Çin’in kültürel mirasına saygı niteliği taşıyan ‘Şiirsel Dans Draması’ Türkiye’de ilk kez sahnelendi
Çin Doğu Dans ve Müzik Topluluğu tarafından sergilenen ve Çin’in kültürel mirasına saygı niteliği taşıyan ‘Şiirsel Dans Draması: Efsanevi Bir Manzara Resminin Yolculuğu’ Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) izleyicilerle buluştu. ‘Sadece Mavi-Yeşil, Dağlar ve Nehirler resminin dansla tasvirini sunarak, izleyicilere unutulmaz bir deneyim yaşatan etkinlik Çin’in seçkin geleneksel kültürüne, yaratıcılarına ve koruyucularına olan derin saygıyı yansıtıyor. Türkiye’de ilk kez izleyicilerle buluşan gösteri, 25 Haziran’a kadar AKM’de sahnelenecek.
Çin Doğu Dans ve Müzik Topluluğu tarafından sergilenen ve çok katmanlı zengin bir resim dünyasının tasvir edildiği ‘Şiirsel Dans Draması: Efsanevi bir Manzara Resminin Yolculuğu’ etkinliği, dün Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Türk Telekom Opera Salonu’nda izleyicilerle buluştu. Türkiye’de ilk kez sahnelenen ve Çin'in seçkin geleneksel kültürüne, yaratıcılarına ve koruyucularına ithaf edilen dans gösterisi; ‘parşömeni açmak, mührü izlemek, ipeği sarmak, taşı aramak, fırçayı hazırlamak, mürekkebi öğütmek ve resme giriş’ olmak üzere 7 kısımdan oluşuyor.
Çoklu zaman ve mekan kesişmesi teması üzerine kurulu gösteri, antik eserler ile modern insan arasındaki duygusal bağı vurguluyor. 120 dakika süren ve ilk yarı, ara ve ikinci yarıdan oluşan ‘Sadece Mavi-Yeşil’, Çin’in binlerce yıllık kültürel mirasına saygı niteliğinde.
AKM’de gerçekleştirilen gösteriye Çin'in Türkiye Büyükelçisi Liu Shaobin, Çin’in İstanbul Başkonsolosu Wei Xiaodong, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, gösterinin yönetmeni Xie Yuanzhen ve Çin Doğu Dans ve Müzik Topluluğu Başkanı Jing Xiaoyong, Türk-Çin Dostluk Derneği Başkanı Mehmet Şükrü Koçoğlu, Türk-Çin İş Geliştirme ve Destekleme Derneği Başkanı İhsan Beşer ile siyaset, sanat ve iş dünyasından çok sayıda izleyici katıldı.
“SANAT, ÇİN VE TÜRKİYE ARASINDAKİ KÜLTÜREL ALIŞVERİŞİN ÖNEMLİ BİR PARÇASI OLDU”
Çin Türkiye Büyükelçisi Liu Shaobin, gösterimin İstanbul’da yapılmasından dolayı mutluluk duyduğunu ifade ederek, “Şiirsel Dans Draması ‘Sadece Mavi-Yeşil’in dünya tarihi şehri İstanbul’da sahneye çıkmasına hep birlikte tanıklık etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Çin ve Türkiye iki kadim medeniyettir. Binlerce yıllık İpek Yolu iki milletimizi bağlamış, karşılıklı alışveriş ve dostane ilişkilerin tarihi birer bölümünü yazmıştır. Son yıllarda, Devlet Başkanı Sayın Xi Jinping ve Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ortak rehberliğinde, Çin-Türkiye ilişkileri istikrarlı bir şekilde gelişiyor. Sanat, sınırları aşarak her zaman Çin ve Türkiye arasındaki kültürel alışverişin önemli bir parçası oldu. Şiirsel Dans Draması ‘Sadece Mavi-Yeşil’, Çin tarihini modern, estetik ve yaratıcı yöntemlerle birleştirerek, zaman ve mekanın kesişiminde Çin kültürünün çağdaş yorumunu sergiliyor. Bu eser, Çin kültürünün zamana meydan okuyan sanatsal cazibesini aktarırken, Çin ve Türk medeniyetlerinin mirasa önem verme, doğaya saygı ve hayata minnettarlık gibi ortak değerlerini de içeriyor. Bu gösterinin, Çin ve Türk halkları arasında güçlü bir kültürel yankı uyandıracağına ve iki ülke arasındaki kültürel alışveriş ve medeniyetler arası diyaloğun yeni bir parıltısı olacağına inanıyorum. Yeşil dağlar ve sular, Türkiye’nin romantizmiyle buluştuğunda; Doğu estetiği dünya medeniyetiyle birleştiğinde, bu bereketli topraklarda İpek Yolu’nun parıltısı yeniden yazılacak ve medeniyetlerin birleşimine tanıklık edilecek. Çin ve Türkiye arasında daha fazla kültürel alışveriş köprüsünün kurulmasını, iki ülke dostluğuna renk katılmasını ve insanlık medeniyetlerinin ilerlemesine katkıda bulunmasını içtenlikle temenni ediyorum” dedi.
KARADAĞLI: KENDİ OYUNLARIMIZI ÇİN’E GÖTÜRMEK İSTİYORUM
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, “Bugün son derece heyecanlıyım çünkü çok önemli bir gösteri. Çin’in çok derin, zengin bir kültürü ve tarihi var. Bu oyun da bu derin ve zengin kültürü en iyi şekilde aktarıyor. İstanbul’da izleyeceğim için çok mutluyum. En yakın zamanda da Çin’e gidip başka oyunlar da izlemek istiyorum ama bunun yanında da kendi oyunlarımızı Çin’e götürmek istiyorum. Çünkü bizim de kendi kültürümüzü ve tarihimizi anlatan çok güzel oyunlarımız var. Güzel bir alışveriş olacak” diye konuştu.
JİNG: BU GÖSTERİYLE DÜNYAYA AÇILMAYI UMUYORUZ
Çin Doğu Dans ve Müzik Topluluğu Başkanı Jing Xiaoyong, “Çin Doğu Performans Sanatları Grubu Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yönetiminde olan ve Maliye Bakanlığı tarafından finanse edilen ulusal iş performans sanatları grubudur. Bu performansı Mart ayında Singapur’da gösterdik ve şu anda Haziran ayında Türkiye’deyiz. Çin sahne sanatlarının gelişimi ve Çin kültürünün yaygınlaştırılmasına olağanüstü katkıda bulundu. Çin ve Türkiye kadim medeniyetlere sahip, derin kültür birikimleriyle medeniyetin beşiği olan iki ülkedir. İnsanlığın gelişiminde önemli katkılarda bulunmuşlardır. İki ülke binlerce kilometre uzaklıkta olmasına rağmen kültürel etkileşimleri hiç kesilmemiştir. Dünya medeniyetlerinin beşiği olarak bilinen Türkiye ve İstanbul stratejik öneme ve kültürel sembolik değere sahip özel bir ülke ve şehirdir. Burada bulunmaktan onur duyuyoruz. Bu gösteriyle dünyaya açılmayı umuyoruz” ifadelerini kullandı.
XİE: İSTANBUL’UN BÜYÜLEYİCİ ATMOSFERİNDE SAHNE ALMAKTAN BÜYÜK ONUR DUYUYORUM
Çin Doğu Dans ve Müzik Topluluğu Şiirsel Dans Draması: Efsanevi Bir Manzara Resminin Yolculuğu’nun Yönetmeni Xie Yuanzhen, “İstanbul’un büyüleyici atmosferinde sahne almaktan büyük onur duyuyorum. Çin Doğu Dans ve Müzik Topluluğu’nun ‘Efsanevi Bir Manzara Resminin Yolculuğu’ yaratıcı ve performans ekibi adına bu etkinliği düzenleyen Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, Çin Halk Cumhuriyeti Türkiye Büyük Elçiliği’ne, Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu’na, Türkiye- Çin İş Adamları Derneği’ne sponsorluğu için, Çin- Türk şirketlerine, medyaya ve her bir izleyiciye teşekkür ediyorum. Şiirsel Dans Draması: Efsanevi Bir Manzara Resminin Yolculuğu, Ximeng’in tablosunun Dağlar ve Nehirler’in panoramasının yaratıcılığını arka plan olarak alıyor. Tablodaki ana renk tonu yeşil ve maviyi görsel bir ipucu olarak kullanıp tablonun oluşumunda gerekli olan mühür, ipek, pigment, fırça ve mürekkep gibi malzemelerin yapım tekniklerini inceliyor. Gösteri ‘parşömeni açmak, mührü izlemek, ipeği sarmak, taşı aramak, fırçayı hazırlamak, mürekkebi öğütmek ve resme giriş’ olmak üzere 7 bölümden oluşuyor. Dağlar ve Nehirler’in panoraması bin yıldır solmayan renklerini, sayısız emekçinin yaratıcılığını ve nesiller boyu bu kültürler mirasını koruyanları canlı olarak tasvir ediyor. Çin estetiğini ve ruhunu yansıtan bir tabloyu canlandırıyor” dedi.
ESERİN HİKAYESİ
‘Efsanevi Bir Manzara Resminin Yolculuğu’, zaman ve mekânın kesiştiği bir anlatı yapısı kullanıyor. Hikâye, gerçek hayatta ‘Dağlar ve Nehirler Resmi’nin sergileneceği ana ve bin yıl önce genç ressam Ximeng'ın resmi tamamlamak üzere olduğu zamana ayarlanmış. Parşömen Koruyucusu, ‘Dağlar ve Nehirler Resminin Dansla Tasviri’ resmine olan derin ilgisi nedeniyle, Ximeng’ın iç dünyasına girer ve onun bu değerli resmi oluşturma sürecinde geçirdiği zorlu ama kıymetli zamanı yaşar. Bu az sayıdaki kayıtlarla bilinen ‘dahi genç’ ile ruhsal bir bağ kurar, resmin ‘bin yıllık eşsizliği’nin tesadüfi ve zorunlu nedenlerini keşfeder. Antik eserler ile modern insanlar arasındaki duygusal bağı anlar.
Sahnede çok katmanlı zengin bir resim dünyası tasvir ediliyor: Parlak bir ay bin yıla ışık tutar, Parşömen Koruyucusu ay ışığında Ximeng ile göz göze gelir; Yasak Şehir Müzesi'nin özenle çalışmakta kültürel miras uzmanları ve eski zanaatkârlar birlikte duygu ve manzaraların harmanlandığı insani bir resim oluştururlar.
İzleyicilerin, modern bir saray araştırmacısı olan Parşömen Koruyucusunun bakış açısıyla, Çin'in geleneksel estetik zevklerinin zengin ve efsanevi dünyasında bir yolculuğa çıkması amaçlanıyor.
Eserin yaratıcı ekibi, Çin’in önde gelen sahne sanatı yaratıcılığında aktif olan sanatçılardan oluşuyor. Çin Doğu Performans Sanatları Grubu'nun seçkin genç yönetmenleri, dört kez ‘Wenhua Ödülü’nü kazanan ve ‘Çin dans dünyasının ikiz yıldızları’ olarak adlandırılan Zhou Liya ve Han Zhen ortak yönetmenlik yapıyor. Genç senarist Xu Junrui ve genç besteci Lü Liang yaratıcı süreçte önemli roller üstleniyor. Ulusal Tiyatro'nun sahne tasarımcısı Gao Guangjian, ulusal birinci sınıf sahne ve ışık tasarımcısı Ren Dongsheng, ünlü kostüm tasarımcısı Yang Donglin, stil tasarımcısı Jia Lei, multimedya tasarımcısı Zhang Song ve diğer birçok isim özel olarak davet edildi. Ayrıca Şanghay Şarkı ve Dans Topluluğu'nun genç yönetmenleri He Junbo ve Zhang Zhenguo da koreografiye katkıda bulunmak üzere özel olarak davet edildi.
Türkiye’de ilk kez izleyicilerle buluşan gösteri, 25 Haziran’a kadar AKM’de sahnelenecek.