Kadınların acılarını ve başarı hikayelerini anlatan 4 kısa film ödüllendirildi
Kadınların toplumdaki sesini duyurmak, görünürlüklerini artırmak ve kadın emeğine dikkat çekmek adına KASTOB tarafından ‘Kıyıdaki Kadınlar’ temasıyla düzenlenen Uluslararası Kısa Film Yarışması’nda dereceye giren filmler ödüllendirildi. Yaklaşık 17 ülkeden 408 kısa filmin katıldığı yarışmada birincilik ödülünü ‘Pamuk Prenses ve Cüce’ filmi ile çocuk gelin konusuna dikkat çeken Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü 3’ncü Sınıf Öğrencisi Bora Yavuz Subaşı kazandı.
Yarışmaya yaklaşık 17 ülkeden 408 başvuru yapıldı. Jüri üyeleri tarafından yapılan ön değerlendirme sonucu yaklaşık 7 dakikalık bir akışta kadınların çektiği acıları, verdikleri mücadeleyi ve elde ettikleri başarıyı en iyi şekilde anlatan 20 film finale kaldı. Daha sonra yapılan değerlendirmede ise ilk 4’e giren film belirlendi.
Yarışmanın ödül töreni Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) yapıldı. Sunuculuğunu Gülgün Feyman’ın üstlendiği gala gecesine Eski Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Cumhurbaşkanı Danışmanı ve Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci, Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, Üsküdar eski Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Yazar Gülten Dayıoğlu, Fotoğraf ve Cam Müzesi Kurucusu Prof. Dr. Gültekin Çizgen, Sanat Eleştirmeni Hayati Asılyazıcı, Heykeltraş Prof. Dr. Meriç Hızal, Bale Sanatçısı Hülya Aksular, İllüstrasyon Sanatçısı Prof. Dr. Sema Ilgaz Temel, Prof. Dr. Nilüfer Narlı, DEB Onursal Başkanı Işık Sadık Ahmet, Cam Sanatçısı müze kurucusu Ekrem Özen, Heykeltraş Dr. Öğr. Üyesi Nurettin Bektaş ile sanat, siyaset, sinema ve medya dünyasından çok sayıda isim katıldı.
Program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. KASTOB tanıtım filminin izletilmesinin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Türk Halk Müziği Korosu Saz Sanatçıları sahne alarak Karadeniz türküleri seslendirdi. Daha sonra ise ilk 4’e giren filmler izletildi ve sırasıyla kazananlara ödülleri verildi.
Yarışmada 1’incilik ödülünü ‘Pamuk Prenses ve Cüce’ filmi ile Bora Yavuz Subaşı aldı. Enis Manaz’ın ‘Abella’ filmi ikinci, Burak Kum’un ‘Hacer’ filmi ise üçüncü oldu. Geceye katılamayan Enis Manaz adına ödülü Oyuncu Sermin Hürmeriç aldı.
KOSTAB Özel Ödülü ise ‘Toprağına Renk Katanlar’ kısa filmi ile Selin Aktaş’a verildi. Aktaş, kısa filminde Hatay’da yaşanan yıkıcı depreme ve bütün zorluklara rağmen üretmeye devam eden bir kadının hikayesine yer verdi.
Üsküdar Belediyesi, Marmara Üniversitesi, İstanbul Samsunlu Genç İş İnsanları Derneği, Görsel Sanatlar Vakfı ve Cam Tavanı Delen Kadınlar Platformunun destek verdiği yarışmada birinciye 50 bin TL, ikinciye 30 bin TL, üçüncüye ise 20 bin TL’lik ödül verildi.
SUBAŞI: TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SORUNLARINDAN BİRİ ÇOCUK GELİN
Çocuk gelin konusuna vurgu yapılan ‘Pamuk Prenses ve Cüce filmi’ ile 1’ncilik Ödülünü alan Kadir Has Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema 3’ncü Sınıf Öğrencisi Bora Yavuz Subaşı, “Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri çocuk gelin. Bu konuyla ilgili zaten bir film yapmak istiyordum. 6 ay kadar bu konunun üstünde çalıştım ve bu eser ortaya çıktı. Çocuklarla ilgili olan şeylerin ters düz edilmesi bana çok acı verici geliyor. Pamuk prenses masalı çok masum, ben de bunu ters düz ederek böyle bir hikayeyi anlatmak istedim. Birinci olduğum için çok mutluyum. Bu ödüle beni layık gördükleri için KASTOB ailesine teşekkür ediyorum” dedi.
KUM: ÖDÜL ALMAK ÇOK ONUR VERİCİ BİR ŞEY
Hacer Filmi ile 3’üncülük Ödülünü alan Yönetmen Burak Kum, “Benim için çok duygulu bir an. Ödül almak çok onur verici bir şey, bir yönetmen için çok teşvik edici bir olay.
Filmde kadın meselesini sadece kimlik, siyaset üzerinden değerlendirmeyip kolektif hafızamız üzerinden bir ortaklık kurmak ve aslında terör üzerine bir hikaye kurdum. Bunu bir kadının hikayesi olarak anlatmaya çalıştım” diye konuştu.
AKTAŞ: BÜTÜN ZORLUKLARA RAĞMEN ÜRETMEYE DEVAM EDEN BİR KADIN
Toprağına Renk Katanlar filmi ile KOSTAB Onur Ödülü alan Yönetmen Selin Aktaş ise “Bu ödülü bize layık gören jüri üyelerine çok teşekkür ediyorum. Belgesel filmimizin baş karakteri Tülay Hanım, Hatay’da her şeye rağmen dimdik ayakta duran güçlü bir kadın, onun filmini yapmak istedik. Çünkü Hatay’daki depremden sonra hem çevredeki insanlara çok yardımı dokunmuş biri, hem de ne olursa olsun ipek böceği yetiştiriciliğine devam ediyor. Bütün zorluklara rağmen üretmeye devam eden bir kadın” ifadelerini kullandı.
DUYAR: AMACIMIZ HAYATIN KIYISINDA DEĞİL TAM GÖBEĞİNDE OLDUĞU BAŞARILI KADINLARI ANLATMAK
KASTOB Genel Başkanı Nevzat Duyar, “KASTOB Uluslararası Kısa Film Yarışması’na Türkiye ve dünyanın birçok yerinden yaklaşık 408 tane film geldi. Bu filmlerden son 20’ye kalanlar da Burçak Evren, Semir Aslanyürek gibi hepsi birbirinden değerli, sinema dünyasına damga vurmuş isimler tarafından seçildi. Hayatın Kıyısındaki Kadınlar mottosunda ki ana amacımız kadınların artık hayatın kıyısında değil hayatın tam göbeğinde olduğunu anlatan güzel bir eser ortaya koymak ve başarılı kadınları anlatmaktı. Bunun için bu kısa film yarışmasını başlattık. Yarışmada başarı hikayesi anlatanları özellikle tercih ettik. Çok güzel filmler katıldı. Hepsi birbirinden kıymetli, değerli filmlerdi. Bazıları zaman aşımından dolayı, bazıları da hayatın kıyısındaki kadınları anlatmadığı için elendi. Genel olarak hepsi çok güzeldi” dedi.
KARAŞABANOĞLU: DÜNYANIN HER YERİNDE KADINLAR KIYIDA
KASTOB Genel Başkan Vekili ve Kadın, Bilim, Kültür ve Sanat Komisyonu Başkanı Asuman Karaşabanoğlu, “Bu yarışma Dünya Kadınlar Günü için yapıldı. Biz Dünya Kadınlar Günü’nü bir anma veya kutlama değil kadın emeğine saygı duruşu günü olarak yaşıyoruz. Bunu 25 yıldır bütün cam tavanlara göğüs gerebilmiş kadınlara bir saygı duruşu olarak yapıyoruz. Bu sene çıtayı çok yükselttik. Çünkü konfederasyonumuzun uluslararası bir yapısı var. Kısa film yarışmasını bize önerdikleri zaman severek kabul ettik. 17 ülkeden eser geldi. 408 film arasında son 20 ve daha sonra ilk 4’ü tespit ettik ve bugün buradayız. Bize bu fırsatı veren ve kıyıda değil tam ortada olmamıza vesile olan özellikle Karadeniz erkeği çalışma arkadaşlarımıza tarifsiz teşekkürlerimizi iletiyorum.
Sanatın iyileştirici, birleştirici ve kucaklayıcı gücü var. Burada siyasetin de üstünde öyle bir sosyoloji göreceksiniz ki; ‘bu insanlar nasıl kaynaşmış, bu kadar farklı düşünürken bu salonda nasıl birleşmiş?’ dediğinizde şunu söylemek isterim; kıyıdaki kadınların büyüsüyle birleştiler. Dünyanın her yerinde kadınlar kıyıda, bunu yaşıyorlar. Merkezde olabilmek için çabalıyorlar. Fakat bir grup var ki bizim cam tavanı delen kadınlar dediğimiz mobinglere, tecavüzlere, tenkitlere, ötelenmelere direnerek varoluşlarını gerçekleştiriyorlar. Biz de onlara zümrüdüankalar diyoruz. Direnebilen kadınlar kanatlarını güçlendirerek uçan kuşlar gibi o kadar kıymetli başarılara imza atıyorlar ki, bugün ödülleri bu kalibredeki kadınlar verecek” diye konuştu.
PEMBECİOĞLU: YAŞAMIN KIYISINDAKİ KADINLARI ANABİLMEK ADINA KADINLAR GÜNÜ’NE ATFETTİK
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümünden Prof. Dr. Nilüfer Pembecioğlu, “Bu Karadeniz’e kıyısı olan bütün ülkelerde olduğu için uluslararası bir kısa film yarışmasıydı. Aslında yarışma demek yanlış. Filmlerin yarışma kavramından çok hoşlanmıyorum, onların üretilmesi, kadının sesinin duyurulması gerekiyor. O yüzden biz buna ‘Kıyıdaki Kadınlar’ adını verdik. Hem Karadeniz kıyısındaki kadınları hem de yaşamın kıyısındaki kadınları anabilmek adına Kadınlar Günü’ne atfettik. Umarım herkes çok memnun kalır. Çünkü biz harika filmlerle karşılaştık. Uluslararası büyük bir katılım vardı. Dünyanın öbür ucundan insanlar filmlerini gönderdi. Bu yarışmada özgün olan şey şuydu; biz yalnızca 5-6 kişilik bir jürinin takdirine bırakmak istemedik. Kadınların, gençlerin ve filme akademik gözle bakan insanların sözü olsun istedik. Böylelikle 5 jürimiz oldu. Filmlerimizi seçtik umarım hayırlısı olur ve devamı gelir” dedi.
DAYIOĞLU: ULUSLARARASI NİTELİKTE OLMASI BENİ ÇOK ETKİLEDİ
Yazar Gülten Dayıoğlu, “Kadınlarla ilgili bu tür işler sergileyenleri her zaman saygıyla eğilerek karşıladık. Ben sanat hayatıma kadın öyküleriyle başladım. Bu yapılan işle çok onur duyuyorum. Bizler sesimizi televizyon, radyo ve gazete köşeleriyle duyurabildik. Böyle uluslararası nitelikte olması beni çok etkiledi ve heyecanlandırdı” ifadelerini kullandı.
YAŞAR: KADIN ASLA KIYIDA DEĞİL HER ZAMAN HAYATIN İÇİNDE, MERKEZİNDE VE GÖNÜLLERİMİZDE
Üsküdar Üniversitesi Genç Beyinler Akademisi Direktörü Nebiye Yaşar, “Mucizenin gerçek adı kadındır diyorum ve bugün de mucizenin en güzel şeklini kısa filmlerde kadına verilen değeri göreceğiz. Kadın asla kıyıda değil her zaman hayatın içinde, merkezinde ve gönüllerimizde” diye konuştu.
Yarışmaya katılan kısa filmleri, aralarında Oyuncu Ahmet Mümtaz Taylan ve Sunucu Gülgün Feyman’ın da bulunduğu 50’den fazla jüri üyesi değerlendirdi.