Geri Dön
GündemÇin'e bakır yerine kaldırım taşı gönderilmesi davası, Sanık: Bakırın hammaddesi sandım

Çin'e bakır yerine kaldırım taşı gönderilmesi davası, Sanık: Bakırın hammaddesi sandım

İsviçre merkezli bir firmanın, Türk şirketiyle anlaşarak İstanbul üzerinden Çin'e göndermek istediği 36 milyon dolarlık bakır külçeleri, kaldırım taşıyla değiştiren 16 kişilik dolandırıcılık şebekesinin yargılandığı davada tanıklar dinlendi. Konteyneri açan memurlardan tanık Tamer Berber, "Konteynerin içinde kaldırım taşı gördüm, ofise giderken sanık Çağrı Koçoğlu, 'Bu bakırın ham maddesidir' dedi. Ancak biz konteynerde bildiğimiz kaldırım taşı olduğunu belirttik" diye konuştu.

Çin'e bakır yerine kaldırım taşı gönderilmesi davası, Sanık: Bakırın hammaddesi sandım

Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya 12 sanık ve taraf avukatları katıldı. Olayın gerçekleştiği 2020 yılı haziran ayında liman şirketinde müdür yardımcısı olarak çalışan Mehmet Konar, duruşmada tanık olarak dinlendi. Konar, "Olay günü operasyon bölümünden Metin arkadaşımız geldi. Metin iki konteynerin tek mühür numarası ile işlem gördüğünü, limana giriş yapmış olduğunu, gümrük tarafından işleme düştüğünü, konteynerin açılması sonucu içinde kaldırım taşı gördüklerini anlattı. Yanındaki arkadaşının da bunu fotoğrafladığını, daha sonra gümrük tarafından kapatılması talebi ile konteynerlerin kapatıldığı söyledi. Sonra da mal sahibinin konteynerleri liman dışına çıkartmak istediğini, buna gerekçe olarak da malın evsafının uygun olmamasını gerekçe gösterdiğini anlattı. Gümrükten izin alarak konteynerleri liman dışına çıkartmışlar. Aynı gün akşam saatlerinde saat 17.00'den sonra da yeni mühür numaraları ile birlikte aynı konteynerler liman sahasına sokulmuş. Bu şekilde de daha sonra gemiye yüklenmiş diye biliyorum" dedi. 

 

"MAL AÇILIP GÖRÜLMEDEN, 'GÖRÜLDÜ İŞLEMLERİ' YAPILABİLMEKTEDİR" 

Tanık olarak dinlenen kaldırım taşlarının nakliyesini yapan firmanın sahibi Murat Yılmaz, "Genellikle hava kararmaya başladıktan sonra yükleme yapılıyor. Bu arada araçlar depo sahasından konteyner aldıklarında, fabrikaya geldiğinde konteyner arkasına vurulan mühürler şoförlerden teslim alınıp, sonra tekrardan kendileri mühürleri vurmuşlar. Sevkiyat bu şekilde gerçekleşti. Muayene memuru buna görüldü kaşesi vurmuş. Gümrüklerde limanlarda usulsüz de olsa mal açılıp görülmeden, 'Görüldü' işlemleri yapılabilmektedir" dedi. 

 

"KALDIRIM TAŞI İÇİN 'BU BAKIRIN HAM MADDESİDİR' DEDİ" 

Konteyneri açan memurlardan Tamer Berber, "Konteyneri açma kapama tutanağı ile birlikte gümrükçü arkadaşlar ile biz açtık. İçerisindeki eşyaların devrilmiş olduğunu, paletlerin bozulmuş olduğunu, içinde kaldırım taşı olduğunu gördük. Açma kapama tutanağında eşya cinsi yazmıyordu. Benim vardiye arkadaşım Metin Yılmaz ben ne gördüysem onu yazarım dedi. Oraya kaldırım taşı yazdı. Ben de eşya hasarlı olduğu için tutanak tutulması yönünden fotoğraflarını çektim. Biz sadece o gün firmanın 2 konteynerini gördük. Diğer konteyner ile ilgili bilgim yoktur. Konteynerin içinde kaldırım taşı gördükten sonra ofise giderken Çağrı Koçoğlu, 'Bu bakırın ham maddesidir' dedi. Ancak biz konteynerde bildiğimiz kaldırım taşı olduğunu belirttik. Biz konteyneri açarken gümrük memuru yoktu ancak, sonradan gelip konteynerin içini gördü" diye konuştu.   

 

"AİLEM KUYUMCU OLDUĞU İÇİN ÖYLE DÜŞÜNDÜM" 

Tanık beyanından sonra söz hakkı verilen sanık Çağrı Koçoğlu, "Ben kendisine bu maddenin bakırın ham maddesi olabileceğini söyledim. Benim ailem kuyumcudur. Bakır topraktan çıktığı için ve üzeri bakır rengine boyandığı için yanıldım bu şekilde söyledim. Ailemde kuyumcu olup yer altından bu malzeme çıktığı için bakırın ham maddesi olabileceğini düşündüm" diye konuştu. 

Mahkeme heyeti sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin devamına karar vererek eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. 

 

İDDİANAMEDEN

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede sanıklar Hasan Kayacıköse ve Soner Çokyiğit hakkında 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurma', 'Nitelikli dolandırıcılık' ve 'Zincirleme olarak özel belgede sahtecilik' suçlarından ayrı ayrı 11 yıl 3 aydan 33 yıl 3 aya kadar, hapis cezası talep edildi. Diğer sanıklar Saime Çokyiğit, Dursun Çokyiğit, Muammer Karaman, Orhan Mollaoğlu, Ferhat Ulusoy, Başak Yeşilbaş, Sinan Çokyiğit, Ufuk Çatalbaş, Tayfun Gıcır, Ramazan Öner ve Vedat Ulusoy'un 'Örgüte üye olma', 'Nitelikli dolandırıcılık' ve 'Zincirleme olarak özel belgede sahtecilik' suçlarından ayrı ayrı 9 yıl 3 aydan 29 yıl 3 aya kadar hapsi talep edildi.