Oturduğu evin ahırını restorana çevirdi
Ankara'nın Elmadağ ilçesinde Hatice Kaplan (51), ailesinin uzun yıllar büyükbaş yetiştirdiği ahırı, restorana çevirdi. Kaplan, restoranın içini çeşitli yöresel ürünler ve tarım eşyalarıyla süsledi. Ziyaretçilerin beğenisini toplayan restoranda, köy kahvaltısı ve yöresel yemekler ile çeşitli içecekler satışa sunuluyor.
Elmadağ ilçesinde konserve ürünleri üretip satarak geçimini sağlayan Hatice Kaplan, ailesinin uzun yıllar büyükbaş yetiştirdiği ahırı, 2 yıl önce annesinden devraldı. Kaplan, hayvanları sattıktan sonra bir tarafı da depo olarak kullanılan ahırı temizleyip tadilata aldı.
Maliyetleri düşürmek için eski eşyaları geri dönüştürerek kullanma yoluna giden Kaplan, komşularının atmak istediği masadan ayakkabıya, kumaştan eski kapılara kadar her eşyayı alarak yeni bir görünüm sağladı, yöresel restorana çevirdi.
Hatice Kaplan, restoranın içini çeşitli yöresel ürünler ve tarım eşyalarıyla süsledi. Ziyaretçilerin beğenisini toplayan restoranda, köy kahvaltısı ve yöresel yemekler ile çeşitli içecekler satışa sunuluyor.
Hatice Kaplan, misafirlerine eski köy evi atmosferini tekrar yaşatmak amacıyla böyle bir ortam oluşturmak istediğini belirterek, "Buranın bir tarafı ahır, bir tarafı depo olarak kullanılıyordu. Bir tarafında saman diğer tarafında odun yığılıydı. Önce onları temizleyerek başladım.
Zaten bahçemle ve dekor işleriyle hep uğraşıyordum. Ahırın içinde hayvanlar, kurbanlıklar vardı. Ahırı dönüştürmeye çalışırken her taraf rutubet olduğu için ayak bileklerimde sızı oldu, bedenim yoruldu. Çok temizledim, bayağı da yoruldum ama çok iyi geldi" dedi.
'HİÇBİR ŞEY ATILMIYOR'
Eski eşyalardan yeni dekorlar oluşturmanın yaşamının bir parçası olduğunu belirten Hatice Kaplan, "Bahçem var orada, bir sürü eski eşyam var. Yavaş yavaş getirerek hepsini dönüştürüp kullandım. Örneğin komşunun attığı televizyonu buldum onu da dekor olarak kullandım. Eski pencereden perde yaptım, görenlerin çok hoşuna gitti.
Hiçbir şey atılmıyor değerlendiriliyor. Her şeyi değerlendirip güzelleştirmeye çalışıyorum. Annem ilk başta benimle bayağı bir dalga geçti. 'Buraya kim gelecek boşa uğraşıyorsun' dedi; ama ben eşimden de destek alarak bu işi yaptım. İyi ki de yapmışım. Gelen bir daha geliyor. Burada herkes geçmiş hayatından bir parça buluyor. Özellikle çocuklu aileler burayı çok seviyor, ben de çok mutlu oluyorum. 'Başka yerler yok mu, bir daha geliyorsunuz' diyorum. 'Yok, buranın doğallığını tutmuyor' diyorlar" diye konuştu.