Siirt’te vakıfta korunan ferman ve tuğralarda 'kök araştırması'
Siirt’te, Osmanlı döneminde 1723’te kurulan ve günümüzde de faaliyetine devam eden Mahmud Paşa Zade El Hac Hüseyin Ağa Bin Recep Ağa Bin Mahmud Paşa Vakfı’nda sergilenen ve bir kısmı Türkçeye çevrilen, Sultan 3’üncü Selim ve 3’üncü Mustafa dönemlerine ait 80’e yakın ferman ve tuğralarda, kök araştırması yapılıyor.
Osmanlı döneminde 1700’lü yıllarda kurulan ve günümüzde de faaliyetine devam eden 'Hacı Hüseyin Ağa' olarak bilinen Mahmud Paşa Zade El Hac Hüseyin Ağa Bin Recep Ağa Bin Mahmud Paşa Vakfı’nda, Sultan 3’üncü Selim ve 3’üncü Mustafa dönemine ait 80’e yakın ferman ve tuğra muhafaza ediliyor. Bir kısmı nesilden nesile korunan, bir kısmı da yöre halkından bulunarak toplanan ferman ve tuğralardan bazıları, araştırmalarda kullanılmak üzere Osmanlıcadan Türkçeye çevrilerek vakıf binası içerisinde sergileniyor.
Vakıf Mütevellisi Mehmet Emin Ertekin, ferman ve tuğralarla kök araştırılması yapılacağını belirterek, “Osmanlı döneminde kurulmuş bir vakfımız ve dedemizin kurduğu bir vakıf. Dedemiz, zamanında kendi malını mülkünü vakfetmiş. Bizim vakıfımız, Osmanlı'nın geçmişine ışık tutacak, o dönemdeki vakıflara ışık tutacak birçok fermanımız, tuğramız mevcut.
Onları da vakıf binamızda sergiliyoruz ve bunları bu işle ilgilenen araştırmacılara Türkçeleştirip tercüme ettirdik. Bizim bulabildiklerimizin çoğu kayıptı, elimizde halihazırda olan 80 taneye yakın ferman ve tuğra mevcut. Biz bunların kök araştırmasını, tarihsel araştırmasını yaptırtıyoruz. İnşallah bunları da bulduğumuz zaman daha kapsamlı bir araştırmanın sonucunda bulabildiklerimizle birlikte bir kitap ve ansiklopedi haline getireceğiz” dedi.
‘BURADA BİR TARİH YATIYOR, DESTEĞE HAZIRIZ’
Osmanlı tarihi ile ilgili yapılacak başka araştırmalarda da ferman ve tuğraları ilgilenenlere sunabileceklerini belirten Ertekin, “1700’lü yıllarda o dönemdeki padişahlarımızın birçoğunun fermanı ve tuğrası mevcut elimizde. Bunlar bulabildiklerimiz, bulamadıklarımızı da araştırıyoruz. Elinde olan varsa ve bu işle ilgilenen varsa biz bunun bedeli karşısında da almaya hazırız.
Ecdat yadigarı bir vakfın, ecdat yadigarı fermanlarıdır. Bizim açımızdan manevi bir değeri var ve tarihsel anlamda bir manevi değeri var. Burada gerçekten bir tarih yatıyor ve üniversitelerimiz ve hocalarımız bunu bir araştırma tezi olarak kullanabilirler. Bizim bu bölgedeki üniversiteler maalesef şimdiye kadar bu konuya hiç değinmediler.
Siirt’in eğer tarihini araştırıyorsanız bu vakıftan başlamanız lazım. Bizden bilgi alabilirler. Bu belgeleri kendilerine çok açık bir şekilde sunarız ve Osmanlı tarihine belki bir kılcal, ufak toplu iğne kadar bile faydamız olur. Biz emanetçiyiz, bu emaneti inşallah ömrümüz vefa ettikçe sahip çıkacağız” diye konuştu.