Araştırma: Yöneticilerin yüzde 94’ü teknoloji ve inovasyon trendlerinde kendine güveniyor
Uluslararası denetim, vergi ve danışmanlık firması, “C-Level Barometresi 2021: Harekete Geçme Zamanı” yayımladı. 2021 yılının son çeyreğinde yürütülen rapor araştırmasına dünyanın 39 ülkesinden bini aşkın üst düzey yönetici katıldı. Araştırmaya katılanların yüzde 94’ü teknoloji ve inovasyon trendlerine, yüzde 91’i yönetişim, etik ve sosyal sorumluluk beklentilerine, yüzde 90’ıysa yeni ve daha sıkı mevzuat gerekliliklerine uyum sağlama konusunda kendilerine güvendiklerini aktardı. Kurumların yüzde 88’i olası bir krize karşı dik durabilecek direnci göstereceğini belirtti. Artan siber risklere karşı tamamen koruma altında olduğunu düşünen liderlerin oranıysa yüzde 68 olarak raporlandı.
Raporda salgının getirdiği 2 senelik belirsizlikten sonra 2022 için pozitif bir çerçeve sunarken insan sermayesine ve yetkinliklere yapılacak yatırımların şirketler için yeni fırsatlar yaratacağını aktarıldı. Çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim çalışmalarının yönetim kurulu düzeyinde ele alınıp stratejiye ve eyleme dönüştürülesinin önemine değinirken bu stratejileri kurarken siber risklerin de göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulandı.
Mazars Ortağı ve İcra Kurulu üyesi Mark Kennedy raporu “Yıllık barometre araştırmamızı müşterilerimizin karşı karşıya oldukları fırsatları, zorlukları dinlemek ve anlamak için yürüttük. Çalışmanın en dikkat çekici bulgularından biri, yöneticilerdeki özgüven ve direnç hissiydi.” sözleriyle yorumladı.
Mazars Denge Sürdürülebilirlik Hizmetleri Ortağı Yaman Alkan, raporun açıkça üst yönetimin ÇSY konularını sahiplenmesi gerektiğini ortaya koyduğunu belirtti. Kurumların bütün fonksiyonlarını mevcut sistem ve süreçlerini ortak bir amaç doğrultusunda sürdürülebilirlik strateji ile uyumlu olarak yenileyip ilerlemesinin açık ara fark yaratacağını vurguladı.
GELECEK TEKNOLOJİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTE
Araştırmaya göre liderler kurumlarını dönüştürmeyi ve bu dönüşümü gerçekleştirirken sürdürülebilirliği ve teknolojiyi baz alacaklarını açıkladı. Üst düzey yöneticilerin neredeyse üçte ikisinin (yüzde 62) önümüzdeki yıllarda sürdürülebilirlik stratejilerini dönüştürmeyi planladığı, yüzde 68’inse teknolojik (dijital) dönüşümü planladığı ortaya çıktı.
ÇSY, ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİN GÜNDEMİNDE
Çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim, üst düzey yöneticilerin odağında; yöneticiler, sürdürülebilirlik stratejilerinin dönüşeceğini ve sürdürülebilirlik girişimlerine yatırımların artacağını belirtti. Mazars Denge Yönetim Danışmanlığı Ortağı Kerim Can Ertuğ, aksiyon almanın önemine “Üst yönetimin bakış açılarını genişletmeleri ve şirketlerin mevcut stratejilerine ÇYS perspektifini entegre etmeleri vakit alan bir dönüşüm süreci. Stratejiyi eyleme dönüştürmek ve aksiyon almak için ilk adım sürece başlamak” sözleriyle değindi.
Mazars Sürdürülebilirlik Eşbaşkanı Chris Fuggle konuyu “Esas zorluk, niyetleri ve vaatleri hayata geçirilebilir stratejilere dönüştürmek. Üst yönetimde ÇSY’ye ilişkin anlayış inşa etmek ve bunu ana stratejiye dahil etmek büyük önem taşıyor. Bu hemen olacak bir şey değil ama önemli olan bu yolculuğa çıkmak” sözleriyle yorumladı.
STRATEJİDEN EYLEME
Araştırmada; liderler tarafından planlanan dönüşümler, planlanan yatırımlar ve liderlerin ÇSY’ye ilişkin taahhütleri düşünüldüğünde niyet ve eylem arasında bir tutarsızlık olduğu ortaya çıktı. Bu aşamada gerekli programların uygulanması ve doğru becerilere sahip doğru liderlere yola devam edilmesinin önemi vurgulandı.
Mazars Denge Yönetim Danışmanlığı Ortağı Kerim Can Ertuğ, “Firmaların misyonlarını içselleştirmiş, değerlerini paylaşan ve aynı vizyona inanan çalışanları bulması, barındırması ve geliştirmesi, stratejinin uygulanabilmesi için en kritik adımları. Firmaların hedeflerine ulaşması için, uygun insanları bulması, koruması ve geliştirmesi Yönetim Danışmanlığı ve İnsan Kaynakları Danışmanlık Hizmetlerimizde özellikle önem verdiğimiz unsurlar” sözleriyle stratejilerin uygulanmasının kritik adımlarına değindi.
Raporda liderlerin önümüzdeki üç ila beş sene içerisinde ihtiyaç duyacakları en önemli üç yetkinliğin stratejik vizyon ve planlama, analitik düşünme ve problem çözme, inovasyon ve yaratıcılık olduğu belirtildi.
ÇSY’nin odak noktasında olmasını ve yönetişim, etik ve sosyal sorumlulukla ilişkili beklentilere karşılık vermek isteyen liderler için “kuruluşun geleceğiyle ilgili amaç hissi”, “sorumluluğu ivmelendirecek ve ona önderlik edecek güçlü etik” ve duygusal zekâ gibi konular listenin aşağılarında yer aldığı ve bu durumun niyet ve eylem arasında bir boşluk yarattığı vurgulandı.
Mark Kennedy rekabet avantajı yaratmak isteyen firmaların insan sermayesine yatırım yapması gerektiğini “Özellikle ÇSY’nin yükselişi ve insanların kurumların davranışına ilişkin beklentilerinin artmasıyla birlikte yetenek rekabeti iyice kızıştı. Değerlerini ve vizyonlarını ortaya koyabilen, doğru becerilere sahip insanları yetiştirebilen, işe alabilen ve güçlendiren kuruluşlar rekabet avantajı inşa etme fırsatına sahip olacaklar.” sözleriyle vurguladı.