Tescilli yassı semaver ustaları çırak yetişmemesinden dertli
Samsun’un Vezirköprü ilçesinde, coğrafi işaretle tescillenen yassı semaver, ustaların azalması ve çırak yetişmemesi nedeniyle yok olma tehlikesi yaşıyor. Yassı semaver ustası Sebahattin Aktaş (40), “Bir usta günde ancak 2-3 tane yassı semaver yapabiliyor. 750 liraya satılsa da masraflar nedeniyle geçim zorlaşıyor. Bu yüzden ustalar mesleği bırakıyor, çırak yetişmiyor. Gençler, el işçiliği gerektirdiği için bu meslekte gelecek göremiyor” dedi.
Vezirköprü ilçesinde Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından ‘Coğrafi İşaret Tescil Belgesi’ alan yassı semaver, teknolojiye direniyor. Bakır, bronz ve pirinç levhalardan yapılan semaver, ilçedeki hemen her evde bulunuyor. İlçenin yassı semaveri, yatay tasarımıyla diğer semaverlerden ayrılıyor. El işçiliğiyle üretilen semaverler, hızlı su kaynatma özelliğiyle bilinirken, kalaylı sac kullanımı çayın lezzetini arttırdığı söyleniyor.
Geleneksel yöntemlerle üretilen yassı semaver, ustaların ekonomik zorluklar nedeniyle mesleği bırakmasıyla birlikte unutulmaya yüz tuttu. Yassı semaverin 33 parça halinde ve tamamen el işçiliğiyle üretildiğini belirten 25 yıllık yassı semaver ustası Sebahattin Aktaş, “Bir usta günde ancak 2-3 tane yassı semaver yapabiliyor. 750 liraya satılsa da masraflar nedeniyle geçim zorlaşıyor. Bu yüzden ustalar mesleği bırakıyor, çırak yetişmiyor. Gençler, el işçiliği gerektirdiği için bu meslekte gelecek göremiyor” dedi.
YASSI SEMAVERİN ÇAYI LEZZETLİ OLUYOR
Sebahattin Aktaş, “Semaver ismi hızlı su kaynatan cihaz anlamında Ruslardan gelindiği biliniyor. Burada daha öncelerden Ermeni kökenli bir usta varmış. Yassı model semaveri o icat etmiş. Başka yerlerde semaver yuvarlak, silindir şeklinde ama bizde su daha hızlı kaynaması için yatay şeklinde yapılıyor. Semaver tamamen el işçiliğinden oluyor. O günkü şartlarda nasıl yapıldıysa aynı şekilde yapıyoruz.
Semaver şu anda silindir şeklinde makinelerde yapılıyor. Paslanmaz saçlardan krom ve çelik olarak yapılıyor. Ama biz kalaylı tenekelerden kullanıyoruz. Çünkü el işçiliği olduğundan o modeli verebilmek için kalaylı saç kullanıyoruz. Fabrikalarda da krom, çelik kullanıyor, paslanmıyor. Ama bizim yaptığımızda günlük kullanırsan paslanmıyor ama beklediği zaman pas yapma olasılığı var. Ama çayı daha lezzetli oluyor” diye konuştu.
‘ÇIRAK YETİŞMİYOR’
Semaver ustalarının masraflar nedeniyle farklı mesleklere geçtiğini ifade eden Aktaş, “Levha halinde sacı alıyoruz. Daha sonra küçük parçaları da tamamen elde yapmak şartıyla 33 parçadan bir araya geliyor. Bir usta bir günde ancak birkaç tane yassı semaver yapabiliyor. Ondan elde ettiği ücretle geçimi zorlaştı. Ondan dolayı ustalar farklı mesleklere geçti. Çırak da yetişmiyor. Gençler, bu işe sebat edip üzerinde durmuyorlar.
Çünkü el işçiliği olduğu için geleceğini o işte göremiyor. Bugün bir semaverin fiyatı 750 lira. Günde 5 tane yapılamıyor. Ancak 2-3 tane yapılabiliyor. Bunun masrafları falan derken geçim biraz zorlaşıyor. Günümüz şartlarından dolayı çırak yetişmiyor” ifadelerini kullandı.