Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kılıçları kime çekiyorsunuz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Geçenlerde malum mezuniyet töreninde bazı istismarcılar ortaya çıkmak suretiyle kılıçlar çektiler. Bu kılıçları kime çekiyorsunuz? Şimdi, bunlarla ilgili olarak da gerekli bütün araştırmalar, hepsi şu anda yapılıyor ve oradaki birkaç tane kendini bilmez, bunlar da temizlenecek. Buralara durup dururken gelmedik. Bu 30 kişi olabilir, 50 kişi olabilir. Kim olursa olsun bunların ordumuzun içinde bulunması mümkün değil. Bunları temizleyeceğiz" dedi.
ÖNDER İmam Hatipliler Derneği tarafından düzenlenen İmam Hatipliler Kurultayı'nın 21'incisi, İzmit ilçesindeki Kocaeli Kongre Merkezi’nde başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirilen kurultayda Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, ÖNDER Genel Başkanı Abdullah Ceylan, Kocaeli Valisi İlhami Aktaş ve davetliler katıldı. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yılda Türkiye için çok eserler vücuda getirdiklerini belirterek, "Çok hizmetler ürettik. Yollar, köprüler, hastaneler, konutlar, şehirler, okullar inşa ettik. Ekonomide, savunmada, ticarette ülkemizi kat ve kat büyüttük. Her alanda ülkemize ilkleri yaşattık. Kırılmaz denilen rekorları hamdolsun kırdık. Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, tarımda, ticarette, iç güvenlikte, dış güvenlikte aklınıza gelebilecek her alanda Türkiye'yi ilklerle tanıştırdık. Türkiye'yi dünyanın ve bölgesinin parlayan yıldızı haline getirdik. Gücünü, itibarını arttırdık. Şunu burada açık yüreklilikle söylemek isterim, tabii ki bunların tamamı önemlidir, kıymetlidir, bizim için şeref pavesidir. Bunların hiçbiri bizim mücadelemizin asıl gayesi değildir. Şahsen benim için geçmişten bugüne gelen, bugünden son nefesime kadar üzerimde taşıyacağım, hatta Rabbimin huzurunda bile inşallah bana şahitlik edecek bir makamım, bir rütbem, bir sıfatım var. O da imam hatipli olmaktır. Bana ömrün boyunca yaptığın tek bir şeyi, ortaya koyduğun tek bir eseri söyle deseler tereddüt etmeden vereceğim cevap gayet açıktır; imam hatip okullarının önündeki engelleri kaldırmaktır. İmam hatiplerin sayısını artırmaktır. İmam hatiplerin eğitim kalitesini artırmaktır" diye konuştu.
'İMAM HATİPLERİ KURANLAR, SADECE ÜÇ BEŞ KİŞİYDİ'
Erdoğan, imam hatipleri kuranların 3-5 kişi olduğunu belirterek, "Her şey gelip geçer, bütün makamlar, bütün rütbeler, bütün sıfatlar gelip geçer. Ama toprağa attığınız tohum, gür bir çınara dönüşür. Yüzyıllar boyunca gölgesinde medeniyetler inşa eder. Rahmetli büyüklerimiz işte bu tohumu toprağa attılar. Bedel ödeme pahasına bu tohumları samimiyetle toprağa serptiler. Biz de yeni tohumlar attık. O tohumları Türkiye'nin dört bir yanına ulaştırdık. Var olanlara gözümüz gibi baktık. Onları koruduk, kolladık, fidana ağaca dönüşmelerini sağladık. İmam hatipleri kuranlar, sadece üç beş kişiydi, bir avuçtuk. Şimdi görüyorum ki sel olduk, çağlayan olduk, deniz olduk, hatta okyanus olduk. Şununla iftihar ediyorum, hani İstiklal Şairimiz Mehmet Akif diyor ya, 'Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli/Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.' Evet, sevgili imam hatipli kardeşim, sen varsın, sen işte buradasın, sen iftiharla ayaktasın, sen eskisinden daha çoksun, eskisinden daha güçlüsün. Sen varsan şehadetleri dinin temeli olan ezan yurdumun üstünde ebedi inleyecek, ebedi okunacak. Sen varsan Allahuekber nidaları semalarımızdan hiçbir zaman eksilmeyecek. Sen varsan rengini şehitlerimizin kanından alan bayrağımız nazlı nazlı dalgalanmaya devam edecek. Sen varsan bu millet mazlumların umut kaynağı olmaya devam edecek. İşte imam hatipliler olarak en başta hamdolsun bunu başardık. İstiklal Marşı'mızın o muhteşem ruhunu yaşattık. İstiklal Marşı'nı kendimize adeta bir Kur'an tefsiri yaptık. Onun kılavuzluğuyla bu yolda azimle yürüdük, korkmadık. Ay yıldızlı al bayrağımızın şafaklarımızda hürriyetle, iftiharla itibarla dalgalanması için mücadele ettik. Hakka tapan milletin istiklali için çok çalıştık. Yurdumuza alçakları uğratmamak için göğsümüzü siper ettik" dedi.
'MİNARELER EZANSIZ KALMASIN DİYE VARIZ'
İmam hatiplilerin minareler ezansız kalmasın diye var olduğunun altını çizen Erdoğan, "Kardeşlerim imam hatipliler olarak işte bunun için varız. Minareler ezansız kalmasın diye varız. Cihat meydanı pehlivansız kalmasın diye varız. Kahraman ordumuz kahramansız kalmasın diye varız. Bir vatanımız var, bir vatanımız hep var olsun diye varız. Müslümanlıkla yoğrulan yurdumuz Müslümansız kalmasın diye varız. En başından itibaren mücadelemiz bunun içindir. Şunu asla unutmayın sevgili gençler; eğer bu topraklardan Müslümanlığı, eğer bu topraklardan ezanı, minareyi, camiyi, Kur'an'ı çekip alırsanız; inanın geriye hiçbir şey kalmaz. Eğer bu topraklardan Müslümanlığı, camiyi, Kur'an'ı çekip alırsanız geride millet de kalmaz, memleket de kalmaz. İmam hatip mücadelesi, bir vatan savunmasıdır. İmam hatip mücadelesi, bir iman mücadelesidir. İmam hatip mücadelesi, bir varlık yokluk mücadelesidir. Hatırlayın 100 yıl önce toplarıyla, tüfekleriyle, tanklarıyla, uçaklarıyla geldiler ama bu aziz toprakları işgal edemediler. Milletin iman dolu göğsünü, serhadini aşamadılar. Bu milleti imanından koparmadan işgal edemeyeceklerini anladılar. Bu milleti ruh köküyle bağını kesmeden asla esir alamayacaklarını anladılar. Onun için içeriden ve dışarıdan iman kalemizi kuşatmaya çalışıyorlar. Hainlikle, ajanlarıyla, paralı askerleriyle her türlü yalanla, iftirayla, kışkırtmayla, aileye ahlaka geleneklerimize yönelik ellerindeki her türlü aparatla özellikle imanımızı hedef alıyorlar. Dün topraklarımızı nasıl işgal edemediyseler, bugün de Allah'ın inayetiyle iman kalemizi kuşatamayacaklar. Bu memleketin her bir evladı vatanı için canını ortaya koyacaktır. Ama imam hatipliler hem canlarını hem mallarını hem akıllarını ortaya koyacak; vatan ve iman savunmasında yine en ön saflarda yerlerini alacaklar" diye konuştu.
'İSRAİL, GAZZE'DE DURMAYACAK'
Erdoğan, Gazze'de 11 yıldır insanlık dışı bir soykırımın devam ettiğini hatırlatarak, "Filistin toprakları, 1918'de Osmanlı Devleti oradan çekildiği günden bugüne siyonistler tarafından karış karış işgal ediliyor. Filistinliler, Ramallah ve Gazze'de daracık toprak parçalarına sıkıştırıldılar. Şimdi İsrail hem Batı Şeria'da hem Gazze'de soykırım yaparak oraları da işgal etmeyi hedefliyor. Dün gencecik bir evladımızı Ayşenur Eygi'yi alçakça katlettiler. Bugüne kadar 17 bini çocuk, 41 masum sivili öldürdüler. Çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden barbarca saldırıyorlar. Kan döküyorlar. Gazze'de bir İsrail-Filistin savaşı değil, yayılmacı siyonizm ile vatanlarını koruyan Müslümanların mücadelesi var. Gerek ülkemiz içinde gerek İslam ülkelerinde bazıları bu meseleyi kendisinden uzak bir mesele olarak görüyor ve fena halde yanılıyorlar. Daha önce de söyledim İsrail, Gazze'de durmayacak. İsrail eğer bu şekilde devam ederse, Ramallah'ı da işgal ettikten sonra gözünü başka yerlere dikecek. Sıra bölgedeki diğer ülkelere gelecek. Lübnan'a, Suriye'ye gelecek. Dicle ve Fırat arasındaki vatan topraklarımıza göz koyacaklar. Önünde poz verdikleri her haritayla bunu açık açık söylüyorlar. Sadece Gazze'yi işgalle yetinmeyeceklerini şimdiden ilan ediyorlar. İşte onun için Hamas, Müslümanlar adına direniyor diyoruz. İşte onun için Hamas sadece Gazze'yi değil; İslam topraklarını, Türkiye'yi savunuyor diyoruz. İsrail'in devlet terörünün karşısında durmak, bizim için İslami bir vazifedir. İmani bir vazifedir, vatani bir meseledir. Tabii ki milli bir meseledir. Böyle kritik bir dönemde İslam ülkeleri bir an önce uyanmalı, tehlikenin farkına varmalı ve iş birliğini daha da artırmalıdır" dedi.
'MISIR'LA BAŞLATTIĞIMIZ YENİ SÜREÇ, GAZZE'NİN HAYRINA OLACAKTIR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Mısır'la, Suriye ile attığımız yeni adımlar, büyüyen yayılmacılık tehdidine karşı bir dayanışma hattı oluşturmaya yöneliktir. Bütün İslam ülkeleri de nerede duracağı belirsiz İsrail işgaline karşı ortak tavır takınmalıdır. En başından itibaren bu çağrıyı yapıyoruz. İsrail şımarıklığını, İsrail haydutluğunu, İsrail'in devlet terörünü durduracak yegane adım İslam ülkelerinin ittifakıdır diyoruz. Şunun bilinmesini isterim; Mısır'la başlattığımız yeni süreç, Gazze'nin Filistin'in hayrına olacaktır. Diğer komşu ülkelerde yürüttüğümüz temaslar, bölgemizin faydasına olacaktır. İçimizdeki bedhahların ne dediğine bakmadan, bölgemizdeki dostlarımızın sayısını artırmaya devam edeceğiz."
'ORDUMUZ MAALESEF HİÇ HAK ETMEDİĞİ SIFATLARLA ANILIR OLDU'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk Silahlı Kuvvetleri demek, peygamber ocağı demektir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin göğsünden imanı alırsanız geriye bir şey kalmaz. Bunun acı örneklerini yakın geçmişte gördük. Başörtüsüyle, kılık kıyafetle, imam hatiplerle, ilim irfan yuvalarıyla uğraşan bir ordunun kabiliyetlerini nasıl yitirdiğine, dışarıdan çok içeriyle uğraşarak, milletin nazarında nasıl yanlış yere oturduğuna hep birlikte yakın zamanlarda şahitlik ettik. Milletimizin göz bebeği kahraman ordumuz maalesef hiç hak etmediği sıfatlarla anılır oldu. Yanlış ellerde ordumuz yıpratıldı, örselendi, güven kaybına uğratıldı. Sokaklarımızda sarıklı, sakallı insanların kovalandığı, subayların başörtülü annelerinin kışlaya alınmadığı vesayetçi dönemlerde, FETÖ'cü vatan hainlerini ordumuzun kılcallarına kadar yerleştirdiler. 15 Temmuz'da bu hainleri temizledik. Ordumuzu ölümcül bir urdan kurtardık ve şimdi ordumuz hamdolsun aslına, özüne dönüyor. Malazgirt'teki ruh, Çanakkale'deki ruh, İstiklal Harbi'mizdeki ruh ordumuzda yeniden kök salıyor, yeniden vücut buluyor. FETÖ'cü hainlerden ve vesayet artıklarından temizlendikçe ordumuz, terör örgütleriyle mücadele ve vatan savunmasında destanlar yazıyor. Suriye'den Irak'a, Libya'dan Somali, Katar ve Kosova'ya kadar görev üstlendiği her yerde Türk Silahlı Kuvvetleri başarılarıyla caydırıcılığıyla disipliniyle göz dolduruyor. Kökleriyle bağı güçlendikçe daha da güçlenen bir ordumuz var" dedi.
'KARA KUVVETLERİ'YLE GÖRÜŞMELERİMİZİ YAPTIK'
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki yemin töreninde teğmenlerin kılıç çekmesine tepki gösteren Erdoğan, şunları söyledi: "Bu ordu, milletin ordusudur. Bu ordu, milletin her bir ferdinden teşekkül eden bir ordudur. Bu ordu milletindir ve milletin göz bebeğidir. Millet olarak kahraman ordumuzun kahraman mensuplarıyla her zaman gurur duyuyoruz. Şunun da çok net bilinmesini isterim; ordumuzun tekrar yıpratılmasına izin vermeyiz. Geçenlerde malum mezuniyet töreninde bazı istismarcılar ortaya çıkmak suretiyle kılıçlar çektiler. Bu kılıçları kime çekiyorsunuz? Şimdi, bunlarla ilgili olarak da gerekli bütün araştırmalar, hepsi şu anda yapılıyor ve oradaki birkaç tane kendini bilmez, bunlar da temizlenecek. Buralara durup dururken gelmedik. Bu 30 kişi olabilir, 50 kişi olabilir. Kim olursa olsun bunların ordumuzun içinde bulunması mümkün değil. Bunları temizleyeceğiz. Bakıyorsun 3 tane birinci olan kızımız var ve bu kızlarımızdan birisinin ismi İkra. Üç kardeş, adı İkra. Manisalı ve birinci oldu. Diğer ikisi, onlar da yine birer Anadolu yavrusu. Fakat tabii bu oyuna nasıl geldiler, gelindi? Şimdi çalışmalarımızı yapıyoruz ve bu konuyla ilgili olarak da üniversitemizle görüşmelerimizi yaptık ve bu konuda Kara Kuvvetleri'yle görüşmelerimizi yaptık. Milli Savunma'yla görüşmelerimizi yaptık ve bunların süratle temizlenmesi için de adımlarımızı atıyoruz. Ordumuz üzerinden siyasi hesap görülmesine müsaade etmeyiz. Tüm dünyada üstün disiplini ile bilinen ordumuz içinde buna zarar verecek bir durumu görmezden gelmez, demokratik denetim mekanizmaları içerisinde gerekli adımları mutlaka atarız ve atacağız. Bir peygamber ocağı olarak tarih boyunca büyük zaferlere imza atan ordumuz, aynı şekilde peygamber ocağı olarak görünen dosta güven düşmana korku vermeye devam edecektir."
'DEPREME HAZIRLIK TÜRKİYE İÇİN BİR BEKA MESELESİDİR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde ‘Gölcük Devlet Hastanesi, TOKİ konutları ve teleferik ile yapımı tamamlanan diğer projelerin açılış törenine katıldı. Törene Erdoğan’ın yanı sıra Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da hazır bulundu. Törende alanı dolduran vatandaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, merkez üssü Gölcük olan depremin üstünden 25 yıl geçse de acıların hala taze olduğunu belirterek, “6 Şubat asrın felaketiyle gördük ki depreme hazırlık Türkiye için bir beka meseledir. Hükümet olarak bunun gereğini yerine getiriyoruz. Milletimizin bir daha benzer acılar yaşamaması adına devletimizin tüm imkânlarını seferber etmiş durumdayız. Kocaeli'ye, 31 Mart seçimlerinden 2 gün önce gelmiş, son mitinglerimizden birini burada sizlerle yapmıştık. Kocaeli'den tercihini gerçek belediyecilikten, eser ve hizmetten yana kullanmasını istemiştik.” dedi.
Kocaeli'yi geliştirmek, büyütmek, kalkındırmak için kamu yatırımları, belediye yatırımları ve özel sektör yatırımlarıyla her türlü desteği verdiklerini ifade eden Erdoğan, “Kamu olarak Kocaeli'ye yaptığımız yatırımların güncel tutarı 350 milyar lirayı buluyor. Sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın yatırımlarının toplam değeri 78 milyar lirayı aşıyor. Altyapıdan üstyapıya, kentsel dönüşümden sosyal konut projelerine kadar çok farklı alanlarda 24 milyar liralık projelerimiz devam ediyor. Ulaştırmada, eş zamanlı olarak pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Kocaeli Kuzey Hızlı Raylı Sistemi Hattı'nın birinci aşamasının ihalesini haziran ayında yaptık. Proje bedeli 75,5 milyar lira olan 28,5 kilometre uzunluğundaki bu hattın tamamlanmasıyla günlük 300 bin yolcu taşınacak. İnşallah bu önemli projeyi 2028 yılında hizmete vereceğiz. Gebze-Darıca Sahil Metro Hattımızda da çalışmalar hızla ilerliyor. Bu hattı da 2025 yılı sonunda hizmete açmayı planlıyoruz. Kocaeli'yi raylı sistemlerde de farklı bir lige yükseltiyoruz. Türk ekonomisinin lokomotif şehri Kocaeli'ye ne yapsak az. Bugün de Kocaeli'ye elimiz boş gelmedik. Çevre ve şehircilik, sağlık ile yerel yönetimler başta olmak üzere birçok alanda toplamda 149 kalem projeyi bugün resmen hizmete veriyoruz. Şehircilikte toplam 3 milyar 562 milyon lira değerinde 1528 konut ile toplam büyüklüğü 657 bin metrekare olan 3 Millet Bahçemizi bugün açıyoruz. 218 bin 650 metrekare büyüklüğündeki Dilovası Millet Bahçesi'ni, 393 bin 790 metrekarelik Gebze Kışlası Sultan Orhan Millet Bahçesi'nin, 55 bin 413 metrekare büyüklüğe sahip Gölcük Millet Bahçesi'nin sizlere ve tüm Kocaeli halkına hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.
'KOCAELİ’Yİ DAHA MODERN BİR ŞEHİR HALİNE GETİRİYORUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kocaeli’yi daha yaşanabilir bir şehir haline getirdiklerini söyleyerek, “Kocaeli'mizi daha yaşanabilir, daha modern bir şehir haline getiriyoruz. Bu amaçla, İzmit Körfezi'ni temizliyor, eski güzellikleriyle buluşturuyoruz. İzmit Körfezi Doğu Baseni Dip Çamuru Temizliği Projesiyle mavi suları tekrar eski berraklığına kavuşturuyoruz. Avrupa'nın en büyük projesini burada yürütüyoruz. Kamyonlarımız vızır vızır çamur taşıyor. Projemizin 1,2 milyar liralık ilk etabını tamamladık. Tüm projenin toplam maliyeti ise 2 milyar 504 milyar lira. Projeyi tamamladığımızda denizimdeki 720 hektar alanı, 33 milyon metreküp dip çamurundan kurtaracağız. Haliç'i temizlediğimiz gibi inşallah İzmit Körfezi'ni de pırıl pırıl yapacağız. Şu an İzmir Körfezi'nin yaşadığı pislik İzmit'te olmayacak" şeklinde konuştu.
'AĞAÇ BAHANESİYLE MİLLİ İRADEYE PARMAK SALLAYANLARIN HİÇBİRİ ORTADA YOK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevre diyerek ders verenlerin ortada olmadığını vurgulayarak açıklamalarına şöyle devam etti:
“Gezi olaylarında 3-5 ağacın yeri değişti diye bir ay boyunca sokakları yakıp, yıkanların durumunu sizler zaten görüyorsunuz. Gözlerinin önünde İstanbul Boğazı'nda yaşanan çevre talanına gıklarını dahi çıkarmıyorlar. Ülkemizin en nadide çevre hazinelerinin gasp edilmesi karşısında bırakın protesto eylemleri düzenlemeyi, tek bir cümle bile kuramıyorlar. Dikkat edin. 'Çevre' diyerek ders vermeye kalkanların hiçbiri ortada yok. Ağaç bahanesiyle milli iradeye parmak sallayanların hiçbiri ortada yok. Taksim meydanına kamp kuran medya kuruluşları ortada yok. Mangalda kül bırakmayan çevre istismarcılarının hiçbiri ortada yok. Ya kafalarını kuma döndüler, ya da havaya bakıp ıslık çalıyorlar. İzmir Körfez'indeki içler acısı hali söylemeye gerek dahi duymuyorum. Tam anlamıyla bir boş vermişlik söz konusu. Talana ve çevre felaketine yol veren yöneticiler görevlerini yapmadıkları gibi beceriksizlik, ihmalkârlık adeta paçalarından akıyor. Sorunlara çözüm üretmek yerine suni tartışmalarla skandalların üstünü örtmeye çalışıyorlar. Ne diyelim, Allah millete sabır, bunlara da mahcubiyet hissedecek kadar mesuliyet duygusu versin."
KENTE YAPILAN SAĞLIK YATIRIMLARINI AÇIKLADI
Kente yapılan sağlık yatırımlarını açıklayan Erdoğan, “Şehir hastanesi standartlarına inşa ettiğimiz Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi yeni binasının siz kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum. 49 bin 728 metrekare arsa alanı, 51 bin 31 metrekare kapalı alanı, 39 yoğun bakım, 32 acil servis, 26 hemodiyaliz olmak üzere toplam 300 yatak sayısıyla sizlerin hizmetinizde. 64 poliklinik odası, 9 ameliyathane odasıyla son derece modern bir sağlık tesisini sizlere sunuyoruz. İzmit'e 50 yataklı AMATEM ile 30 yataklı ÇAMATEM'i de resmen devreye alıyoruz. Gebze İlyasbey, Darıca, Gölcük ve İzmit Gündoğdu sağlık ve aile sağlığı merkezlerini resmen açılışlarını da bugün gerçekleştiriyoruz. Bu sağlık yatırımlarının Kocaeli'ye hayırlı olmasını temenni ediyorum. Dünyadaki en büyük zenginliği sağlık gören bir kültürün temsilcileriyiz. Bunu hiçbir zaman bir kanara koymayacağız. 22 yıl içerisinde Türkiye'nin dört bir yanında devlet hastaneleriyle, hastanelerimizle emrinizde olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Hatırlayınız, Kocaeli Şehir Hastanesi'ni hizmete açtığımızda ne diyorlardı. Açtık işte, şu anda hizmette. Şimdi de Necati Çelik Devlet Hastanesini açıyoruz. Bütün ihtiyacınızı burada gidereceksiniz. Sağlık alanında Kocaeli'ye toplam 18 milyar lira tutarında yatırım yaptık. Bin 220 yataklı Kocaeli Şehir Hastanesi başta olmak üzere, toplamda 3 bin 281 yatak kapasiteli 95 sağlık tesisini siz kardeşlerimizin emrine verdik. Şehrimiz için yapım, ihale, proje ve arsa aşamasında 28 sağlık tesisimiz daha var. İnşallah onları da tamamladıkça peyderpey açacağız. Bu yatırımların birilerini rahatsız ettiğini elbette farkındayız" dedi.