Geri Dön
Ekonomi‘Akkuyu’da kazandığımız deneyimimizi dünya pazarlarına taşımaya kararlıyız’

‘Akkuyu’da kazandığımız deneyimimizi dünya pazarlarına taşımaya kararlıyız’

NÜKLEER Sanayi Derneği (NIATR) Yönetim Kurulu Başkanı Alikaan Çiftçi, dünya çapında nükleer bir rönesans yaşadığını belirterek, Türk nükleer sanayisinin de bu trendleri yakından takip ederek dünya piyasalarında aktif olmayı hedeflediğini söyledi. Çiftçi, “Nükleer, artık dünyanın en büyük ve en gelişmiş teknoloji şirketlerinin, veri merkezi operatörlerinin ilgisini ve yatırımını çekiyor. Nükleer sanayinin büyümesini uluslararası finans kuruluşları da desteklemeye başladı. Türk sanayicileri olarak Akkuyu’da kazandığımız inşaat ve ekipman üretimi deneyimimizi dünya pazarlarına taşımaya kararlıyız” dedi.

‘Akkuyu’da kazandığımız deneyimimizi dünya pazarlarına taşımaya kararlıyız’

Türk nükleer sanayisi olarak yeni dünyada hızla artan nükleer santral yatırımlarını yakından takip ettiklerini belirten Çiftçi, “Akkuyu NGS ile attığımız adımı yukarı taşımalıyız. Sinop, Trakya ve küçük modüler reaktörlerin (SMR) yatırım planlarının hayata geçmesini bekliyoruz. Türkiye, COP 29 kapsamında geçen yıl hazırlanan Nükleer Enerjiyi Üç Katına Çıkarma Deklarasyonu’na da imza atarak büyük bir kararlılık ortaya koydu. Biz de NIATR ve üye firmalar olarak küresel enerji dönüşümüne katkı sağlamak amacıyla önemli bir adım attık ve 2050 yılına kadar küresel nükleer kapasitenin en az üç katına çıkarılmasını hedefleyen Net Zero Nuclear Industry Pledge’e imza attık. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin nükleer yatırımlara ağırlık vereceğini görüyoruz. Türk sanayicileri olarak Akkuyu’da kazandığımız inşaat ve ekipman üretimi deneyimimizi dünya pazarlarına taşımaya kararlıyız. Türkiye, nükleer yatırımlarında gecikmemeli. Trendi takip etmeliyiz. Yaşanan’nin dünyada yaşanan nükleer rönesansta yerini almasını destekleyecek potansiyelimiz de var” diye konuştu.

Nükleer enerjinin öngörülen enerji gereksinimlerini karşılamanın yanı sıra iklim taahhütlerini yerine getirilmesinde de yardımcı olacak bir yol olarak görüldüğünü hatırlatan Çiftçi, “Geçtiğimiz birkaç hafta içinde Microsoft, Google ve Amazon'un önümüzdeki yıllarda nükleer enerji kullanmak için anlaşmalar imzaladığı görüldü. Onlar, karbon emisyonlarını azaltırken güç kullanımını artırmaya çalışan diğer şirketleri de aynı yolu izlemeye teşvik edecektir.”

‘Akkuyu’da kazandığımız deneyimimizi dünya pazarlarına taşımaya kararlıyız’

‘GELECEĞİN ENERJİSİ: NÜKLEER’

Başta Avrupa olmak üzere Amerika’dan Ortadoğu’ya kadar pek çok noktada nükleer alanda yeni yatırımlar yapıldığına dikkat çeken Çiftçi, “Halen 15 ülkede 64 reaktörün inşası devam ediyor. Gana, Polonya ve Filipinler gibi 20'den fazla ülke, ilk nükleer santrallerinin inşasını sağlayacak politikaları geliştirme sürecindeler. 2050 yılına kadar şu anki nükleer kapasitenin 3 katına ulaşılması için tüm dünyada çalışmalar sürüyor. COP 28’de alınan kapasite artırım kararlarına uluslararası bankalar da dahil olmak üzere dünya finans devlerinin destek verdiğini görüyoruz. COP 29’da da nükleer enerjinin gelecek için ne kadar büyük bir önem taşıdığı önemle vurgulandı. Tüm bunlar nükleer enerjinin geleceğin en çok ihtiyaç duyulan enerji kaynağı olacağını açıkça ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.

“AKKUYU NGS TEMİZ ENERJİ YOLUNDA ATILAN EN BÜYÜK ADIM”

Türkiye’nin de Akkuyu NGS ile bu enerji türünü kullanan ülkeler arasına girerek önemli kazanımlar elde edeceğini belirten Çiftçi şöyle devam etti:

“Ülkemiz, enerji arz güvenliğini sağlamak, çevresel sürdürülebilirliği artırmak, 2053 yılı için konulan karbon nötr hedefine ulaşabilmek ve enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla nükleer enerjiyi önemli bir kaynak olarak görüyor. Bu kapsamda Rusya ile Akkuyu NGS projesini hayata geçiriyoruz. Türkiye’nin bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük doğrudan yatırım projesi haline gelen santralin yapımı, ülkemizin temiz enerji yolunda attığı en büyük adımdır. Ülkemizin yanı sıra tüm dünyada nükleer sektörde yeni yatırımlar yapılıyor. Rusya devi Rosatom şu anda 7 farklı ülkede toplam 22 nükleer güç ünitesi inşa ediyor. Ayrıca, Rosatom’un uluslararası sözleşmeler portföyünde 10 farklı ülkede toplam 39 reaktör bulunuyor. 56 reaktörün faaliyette olduğu Çin ise şu anda 25 reaktör daha inşa ediyor. Yine aynı şekilde Birleşik Krallık, nükleer üretim kapasitesini 2050 yılına kadar 24 GW artırmayı planlıyor. Avrupa da yeniden nükleere dönüş sürecinde. Ortadoğu, Afrika ve Amerika’da yeni projeler konuşuluyor. Yalnızca bu kadar da değil. Son dönemde Microsoft, Google, Amazon gibi dünyanın en önemli teknoloji şirketlerinin yapay zekâ nedeniyle artan elektrik talebinin bir bölümünü nükleer enerjiden sağlama kararı almaları da son derece önemli.”

Türkiye’nin de 2053 hedefleri çerçevesinde nükleer kapasitesini artırma yoluna gideceğini hatırlatan NİATR Başkanı, Türk sanayicileri olarak bu yolda atılacak her türlü adıma destek vereceklerini vurguladı. Çiftçi, “Sinop ve Trakya’da kurulması planlanan nükleer santrallerin yanında Küçük Modüler Reaktörlerin (SMR) yapımı için de harekete geçildi. Buna ek olarak SMR teknolojisini kullanmak ve uygulamak için mevzuatın gereklerini de yerine getirme konusunda ‘SMR Kanunu’ olarak adlandırılacak yeni kanun için de hazırlıklar başladı. Bu konuda biz de üstümüze düşen her şeyi yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

7 MİLYAR DOLARLIK YERELLEŞTİRME POTANSİYELİ

Akkuyu NGS ile gelişen Türk nükleer sektörünün bu yeni projeler sayesinde daha da büyüyeceğini belirten Çiftçi, şunları söyledi:

“Akkuyu NGS dünyanın en büyük inşaat sahası olmasının yanı sıra imzalanan ve imza aşamasında olan 7 milyar dolar tutarındaki sözleşmelerle de yerelleşme konusunda da son derece başarılı bir örnek haline geldi. İlk nükleer santralimiz, bu anlamda Türk firmaları için bir ‘gurur ve deneyim’ projesine dönüşmüş durumdadır. Akkuyu sayesinde Türk şirketleri nükleer alanda hangi malzemelerin nasıl üretilmesi gerektiği ve inşaat aşaması konusunda büyük deneyim kazanıyor. Bundan sonraki projelerle de bu deneyimin büyüyeceğine eminim.”

‘AKKUYU NGS TÜRKİYE’NİN ENERJİ YOLCULUĞUNDA BİR DÖNÜM NOKTASIDIR’

Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener de Akkuyu NGS ile kazanılan deneyimin Türkiye için büyük bir önem taşıdığını vurgulayarak, “Akkuyu NGS Türkiye’nin nükleer enerji yolculuğunda bir dönüm noktasıdır. Dünyanın en ileri teknolojileri kullanılarak inşa edilen santral, ülkemizi enerji alanında geleceği yakalayan ülkeler sınıfına sokmuştur” ifadelerini kullandı.

‘Akkuyu’da kazandığımız deneyimimizi dünya pazarlarına taşımaya kararlıyız’

Santralin Türkiye’de nükleer sektörün ve ilgili alt sektörlerin gelişmesi ve insan kaynaklarının yetişmesi bakımından öncü rol oynadığını belirten Akyener, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye, Akkuyu NGS ile neredeyse 40 yıla dayanan hayallerini gerçeğe dönüştürmeyi başardı. Bu santralle Türk sanayicisine açılan kapılar, bundan sonraki nükleer santral ve SMR projeleriyle de katlanarak büyüyecektir. Akkuyu NGS’nin inşa sürecinde Türkiye’nin nükleer alandaki bilgisi, deneyimi ve kabiliyetleri artmaktadır. Türkiye’nin Akkuyu NGS için yer seçiminden farklı teknolojiler arasında doğru olanı tercih etmesine, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile çalışma düzlemini yürütme biçiminden nükleer alanda yürüttüğü müzakerelerdeki başarısına, hatta günümüzde Akkuyu NGS’de ortaya çıkan bazı yaptırım süreçlerinin aşılmasına kadar yoğun bir tecrübesi oluştu. Yani Akkuyu NGS Türkiye’ye çok önemli ve farklı alanlarda deneyimler kazandırmış durumda. İkinci ve üçüncü nükleer santrallerde bu tecrübenin ve santrallerdeki yerelleştirme oranlarının daha da artacağını düşünüyorum. Belki de 4’üncü nükleer santralimizi artık edindiğimiz bu büyük deneyimle kendimiz inşa edecek ve hatta başka ülkelerde nükleer teknolojiler geliştireceğiz. Kazakistan ve Türk ülkeleri de daha şimdiden Türkiye’den bu alanda destek ve tecrübelerini aktarmalarını istiyorlar. Bu anlamda geleceğin en parlak enerji kaynağı olan nükleer konusunda bugün olduğu gibi gelecekte de önemli adımlar atacağımıza inanıyorum.”

TÜRKİYE DİĞER ÜLKELERE ÖNCÜLÜK EDECEK

“Belki bundan 20-30 sene sonra üretilen bir teknolojinin transferi süreçlerine geldiğimizde Türk ekonomisine ciddi anlamda katma değer sağlanabilecektir” diyen Akyener, “Nükleer sadece Türkiye için değil tüm dünya için önemi artan bir enerji kaynağı. Diğer taraftan nükleer teknolojiyi paylaşma noktasında birçok ülke temkinli adımlar ile diğer ülkelerle temas kuruyor. Türkiye’nin Akkuyu NGS ile nükleer teknolojiye sahip olması, bu bağlamda know-how kabiliyetlerini geliştirmiş olması, uzmanlarını yetiştirmesi, bu süreçleri nasıl tamamladığı ile ilgili tecrübelerini arttırmasının akabinde, öncelikle Türk ülkeler olmak üzere; dost, müttefik ve medeniyet coğrafyamızdaki ülkelere yol gösterici olacaktır. Ülkemiz şimdiden Türk dünyasında nükleer enerji alanında iş birliği sürecini başlatıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Kırgızistan'da Türk Devletleri Teşkilatı toplantısında yeni iş birliklerine imza atıldığını duyurmuştu. Bu, ekonomimize ciddi bir katma değer sağlayabilir. Türk Devletleri Teşkilatı'na üye ülkeler, zengin uranyum kaynaklarına sahip olmalarına rağmen, bu kaynakları değerlendiremiyor. Türkiye, bu ülkelerle iş birliği yaparak, uranyum arama ve geliştirme süreçlerinden, nükleer yakıt çubuğu üretimine kadar geniş bir yelpazede ortak projeler geliştirebilir. Türkiye'nin mevcut kabiliyetleriyle, bu sürecin öncüsü olacağını söyleyebiliriz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye, Türkiye Yüzyılı hedeflerini gerçekleştirmek için nükleer enerjiyi de bir kaldıraç olarak kullanabilecektir. Bu bağlamda nükleer ile ilgili süreç yönetimine dair tecrübe aktarımını ihtiva eden diplomasi süreci daha şimdiden başlamıştır” ifadelerini kullandı.