“Kısa ve orta vadede ne gibi gelişmelerin olacağı konusunda makro perspektiften değerlendirmelerin daha sağlıklı sonuçlar vermesi muhtemel gözüküyor" diyen Öngel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülke dışında yaşanan ABD borç tavanı gibi birçoğunun suni olduğunu söyleyebileceğimiz haber akışlarının piyasalar tarafında büyük karşılık bulmadığını söylemekte fayda var. Uzun zamandır dünya ekonomi gündemini meşgul eden FED başta olmak üzere MB’larının faiz artışları noktasında da Almanya’nın da teknik resesyona girmesinin ardından artık zirve noktasına ulaşıldığı ya da çok yakın olunduğu konusunda neredeyse herkes hemfikir olmuş durumda. Tüm bu perspektif bizim için ülke içerisindeki ekonomik gelişmelerin çok daha fazla önem kazanacağını göstermekte."
“DÖVİZ VE EMTİA PİYASALARINDA UFAK AYARLAMALAR SÖZ KONUSU OLDU”
Seçim sonuçları sonrası ilk günde BIST tarafındaki yükseliş dışında, döviz ve emtia piyasalarında ufak ayarlamaların söz konusu olduğunu belirten İstanbul Beykent Üniversitesi Rektörü Ekonomist Prof. Dr. Volkan Öngel, “Bu noktada asıl odaklanılması gereken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapmış olduğu “enflasyonun yol açtığı fiyat artışlarından kaynaklı sıkıntıları gidermek, refah kayıplarını telafi etmek” açıklaması. Çünkü bunun yapılabilmesinin 2 basit yolu var gibi gözükmekte birincisi sürekli olarak yüksek oranda işçi ve memur zammı yapmak” diye konuştu.
“ORTODOKS POLİTİKALARA YAKLAŞMAK GÜÇLÜ BİR YOL GİBİ GÖZÜKMEKTE”
Sürekli olarak işçi ve memur zammı yapmanın ise sürekli olarak beklentiye yol açtığını ve ekonomiyi sıcak tuttuğu için enflasyon sarmalını beraberinde getirdiğini söyleyen Öngel, “Söz konusu sıkıntısı sebebi ile alternatif yöntem olan Ortodoks politikalara yaklaşmak güçlü bir yol gibi gözükmekte. Ortaya çıkacak bu şekilde bir politika değişimi ise kemer sıkma politikalarını, sıkı maliye ve para politikalarını getirebilecektir. Özellikle döviz kurunda ortaya çıkan değersizleşmeyi de hesaba kattığımızda yılın ikinci yarısında yükselen döviz kurları da ekonomi gündemimiz olacak” dedi.