ErdoÄŸan: Gazze'ye yardım götüren ilk kargo uçağı El AriÅŸ Havalimanı'na indi
Türkiye-Afrika 4. Ekonomi ve Ä°ÅŸ Forumunda konuÅŸan CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, "Milyonlarca insan açlık tehlikesiyle karşı karşıyayken Filistinlilere yapılan insani yardımların kesilmesi ise yeni bir utanç lekesi olarak bu kararı alanların alnına yapışmıştır. Tüm tarafları aklıselimle hareket ederek önce ateÅŸkesi sonrasında ise kalıcı barışı görüşmeye davet ediyoruz. Gerek ÅŸahsım, gerek DışiÅŸleri Bakanım ki ÅŸu anda Mısır'a yolda gidiyor. Gerekse MÄ°T baÅŸkanım, rehinelerin salıverilmesi baÅŸta olmak üzere krize çıkış yolu bulmak için temaslarımızı yoÄŸun bir ÅŸekilde sürdürüyoruz. Ancak kimi aktörlerin sükuneti tesis etme yerine ateÅŸe benzin döken, provokatif tavırları hem bizim çabalarımızı sekteye uÄŸratmakta hem de krizi derinleÅŸtirmektedir. Gazze ÅŸu an itibariyle masumdur, maÄŸdurdur. Ama Ä°srail'in böyle bir mazlum durumu söz konusu deÄŸil. Tabii, NATO'da beraber olduÄŸumuz Amerika BirleÅŸik Devletleri'nin bölgeye uçak gemilerini göndermesi maalesef barışa, sükunete, diyaloÄŸa, diplomasiye ve taraflar arasında tansiyonun düşürülmesine hiçbir katkı saÄŸlamıyor" dedi.Â
Â
Ä°stanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 4. Türkiye-Africa Ekonomi ve Ä°ÅŸ Forumu'nun kapanış programı CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın katılımıyla gerçekleÅŸti. Programa, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Afrika BirliÄŸi BaÅŸkanı ve Komorlar BirliÄŸi Devlet BaÅŸkanı Azali Assoumanı, Dış Ekonomik Ä°liÅŸkiler Kurulu (DEÄ°K) BaÅŸkanı Nail Olpak, Afrika Ä°ÅŸ Konseyi BaÅŸkanı Amany Asfour ve çok sayıda yabancı ve yerli iÅŸ insanları katıldı. Programda CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan katılımcılara hitap etti.Â
"TÜM AFRİKA'DAKİ BÜYÜKELÇİLİK SAYIMIZI 44'E ÇIKARDIK"
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk milleti olarak Afrika halklarıyla kökleri 10. yüzyıla uzanan güçlü bağlarımız bulunuyor. Kıtanın farklı şehirlerinde inşa dilen asırlık camiler, kütüphaneler, hanlar, limanlar aramızdaki kadim dostluğun nişanelerinden bazılarıdır. Ortak tarihimizin izlerine, Sudan'dan Libya'ya, Harar'dan Cumburcu'ya kadar kıtanın her köşesinde rastlıyoruz. Nice Afrika kökenli Osmanlı vatandaşının, Cihan harbinden vatan müdafaasına katılarak, atalarımızla omuz omuza çarpıştığını biliyoruz. İşgalcilere karşı verdiğimiz istiklal harbimizin, özgürlük mücadelelerinde, Afrika halklarına cesaret ve ilham aşıladığı bir başka tarihi hakikattir. Bu köklü geçmişimize rağmen ilişkilerimizde bir dönem adeta fetret devri yaşadık. Şüphesiz bunda ülkemizin ve kıtanın içinde bulunduğu şartlar etkili oldu. Uzun yıllar süren savaşlardan yorgun düşen ülkemiz, cumhuriyetimizin ilk yıllarında daha çok iç meseleleriyle uğraştığı, yaralarını sarmaya çalıştı. Ancak bu dönemde dahi Türkiye, Afrika'ya ve Afrika halklarına asla sırtını dönmedi. Başta Kuzey Afrika ülkeleri olmak üzere kıtadaki özgürlük hareketlerini, dönemin zorlu koşullarına rağmen güçlü bir şekilde destekledik.  Bir şekilde Afrika halklarıyla irtibatlarımızı korumaya gayret ettik.
2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde, ilişkilerimizin yeterince gelişmediği bölgelere öncelik verdik. Bunlardan birisi de Afrika'ydı. Kıta ülkelerinin çoğuyla olan münasebetlerimizin seviyesi ne bize ne de Afrikalı dostlarımıza yakışmıyordu. İlk olarak 2003 yılında Afrika ile ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi stratejisini uygulamaya koyduk. Ardından 2005 senesini ülkemizde Afrika Yılı ilan ederek kıtayla ilişkilerimizde yeni bir sayfa açtık. Afrikalı kardeşlerimizle, yeniden kucaklaşırken işbirliğimizi eşit ortaklık ve kazan, kazan temelinde ilerletmeye çalıştık. Kıtaya yönelik kibirli bakış açılarını elimizin tersiyle ittik. Afrikalı kardeşlerimizle göz hizasında ilişki kurmaya, duygudaşlık geliştirmeye, birbirinizi daha çok anlamaya ihtimam gösterdik. Tarihinde sömürgecilik lekesi bulunmayan bir millet olarak, hiçbir ayrım yapmadan Afrika halklarını bağrımıza bastık. Afrika açılımıyla ivme kazanan işbirliğimizi 2008 yılında Afrika Birliği'nin stratejik ortağı olarak bütüncül bir yapıya kavuşturduk.
DüzenlediÄŸimiz 3'üncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'yle ülkemizin ciddiyetini kıta ile iÅŸbirliÄŸimizi atfettiÄŸimiz önemi açıkça ortaya koyduk. Burada ÅŸu hususu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Afrika, Türk milletinin kalbinde olduÄŸu kadar ülkemizin dış politikasında da özel bir yere sahiptir. Afrika'nın benim gözümdeki ve gönlümdeki yeri ise çok müstesnadır. BaÅŸbakanlığım ve CumhurbaÅŸkanlığım döneminde kıtaya elliden fazla ziyaret gerçekleÅŸtirdim. Her ziyaretimde Afrika'nın zengin kültürünü, insanlarını samimiyetini, yokluk ve yoksulluk içinde olsalar bile Afrikalı kardeÅŸlerimizin metanetini gülen yüzlerinde, çiçekler açan Afrikalı çocukların yaÅŸama sevincini yakından görme imkanı buldum. Afrikalı muhataplarımın, söylediÄŸi ÅŸu sözün ne kadar doÄŸru olduÄŸunu ben de bizzat tecrübe ettim. 'Evet, bir kez Afrika'ya giden her zaman gitmek istermiÅŸ' Biz de, ne Afrika'dan, ne Afrikalı kardeÅŸlerimizden ne de kıtanın büyüleyici atmosferinden asla kopmadık, kopamadık. Aynı ÅŸekilde kıtanın dört bir yanından dost devlet ve hükümet baÅŸkanlarını ülkemizde ağırlamanın bahtiyarlığını yaÅŸadık. Tüm Afrika'daki büyükelçilik sayımızı 44'e çıkardık.Â
Ankara'da 38 Afrika ülkesinin büyükelçisine ev sahipliÄŸi yapmaktan ayrıca gurur duyuyoruz" dedi.Â
"TOPLAM 48 AFRÄ°KA ÃœLKESÄ°YLE Ä°Åž KONSEYLERÄ° KURDU"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ticaret müşavirliklerimizin sayısı yakında 31'e ulaşacak. Toplam 48 Afrika ülkesiyle iş konseyleri kurduk. Ticari ve ekonomik işbirliği anlaşmamız olan ülke sayısı kırk 48'i buldu. Yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşması olan ülke sayısı 32'ye çıktı. Ticaretten yatırıma, kültürden eğitime, Afrika'yla her alanda ilişkilerimizin günden güne geliştiğini büyük bir mutlulukla müşahade ediyoruz. Önümüzdeki dönemde Afrika kıtası serbest ticaret alanının ticaret ve yatırımlar bakımından önemli fırsatlar doğuracağını değerlendiriyoruz. Burada ortak başarımızı göstermesi açısından bazı rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. Kıtayla 2003 yılında 5,4 milyar dolar olan ticaret hacmimiz geçtiğimiz yılsonu itibariyle 41 milyar dolara yaklaştı. Afrika'daki doğrudan yatırımlarımızın toplam değeri on milyar doları aştı. Firmalarımız, enerjiden inşaata, tarımdan beyaz eşya ve gıdaya kadar farklı alanlarda iş yaparak Afrika'nın alt ve üstyapı eksikliklerinin giderilmesinde çok önemli vazifeler üstleniyor. Şirketlerimiz, iş gücü ihtiyaçlarının büyük bölümünü yerelden karşılayarak Afrika ülkelerinde istihdama ve üretime katkı sağlıyorlar.
Bugün 100 bini aÅŸan Afrikalı işçinin Türk yatırımcılar sayesinde istihdam imkanına kavuÅŸması bizim için gurur kaynağıdır. Türk müteahhitlerinin kıta genelinde üstlendiÄŸi projelerin toplam deÄŸeri 85,5  milyar doları geçti. Ziyaretlerimizde Türk ÅŸirketlerinin Afrikalı ortaklarıyla beraber inÅŸa ettikleri yollara stadyumlara, havalimanlarına, fabrikalara rastlıyoruz. Muhataplarımız, ÅŸirketlerimizle çalışmaktan duydukları mutluluÄŸu her fırsatta dile getiriyor. Türkiye CumhurbaÅŸkanı olarak ÅŸirketlerimizin kıtada böyle anılmasını memnuniyetle karşılıyorum. Kıtada 41 ülke ve 62 noktaya uçan Türk Hava Yollarımız Afrikalı kardeÅŸlerimizi diÄŸer coÄŸrafyalara baÄŸlıyor. Ayrıca tarım, ulaşım, imalat ve enerji sektörleri de kıtanın geliÅŸmesi için kilit öneme sahip alanlar olarak yatırımcılarımızın ilgisini çekiyor. Savunma sanayi Türkiye'de son yıllarda en büyük atılım yaptığı sektörler arasındadır. Ä°nsansız hava araçlarında, dünyanın ilk üç ülkesinden biriyiz. Akıncı'yla yakaladığımız ivmeyi Kızıl Elma ile bir üst lige taşıyoruz. SavaÅŸ gemisi teknolojisinde de kendi gemisini tasarlayan, geliÅŸtiren, inÅŸa ve idame edebilen on ülke arasındayız.  Barış ve güvenliÄŸin kalkınmanın temel ÅŸartı olduÄŸu ÅŸiarıyla bu alandaki tecrübemizi Afrikalı kardeÅŸlerimizle de paylaÅŸmaya hazırız. Afrika coÄŸrafyasının baÅŸarısını kendi baÅŸarımız olarak addediyoruz. Afrika BirliÄŸi'nin G20 üyeliÄŸine en başından beri tam destek verdik. Bu çerçevede yapılan son G20 zirvesinde Afrika BirliÄŸi'nin üye olmasını memnuniyetle karşıladık. Aziz kardeÅŸim Komorlar BirliÄŸi CumhurbaÅŸkanı Asumani Azali'yi dönem baÅŸkanlığında gerçekleÅŸen bu deÄŸerli üyelik için tebrik ediyorum. Afrika kıtasının küresel sistemde hak ettiÄŸi yeri alması için bundan sonra da gereken her türlü katkıyı saÄŸlayacağımızın bilinmesini istiyorum" diye konuÅŸtu.Â
"İSRAİL YÖNETİMİNİN REFAH KAPISINDAN, İNSANİ YARDIM GEÇİŞLERİNE İZİN VERMESİ GEREKİYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Değerli misafirler küresel ve bölgesel ölçekte maalesef üzücü gelişmelere şahit oluyoruz. Afrikalı bazı liderlerin Ukrayna- Rusya arasındaki savaşın, barışçıl yöntemlerle sona erdirilmesi yönünde başlattığı girişime önem veriyorum. Biz de savaşın ilk gününden beri barış için çalıştık. Çalışıyoruz. Karadeniz girişimiyle, gıda krizinin daha da derinleşmesinin önüne geçtik. Girişimin uygulanma döneminde 33 milyon ton tahılın boğazlarımızdan güvenle taşınmasını temin ettik. Ancak tüm samimi çabalarımıza rağmen Afrikalı kardeşlerimizin tahıldan arzu ettiğimiz miktarda faydalanamadığını biliyoruz. Bu konudaki rahatsızlığımızı, çeşitli vesilelerle muhataplarımıza ilettik. Eski kolonyal alışkanlıklar ne yazık ki burada da devreye girdi. Afrikalı kardeşlerimizin çektiği sıkıntılar, batılı zengin ülkeler tarafından yeterince dikkate alınmadılar. Tahılın, Afrika ülkelerine daha adil ve daha etkin dağıtımına bilhassa önem veriyoruz. Karadeniz girişiminin uzatılmamasıyla bazı Afrika ülkelerinin endişelerinin arttığının farkındayız.
Rusya Devlet BaÅŸkanı Sayın Putin'le temaslarımızda bu kaygıların giderilmesi için neler yapabileceÄŸimizi deÄŸerlendirdik, deÄŸerlendiriyoruz. Ä°lk etapta bir milyon ton tahılın kıtaya ulaÅŸtırılması için görüşmelerimiz sürüyor. Ä°nÅŸallah bu gayretlerimizden müspet netice alacağımıza inanıyorum. Rusya-Ukrayna Savaşı'nın olumsuz etkilerini yaÅŸarken Ä°srail ile Filistin arasında meydana gelen hadiseler, hepimizi derinden sarstı. GerginliÄŸi daha da artarak bölgeye yayılması ihtimalinden endiÅŸeliyiz. Camilerin, hastanelerin ve sivil yerleÅŸim yerlerinin bombalanması gibi saldırıları kabul etmediÄŸimizi ve asla etmeyeceÄŸimizi açıkça söylüyorum. Gazze'deki insani durumu kötüleÅŸtiren ablukanın, bölgeyi provokasyonlara açık hassas bir duruma getirdiÄŸi malumdur. Buradan sizlerin aracılığıyla tüm dünyaya sesleniyorum. 360 kilometre kareye sıkışmış iki milyon insanın elektriÄŸini, suyunu, yakıtını, gıdasını kesmek en temel insan haklarının ihlalidir. Gazze halkının toptan cezalandırılması sadece sorunu büyütecek daha fazla acıya, daha fazla gerilime daha fazla gözyaşına sebep olacaktır. Ä°srail yönetiminin refah kapısından, insani yardım geçiÅŸlerine izin vermesi gerekiyor. El AriÅŸ Havalimanına, içerisinde ilaç, dayanıklı gıda, konserve, çocuk bezi, su, tıbbi malzemelerin de bulunduÄŸu bir insani yardım uçağımızı bu sabah gönderdik. Çatışmalar baÅŸladığından beri bölgeye intikal eden ilk yardım kargosunu götüren uçağımız bugün saat 12.00 itibariyle havalimanına indi. AFAD baÅŸkanlığımız, yeni yardım malzemelerinin bölgeye sevkiyle ilgili hazırlıklarını sürdürüyor. Biz bunu yaparken BirleÅŸik Arap Emirlikleri aynı ÅŸekilde bunu yaparken Katar bu tür yardımları yaparken aynı ÅŸekilde Suudi Arabistan bunları yaparken ama bir de bakıyoruz ki Amerika buraya uçak gemisi göndermeyi konuÅŸuyor. Ä°ngiltere uçak gemisi göndermeyi konuÅŸuyor. Ä°nsan hakları evrensel beyannamesinde acaba bunlar var mı? Åžu anda Gazze'de yerle yeksan edilen kadın, çocuk, anne, ne var ne yok. Hepsi yok ediliyor. Bundan kimse dertlenmiyor. Ama biz, dertliyiz. Biz dertleniyoruz" ÅŸeklinde konuÅŸtu.Â
"GAZZE ÅžU AN Ä°TÄ°BARÄ°YLE MASUMDUR, MAÄžDURDUR"
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, "EÄŸer insan hakları evrensel beyannamesine zerre kadar saygınız varsa o zaman kusura bakmasınlar. Herkes acaba biz buraya ne gibi bir yardımda bulunabiliriz bunu konuÅŸmaları lazım. Ama bunların böyle bir derdi yok. Åžimdi kardeÅŸ Mısır makamlarıyla iÅŸ birliÄŸi içinde inÅŸallah Gazze'ye insani yardımlarımızı ulaÅŸtırmaya devam edeceÄŸiz. Milyonlarca insan açlık tehlikesiyle karşı karşıyayken Filistinlilere yapılan insani yardımların kesilmesi ise yeni bir utanç lekesi olarak bu kararı alanların alnına yapışmıştır. Tüm tarafları aklı selimle hareket ederek önce ateÅŸkesi sonrasında ise kalıcı barışı görüşmeye davet ediyoruz. Gerek ÅŸahsım gerek DışiÅŸleri Bakanım ki ÅŸu anda Mısır'a yolda gidiyor. Gerekse MÄ°T baÅŸkanım, rehinelerin salıverilmesi baÅŸta olmak üzere krize çıkış yolu bulmak için temaslarımızı yoÄŸun bir ÅŸekilde sürdürüyoruz. Ancak kimi aktörlerin sükûneti tesis etme yerine ateÅŸe benzin döken, provokatif tavırları hem bizim çabalarımızı sekteye uÄŸratmakta hem de krizi derinleÅŸtirmektedir. DeÄŸerli kardeÅŸlerim, özellikle bir konuyu ifade etmem lazım. O da ÅŸudur. Gazze ÅŸu an itibariyle masumdur, maÄŸdurdur. Ama Ä°srail'in böyle bir mazlum durumu söz konusu deÄŸil" dedi.Â
"FİLİSTİN DEVLETİ KURULMADAN BÖLGEYE BARIŞ VE HUZUR GELMEYECEĞİNİ BİR KEZ DAHA GÖSTERMİŞTİR"
Tabii, NATO'da beraber olduğumuz Amerika Birleşik Devletleri'nin bölgeye uçak gemilerini göndermesi maalesef barışa, sükunete, diyaloğa, diplomasiye ve taraflar arasında tansiyonun düşürülmesine hiçbir katkı sağlamıyor. Şimdi çok daha önemlisi Amerika'nın Dışişleri bakanı benim Dışişleri Bakanımla görüşme yapıyor. İsrail'e Dışişleri Bakanı sıfatıyla değil, bir Yahudi sıfatıyla yaklaşıyorum diyor. Bu nasıl bir politikacı? Bu nasıl bir yaklaşım? Bunu söylediğin zaman sana karşındakiler de şunu söylerse ben de bölgeye bir Müslüman sıfatıyla yaklaşıyorum dersek ne diyeceksin? Bak, biz Yahudi öbür tarafta Türk öbür tarafta şu, bu demiyoruz. Karşındakine insan sıfatıyla yaklaşacaksın. Ya o çocukların halini görmüyor musun? O şehit edilen yavruların halini görmüyor musun? Annelerinin, babalarının ne hale geldiğini görmüyor musun. Ne diyor? Düşünün. Ben seninle Dışişleri Bakanı sıfatıyla değil bir Yahudi olarak konuşuyorum diyor. Biz, bugüne kadar hiç böyle yaklaşmadık.
Ãœlkemdeki Ä°srail büyükelçiliklerini ÅŸu anda her türlü korumanın altına aldık. Çünkü bu tür dönemler her ÅŸey olabilir. Ve biz ülkemizdeki büyükelçilikleri hep bizim güvencemiz altında olması gerekir diyerek güvence altında tuttuk. Ve Amerika BaÅŸkanının, dün Suriye konusunda yaptığı açıklamadaki yaklaşımı, bizde kendilerinin bölgedeki faaliyetleri için ifade ediyoruz. Yani Amerika'nın, PKK'nın Suriye'deki uzantılarıyla bu ülkede yürüttüğü faaliyetler Türkiye'nin milli güvenliÄŸi için olaÄŸanüstü bir tehdit mahiyetine sahiptir. Biz, Amerika'yla NATO'da beraber deÄŸil miyiz? Beraberiz. Peki, bizim SÄ°HA'mızı Amerika düşürdü mü? Düşürdü. Biz senle NATO'da nasıl beraberiz ya? Nasıl böyle bir ÅŸey yapabilirsin? Aramızda güvenlik sorunu var. Söz konusu açıklama müttefiklik ve stratejik ortaklık ruhuyla baÄŸdaÅŸmadığı gibi, Suriye'yi bölmeye çalışan terör örgütlerine de cesaret vermektedir. Ãœlkemize yönelik terör tehdidini, terör örgütünün arkasında kimin olduÄŸuna bakmaksızın, kaynağında ortadan kaldırmakta kararlıyız. DEAÅž'la göğüs göğüse çarpışan, ÅŸehitler verme pahasına bu terör örgütüne hezimete uÄŸratan tek NATO müttefiki olarak bize karşı oynanan bu tiyatroyu sadece acı bir tebessümle karşılıyoruz. Tiyatro oynayanları, kendi senaryolarıyla baÅŸ baÅŸa bırakıp kendi milli güvenliÄŸimizin gerektirdiÄŸi adımları atmayı sürdüreceÄŸiz. Son geliÅŸmeler 1967 sınırlarında baÅŸkenti DoÄŸu Kudüs olan coÄŸrafi bütünlüğe sahip, bağımsız, egemen bir Filistin devleti kurulmadan bölgeye huzur gelmeyeceÄŸini bir kez daha göstermiÅŸtir. Kendi topraklarında asırlarca baskıya, sömürüye, iÅŸgale maruz kalmış Afrikalı dostlarımızın da 1967 sınırları içinde bir Filistin Devleti'nin hayata geçirilmesi için gerekeni yapacaklarından şüphe duymuyorum" dedi.Â
"SUDAN HALKININ ACILARINI HAFİFLETMEK İÇİN İNSANİ YARDIMLARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ"
Erdoğan, "Afrika'da olumlu gelişmelerle birlikte üzücü hadiseler de yaşanmaktadır. Sudan'da akan kardeş kanının bir an evvel durmasını ve krizin sühuletle çözülmesini temenni ediyoruz. Sudan halkının acılarını hafifletmek için insani yardımlarımızı sürdüreceğiz. Sayel bölgesinin, ciddi Siyasi, ekonomik, sosyal ve güvenlik sınamalarıyla yüzleştiği bir gerçektir. Son dönemde sıkıntılı günler yaşayan Nijer'in en kısa zamanda anayasal düzene ve demokratik bir yönetime kavuşmasını ümit ediyoruz. Soruna barışçıl bir çözüm için yürütülen çalışmaların başarıya ulaşmasını diliyoruz. Nijer'e yapılacak herhangi bir askeri müdahalenin bu ülkeyle birlikte bölgenin tamamını daha derin bir istikrarsızlığa sürükleme riski vardır. Gabon'da huzur ve istikrarın korunmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Dünya beşten büyüktür şiarıyla yürüttüğümüz kutlu mücadeleyi sadece kendimiz için değil Afrikalı kardeşlerimiz için de veriyoruz. Son birkaç yılda, yaşadıklarımız tüm insanlığın kaderini güvenlik konseyi üyesi beş ülkenin insafına bırakmanın yanlışlığını bir kez daha ortaya koydu. 1,5 milyara yaklaşan nüfusuyla Afrika kıtasının güvenlik konseyinde, söz ve karar hakkının olmaması çok büyük bir adaletsizliktir. Afrika'nın güvenlik konseyinde hak ettiği şekilde temsil edilebilmesi için güç birliği yapmamız gerektiğine inanıyorum. Yaklaşık 40 yıldır bölücü terörle mücadele eden bir ülke olarak Afrikalı kardeşlerimizin karşılaştığı güvenlik sınamalarını gayet iyi biliyoruz. Boko Haram, Eşebad, DEAŞ gibi örgütler sadece birkaç ülkenin sorunu değil hepimizin ortak düşmanıdır. Bizim nazarımızda FETÖ ve PKK ile masum Afrikalıların canına kasteden bu terör örgütleri arasında hiçbir fark yoktur. FETÖ'yle mücadelemize destek veren bu teröristlerin faaliyetlerini yasaklayan örgütle iltisaklı sözde eğitim kurumlarını Maarif Vakfı'mıza devreden veya kapatan tüm dostlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.