Prof. Dr. Karataş: Çanakkale Cephesi'ndeki şehit sayısında yüzde 20 kayıp var
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Karataş, "Şefik Hüsnü Deymer'in Çanakkale Cephesi'nde, Merkez Hastane'de doktorluk yaparken tuttuğu istatistiksel bir rapora denk geldik. Bu çalışmada Şefik Hüsnü Bey, 15 sayfa boyunca şehitlerin tek tek isimlerini yazmış. Ben de 1998'de Milli Savunma Bakanlığı tarafından yayınlanan 'Şehitlerimiz' kitabında 1916 yılında Şefik Hüsnü Bey'in yaptığı bu istatistiksel raporla karşılaştırdım. Karşılaştırınca 'Şehitlerimiz' kitabında Şevki Hüsnü Bey'in hazırladığı rapor arasında yüzde 80'lik bir benzerlik olduğunu gördüm. Yüzde 80 oranında şehit künyeleri uyumluydu ancak yüzde 20'lik bir kayıp vardı" dedi.
Çanakkale Savaşları'nın üzerinden 108 yıl geçmesine rağmen döneme dair yeni bilgiler ortaya çıkıyor. ÇOMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Karataş, Çanakkale Cephesi'nde doktor olarak görev yapan Şefik Hüsnü Deymer'e ait resmi raporları inceleyerek yaptığı çalışmada, Çanakkale Cephesi'nde şehit olan asker sayısına ilişkin yeni veriler elde etti. Çanakkale Savaşları'nda resmi rakam olarak 56-57 bin civarında şehit kaydı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Karataş, "Bunları 1998 yılında Milli Savunma Bakanlığı tarafından 5 cilt olarak yayınlanan 'Şehitlerimiz' isimli eserden öğreniyoruz. Bu eserdeki kayıtlara göre 57 bin civarında Çanakkale Cephesi'nde şehit olduğu yazılı ve kayıtlı" dedi.
'DAHA DOĞRU VERİLERİ BARINDIRIYOR'
Prof. Dr. Karataş, "1998'den bu yana da 'Şehitlerimiz' eseri temel alınarak birçok çalışma yapıldı. Çanakkale Savaşları'nda şehit olan Bursalılar, Konyalılar, Çanakkale Cephesi'nde Anafartalar'da şehit olanlar ya da Seddülbahir'de, Kumkale'de şehit olanlar gibi. 'Şehitlerimiz' eseri, resmi bir eser olduğu için önemli ve ana kaynak olarak kullandığımız çalışma. Fakat 1915 yılındaki askeri evraklar ve harp ceridelerine baktığımızda yeni veriler ortaya çıkmaya başladı. Çanakkale Cephesi'nde çeşitli yerlerde 1915 yılında doktor olarak görev yapan kimi subayların çeşitli notları var. 1915 yılına ait olan bu evraklar aslında şehit künyelerini tam kaydeden raporlar. Bu raporlar, olayın hemen arkasından yazıldığı ve hastane kayıtlarına dayalı olduğu için daha doğru verileri barındırıyor. Bunlar, Osmanlı askerinin not ettiği resmi evraklar" diye konuştu.
'İSTATİSTİKSEL BİR SONUCA ULAŞMAK İSTENMİŞ'
Bu evraklardan en önemlilerinden bir tanesinin Şefik Hüsnü Deymer'in tuttuğu raporlar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Karataş, "Çanakkale Savaşları Enstitüsü içerisinde yaptığımız çalışmalarda Şefik Hüsnü Deymer'in Çanakkale Cephesi'nde, Merkez Hastane'de doktorluk yaparken tuttuğu istatistiksel bir rapora denk geldik. Bu raporda Şefik Hüsnü Deymer, 'Avrupa'da öğrendiğim istatistik bilimine göre burada çalışma yapmak istiyorum' diyor. Bu çalışma aslında kendi isteğiyle yaptığı bir çalışma. Anadolu Yakası'ndaki merkez hastane dahil, birliklere bağlı ya da seyyar hastaneler dahil buraları 1916 yılının şubat ayında dolaşarak hastanelerin tuttuğu şehit ve yaralı defterlerini inceliyor ve bir rapor hazırlıyor. Bu yaklaşık 16 sayfalık bir rapor. Raporda da Çanakkale Cephesi'nde vefat edenler genelde başından mı bacağından mı vuruluyor ya da nefessiz kalarak mı şehit oluyor. Buna dair istatistiksel bir sonuca ulaşmak istenmiş" dedi.
'HER 10 ŞEHİTTEN EN AZ 2'SİNİN KAYDI YAPILMAMIŞ'
Çanakkale Cephesi'nde şehit olmuş ama 1998 yılında Milli Savunma Bakanlığı'nın kitabına kaydedilmemiş şehit isimleri olduğunu anlatan Prof. Dr. Karataş, "Bu çalışmada Şefik Hüsnü Bey, 15 sayfa boyunca şehitlerin tek tek isimlerini yazmış. Baba adını, anne adını, doğum yerini, nerede şehit olduğunu, hangi tarihte şehit olduğunu, nasıl şehit olduğunu tek tek yazmış. Ben de 1998'de Milli Savunma Bakanlığı tarafından yayınlanan 'Şehitlerimiz' kitabında 1916 yılında Şefik Hüsnü Bey'in yaptığı bu istatistiksel raporla karşılaştırdım. Karşılaştırınca 'Şehitlerimiz' kitabında Şevki Hüsnü Bey'in hazırladığı rapor arasında yüzde 80'lik bir benzerlik olduğunu gördüm. Yüzde 80 oranında şehit künyeleri uyumluydu ancak yüzde 20'lik bir kayıp vardı. Çanakkale Cephesi'nde şehit olmuş ama 1998 yılında Milli Savunma Bakanlığı'nın kitabına kaydedilmemiş şehitlerimizin isimleri ortaya çıktı. Çanakkale Cephesi'nde her 10 şehitten en az 2 tanesinin kaydının yapılmadığı gibi bir genelleme yapabiliyoruz" diye konuştu.
'YÜZDE 80'LİK BENZERLİKTE DE YÜZDE 50'LİK BİR HATA VAR'
Çanakkale Savaşları ile ilgilenen akademisyenlerin Çanakkale Cephesi'ndeki 57 bin resmi şehit sayısını önceden beri az bulduklarını söyleyen Prof. Dr. Karataş, "Önceden de bu tarz değerlendirmeler yapıyorduk ama bunu resmi, bilimsel olarak kanıtlayamıyorduk. Bu çalışma ile akademisyenlerin öngörüsü bilimsel olarak kanıtlamış oldu. Şehit künyelerinde kaydedilmemiş yüzde 20'lik bir kayıp var. Bu çok büyük bir oran. Ayrıca yüzde 80'lik benzerlikte de yüzde 50'lilik bir hata var. Bu hatalar kimi yerde memleket kimi yerde baba adı kimi yerde şehadet tarihi kimi yerde şehadet yerinin yanlış kaydedilmesinden kaynaklanıyor.
Örneğin Şefik Hüsnü Bey'in aldığı notta Çanakkale Cephesi'nde Çanakkaleli Halimoğlu Yusuf, 4 Mart 1915 tarihinde şehit olmuş görünüyor ama 'Şehitlerimiz' kitabında Bilecik'e kaydedilmiş. Bugün Bilecikliler, Çanakkaleli olan bu şehidi Bilecikli zannediyor. Örneğin, '4 Mart 1915 Arıburnu Cephesi'nde şehit olmuş' diyor, 4 Mart 1915'te Arıburnu cephesi daha açılmadı. Burada şehit olma ihtimali yok. Çok daha çarpıcı bir örnek var; 19 Haziran 1915 tarihinde şehit olan Bursalı Ahmet oğlu Ahmet'in şehadet yeri olarak Çiğiltepe yazılmış. Çanakkale'de Çiğiltepe diye bir yer yok" açıklamalarında bulundu.
'NET ŞEHİT SAYISINI ORTAYA ÇIKARABİLİRİZ'
Bu sorunun çözülmesi için askeri evrakların yeniden okunması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Karataş, "Ana kaynak olarak kullandığımız, Milli Savunma Bakanlığı'nın yayınladığı 1998'de yapılan çalışma Çanakkale Savaşları'ndaki şehit sayılarını yüzde 20 oranında eksik veriyor. Şehitlerin künye bilgileri Osmanlıca olarak hatalı yazılmış ya da kaydedilmiş olabilir. Osmanlıcadan okunanlar hatalı okunmuş ya da hatalı şekilde baskıya girmiş olabilir.
Ancak Çanakkale Cephesi'nde yüzde 20'lik şehit künye kaydı eksikliği söz konusu. Osmanlı askerinin o gün tuttuğu notlar, akademisyenler tarafından son 10-15 yıldır yeni yeni okunuyor. Bu askeri evraklar yeniden okunmak zorunda. Aradan 100 yıldan fazla süre geçti, birliklere ait zayiat cetvelleri ve hastane kayıtları okunduğu zaman ancak Çanakkale Cephesi'ndeki net şehit sayısını ortaya çıkarabiliriz" diye konuştu.