Antalya Diplomasi Forumu başladı
Antalya'da 'Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek' temasıyla bu yıl 4'üncüsü düzenlenen 'Antalya Diplomasi Forumu (ADF) 2025', Belek turizm bölgesindeki NEST Kongre Merkezi'nde başladı. Kongrenin resmi açılışını yapacak olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün gece Antalya'ya geldi.

Kentte bu yıl 4'üncüsü düzenlenen ve teması 'Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek' olarak belirlenen ADF-2025'e pek çok ülkeden cumhurbaşkanı, başbakan, dışişleri bakanları başta olmak üzere çok sayıda üst düzey bakan ve devlet yöneticileriyle, birçok bölgesel ve uluslararası teşkilatın yöneticisi olmak üzere 4 bini aşkın isim katılıyor.

ADF'nin resmi açılışı, saat 15.00'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın açılış konuşmalarıyla yapılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, dün gece saatlerinde Antalya'ya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan'ı Antalya Havalimanı'nda Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ile Antalya Valisi Hulusi Şahin ve eşi Ebru Şahin karşıladı.
ADF-2025'te her yıl kurulan 'Diplomasi Tüneli'nde bu yıl İsrail'in Gazze'de katliamları, Ukrayna-Rusya Savaşı gibi olaylara ilişkin fotoğrafların da yer aldığı görseller bulunuyor ve ayrıca Afrika Kültür Evi standı da yer alıyor. 20'yi aşkın devlet ve hükümet başkanı, 50'den fazlası dışişleri bakanı olmak üzere 70'i aşkın bakan, yaklaşık 60 üst düzey uluslararası kuruluş temsilcisinin yanı sıra aralarında öğrencilerin de bulunduğu 4 bini aşkın kişinin katıldığı ADF-2025'te uluslararası birçok sorun ele alınacak.

ANTALYA'YA GELEN İSİMLER
Forum için kente gelen isimler arasında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moldova Cumhuriyeti Başbakanı Dorin Recean, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Somali Cumhurbaşkanı Hassan Sheikh Mohamud, Gürcistan Başbakanı Iraklı Kobakhidze, Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatovıc, Sierra Leone Cumhurbaşkanı Julius Maada Bio, eski Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar-Kıtarovic, Pakistan Pencab Eyalet Başbakanı Maryam Nawaz Sharif, Katar Devleti Başbakan ve Dışişleri Bakanı Mohammed Bin Abdulrahman Al Thani, Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Nechirvan Barzani, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, Gine Bissau Cumhurbaşkanı Umaro Sissoco Embaló, KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmanı-Sadriu, Libya Başbakanı Abdul Hamid Dbeibeh, Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha, Bulgaristan Başbakanı Rossen Dimitrov Jelıazkov, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ekonomik İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı Genel Sekreteri Mathias Cormann, Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) Genel Sekreteri Mehmet Süreyya Er, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Alain Berset, Arap Camiası Genel Sekreteri Ahmed Aboul Gheit, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Hissein Brahim Taha, D-8 Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Isiaka Abdulqadir Imam, UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım yer alıyor.

LİDERLER PANELDE KONUŞTU
DF-2025 Liderler Paneli’nde NATO PA Türk Delegasyonu Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun moderatörlüğünde, 'Çok Kutupluluk Çağında Ortaklık Arayışı' konulu oturum gerçekleştirildi. Oturumda, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatovic, Moldova Başbakanı Dorin Recean, Gürcistan Başbakanı İrakli Kobakhidze, Bulgaristan Başbakanı Rosen Jelyazkov, eski Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar Kitarovic konuştu.

DİPLOMASİDE TÜRKİYE'NİN ÖNEMİ
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatovic, Balkan ülkelerinin diplomasi sayesinde Türkiye ile arasındaki ilişkilerin sıkılaştığını belirterek, “Türkiye modern zamanların zorlukları söz konusu olduğunda diplomatik çabalarla birçok faaliyette bulunuyor. Karadağ, Balkanlar'ın ortasında yer alıyor ve bu nedenle bölgesel iş birliği elzem. Karadağ NATO üyesi ve güvenlik meselelerinde iyi bir pozisyonda, Avrupa Birliği'ne de adayız ve bu yönde ilerliyoruz. AB (Avrupa Birliği) üyeliği Karadağ için önemli bir hedef ve 2028'de 28'inci üye olmayı amaçlıyoruz. Dünyadaki sorunların çözümünde ADF gibi platformların sağladığı imkanlar çok önemli. Türkiye, coğrafyasıyla, üç kıtanın da merkezinde, birçok kültürün bağlantı noktasında, birbirinden farklı birçok yere hitap eden bir konumda olmasıyla gerçekten diplomaside daha büyük bir rol üstlenebilecek pozisyona da sahip" dedi.

'MOLDOVA'NIN YERİ AB İÇİNDE OLMALI'
Moldova Başbakanı Dorin Recean, dünyada ülkelerin karşılaştığı farklı zorlukların sayısının da arttığını belirterek, “Bu tür toplantılar ile bunlara çözüm bulmak gerekiyor. Bölgesel sorunlar, ekonomik sorunlar, jeopolitik sorunlar, düşmanlıklar, rekabet, çok taraflı kurumların nasıl konuşması gerektiğini konuşuyoruz. Çevik olmamız lazım, ülkelerimizi daha güvenli hale getirmemiz gerekiyor ama diğer taraftan çok taraflılık içeren kurumları da korumamız gerekiyor. Enerjimizi ve irademizi global ortaklılıkta kaybetmemeliyiz. Dünyamız artık daha parçalanmış hale geldi. Moldova AB'de olmayı tercih etti, Batı Balkanlar’dan gelen ülkeler de AB üyesi olma yolunda hızla çalışıyor. Rusya, Moldova'nın bu seçeneğini biraz zorlaştırdı ama Moldova'nın yeri AB'nin içinde olmalıdır. Biz buna inanıyoruz. Bu zorlu dünyada diplomasinin çok önemi var" diye konuştu.

'TÜRKİYE, BARIŞÇIL BİR VİZYONU DESTEKLEYEN ÜLKE'
Gürcistan Başbakanı İrakli Kobakhidze, çok kutuplu bir dünya denildiğinde tüm ülkeler için ve Gürcistan gibi küçük bir ülke için bir fırsat olduğunu belirterek, “Ortaklıklarımızı dünyada derinleştirmeye, güçlendirmeye çalışıyoruz. Ekonomik ve ticaret ortaklıklarımızı da genişletmeye ve güçlendirmeye çalışıyoruz. AB, Türkiye, BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) ve Çin gibi 50 ülke ile serbest ticaret anlaşmamız bulunuyor. Gürcistan, Avrupa'nın Asya'ya, Batı'nın Doğu'ya bağlanması açısından önemli bir yer tutuyor. Barışın ve iş birliğinin Batı Kafkaslar’da sürdürülmesi için çaba gösteriyoruz. Bölgemizin yüzde 20'si Rus Federasyonu tarafından işgal edilmişti. Diplomatik bir ilişkimiz yok Rusya ile ama ekonomik iş birliklerimizi sürdürmeye çaba gösteriyoruz. Bölgemizde barışın daha da derinleşmesini istiyoruz. Herkesin mutlaka barışı güçlendirmeye çaba göstermesi lazım. Türkiye de barışçıl vizyonu destekleyen bir ülke. Barış, ekonomik kalkınma ve refah bizim odaklandığımız konuların başında" ifadelerini kullandı.

GÜVENLİK DUVARI UKRAYNA SAVAŞI İLE DARBE ALDI
Bulgaristan Başbakanı Rosen Zhelyazkov, özellikle Ukrayna savaşında demokratik dünya güvenliğinin darbe aldığını ifade ederek, “Şimdiki soru işareti ise ortak kabul ettiğimiz değerlerimiz hala geçerliliğini koruyor mu? Güvenlik duvarı Ukrayna savaşıyla darbe aldı. Avrupa Birliği'ne karşı şüpheci olanlar, bir noktada Euro birliğinden ayrılma düşüncesindeler. Mesela çok taraflılığı ilk zedeleyen ülke, İngiltere tarafından başlatıldı ama çoğunlukla entegrasyonun devam ettiğini görüyoruz. Almanya, Fransa, İtalya G-7, G-20'de bir araya gelir ama müzakere güçleri AB olmasa bu kadar güçlü olmazdı. AB belki de öngördüğü güçte değil. Küreselleşmiş dünyada çok taraflılık aslında yeni iş birliklerinin önünü açacaktır. AB'nin geleceğine baktığımızda şüphesiz ki onlar da yeni arayışlarda. NATO da kolektif defansın mihenk taşıdır, AB ile çok güçlü bir yapıyı oluşturuyor. Herhangi bir şekilde dışında kalmak faydalı olmayacaktır. Artık insanlığın başka alternatifi de yok. Bu çok taraflı yaklaşımlar kendini ispat etti ve bunları daha da güçlendirmeliyiz" dedi.

HEM İŞ BİRLİĞİ HEM REKABET SÖZ KONUSU
Eski Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar Kitarovic, dünyada her şeyin daha akışkan bir hale geldiğini belirterek, “Elbette iş birliği söz konusu ama sürekli bir rekabet de söz konusu. Nereye bakılsa artık bir değişmeye çalışma söz konusu. Ülkelerin nasıl hizalanıp bir araya geleceğine bile koşullar karar veriyor. İdeolojiler ve çıkarların daha baskın hale geldiğini görüyoruz. Politikada diplomaside artık kişiselleşmiş vaziyetlere bakıyoruz ve buna göre gelişmeleri takip ediyoruz. Türkiye; Avrupa, Atlantik, Karadeniz, Ukrayna savaşında Rusya'yla köprü olmak gibi birçok alanda, küresel meseleler konusunda önemli çalışmalar yürütüyor. Diplomasinin çok büyük yeri olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

CEVDET YILMAZ: DUVARLARA DEĞİL, KÖPRÜLERE İHTİYACIMIZ VAR
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, NEST Kongre ve Fuar Merkezi'nde, 4'üncü Antalya Diplomasi Forumu kapsamında 'Çok Kutupluluk Çağında Ortaklık Arayışı' konulu Liderler Paneli'nde konuştu. Küresel ve bölgesel düzeyde belirsizlik, öngörülemezlik, krizler ve çatışmalarla dolu bir zamandan geçildiğine dikkat çeken Cevdet Yılmaz, bu zorluklara karşı yeni bir bakış açısıyla diplomasiye yaklaşılması gerektiğine işaret etti. Soğuk savaş döneminde rekabetin daha çok güvenlik ve askeri alanda olduğunu belirten Yılmaz, bugün ise teknolojik ve ekonomik merkezli rekabetin yaşandığını söyledi. Özellikle ABD'nin bazı alanlarda rekabetçi üstünlüğünü yitirmeye başladığını hissetmesi ile Uzak Doğu'da yükselen bir ekonomik güç olarak Çin'in ekonomik ve teknolojik açıdan rekabette yükselişinin yeni çatışmaların merkezinde bulunduğunu söyleyen Yılmaz, gümrük tarifeleri savaşının da bunu çok iyi gösterdiğini ifade etti.

‘TÜRKİYE BU YENİ ZORLUKLAR İÇİN ÇOK DA İYİ KONUMLANMIŞ BİR ÜLKE’
Türkiye'nin Avrupa'yı çok yakından takip ettiğini, Avrupa'nın ekonomi, güvenlik konularında zorluklar yaşadığını dile getiren Cevdet Yılmaz, "Bir yandan Avrupa, Rusya'dan gelen ve diğer başka gelişmelerden kaynaklı ekonomik zorluklar yaşıyor ama bunun dışında bir de rekabet sorunu var. Özellikle Çin'in ve ABD'nin çok büyük etkisi var. Avrupa hem güvenlik meseleleri hem de ekonomik sorunları yaşıyor ve şuna da inanıyoruz ki Türkiye ve Avrupa bu sorunları daha fazla konuşmayla daha fazla pozitif, olumlu gündemle beraber çözebilir, üstesinden gelebilir. Kısa ve uzun dönem için politikalar aynı zamanda formüle edilmelidir. Türkiye gerçekten de bu yeni zorluklar için çok da iyi konumlanmış bir ülke. Bazı ülkeler belki belirsizlikler karşısında, bu zorlukları yönetmede yeni olabilir ama bizim tabii ki bu konulara bağışıklığımız oldukça yüksek. Tabii ki dünyanın çok ilginç bir yerinde bulunuyoruz. Üç kıtanın merkezinde, ortasında, kesişimindeyiz. Avrupa'yı, Afrika'yı, Asya'yı anlayabilme özelliğimiz bizim önde gelen, liderlik eden ülkelerden biri olmamız şansını da tanıyor" dedi.

'DAHA İNSANİ ÇÖZÜMLERLE SONLANDIRMAK İSTİYORUZ'
Bölgede çok önemli değişiklikler yaşandığını belirterek, Suriye'yi örnek gösteren Yılmaz, şöyle konuştu:

“Suriye kendini yeniden şekillendiriyor, destekliyoruz, kapsayıcı bir yönetişim olsun istiyoruz Suriye'de. Böylelikle istikrar Suriye'de sağlanabilir, bölgesel ve küresel istikrara da katkı sağlayabilir tüm bunlar. Gazze'de, dünyanın diğer bölgelerinde yaşanan insanlık dışı sorunları, uzun dönemli sorunları daha işbirlikçi ve daha insani çözümlerle sonlandırmak istiyoruz. Rusya'nın meselesine de elbette diplomatik çözümler için yardım etmeye çalıştık. Uzun dönemde de bunu yapmaya çalıştık. Çünkü çok büyük maliyetleri olan bir çatışmadan söz ediyoruz. Afrika'da da barışın önemi çok büyük. Somali ve Etiyopya arasındaki barış için Türkiye'nin ara buluculuk yaptığını, bunun ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Son olarak da şunun altını çizmek istiyorum; bu yeni çatışma dünyasında bizim yeni aktörlere, daha fazla katılıma ihtiyacımız var tüm dünyadan. Diplomatik çabaların her yerden gelmesi lazım ve tabii ki çoklu iletişim kanalları açmamız lazım ülkeler arasında. Sadece hükümet olmamalı. Sivil toplum kuruluşları, işletmeler, akademi, bütün seviyelerde, bütün kanallarda bizim bu yeni, gelişmekte olan çevreye uyum sağlamamız lazım."

DİYALOG VE ADALET VURGUSU
Artık çok kutuplu bir dünyada, düzlemde yaşandığını, bunun tek başına iyi veya kötü olarak görülemeyeceğini anlatan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Diyalog eksik kalırsa, nefret söylemleri yükselişe geçerse ve birbirimize sırtımızı dönersek o zaman çok kutupluluk kötü olacaktır. İletişim kanallarımızı açık tutarsak daha adil bir dünya için el ele vermeye niyet edersek o zaman ortak geleceğimiz adına çok kutupluluk kötü bir şey olmaz. Hiçbir ülke tek başına kaderine, geleceğine karar veremiyor. İş birliği olmadan, birlikte hareket etmeden insanlık adına daha iyi bir gelecek inşa edilemez. Liderlik burada olmazsa olmaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan da her zaman adalet vurgusu yapar. 'Dünya beşten büyüktür' der. Bu bağlamda bu mesajların da çok önemli olduğunu vurgulamak gerekir" dedi.

'DUVARLARA DEĞİL KÖPRÜLERE İHTİYACIMIZ VAR'
Teknolojinin yükselişte olduğunu, yapay zekanın da anlaşılması gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, şunları söyledi:

“Ama kültür zekamızın, tarih zekamızın da çok iyi anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla yeni diplomatlarımız yeni teknolojileri de anlayacak ama tarihi, kültürü, halkların yaşantılarını da anlayacak ki zorlukların üstesinden böylesi güzel yeni diplomatik becerilerle gelebilecekler. Yeni koşullarımızın, yeni yaşantılarımızın bunu gerektirdiğini düşünüyorum. Bir de şunu vurgulamak gerekir. Yalnızca benzer düşüncelere sahip ülkeler, hükümetler birbiriyle görüşmeyecek. Bilakis farklı görüşlerde olan ülkeler bir araya gelmeli, konuşmalı. Çünkü hiçbir ülke kendini böylesi diplomatik platformlara karşı izole etmemeli. Duvarlara değil köprülere ihtiyacımız var. Diplomasi de şüphesiz ki bu köprülerin inşasında kıymetli bir rol üstlenecek.''
