Bakan Şimşek: Önümüzdeki 3 yıl boyunca enflasyonu düşürmeye devam edeceğiz
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Arap Bankalar Birliği tarafından düzenlenen Uluslararası Arap Bankacılık Zirvesi’ne katıldı. Burada İngilizce bir konuşma yapan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Türkiye'nin politika öncelikleri; fiyat istikrarını devam ettirmek, mali pozisyonumuzu güçlendirmek, bütçe açığını daraltmak ve yapısal dönüşümüze devam etmek. Türkiye'de enflasyon yüksek ama düşecek, bunun için dezenflasyon programı geliştirdik.1 yıllık bir geçiş dönemindeyiz. Uzun bir süreç önümüzdeki 3 yıl boyunca enflasyonu düşürmeye devam edeceğiz." dedi.
Bakan Şimşek, "Reel kur oranları bizim lehimize dönecek bu da dezenflasyonu daha da güçlendirecek. Bunların merkezinde büyümeyi sürdürülebilir hale getirmeye çalışıyoruz" şeklinde konuştu.Arap Bankalar Birliği tarafından düzenlenen Uluslararası Arap Bankacılık Zirvesi'nin açılışı Karaköy'de yapıldı. Açılış programına Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yanı sıra Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Arap Bankalar Birliği Başkanı Mohammed El Etreby ve Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alpaslan Çakar da katıldı. Zirvede açılış konuşmalarının ardından; Arap -Türk ekonomik ve bankacılık işbirliği, yaşanan uluslararası zorlukların gerektirebileceği ekonomik reformlar ve enflasyonla mücadele için sürdürülen küresel para politikaları gibi birçok konunun ele alınacağı öğrenildi. Açılış konuşmalarının ardından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de katıldığı panel düzenlendi. Panelin ardından misafir ülkelerin katılımcılarına hediyeler takdim edildi.
Türkiye ile Arap dünyasının birçok alanda işbirliği ve ortaklıklar geliştirebileceğini belirten Mehmet Şimşek, "Türkiye, ekonomisi çok çeşitlendirilmiş bir ülke. Üretim, katma değer ve teknoloji alanında rekabetçi bir ülke, Avrupa ve Orta Asya arasında bir köprü vazifesi görüyor. Arap dünyası da aynı zamanda kaynak açısından zengin ve kaynaklarını çeşitlendiren bir ülke. Arap dünyasında bütçe fazlası var. Özellikle Körfez ülkelerinde ihracat sermayesi sözkonusu bizde ithalat sermayesi. Dolayısıyla birbirimizi tamamlıyoruz. İki bölge arasındaki siyasi ilişkiler de çok iyi seviyede. Türkiye, ekonomisi çok çeşitlendirilmiş bir ülke. Üretim, katma değer ve teknoloji alanında rekabetçi bir ülke, Avrupa ve Orta Asya arasında bir köprü vazifesi görüyor. Arap dünyası da aynı zamanda kaynak açısından zengin ve kaynaklarını çeşitlendiren bir ülke. Arap dünyasında bütçe fazlası var. Özellikle Körfez ülkelerinde ihracat sermayesi sözkonusu bizde ithalat sermayesi. Dolayısıyla birbirimizi tamamlıyoruz. İki bölge arasındaki siyasi ilişkiler de çok iyi seviyede" şeklinde konuştu.
"TİCARET SERBESTLEŞTİĞİNDE DAHA FAZLA REFAH ORTAYA ÇIKIYOR"
Türkiye ve Arap dünyasının turizm, inşaat ve savunma sanayi alanında güçlü ortaklıklar kurulabileceğinin altını çizen Şimşek, serbest ticaret anlaşmalarıyla refah potansiyelinin devreye sokulabileceğini söyledi. Bakan Şimşek, "İki bölge arasındaki bağlantıyı nasıl ölçeklendirebiliriz ? Bu temeli kullanarak ticaret ve yatırım açısından karşılıklı fayda sağlayacak projelere imza atabiliriz. Serbest ticaret anlaşmaları yaparak toptan çözüm getirebiliriz. Ticaret serbestleştirildiğinde bazen korku ortaya çıkıyor ama gerçekte ticaret serbestleştiğinde daha fazla refah ortaya çıkıyor. Kamu politikalarıyla kamu tedbirleriyle ortaya çıkacak riskler ortadan kaldırılabilir. Türkiye ile Arap dünyası arasında serbest ticaret anlaşmalarıyla refah potansiyelini devreye sokabiliriz. Turizm, inşaat ve savunma sanayi alanında ortaklıklar geliştirebiliriz" dedi.
"İKİ ÜLKENİN ŞİRKETLERİ ORTAK DEĞERLER OLUŞTURABİLİR"
Turizm fırsatlarına da değinen Şimşek, "Türkiye ile Arap dünyası arasında turizm sezonu tam örtüşmüyor. Arap dünyasında turizm sezonu kış aylarında, Türkiye’de yaz sezonunda ön planda. Burada iki tarafın birbirini tamamladığını görüyoruz. Aynı zamanda üçüncü ülkelerde yapacağımız ortak projeler, işbirliği çalışmaları yüksek potansiyele sahip. Afrika, Orta Asya ya da dünyanın herhangi bir bölgesinde iki ülkenin şirketleri ortak değerler oluşturabilir" diye konuştu.
Türkiye’nin inşaat sektöründe öncü olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, "Küresel inşaat liginde faaliyet gösteren müteahhit sayısında Çin’den sonra geliyoruz. Son 50 yılda Türk müteahhitler 136 ülkede yarım trilyon dolarlık proje gerçekleştirdi. Sadece kendi ülkelerimizde değil, üçüncü ülkelerde de ortak inşaat projeleri geliştirebiliriz. Ukrayna’da ve bu durumun yaşandığı diğer ülkelerde çatışma sonlanacak. Yeniden yapılanma ihtiyacı ortaya çıkacak. Buradalar da birlikte çalışabiliriz" dedi.
"ÖNÜMÜZDEKİ 3 YIL BOYUNCA ENFLASYONU DÜŞÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Savunma sanayinde son dönemdeki gelişimin başarıyla sürdüğünü söyleyen Mehmet Şimşek, "Yerli savunma sanayimizi geliştirdik. Büyük bir ilerleme katettik. Çok zorlu bir dönemden geçiyoruz, bu alanda da yatırım yapmamız gerekiyor. Geçen sene savunma sanayi ekipmanları ihracatında Türkiye 11. sıradaydı. Barış içinde yaşayan bir bölge istiyoruz. Barış ve refah içinde yaşamak istiyorsak, bu yatırımları yapmaya devam etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Katılımcılara Türkiye ekonomisi hakkında da bilgiler veren Şimşek, "En önemli ticaret ortaklarımız arasında Avrupa yer alıyor, yüzde 51 ihracat potansiyelimiz var. Orta Asya ve Kuzey Afrika da önemli bir ihracat ortağımız. Pandemi sonrası emtia fiyatları istikrara kavuştu. Piyasalar jeopolitik gerilimlere bir şekilde kulaklarını kapatmış durumda. Türkiye’nin politika öncelikleri; fiyat istikrarını devam ettirmek, mali pozisyonumuzu güçlendirmek, bütçe açığını daraltmak ve yapısal dönüşümüze devam etmek. Türkiye’de enflasyon yüksek ama düşecek, bunun için dezenflasyon programı geliştirdik. 1 yıllık bir geçiş dönemindeyiz. Uzun bir süreç önümüzdeki 3 yıl boyunca enflasyonu düşürmeye devam edeceğiz. Bu da yeni değerlerin ortaya çıkmasını sağlayacak. Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler de büyümeye devam edecek" diye konuştu.
"BÜTÇE AÇIĞININ GSYH'YE ORANINI YÜZDE 3'ÜN ALTINA DÜŞÜRECEĞİZ"
Türkiye’nin ekonomi programının sağlam politikalar ve yapısal reformların birleşimi sayesinde çalıştığının altını çizen Şimşek, "Deprem nedeniyle geçen sene büyük açık verdik. İlave tedbirler alıyoruz. Tasarruf tedbirleri geliştirdik ve vergi reformu gerçekleştiriyoruz aynı zamanda kayıtdışı ekonomiyle mücadelemiz devam ediyor. Bütçe açığının GSYH'ye oranını yüzde 3’ün altına düşüreceğiz. Türkiye henüz küresel dezenflasyon rüzgarına kapılmadı. Parasal politikalarımız istikrarlı bir şekilde uygulanmaya devam ediyor. Cari açıktaki düşüş rezerv birikiminin temeli olacak. Portföy tercihleri Türk Lirası'nın lehine olacak. Yapısal problemlerimizi çözüyoruz. Reel kur oranları bizim lehimize dönecek bu da dezenflasyonu daha da güçlendirecek. Bunların merkezinde büyümeyi sürdürülebilir hale getirmeye çalışıyoruz. Türkiye’nin CDS puanı 439 baz puan düştü. Kur değişkenliği nominal ölçüde devam ediyor. Değişkenlik azaldı. Büyüme kompozisyonu ilerlemeye devam ediyor net ihracat buna büyük katkı sağlıyor, cari açık Mart ayında 57 milyar dolardan 30 milyar dolara düştü. Anlamlı bir şekilde düşmeye devam edecek ve GSYH’ye oranı yüzde 2.5’ta kalacak" dedi.
"TÜRK LİRASI MEVDUAT REZERVLERİMİZ ARTTI"
Bakan Şimşek, "Türkiye yapısal olarak büyük bir pazar. Genç nüfus ve GSYH oranı çok güçlü. Türkiye yaklaşık yaklaşık 12 AB üyesi ülkeden daha büyük. Geçen sene 1.3 trilyon dolarlık bir potansiyel vardı. Büyüyen ve büyümeye devam eden bir ekonomi" dedi. Bakan Şimşek TCMB rezervlerinin giderek arttığını belirterek yaklaşık 36 milyar dolar iyileşmenin sözkonusu olduğunu vurguladı. Şimşek "Bu gerçekten güçlü bir iyileşme. Kur korumalı mevduattan çıkıyoruz ve Türk Lirası mevduat rezervlerimiz arttı, güven artıyor. Yerel para birimiyle yapılan varlıklar da değer kazanmaya devam ediyor. Enflasyon beklentileri 1 yıllık yüzde 33, hâlâ hedeflerimizin altında ama hedeflerimize ulaşınca daha iyi bir orana ulaşacağız" ifadelerini kullandı.