Geri Dön
EğitimÇocuk ve adolesan sağlığı sempozyum ile ele alındı

Çocuk ve adolesan sağlığı sempozyum ile ele alındı

İstanbul Rumeli Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu tarafından online düzenlenen ‘Halk Sağlığında Hassas Gruplar ve Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu gerçekleştirildi. Üç gün süren sempozyumda çocuk ve adolesan sağlığı ele alındı.

Çocuk ve adolesan sağlığı sempozyum ile ele alındı

Sempozyumun birinci oturum konusunun ‘Çocuk ve Adölesan(ergen) Sağlığının Geliştirilmesi’ üzerine olduğu ifade edildi. Oturumun Doç. Dr. Nihat Demir’in ‘Yenidoğan Hizmetlerinin Önemi ve Türkiye’daki Yeri’ adlı sunumu ile başladığı söylendi. Konuşmasında, yeni doğan bebek ölümleri ve doğum ile beklenen yaşam süresinden bahseden Demir, bebek ölümlerini azaltmak ve daha sağlıklı bir gelecek için yaşamın temellerinin atıldığı yenidoğan döneminin hizmetleri ve ülkemizin bu konuda dünya ölçeğinde bulduğu yerin önemini vurguladı.

DOĞRU PLANLAMAYLA ATEŞ SÜRECİ YÖNETİLEBİLİR

Uzm. Dr. Salih Aydın’ın Ateşli Çocuğa Yaklaşım adlı sunumuyla devam ettiği ifade edilen oturumda Aydın, ateşi tanımladı. Ayrıca aileleri oldukça tedirgin eden ateşin aynı zamanda sağlık sistemi için de önemli bir yük oluşturduğuna değindi. Aydın, “Birçok önemli hastalığın ilk belirtisi olabilen ateşin doğru tanımlanması, doğru ölçülmesi ve değerlendirilmesi için ailelerin ve sağlık çalışanlarının bu konuda yeterli bilgi ve donanıma sahip olmaları gerekmektedir. Doğru planlama ile bu süreç yönetilebilir’’ dedi.

Adolesan sağlığının geliştirilmesi ile ilgili konuşan Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Dost, adölesan dönemde sık görülen problemleri açıklarken yapılması gereken girişimler hakkında da bilgi verdiği söylendi.

Oturumun son konuşmacısı, İstanbul Rumeli Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğr. Gör. Ayşe Tanşu’nun ise Davranışsal Bağımlılıkla Mücadele konusu hakkında sunum gerçekleştirdiği belirtildi. Tanşu, konuşmasında özellikle teknoloji bağımlılığının üzerinde durarak bu sürecin nasıl yönetileceğine dikkat çekti.

ENGELLİ BİREYLER TOPLUMUN VAZGEÇİLMEZ PARÇASIDIR

Sempozyumun ikinci oturumunda engelli sağlığı ve yeti eğitimine değinildiği ifade edildi. Sosyolog Öğr. Gör. Sevcan Şenkaloğlu, ‘Toplumsal Ayrımcılık Sorunsalı Ekseninde Engellilik’ konusunu ele alarak engelli vatandaşların yaşadığı sorunlara dikkat çekerek engelli bireylerin toplumun vazgeçilmez bir parçası olduğunu belirtti.

Şenkaloğlu, engeli bireylerin taşıdıkları özellikler nedeniyle toplumun geneline göre bazı hizmetlere ve imkanlara erişim konusunda toplumun hassas gruplarını oluşturduğunu vurguladı. Engelli bireylerin, yaşamın her alanına katılımlarının artmasını ve toplumla bütünleşmesini amaçlayan engelli bireylere ilişkin olumlu uygulamalar her geçen gün artması gerektiğini açıklayan Şenkaloğu, doğuştan ya da sonradan geliştirdikleri özellikler nedeni ile toplumun gerisinde kalmayan ve toplumla bütünleşen bireyler olması gerektiğini belirtti.

“EN ÖNEMLİ NOKTA MULTİDİSİPLİNER YAKLAŞIM”

Engelli bakım merkezinde hizmet alan bireylerin iyi oluş hallerinden bahseden Psikolog İrem Yavuz, engelli bakım merkezlerinde bireylerin kabul edilmesi, karşılanması ve bakımı süreçleri üzerinde durarak bu süreçlerin yönetiminde nasıl yollar izlendiğini anlattı.

Öğr. Gör. Berkay Eren Pehlivanoğlu’nun ise ‘Engelli Bireylerde Fiziksel Aktiviteye Katılım’ konusu üzerine paylaşımlarda bulunduğu belirtildi. Pehlivanoğlu, engelliliğin, insan olmanın bir parçası olduğunu bu amaçla belirli rehabilitasyon süreçlerini gerçekleştirmenin en önemli noktasının multidisipliner yaklaşım olduğunu ifade etti. Engelliliğin fiziksel bir süreç olduğu kadar psikolojik bir süreç olduğu da göz ardı edilmemesine vurgu yapan Pehlivanoğlu, kişilerin tüm fiziksel, fizyolojik ve psikolojik fonksiyonlarını ortak bir şekilde ele alınarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

YAŞLILARIN HOBİ İMKANLARININ GELİŞTİRİLMESİ GEREKİR

Sempozyumun son oturumunun konusu ise yaşlı dostu sağlık hizmetleri olduğu belirtildi. Oturum Dr. Öğr. Üyesi Nilgün Kuru Alıcı’nın Yaşlılarda Yalnızlık adlı konuşması ile başladığı ifade edildi. Konuşmasında günümüzde yaşlıların yalnızlık ve sosyal izolasyon sorunlarının giderek büyümekte olduğunu belirten Alıcı, yaşlı bireylerin yalnızlık duygusuna sebep olan faktörleri şöyle sıraladı:

“Eş ya da arkadaş ölümü, emekli olma, evinden ayrılma, rollerde değişim, duyusal kayıplar, kronik hastalıklar, fiziksel sınırlılıklar, sosyal destek sistemlerinin azlığı, sosyokültürel koşullar, ekonomik güçlükler ve başkalarına bağımlı olmalarıdır. Sosyal destek sistemi geliştirmek yaşlının yalnızlık hissini azaltarak daha iyi hissetmesini sağlayacak aktivite ve hobi imkanlarının geliştirilmesi gereklidir.”

Yaşlı bakım merkezinde tekniker olarak görev yapan Bengisu Karsanba’nın ise oturumda Geriatrik Popülasyonda Kurumsal Bakım Hizmetinin öneminden bahsettiği belirtildi. Karsanba, bakım merkezlerinde çalışanların hastalara yaklaşım süreçlerinden, hastaların bakımından ve aile ile iletişimin nasıl sağlandığını anlattı.

Oturumun son konuşmasında Koruyucu yaklaşım amacının hastalıkları önlemek olduğunu vurgulayan Özyaral, koruyucu sağlık hizmetlerinin çok geniş kapsamlı bir hizmet türü olduğunu söyledi. Dört düzeyde korumanın mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Oğuz Özyaral toplumda hastalık ihtimali azaltılırsa bütün toplum üyelerinin bundan yararlanabileceğini, koruyucu sağlık hizmetleri bu niteliğinden dolayı diğer sağlık hizmetlerine oranla daha ekonomik olduğunu söyledi.