Ayhan Bora Kaplan soruşturmasını yürüten polisler, 'gizli tanık' davasında hakim karşısında
Ankara'da, 'Ayhan Bora Kaplan suç örgütü' ile bağlantılı 'gizli tanık' soruşturması kapsamında 6'sı emniyet mensubu 11 sanık hakkında açılan davanın görülmesine başlandı. Sanıklardan eski Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, "Ben Ayhan Bora Kaplan'a operasyon yaptım. 'Suçluyu kayırma' diyorlar. Bora Kaplan'ı mı kayırdım? Serdar Sertçelik dolandırıcılık kanadının yöneticisi. Acayip bilgi alıyordu, emniyetten de bilgi alıyordu. Böyle bir örgütün karşı operasyonuna maruz kalıyoruz" dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, eski Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, eski Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan, eski Şube Komiserleri Ufuk Gültekin, Gökhan Karaca ve Metehan İlkyaz ile Nurullah Özgür Kopuk, Ramazan Kubat, Adem Kaçan, Mustafa Çotuk ve Erdoğan Sertçelik hakkında iddianame hazırlanarak dava açıldı. Ankara 13'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmada, 'görevi kötüye kullanma', 'göreve ilişkin sırrın açıklanması, 'suçluyu kayırma', 'tanığı etkilemeye teşebbüs' suçlarında 2 yıl ile 15 yıl arasında değişen sürelerde haklarında hapis cezası talep edilen 7'si tutuklu, 4'ü tutuksuz olan sanıkların tamamı hazır bulundu. Duruşmanın başında Ayhan Bora Kaplan, avukatı aracılığıyla davaya katılma talebinde bulundu. Sanıklar bu talebin reddini istedi. Savcı da Kaplan'ın suçtan zarar gören taraf olmaması nedeniyle talebin reddini talep etti. Hakim, Kaplan'ın suçtan zarar görmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verdi.
'EMNİYETTEN ACAYİP BİLGİ ALIYORDU'
Duruşmada savunma yapan eski Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, FETÖ'nün en büyük yapılanmasının Ankara olduğunu ifade ederek, "Darbe sonuna kadar çok etkili operasyonlarda görev yaptım. Meslek hayatımda 2 kez yaralandım, 3 kez ölümden döndüm. Ben söz konusu suçlamaya ilişkin soruşturmada görev aldım. Tutuklanınca mutlaka bir iftira olduğunu düşündüm. İddianamenin 2 sayfası bizimle ilgili hukuki değerlendirme. Suçlamaların tamamını işlemediğim ve işletmediğim için reddediyorum. Savcı varsayımlarda bulunmuş. Bana bağlı 50 büro var. Her böyle olayda sıralı amir tutuklanırsa suçla mücadelede devlet de zaafa uğrar. Ben Ayhan Bora Kaplan'a operasyon yaptım. 'Suçluyu kayırma' diyorlar. Bora Kaplan'ı mı kayırdım? Serdar Sertçelik dolandırıcılık kanadının yöneticisi. Acayip bilgi alıyordu, emniyetten de bilgi alıyordu. Böyle bir örgütün karşı operasyonuna maruz kalıyoruz" dedi.
Çelik, savcının ‘3 telefon sıfırladığın yönünde iddia var’ demesi üzerine, "Ben 3 tane telefon sıfırlamadım. Ben bir telefonu kapatma kararı aldım. İfademden 5 gün önce yeni telefon aldım. Bu telefon ikinci el. Adam telefonu sıfırlamış. Birinci telefonu kendim sıfırladım. Aileme verecektim. Bunda art niyet söz konusu olamaz. Ben 2 telefonumu açık şekilde verdim. Ben devletten ne gizleyeyim?" dedi.
'OPERASYON SIRASINDA SORUN VE SIKINTILAR YAŞADIK'
Eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner ise göreve başlamasının ardından kısa bir süre sonra Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin ilk operasyonun yapıldığını ifade ederek, "2'nci dalga operasyon eylemelerine, 3'üncü operasyon mali yapısına ve kara para yapısına yönelik bir soruşturmaydı. İçsel olarak bu operasyon sırasında bazı sorun ve sıkıntılar yaşadık. Serdar Sertçelik, ilk dalga operasyon kapsamında Kıbrıs'tan getirilerek ifadesi alınmış ve adli kontrol tedbiri uygulanmıştır. Ben savcılık makamınca 5 ya da 7 gün sonra yazı gönderilene kadar tanık olduğunu bilmiyordum. Bizim ekiplerimiz evine gidip Sertçelik'in ifadesini alıyor. Gözaltı kararı olmadığı için orada personel bırakmadık. Bir gün sonra savcı, 'Sertçelik'i adli makamlarda hazır edin' diye talimat yazıyor. Ancak ekipler eve gittiğinde Sertçelik'in evde olmadığını görüyor. Ardından Şube Müdür Yardımcım Şevket Demircan, bana mesaj atıyor Sertçelik'in İstanbul yolunda olduğuna dair. Ben de Sertçelik'in yurt dışına çıkmaması için hudut kapılarına yazı yazdım. Sertçelik isimli şüpheliyi kayırma durumum söz konusu olamaz; çünkü aynı dosyada 97 kişiyi yakaladım. Ben görevimi kötüye kullanmadım. Sertçelik ile ilgili yapılan tüm işlemler savcılık talimatıyla yapılmıştır" diye konuştu.
'ÖRGÜT VE UZANTILARI BİZE OPERASYON YAPMAKTADIR'
Eski Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan da "Atılı suçları kabul etmiyorum. Bütün yaptığım işleri sıralı amirlerim bilgisi dahilinde yaptım. Dosya kapsamı dışında farklı bir amacım yoktur. Amacımız, bütün uğraşımız gerçeğin ortaya çıkmasını sağlamaktı. Ayhan Bora Kaplan suç örgütü, önemli bir örgüttür. Bu örgüt ve uzantıları tarafından şu anda bize operasyon yapılmaktadır" dedi. Demircan, Kerem Gökay Öner'in, kendisiyle ilgili, ‘Görüşmelerini özel bir odada yapardı’ iddiasının kesinlikle yanlış olduğunu, ayrıca Öner'in, Serdar Sertçelik'in Kıbrıs'tan geleceğini ve 'gizli tanık' olduğunu bildiğini iddia etti.
'ZEKİ, UYANIK BİR ÇOCUK'
Organize şube komiseri tutuklu sanık Ufuk Gültekin de telefon şifrelerinin hepsini kendi rızasıyla verdiğini ve hiçbir gizlisi olmadığını iddia ederek "Şahsın getirilmesi aşamasında Gökay müdür bilgi verdi Kıbrıs’ta olduğuyla ilgili. Serdar Sertçelik, gizli tanık olmak istiyordu, bizimle iletişime geçti, görüşme yaptık. Savcıya iletmek için notlarımızı tuttuk, beyanları aldık. Savcı beyanları okumuş, şahsı adliyeye götürdük ve uzun süre ifadesini aldı. Serdar Sertçelik, çok uyanık zeki bir çocuk, her şeyi söyledi. 'Gizli tanık olduğum için bana bir şey olmayacak, iyi karşılayacaklar' dedi. Biz bir örgütle mücadele ediyoruz. Ben ses kaydı alırken söylediği hiçbir şeyi kaçırmamak adına aldım, biz titizlikle çalışıyoruz. Resmi evrak olmadan işlem yapmayız. Görüşmelerin hepsi kayıtlı. Hükümete darbeyle suçlanıyoruz, daha Kasım'daki görüşmede Serdar Sertçelik ‘Cevheri Güven benimle görüşmek istedi’ dedi. Ben ‘Sakın görüşme. Onlar FETÖ'cü, hükümete karşı kullanırlar’ uyarısında bulundum" dedi. Duruşmaya ara verildi. (DHA)
KARAR ÇIKTI
Ankara'da, 'Ayhan Bora Kaplan suç örgütü' ile bağlantılı 'gizli tanık' soruşturması kapsamında içlerinde emniyet mensuplarının da bulunduğu 7’si tutuklu 11 sanığın yargılandığı davada Organize Şube Komiseri Metehan İlyaz tahliye edildi. Diğer tutuklu 6 sanığın mevcut tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
DURUŞMAYA SANIK SAVUNMALARI İLE DEVAM EDİLDİ
Ankara 13'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde, 'Ayhan Bora Kaplan suç örgütü' ile bağlantılı 'gizli tanık' soruşturması kapsamında 6'sı emniyet mensubu, 11 sanığın yargılanmasına sanık savunmaları ile devam edildi. Hakim, tutuklu sanıklardan dönemin Organize Şube komiserlerinden ve dosyanın sivil sanıklarıyla iş birliği yapıp Sertçelik'in kaçmasını sağlamakla suçlanan Metehan İlkyaz'a söz verdi. İlkyaz, talimatları yazılı veya sözlü olarak aldıklarını ifade ederek, "Görev tanımım hep terörle ve örgütlerle mücadele oldu. Ben ilk dalga operasyonu bitince şubede başladım. İkinci dalga operasyonu devam ederken Serdar Sertçelik'in havalimanından alınması talimatı aldım. Bunun dışında şahısla bir alakam bulunmamaktadır. Telefonumun incelenmesinde de bir sakınca görmedim. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum" dedi.
Tutuklu sanık Organize Şube komiserlerinden Gökhan Karaca, Serdar Sertçelik ile bu zamana kadar herhangi bir irtibatı, görüşmesi olmadığını iddia ederek, "Serdar Sertçelik'in ayağından vurulma olayının örgüt nedeniyle yapılıp yapılmadığının araştırılmasında görev aldım. Bu dosyanın sorumlu amiriyim. Ben ve bana bağlı olan 10 polis memuru var. Biz bu konuyu araştırırken Ayhan Bora Kaplan örgütünde olan pek çok olayın münferit gösterilmeye çalışıldığını tespit ettik. Biz de tam tersi suç örgütü dahlinde yapıldığını ortaya çıkarmak için yoğun bir şekilde çalıştık. Suçlamaları kabul etmiyorum, beraatimi istiyorum" diye konuştu.
Sanıklardan Ramazan Kubat, Serdar Sertçelik'i Mustafa Çotuk'un yanında gördüğünü iddia ederek, İstanbul'a kız arkadaşıyla tatil yaptığı yere bıraktıklarını söyledi ve "Kız arkadaşının ifadesi alındı mı?" diye sordu. Mahkeme başkanı, o dosyanın ayrı yürütüldüğünü belirtti.
Sanıklardan Mustafa Çotuk da "Adliyede ve emniyette vermiş olduğum ifadem geçerlidir. Buna ek olarak Ramazan Kubat benim aracılığımla tanıyor Serdar Sertçelik'i ve benim ısrarımla Ramazan İstanbul'a geliyor. Ayrıca arkadaşım olduğu için ben bilmiyordum gizli tanık olduğunu. İstanbul'da kartını değiştirmesinden, Ece Ronay'a o telefondan konum göndermesinden şüphelendim ve Ramazan Ağabey'e de söyledim. 'Akşam Ankara'ya gidelim geri dönelim' dedik" ifadelerini kullandı.
Sanıklardan Adem Kaçan da suçsuz yere hapiste olduğunu öne sürerek tahliyesini ve beraatını istedi.
'BİZİM BİLDİĞİMİZ MACARİSTAN'DA TUTUKLU'
Serdar Sertçelik'in babası tutuksuz sanık Erdoğan Sertçelik, oğlunun kaçmasına ilişkin, "Biz Etlik Şehir Hastanesi'ne diye çıktık; ama araba ile Mamak'a döndük. Ben de 'Özel bir hastaneye mi gideceğiz?' dedim. Oğlum bana bunun üzerine 'Baba benim hayati tehlikem var, sizi de tehlikeye atamam başka bir eve geçmem lazım' dedi. Ben onu ikna etmeye çalıştım ama ikna olmadı. Ben sonra eve döndüm. Kaçma konusundan bahsetmedi hiç. Şu anda bizim bildiğimiz Macaristan'da tutuklu. Beraatimi istiyorum" dedi.
Sanık savunmalarının ardından savcılık, sanıkların üzerine atılı suçlar nedeniyle tutuklulukta geçirdikleri süre değerlendirildiğinde tüm tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını talep etti. Hakim ise "İddianame dediğiniz gibi yetersiz. Mümkün olduğu kadar adaletli bir karar vermek için uğraşıyoruz" diye konuştu.
1 TAHLİYE KARARI
Sanık beyanlarının ardından mahkeme ara kararını açıkladı. Buna göre; Organize Şube komiserlerinden Metehan İlkyaz'ın tahliyesine karar verilirken, ayrıca Serdar Sertçelik'in ülkeye getirilmesi halinde tanık olarak ifadesinin alınmasına karar verildi. Diğer sanıkların mevcut hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 3 Eylül'e erteledi. Ayrıca, 14 Ağustos'ta tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin inceleneceği de bildirildi.