Uluslararası Terörizm ve Güvenlik Konferansı’nda 'güvenlik tehditleri' konuÅŸuldu
Taksim'de 6'ncı Uluslararası Terörizm ve Güvenlik Konferansı gerçekleştirildi. Teması '21. Yüzyılda Güvenlik Tehditleri ve Aktörleri' olarak belirlenen konferansta, güvenliğin farklı boyutlarına ve ihtiyaçlarına odaklanıldı. Konferansta konuşan Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Kemal Olçar, terörizmle mücadelenin kapsamlı bir mücadele olduğunu söyleyerek "Sahada taktik seviyede mücadeleyi güvenlik kuvvetleri yapıyor. Ama diğer taraftan ilgili bakanlıkların, kurumların sorumlu olduğu birtakım çalışmaların olması gerekiyor" dedi.
Beykent Ãœniversitesi tarafından 6'ncı Uluslararası Terörizm ve Güvenlik Konferansı yapıldı. Ãœniversitenin Taksim yerleÅŸkesinde düzenlenen sempozyuma Rusya’dan, Polonya'dan, Ä°sveç'ten, Ä°spanya'dan ve Somali'den 7, Türkiye’den ise 6 akademisyen konuÅŸmacı olarak katıldı. Konferans 5 oturumdan ve farklı konu baÅŸlıklarından oluÅŸtu. Katılımcılar, ülkelerin güvenliÄŸini tehdit eden unsurlarından bahsederek güvenliÄŸin farklı boyutlarına ve ihtiyaçlarına odaklanıp kendi görüş ve tecrübelerini aktardı.Â
Konferansta konuşan Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Kemal Olçar, terörizmle mücadelenin kapsamlı bir mücadele olduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
"Sahada taktik seviyede mücadeleyi güvenlik kuvvetleri yapıyor. Ama diğer taraftan ilgili bakanlıkların, kurumların sorumlu olduğu birtakım çalışmaların olması gerekiyor. Finansal kaynakların kurutulması, illegal gelir kaynaklarının ortadan kaldırılması ya da eleman devşirme süreçlerinin hem psikolojik hem sosyolojik tarafları konusunda çalışmaların yapılması gerekiyor. Kendini farklı hisseden grup insanların genel toplumun dışında tutulmaması gerekiyor ve bu toplumla entegrasyonunun sağlanması gerekiyor. Bu tür gerekçelerle ortaya çıkan terörizm var ve bu kaynaklar buradan besleniyor. Bütün bu koşulların ve iklimin ekosistemin buna göre tekrar dizayn edilmesi gerekiyor. Terörizm ve terörist örgütlerle mücadele etmek için bu söylemiş olduğumuz sektörlerin hepsiyle hibrit ya da holistik şekilde mücadele etmek zorundayız. Hem sahada hem finans sektöründe hem toplumsal seviyede hem de politik alanlarda. Dolayısıyla bu gittikçe derin bir mücadeleyi gerektirecek bir konsept haline dönüşüyor.
Terörizm konusunun önemli güvenlik konularından bir tanesi olduÄŸunu belirten Dr. Olçar, "Biz bunu şöyle söylüyoruz; silahlı devlet dışı aktörler bunlar suç örgütleri, terörist örgütler ve diÄŸer birtakım etnik ve dinsel uçta konumlanmış gruplar. Bunlar arasında geçiÅŸkenlikler olabiliyor. Yani etnik bir grup legal bir ÅŸekilde bir noktada kümelendiÄŸinde arkasından bazı girdiler yapıldığında bir kriminal örgüte, suç örgütüne dönüşebiliyor. Ya da bir suç örgütü daha iyi organize olup arka planda küresel bir güçten destek alarak bir terörist örgüte dönüşebiliyor. Aslında dünyada terörizmle ilgili gittikçe evrilen bir süreç var. Bunun dışında narko terörizm var. Ayrıca yine insan kaçakçılığını koordine eden birtakım örgütler var, bunlar terörist örgütler. Din kaynaklı terörist örgütler, etnik kaynaklı motivasyon örgütler, sosyal patlama ve çalkantıları baz alan örgütler var. Çok çeÅŸitli örgütler var. Bunların da nereye evrileceÄŸini öngörmek çok kolay deÄŸil" dedi.Â
Anglosakson geleneÄŸi kültürünün birkaç güvenlik konusunu ortaya çıkarttığını da ifade eden Dr. Olçar, “Tırnak içerisinde dayattı diyelim; Ekonomik güvenlik, toplumsal güvenlik, siyasi güvenlik konuları çevre güvenliÄŸi konuları ve askeri güvenlik konuları gibi. Bu 5 tane güvenlik konusu biraz derinleÅŸtirildi ve geniÅŸletildi. DerinleÅŸme de ulusal, bölgesel ve küresel güvenlik ÅŸeklinde gerçekleÅŸti. Tahıl ve gıdanın ne kadar önemli olduÄŸunu anlıyoruz. Özellikle üretici ülkeler gittikçe tekelleÅŸiyor. Ukrayna ve Rusya Federasyonun tahıl konusunda tekelleÅŸmesi özellikle Afrika ülkelerine ve Asya ülkelerine karşı ciddi bir tehdit olduÄŸunu gördük. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmasa belki de bir orta yol bulunamayacaktı. Bu tahıl, Ukrayna'nın ve Rusya'nın elinde kalacak, özellikle yoksul ülkelere aktarımı saÄŸlanmayacaktı. Åžu anda saÄŸlıklı bir ÅŸekilde gittiÄŸini görüyoruz. Fakat bana göre önümüzdeki günlerde Rusya Federasyonu bu tahıl krizini enerji kriziyle beraber yeniden gündeme getireceÄŸini düşünüyorum. Bu tür güvenlik konuları 21’inci yüzyılda ön planda" diye konuÅŸtu.Â
Â