Gösteri sanatları, yüzde 50 katma değer oranı ile Türkiye ekonomisine katkı sağlıyor
Müzik, film, tasarım, yayıncılık ve gösteri sanatları ile yayıncılık endüstrisini bünyesinde barındıran kültür ekonomisi, turizmden gıda, perakende ve ulaşıma kadar çok sayıda sektöre dinamizm getiriyor. Gıda, turizm, inşaat, imalat gibi stratejik sektörler Türkiye ekonomisine ortalama yüzde 15 katma değer payı sağlarken, kültür endüstrisinde bu oran yüzde 26’ya çıkıyor. Gösteri sanatları ise yüzde 50 ile açık ara liderliği elinde bulunduruyor.
KREKSA Kültür ve Sanat Araştırmaları tarafından hazırlanan “Grafiklerle Türkiye’nin Kültür Ekonomisi 2022” raporuna göre, 2021’de kültür ekonomisinde önemli bir yeri olan gösteri sanatları, yarattığı yüksek katma değerle turizm, gıda, perakende gibi çok sayıda sektörü doğrudan etkiliyor. Gıda ve turizm gibi çok sayıda sektörün ekonomiye sunduğu birim ciro içinde katma değer oranı ortalama yüzde 15 seviyesindeyken, bu oran kültür endüstrisi söz konusu olduğunda yüzde 26’ya yükseliyor. Kültür ekonomisinde en büyük öneme sahip gösteri sanatları ise tek başına yüzde 50 katma değer payı sunuyor. Raporda, kültür ekonomisine yapılan yatırım ve desteklerin, ekonominin canlandırılmasında tetikleyici bir güç oluşturacağı vurgulanıyor.
Müzik, film, tasarım, yayıncılık ve gösteri sanatları ile yayıncılık endüstrisini bünyesinde barındıran kültür ekonomisinin Türkiye ekonomisini besleyen en önemli gelir kaynakları arasında yer aldığını belirten KREKSA Kültür ve Sanat Araştırmaları Kurucusu ve Sahibi Dr. Funda Lena, “Kültür ekonomisinin bel kemiğini oluşturan gösteri sanatları, yarattığı katma değerle diğer alanlardan çok daha büyük bir potansiyele sahip bulunuyor. Gösteri sanatları alanına yapılan yatırımlar, sadece sanatı desteklemekle kalkmıyor, aynı zamanda ülke ekonomisinin kalkınmasında tetikleyici bir güç oluşturuyor” dedi.
SADECE GİŞELER DEĞİL TURİZM, GIDA, HAVACILIK SEKTÖRLERİ DE KAZANIYOR
Kültür ekonomisinin sosyal ve ekonomik açıdan büyük potansiyele sahip olmasına rağmen devlet bütçesinden aldığı payın oldukça düşük kaldığına dikkat çeken Dr. Funda Lena, konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“2021’de 6 milyar TL olan Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin genel bütçeden aldığı pay yüzde 0,5 sınırında kaldı. Gelişmiş ülkelerde kültür alanına ayrılan devlet bütçesi en az yüzde 1 civarında. Ülkemizde bu oran 2019’da yüzde 0,6 seviyesindeyken, pandemi etkisiyle daha da geriledi. Oysa kültürel sektörler doğrudan ve dolaylı olarak ciddi bir ekonomik değer yaratıyor. Festival, bienal gibi düzenli organize edilen etkinlikler bölge ekonomilerini canlandırıyor. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın (İKSV) düzenlediği bienal ve festivaller, Bozcaada Caz Festivali, Kuşadası Gençlik Festivali gibi organizasyonlar her yıl yüz binlerce insanı ülkemizde buluşturarak turizm, ulaştırma, perakende ve gıda gibi sektörlere dinamizm getiriyor. Tiyatro ve konser salonu gibi yeni etkinlik mekanlarının açılması, kültürel aktivitelerinin çeşitlendirilmesi turist trafiğini artırıyor. Yalnızca gişelerin değil, restoran, kafe, otel ve mağazaların, hatta taksi durakları gibi ulaşım noktalarının da gelirleri yükseliyor. Kapalıçarşı esnafı, James Bond filmi çekilirken elde ettiği kazançları unutmuyor” değerlendirmesinde bulundu.
YATIRIMLAR EKONOMİK KALKINMA DÜZEYİNİ DAHA İLERİ SEVİYELERE TAŞIYACAK
2021’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 6 milyar TL’lik bütçesinin yüzde 42’sinin milli kültürü koruyucu ve yaygınlaştırıcı faaliyetlere harcandığına, sanat ve kültür ekonomisinin bütçeden yüzde 7,5 pay aldığına değinen KREKSA Kültür ve Sanat Araştırmaları Kurucusu ve Sahibi Dr. Funda Lena “Gelişmiş ülkeler kültür ve sanat faaliyetlerinin sahip olduğu ekonomik potansiyeli oldukça verimli kullanıyor. Kültürel sektörlere yönelik projelere sağlanan destekler her geçen yıl artırılıyor. Türkiye’de de bu sektörlerin ekonomiye sağlayacağı mevcut ve potansiyel katkılar göz ardı edilmemekle birlikte, bu konuda gidilmesi gereken daha çok yol var. Kültürel sektörlere yönelik yapılacak yatırım ve desteklerin, yalnız sanatın korunması ve gelişmesine değil, ekonomik kalkınmanın daha ileri seviyelere taşınmasına da hizmet edeceğine inanıyoruz” diye belirtti.