Basketbol takımı ile engelleri aşıyorlar, hedefleri birinci lige çıkmak
İzmir'in Karşıyaka ilçesinde Hüseyin Erdal Denizaslanı'nın (64), kendisi gibi bedensel engelli 7 arkadaşıyla bir araya gelerek 25 yıl önce kurduğu Karşıyaka Engelliler Spor Kulübü, hedefini birinci lige çıkmak olarak belirledi. Basketbol ile engelleri aştıklarını belirten Denizaslanı, "Spor, bütün insanların hayatında olduğu gibi sosyalleşmeyi, bedeninin sağlığını korumasını sağlıyor. Aktif hale geldiğiniz için beyinsel ve düşünsel olarak da rahatlıyorsunuz. Bu da aslında günlük yaşamın da düzene girmesini sağlıyor" dedi.
3 yaşında çocuk felci geçirdiği için felç kalarak tekerlekli sandalyeye mahkum kalan Hüseyin Erdal Denizaslanı, bedensel engellerin yaşama ve başarıya engel olmadığını gözler önüne sermek için 1999 yılında 7 engelli arkadaş bir araya gelerek Karşıyaka Engelliler Spor Kulübü'nü kurdu. O günden bu yana da mücadelelerini sürdürüyorlar.
Defalarca ligde birincilik, ikincilik ve üçüncülükler elde ettiklerini belirten Denizaslanı, ancak her defasında maddi imkansızlıklardan başa dönmek zorunda kaldıklarını söyledi. Geçen yıl Türkiye Tekerlekli Sandalye Basketbol 2’nci Ligi’nde Türkiye üçüncüsü olduklarına dikkat çeken Denizaslanı, "Bu sene de aynı şekilde hedefimiz play-off oynamak. Ardından da elemeleri geçip, birinci lige çıkmak. Maçlarımız 23 Kasım'da başlayacak. Şu an 14 kişilik bir takımımız var. Aynı zamanda transfer süreci de devam ediyor" dedi.
'BEYİNSEL VE DÜŞÜNSEL OLARAK DA RAHATLIYORSUNUZ'
Basketbola 38 yaşında başladığını vurgulayan Denizaslanı, "O zamana da kadar engelli bireylerle hiçbir işim olmadı. Bizim dönemimizde engeliler için bir spor aktivitesi de yoktu. İlk defa 1989 yılında başladı. Bir yıl sonra da aktif hale geldi. Spor, bütün insanların hayatında olduğu gibi sosyalleşmeyi, bedeninin sağlığını korumasını sağlıyor. Aktif hale geldiğiniz için beyinsel ve düşünsel olarak da rahatlıyorsunuz. Bu da aslında günlük yaşamımızın da düzene girmesini sağlıyor. Çünkü spora başlayan arkadaşlarımın arasında daha sonra iş sahibi olanlar oldu" diye konuştu.
'SPOR VASITASIYLA SOSYALLEŞME İMKANIM OLDU'
Bebeklik döneminde çocuk felci geçirdiği için tekerlekli sandalye ile yaşamına devam eden Koray Cömert (49), "2000 senesinden Çorum'dan İzmir'e geldim. Bir arkadaşım vasıtasıyla kulüple tanışma imkanımız oldu ve bu vesileyle basketbola başladım. 24 yıldır da lisanslı sporcu olarak devam ediyorum. Engelli takımlarında engel durumuna göre puan sistemi var. Ağır engelli olanlar 1 puan alıyor, hareket olanağı daha yüksek olanlar ise 4 puan alıyor. Benim puanım ise 1. İç Anadolu coğrafyasından gelen biri olduğumu için oralarda daha içe kapanık biriydim. Spor vasıtasıyla sosyalleşme imkanım oldu. Van, Hakkari, İstanbul gibi Türkiye'nin dört bir yanına gittik. Sporun daha çok insan tanıma, kendini geliştirme, arkadaşlık edinme gibi birçok katkısı oluyor" dedi.
'HEDEFİMİZ BİR ÜST LİGE ÇIKMAK'
Skolyoz ameliyatı sonucu 13 yaşında yürüme yeteneğini kaybeden Ramazan Kılıç (30), "İlk zamanlar çok sıkıntılı bir süreç geçirdim. Adaptasyon ve engel durumunu kabullenme çok sıkıntılı bir süreçti. Bunu atlatamıyordum. Sonra basketbolu tanımaya başladım. Çekinerek basketbola başlamak için takıma geldim. Arkadaşlarla tanıştıktan sonra öz güvenim yerine geldi
Dışarıya daha aktif, rahat olmaya başladım ve hayatın daha keyifli bir yer olduğunu anladım. Dört duvar arasında tekerlekli sandalyede olduğumda hayat geçmiyordu. Güzel şeyler yapabileceğimi, bu camiada basketbol sayesinde öğrendim. Daha sonra basketbol yetmedi, dansa başladık, tekerlekli sandalye dansı yapıyoruz. Yine o branşta da Türkiye şampiyonalarımız oldu. Basketbol takımı ile hedefimiz bir üst lige çıkmak ve şampiyon olmak. Aynı zamanda hem spor yapmak hem de spordan keyif alabilmek" diye konuştu.
'HEDEFİMİZE KADEME KADEME GİDİYORUZ'
Takımın kurucularından olan ve 2 yaşında çocuk felci geçiren ve 10-12 yaşlarında tekerlekli sandalye kullanmaya başladığını belirten kamu personeli Osman Ertöz (61), "Uzun yıllardır basketbol oynuyorum ve Türkiye'de ilk engelli olarak basketbol oynayan kişiler arasındayım. Çünkü başladığımız zaman dışarıda bize katılmaları için engelli birey arıyorduk.
Sporda gençlere çok ihtiyacımız var. Yurt dışına yarışmalara gittiğimiz zaman sporda başarılı olan gençlerin, okullara 6 kredi ile başladığını gördük. Türkiye'de de böyle güzel örnekler olabilir. Çünkü bu şekilde teşvik edilen engelli gençler ve öğrenciler spor ile uğraştıktan bir süre sonra kendi kendine yetmeye başlıyor.
Bu nedenle aslında hastanelerde, okullarda sporu baz almamız lazım. Bu şekilde birçok başarıya imza atacağımıza inanıyorum. Böylelikle engelli birey de kendini kurtarmış olur. Gelecekten umutluyum, çünkü başlarken belirlediğimiz hedefe kademe kademe gidiyoruz" diye konuştu.