Tarihi camideki ahÅŸap sütunlar, içerdeki 'karlık' sayesinde ayakta kalmış
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, Konya'nın Beyşehir ilçesinde yapımı 1299 yılında tamamlanan Eşrefoğlu Camisi'nin geçme yöntemiyle yapılıp, ahşap 47'si direk, toplam 602 sütun ve kirişi bulunduğunu belirtti. Sedir ağacından sütunların bugüne kadar ayakta kalmasının nedeninin cami içindeki, 'karlık' denilen kar havuzu olduğunu söyleyen Muşmal, ''Çatıdaki kar, kürümek suretiyle karlık olarak kullanılan havuza dolduruluyordu. Oradaki kar, yaz boyunca içerideki nem ve ısı dengesini sağladığı için de ağaçların kuruması ve çatlaması engelleniyordu'' dedi.
Muhammed SIDAL/ BEYÅžEHÄ°R,(Konya)(DHA)-
• 01 Şubat 2023 - 12:15 • Son Güncelleme:
Muhammed SIDAL/ BEYÅžEHÄ°R,(Konya)(DHA)-
• 01 Şubat 2023 - 12:15 • Son Güncelleme:
1
Beyşehir ilçesinde 1296-1299 yılında Eşrefoğlu Seyfettin Süleyman Bey tarafından yaptırılan Eşrefoğlu Camisi, mimarisiyle birlikte ahşap 47'si direk, toplam 602 sütun ve kirişiyle biliniyor. Ahşap yapı geçme yöntemiyle yapılma özelliğini taşıyor.
2
AhÅŸap yapının bugüne kadar kuruma ve çatlama olmadan ayakta durmasının ise 1940 yılına kadar kullanılan caminin ortasındaki yaklaşık 10-15 metre derinliÄŸinde kar biriktirilen havuz sayesinde, ısı ve nem dengesi saÄŸlanarak geldiÄŸi belirtildi. 1940 yılından sonra bu havuz kullanılmazken, iklimlendirme cihazıyla ısı ve nem dengesi saÄŸlanıyor.Â
3
Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılmasından sonra Eşrefoğlu Seyfettin Süleyman Bey tarafından 1280 başlarında Beyşehir'de Eşrefoğulları Beyliği'nin kurulduğunu hatırlattı. Muşmal, UNESCO tarafından 2012 yılında Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınan Eşrefoğlu Camisi'nin de 1296-1299 yılında Eşrefoğlu Seyfettin Süleyman Bey, tarafından yapıldığını belirterek, şunları söyledi:
4
''Burası bir külliye. Bu külliyenin içerisinde külliyenin merkezinde 'Ulu Cami' olarak arkamızda gördüğümüz Eşrefoğlu Camisi var. Hemen onun sol tarafında da Eşrefoğlu Bedesteni. Aynı dönemde inşa edilmiş. Hemen onun arkasında yine beyliğin külliyesine dahil olan Eşrefoğlu Hamamı, onun karşısında caminin sol tarafında yine bir medresemiz  var.''
5
EÅžREFOÄžLU SEYFETTÄ°N SÃœLEYMAN BEY'Ä°N TÃœRBESÄ° DE CAMÄ° İÇİNDEÂ
Eşrefoğlu Seyfettin Süleyman Bey'in türbesinin de cami içinde olduğunu ifade eden Prof. Dr. Muşmal, ''Eşrefoğlu Camisi tam adıyla Eşrefoğlu Seyfettin Süleyman Bey Cami, 1296-1299 yılları arasında Seyfettin Süleyman Bey tarafından inşa edildi ve ölmeden önce camiyi inşa ettirdikten hemen sonra  türbesini de camini yanına yaptırdı ve kısa bir süre sonra da bu şehri inşa ettirmiş, bu şehrin banisi olarak hayata veda etti.
6
Caminin minberi, ahşap cami örnekleri Konya Alaeddin Camisi gibi çok önemli kündekari tekniğiyle yapılmış çivisiz olarak inşa edilmiş üzerinde makili küfi hat ile Hazreti Allah’ın, Hazreti Peygamber’in ve dört halifenin ismi yazılmıştır.  Hemen Sultan mahfilinin altında caminin çilehanesi var.
7
Çilehanede insanların uzun yıllar boyunca buraya geldiklerinde özellikle ramazan ayının son 10 gününde buraya kapandıkları ve itikaf mahallinde son 10 günü geçirdikleri biliniyor.''
8
Prof. Dr. MuÅŸmal, caminin çilehanesinden de iki kol halinde o dönem ÅŸehrin surlarının dışına giden atlı bir askerin geçebileceÄŸi dehlizin, tünelin olduÄŸunun bilindiÄŸini kaydetti. Â
9
BİLİM ADAMLARININ AÇIKLAMASI
Prof. Dr. Muşmal, camiyii en çok sedir ağacından yapılan ahşap yapısının diğer tarihi camilerden ayıran özellik olduğunu belirtti. Ahşap yapının ise kış aylarında çatının ortasından cami içindeki 10-15 metre derinliğindeki havuza atılıp biriktirilen kar sayesinde ısı ve nem oranının sağlanmasıyla bugüne kadar kadar ayakta kaldığını belirten Prof. Dr. Muşmal, şöyle konuştu:
10
''Çatıdaki kar kürümek suretiyle, karlık olarak kullanılan havuza dolduruluyordu Oradaki kar, yaz boyunca içerideki nem ve ısı dengesini sağladığı için de ağaçların kuruması ve çatlaması engelleniyordu. Bilim adamlarının açıklaması bu yönde. Aynı zamanda da halk eskiden buzhane olmadığı için o kardan temin etmek suretiyle buz ihtiyaçlarını gideriyorlardı.
11
Hem vatandaÅŸlara bir imkan tanınıyor hem de içerideki bir nem ısı dengesini saÄŸlamış oluyordu. 1940’lı yıllara kadar oranın açık olduÄŸunu biliyoruz. Daha sonradan üstü kapatıldı. Aynı zamanda da güneÅŸ ışığı içeriye alan yazın serinliÄŸi kışın ısıyı da muhafaza eden bir yapı ile oluÅŸturulduÄŸu gözüküyor.''Â
12