Geri Dön
GündemCumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Orta Vadeli Program Eylül'de toplumla paylaşılmış olacak

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Orta Vadeli Program Eylül'de toplumla paylaşılmış olacak

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda Orta Vadeli program hazırlıkları kapsamında finans dünyasının temsilcileriyle toplantıda bir araya geldi. İstanbul Finans Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantıya Türkiye Bankalar Birliği üyesi bankaların genel müdürleri katıldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantı sonrası açıklamalarda bulundu. Yılmaz, " Orta Vadeli program ile hem içinde bulunduğumuz yılla ilgili makro rakamlarımızı ve politikalarımızı güncellemiş olacağız hem de 3 yıla ilişkin yol haritamızı toplumla paylaşmış olacağız." dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Konut arzını artırmak durumundayız. Konut maliyetlerini düşürmek durumundayız. Kamu olarak biz ilk konut edinimini destekleyici bir çerçeve içinde hareket edeceğiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda Orta Vadeli Program (OVP) hazırlıkları kapsamında İstanbul Finans Merkezi'nde düzenlenen toplantıya katıldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye Bankalar Birliği üyesi bankaların Genel Müdürleriyle gerçekleştirdiği toplantı sonrası açıklamalarda bulundu.

 "SİYASİ GÜVEN İKLİMİNİN ETKİSİYLE CDS ORANLARI DÜŞTÜ"

"Türkiye'nin ve Dünya'nın içinde bulunduğu zorluklar kadar fırsatları da değerlendirdiğimiz bir toplantı oldu." diyerek sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Arkadaşlarımızın yeni ekonomi politikaları, güncellenen ekonomi politikaları konusunda genel bir memnuniyetini desteğini ifade edebilirim. Birçok arkadaşımız bu konuda, para politikasında, maliyet politikasında alınan tedbirlerle ilgili, yeni yaklaşımlarla ilgili desteklerini ifade ettiler. Özellikle Merkez Bankamızın düzenleyici çerçeveyi sadeleştirme konusunda attığı adımları da desteklediklerini ve daha da fazlasını beklediklerini ifade ettiler. Son dönemde atılan adımların seçimler sonrası oluşan siyasi güven ikliminin de etkisiyle CDS oranlarında, risk primi oranlarındaki düşüşten duyulan memnuniyeti dile getirdi arkadaşlarımız. Tabi bunun daha da iyileşmesi yönünde de temennilerini, beklentilerini dile getirdiler. 700'lerden 400'lere kadar düştü. Bu düşüş bankacılık sistemimiz başta olmak üzere finans sistemimizin uluslararası kaynaklara, fonlara erişimini kolaylaştırıcı ve maliyetlerini düşürücü bir etkide bulunuyor. Bunun da altı burada çizilmiş oldu. Bu hakikaten memnuniyet verici bir tablo. Diğer taraftan hazırlıklarını sürdürdüğümüz Orta Vadeli Programa güçlü bir şekilde destek vermeye hazır olduklarını ve o konudaki fikirlerini paylaştılar." dedi.

"3 YILA İLİŞKİN YOL HARİTAMIZI TOPLUMLA PAYLAŞMIŞ OLACAĞIZ"

Orta Vadeli Programla, Eylül ayının ilk yarısında toplumla paylaşılacağını söyleyen Yılmaz, “Orta Vadeli program ile hem içinde bulunduğumuz yılla ilgili makro rakamlarımızı ve politikalarımızı güncellemiş olacağız hem de 3 yıla ilişkin yol haritamızı toplumla paylaşmış olacağız. Dolayısıyla öngörülebilirliğin arttığı bir geçiş yapmış olacağız. Seçimlerden sonra siyasi öngörülebilirlik, siyasi güven oluştu. Ama bunun bizim teknik öngörülebilirlikle tahkim etmemiz gerekiyor. Orta vadeli program bu anlamda önemli bir kilometre taşı. Orta vadeli programdan sonra yine finans kesiminden arkadaşlarımızla birlikte uluslararası alanda daha  yoğun bir çaba içine girileceğini de ifade etmek isterim. Bu çerçevede son dönemde Körfez bölgesinde yapılan çalışmalar, Dünya Bankası gibi uluslararası bankalarla yapılan çalışmalar da gündeme geldi. Ayrıca yine Avrupa Birliği ile daha pozitif bir gündemin oluşmasına vurgular yapıldı. Özellikle 9. fasıl dediğimiz mali hizmetlerle ilgili fasılda, Avrupa Birliği ile birlikte çalışma hususu vurgulandı. Biliyorsunuz bu günlerde Gümrük Birliğinin modernizasyonu güncellenmesi konusunu çalışıyoruz. Vize kolaylığı konusunda bir gündemimiz var. Önümüzdeki dönemde tabi ki farklı konularda Avrupa Birliği ile ilişkilerin geliştirilmesi hepimizin, üzerinde mutabık olduğu bir çerçeve" dedi. 

"TÜRKİYE'Yİ ÜST ORTA GELİRDEN YÜKSEK GELİRLİ ÜLKELER LİGİNE ÇIKARMALIYIZ"

Finans sektörü ve reel sektörün arasındaki tamamlayıcılığın altını çizen Yılmaz, “Fonların sağlıklı kaynaklarla oluşturulması ve doğru projelere yönlendirilmesi finans sektörümüzün kalkınma sürecimize vereceği en büyük destek. Bu konuda da fikirler ifade edildi. Bir taraftan Merkez Bankamızın para politikası gereği enflasyonla mücadele politikası gereği yaptığı miktar sıkılaştırmaları var. Bir taraftan da bu enflasyonla mücadele ederken resesyona düşmeme, yatırımı, üretimi, ihracata devam ettirme çabamız var. Bu ikisini aynı zamanda başarmak durumundayız. Dikkat ederseniz son dönemde yapılan miktar sıkılaştırmaları yatırımı, ihracatı ve üretimi kapsamıyor. Bunları istisna kılıyor, Merkez Bankamız. Sürdürülebilir kalkınma perspektifi içinde, Türkiye'yi üst orta gelirden yüksek gelirli ülkeler ligine çıkarma perspektifi içerisinde bilgi tabanlı, teknoloji tabanlı, katma değeri yüksek bir ekonomi inşa etme çabası içinde, yatak kredileri dediğimiz, yatırıma dönük kredilerin de daha nitelikli, daha seçici bir şekilde devam etmesi hususunda da yine tartışmalar yaptık. Bu konuda bir çalışma başlatmış durumdayız. Önümüzdeki günlerde inşallah kamuoyu ile paylaşmış olacağız. Bir taraftan enflasyonla elbette mücadele edeceğiz ama bir taraftan da istikrarla büyüme ve istikrar içinde büyüme hedefi içinde, sosyal refahı arttırma, kalkınmış bir ülke haline gelme perspektifi içinde, seçici bir anlayış içinde kredi çalışmalarımızı sürdüreceğiz." dedi.

"DEPREM KONUSUNDA FİNANS KESİMİNE DÜŞEN ÖNEMLİ GÖREVLER VAR"

Toplantıda olası İstanbul depreminin de gündeme geldiğini dile getiren Cevdet Yılmaz, "Sadece bu yıl değil önümüzdeki 2 yıl da en önemli gündemlerimizden biri deprem sonrası rehabilitasyon çalışmaları olacak. Kalıcı konutların inşa edilmesi diğer altyapıların tamamlanması ve ekonomik sosyal hayatın normalleştirilmesi bağlamında yapılacak çok iş var. Burada da yine finans kesimine düşen önemli sorumluluklar olduğunu ifade etmek isterim. Bu konuları da tartıştık. Daha uzun vadeli bir şekilde deprem ve diğer afetleri de dikkate alarak sigortacılık konusunda da yine fikirler ifade edildi. DASK başta olmak üzere sigortacılık alanında neler yapabiliriz şeklinde farklı teklifler oldu." diye konuştu.

"YENİ FİNANSAL ENSTRÜMANLAR DA GÜNDEME GELDİ" 

Toplantıda kısa vadeli bir mevduat yapısıyla, uzun vadeli projelerin finanse edilmesindeki zorlukların dile getirildiğini de söyleyen Yılmaz, "Sektörde daha uzun vadeli bir kaynak arayışı ve sermaye yapısını güçlendirme meseleleri de tartışıldı. Bu çerçevede yeni finansal enstrümanlar konusu gündeme geldi. Tabi ki düzenleyici kurumlarımızın, Merkez Bankamızın da koordinasyonu içinde İFM dediğimiz İstanbul Finans Merkezinin de ruhuna uygun bir şekilde önümüzdeki dönemde çok daha fazla alternatif finansal enstrümanların geliştiği bir ülke olmak durumundayız. Kamu özel diyaloğunun bu anlamda çok kıymetli olduğunu ifade etmek isterim." diye konuştu.

"İLK KONUT EDİNİMİNİ DESTEKLEYİCİ BİR ÇERÇEVEDE HAREKET EDECEĞİZ"

Konut arzı konusunda çeşitli değerlendirmelerin yapıldığını söyleyen Cevdet Yılmaz, “Birinci konut edinimini özellikle daha güçlü bir şekilde teşvik edebilecek mekanizmalar üzerinde durduk. Bu konuda Merkez Bankamızın da çalışmaları var, BDDK ile birlikte. Önümüzdeki dönemde bu konularda da yeni adımlar bekliyoruz. Konut arzını artırmak durumundayız. Konut maliyetlerini düşürmek durumundayız. Geçmişte Devlet Planlama Teşkilatı ve Dünya Bankası ortak bir çalışma yapmıştı. Rakamsal olarak şu tespit edilmişti ilk konut edinimi hem sosyal refahı hem makro düzeyde istikrarı destekleyici bir hadise. Tasarruf oranlarını artırıyor ve sosyal refahı artırıyor. Kamu olarak biz ilk konut edinimini destekleyici bir çerçeve içinde hareket edeceğiz." dedi.