Araştırma: Güvenlik olayları şirketlerde 1 trilyon dolar gelir kaybına neden oldu
Entegre güvenlik firmaları G4S ve Allied Universal, ‘Dünya Güvenlik Raporu 2023’ü yayımladı. 30 ülkeden küresel şirketin güvenlik müdürleri veya eşdeğer görevlerde bulunan bin 775 çalışan ile yapılan rapora göre, yalnızca 2022 yılında, iç ve dış fiziksel güvenlik olaylarının bir sonucu olarak şirketlerde 1 trilyon dolarından fazla gelir kaybı yaşandı.
2021 yılında güçlerini birleştiren G4S ve Allied Universal, ‘Dünya Güvenlik Raporu 2023’ü yayımladı. Raporda mevcut güvenlik riskleri, özel güvenliklerin durumu, yeni güvenlik tehditleri ve gelişen teknoloji ile bu güvenlik risklerini minimize edecek yeni nesil tedbirler analiz edildi.
Rapora göre halka açık her dört şirketten biri (yüzde 25), son 12 ay içinde bir dış veya iç güvenlik olayının ardından kurumsal değerlerinde bir düşüş olduğunu bildirdi. Bununla birlikte, 200 küresel kurumsal yatırımcı ile güvenlik olaylarının halka açık şirketlerin değeri üzerindeki etkilerini anlamak için bir anket düzenlendi. Buna göre, güvenlik bütçeleri, yıllık yaklaşık 660 milyar dolar anlamına gelen, katılımcı şirketlerin küresel gelirlerinin yüzde 3.3'ünü temsil ediyor.
Teşvik edici bir biçimde, bir şirket güvenlik gerekliliklerinin yüzde 80’inden fazlası için tek bir üçüncü taraf güvenlik sağlayıcısından yararlandığında, yalnızca olayların sayısı azalmakla kalmamakta, aynı zamanda güvenlik olaylarını etkin şekilde yönetebilme alanındaki güven de büyük ölçüde artmaktadır.
“EN BÜYÜK TEHDİT EKONOMİK KRİZ”
Yapılan anketlerde güvenliği etkileyen en büyük tehdit yüzde 47 oranla ekonomik kriz. Bunu sırasıyla iklim değişikliği, sosyal huzursuzluk, enerji kaynaklarının kesintiye uğraması, savaş ve siyasi istikrarsızlık izliyor. Dünya kaynaklarının giderek azalması ve yarattığı ekonomik sorunlar toplumlarda suç oranlarını da artırıyor. Ankete katılan güvenlik müdürleri önümüzdeki bir yıl içinde işlenen suçlarla güvenlik tehditlerinin yüzde 50 artacağını ön görmüşlerdir. Her 10 güvenlik müdüründen 9’una göre, jeopolitik gerilimlerin tedarik zincirlerinin güvenliğini tehlikeye atması beklenmekte olup, bu durum önümüzdeki yıl küresel ticarette aksamalara neden olacak.
Rapora göre, bu tehditleri karşılayabilmek için teknolojik ilerlemenin hızı arttıkça, en iyi tasarlanmış güvenlik çözümünün bir parçası olarak insanın önemi de artıyor. Doğru teknolojiyi doğru insanlarla birleştirmenin zorlukları ortaya çıkarken güvenlik uzmanlarında yabancı dil bilgisi, eğitim derecesi, duygusal zeka gibi insani beceriler, fiziksel güçten daha önemli bir konumda.
FİZİKSEL GÜVENLİK OPERASYONLARINDA YAPAY ZEKAYA YATIRIM YÜZDE 42
Katılımcıların yüzde 90’ı güvenlik önleminde teknolojinin etkinliğinin artırılmasında hemfikir. Tespit ve müdahalenin teknolojik unsurlarla takibini destekleyen yüzde 51, anlık takip ve izlemenin önemini vurgulayanlar ise yüzde 54 oranında. Firmaların en büyük çekincelerinin finansal kaynak ayırmak olduğu görülse de yatırımlarının karşılığını çok daha büyük zararların önlenmesiyle karşılayabileceklerinin farkında oldukları görülmüştür ki yüzde 87’si uzaktan müdahaleye, yüzde 42’si fiziksel güvenlik operasyonlarında yapay zeka ve yapay zeka destekli izlemeye yatırım yapmayı planlıyor.
Tüm dünyanın bölgesel olarak da güvenlik risk analizinin çıkarıldığı raporda dünya ortalamasının üzerinde güvenlik olayıyla karşılaşılan Asya Pasifik Bölgesi’nde en büyük tehdit dolandırıcılık iken yine küresel ortalamanın üzerinde teknolojik yatırım yaptıkları görülüyor. Avrupa'da salgın hastalık ve ekonomik istikrarsızlığın yol açtığı güvenlik riskleri artarken bu bölgedeki şirketlerin ileri teknoloji kullanmada geri kaldıkları tespit edildi. Daha bir çok detayın bölgesel ve rakamsal olarak irdelendiği rapor ücretsiz olarak tüm dünya ile paylaşıldı.