Prof. Dr. Sever: Arama kurtarma çalışmaları en az 14 gün devam etmeli
Afet tıbbı konusunda dünyanın en önemli isimlerinden biri olan ve Türkiye'de Marmara, Bingöl, Van-Erciş, yurtdışında ise İran, Pakistan, Haiti gibi dünyanın en yıkıcı depremlerinde sahada çok sayıda hasta tedavi eden Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, arama kurtarma çalışmalarının en az 14 gün devam etmesi gerektiğini kaydetti. Sever, “Marmara depremi veri tabanını analiz ettiğimiz zaman, bizi çok şaşırtan bir bulgu ile karşılaştık. Zaman geçtikçe enkazdan sağ çıkan hasta sayısı azalıyor, ancak bu az sayıda hastanın hayata tutunma imkanı, erken dönemlerde çıkarılanlara göre çok daha yüksek. Çünkü yaraları hafif olduğu için enkaz altında daha uzun süreler ile canlı kalabiliyorlar. Literatüre göre 13'üncü günde bile enkazdan sağ çıkarılanlar var. Bu nedenle enkaz kaldırma çalışmalarına başlamak için en az 14 gün beklemek gerekli" dedi.
Özlem YURTÇU KARABULUT, Feridun AÇIKGÖZ / Ä°stanbul, (DHA) -
• 18 Şubat 2023 - 11:35 • Son Güncelleme:
Özlem YURTÇU KARABULUT, Feridun AÇIKGÖZ / Ä°stanbul, (DHA) -
• 18 Şubat 2023 - 11:35 • Son Güncelleme:
1
Afet tıbbı alanında dünyada öncü çalışmalarda imzası bulunan ve bu alanda sadece Türkiye'nin deÄŸil, dünyanın en önemli uzmanlarından biri olan Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu Ãœyesi ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, yüzyılın afeti KahramanmaraÅŸ merkezli depremlerin ardından Demirören Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu. 1999 Marmara depremi ile afet tıbbı alanında çalışmaya baÅŸlayan Prof. Dr. Sever, 2003'te Bingöl, ardından aynı yıl Ä°ran'da meydana gelen büyük depremlerde sahada yer aldı. 2005 yılında Pakistan'da meydana gelen depremde Sınır Tanımayan Doktorlar grubunda takım lideri olarak görev yaptı. 2010'da Haiti, 2011'de Van-ErciÅŸ depremlerinde de sahada binlerce hastaya dokundu. Prof. Dr. Sever, dünyada çok sayıda afet sahasına giden hekimlerden birisi. 6 Åžubat'ta meydana gelen KahramanmaraÅŸ merkezli bu son depremde, rekor düzeyde hasta yükü meydana geldiÄŸini kaydeden Prof. Dr. Sever, “Şu aÅŸamada elde ettiÄŸimiz ön verilere göre binlerce hasta geliyor ki böbrek hastalarında da sayılar buralara ulaÅŸtı" dedi.Â
2
“LİTERATÜRDE 13'ÜNCÜ GÜNDE SAĞ ÇIKAN VAR"
Günler sonra canlı çıkarılan hastalarla mucizelere tanıklık edildiÄŸi ve arama kurtarma çalışmalarının halen sürdüğü bölgede en az iki hafta daha bu çalışmaların devam etmesi gerektiÄŸinin altını çizen Prof. Dr. Sever, “Tıp literatüründe ÅŸimdiye dek benim okuduÄŸum kadarıyla enkazdan saÄŸ çıkma süresi en uzun 13 gün olarak yer alıyor. Büyük Çin depreminde olan bir olay. Ama bunun dışında medyadan duyduÄŸumuz haberler de var, afette deÄŸil ama çöken bir binanın altından 17 gün sonra çıkarılan bir yaralı olduÄŸunu duyuyoruz.  Bunlar tabii kanıtlanmış bilgi deÄŸil" diye konuÅŸtu.Â
3
“NE KADAR CANLI KALINABİLECEĞİ, BİRÇOK ETKENE BAĞLI"
Enkaz altında ne kadar süre canlı kalınabileceği konusunda çok değişken parametreler olduğuna da dikkat çeken Prof. Dr. Sever, şu bilgileri verdi: “Biyolojik olaylar çok değişkendir. Standart olarak tıbbi bilgide, bir insanın 3-4 gün kadar susuz kaldıktan sonra hayati riskleri başlar. Açlığa dayanıklılık daha yüksek bu anlamda. Ama genellikle ölümlerde ön planda olan susuzluktur. Burada süreyi tayin eden çok sayıda faktör var. Öncelikle hava şartları önemli. Çok sıcak, terlemenin fazla olduğu yaz aylarında deri yoluyla sıvı kaybı fazla olduğu için, erken dönemde susuzluğun zararlı etkilerinden dolayı ölüm riski ortaya çıkabilir. İkincisi hastanın yaralarının ağırlığı önemli. Ağır bir yaralanma söz konusu ise, kanamaları varsa, başka nedenle kanda volüm kaybı varsa, dayanma gücü daha azdır. Hastanın yaşı, altta yatan başka hastalıklarının olup olmaması da etkenlerden diğerleri. Örneğin 'Hasta 5 gün susuz kaldıktan sonra ölür', böyle bir şey söylenmesi kesinlikle söz konusu değil. Ama şöyle bir şey söyleyebilirim, 3-4 gün sonrasında hayati riski ortaya çıkmaya başlar"
4
ŞAŞIRTAN BULGU: “İSTATİSTİKİ SEÇİM İKİLEMİ"
Enkaz altından uzun süre sonra çıkarılanların hayatta kalma olasılığının çok daha yüksek olduğuna da değinen Prof. Dr. Sever, “Marmara depremini veri tabanını analiz ettiğimiz zaman, bizi çok şaşırtan bir bulgu ile karşılaştık. Zaman geçtikçe enkazdan sağ çıkan hasta sayısı azalıyor. Ancak bu az sayıda hastanın, hayata tutunma olasılığı, erken dönemlerde çıkarılanlara göre çok daha fazla oluyor. Yani medyadan da izliyorsunuz, gayet iyi durumda çıkıyorlar. Halbuki beklenen nedir? Erken dönemde çıkarılanların daha iyi olması, geç döneme kalanların daha kötü olması, mantık bunu gerektiriyor. Ama sonradan fark ettik ki, burada bir 'istatistiki seçim ikilemi' dediğimiz olay söz konusu. Daha hafif yaralanmış olanlar, enkaz altında daha uzun süre sağ kalabildiği için, geç dönemde de bunlar daha iyi durumda çıkarılabiliyorlar. Erken dönemde çıkarılanlarda ağır yaralıların oranı daha fazla; böylece, ölüm ihtimali çok daha fazla olabiliyor" şeklinde konuştu.
5
“ZİNHAR İLK HAFTA DOZERLER, AĞIR İŞ MAKİNELERİ GİRMEMELİ"
Geç dönemde enkazdan çıkarılanların hayatta kalma ÅŸansının yüksek olduÄŸuna deÄŸinen ve ne kadar yorucu olsa da arama kurtarma çalışmalarının devam ettirilmesi gerektiÄŸini vurgulayan Prof. Dr. Sever, “Sabırla devam etmek lazım. Bir kere zinhar, asla ve asla, ilk hafta içerisinde enkaza ağır iÅŸ makinelerinin sokulmaması gerekiyor. Dozerlerin ya da enkazı temizleme araçlarının, enkaz altında canlı kalan insanları öldürme riski söz konusu çünkü. Ä°lk bir hafta kesinlikle olmamalı, daha iyisi 2 hafta kadar beklemiÅŸ olmak gerekli arama kurtarma çalışmalarına sürdürmek için" dedi.Â
6
SAÄž ÇIKANLARDA HEMEN ÖLÃœMLERÄ°N NEDENÄ°: KURTULUÅž ÖLÃœMÃœÂ
Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, “Enkazın altındayken temas kurduÄŸunuz ve gayet iyi görünen bazı afetzedelerin, enkazdan çıktıktan sonra dakikalar içerisinde hızla kötüleÅŸtiÄŸini ve öldüğünü görebiliyoruz. Bunun adı KurtuluÅŸ Ölümü. Bunun temel nedeni ÅŸudur: Bir kimsenin çoÄŸu kez, kolu bacağı enkaz altında sıkışmış durumda baskı altında kaldığı süre içerisinde, o bölgeye giden kan miktarı bir ÅŸekilde kısıtlanıyor. Buna 'sekestrasyon' diyoruz. Sanki uzuvlar vücuttan ayrı kalmış gibi; orada kan dolanımı olmuyor enkaz altında iken. Çünkü damarlar da sıkışmış durumda. Ne zaman ki yaralıyı çıkarıyorsunuz, o zaman kola, bacaÄŸa kan gitmeye baÅŸlıyor; orada birikmiÅŸ olan toksik maddeler de sistemik dolaşıma giriyor ve vücuda yayılıyor. Ayrıca kasların kompartmanları içerisinde fazla miktarda sıvı sızmaya baÅŸlıyor, 8-10 litreye kadar sıvı kasların içinde birikebiliyor. Kan basıncı düşüyor, kaslardan salgılanan maddelerin zararlı etkileriyle beraber hızlı ölüm meydana gelebiliyor. Bunu önlemek için yapılması gereken ÅŸey, bir an evvel yaralıya mümkünse enkaz altındayken ya da çıktıktan hemen sonra tedavi baÅŸlamak. Tedavi ne kadar erken olursa o kadar iyi" dedi.Â
7