ Yaşamak en doğal hakkı/ Yaşamak doğumla ölüm arası/ Bir çocuk gibi masum mesela”