İmamoğlu: İstanbul, su kaynağı açısından ciddi problemle karşı karşıya kalabilir
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Yapılan stratejik plana göre 2030 yılı itibarıyla İstanbul su kaynağı açısından ciddi bir problemle karşı karşıya kalabilir. Bu su probleminin giderilmesi için en önemli ve hazırda duran kaynağı olarak Melen'in acilen hizmete geçirilmesi şart. Dolayısıyla Melen Barajı'yla ilgili acilen buradan sesleniyorum; ve derhal o barajın bitirilmesiyle ilgili adımlar atılmalı ve 2028 yılına kadar o baraj İstanbulluların hizmetine sunulmalı" dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kırklareli'nin Vize ilçesinde İSKİ'nin Istranca Su Havzası Atık Su Yatırımları Temel Atma Törenine katıldı. Kazandere ve Pabuçdere barajları havzasındaki atık suların baraj sularına karışmasını önleyecek projenin temel atma töreninde konuştu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'un batı yakasının İstanbul'un suyunun 3'te 2'sini harcadığını belirterek, "3'te 1'ini Anadolu yakası harcıyor. Onun için bu bölgede olan kaynaklar ve su bizim için daha da önemli bir yerde. Tabii gözümüz gibi bakmalıyız suya, doğaya gözümüz gibi bakmalıyız. Yani bu ülkeyi çocuklarımızdan ödünç aldığımızı bilerek hareket etmeli ve onlara yine tertemiz bir vatan emanet etmek için çok çalışmalıyız. Aksi takdirde bu cennet vatana en büyük ihaneti yapmış oluruz. Ülkemiz maalesef bugünü kurtarmaya, durumu idare etmeye dönük bir anlayıştan çok çekiyor. Uzun vadeli planlama, bilimsel yaklaşım, ortak akılla karar alma, az önce ifade ettiğim işte tam da bu yönüyle çok önemli. Türkiye'nin dört bir yanında birçok çevre sorunuyla mücadele ettiğimiz bir ortamdayız. Her yerde şunu söylüyoruz; bakınız lütfen bilimden şaşmayın, akıldan şaşmayın, kişisel çıkarları asla önde tutmayın. Eğer toplumsal bir menfaat varsa hep beraber yapalım ama toplumun menfaatinin önüne, kişisel menfaatler geçiyor ve toplumun kaynaklarını yok ediyorsanız, israf ediyorsanız o, tam da bu topraklara ihanet demektir. Onun için Trakya'ya gözümüz gibi bakmalıyız, Türkiye'ye gözümüz gibi bakmalıyız" diye konuştu.
'ÇOK BÜYÜK YATIRIMLAR YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
İmamoğlu, "Melen'in ne yazık ki şu anda geleceği ve akıbeti belli değil. Melen havzasının kaliteli ve içilebilir bir suya dönüşmesi için bizler yatırım yapıyoruz ve de çok büyük yatırımlar da yapmaya devam edeceğiz ama daha önemlisi Devlet Su İşleri'nin ne yazık ki yapılan gövdenin işe yaramamasından dolayı yeniden yapılanması ya da güçlendirilmesi ve sağlıklı bir projeyle İstanbul'a kazandırılması gerekiyor. Yapılan stratejik plana göre 2030 yılı itibarıyla İstanbul su kaynağı açısından ciddi bir problemle karşı karşıya kalabilir. Bu su probleminin giderilmesi için en önemli ve hazırda duran kaynağı olarak Melen'in acilen hizmete geçirilmesi şart. Dolayısıyla Melen Barajı'yla ilgili acilen buradan sesleniyorum; ve derhal o barajın bitirilmesiyle ilgili adımlar atılmalı ve 2028 yılına kadar o baraj İstanbulluların hizmetine sunulmalı" dedi.
'REZVE IRMAĞI'NDAN İSTANBUL'A SU TAŞIMA ADIMLARI ATIYORUZ'
İmamoğlu, İstanbul'un su ihtiyacının 2030 yılında 1 milyar 300 milyon metreküpe çıkacağını belirterek, "Melen Barajı tam anlamıyla bittiğinde oldukça yüksek sayıda ihtiyacını karşılayacak bir suyu sürekli depolayabiliyor olacak. Ortalama 600 milyon metreküp sudan bahsediliyor. Aynı zamanda elektriğini üretecek. Dolayısıyla çok hızlı bir şekilde 2028'e kadar bitirilecek şekilde planlamalı. Bir başka kaynak arayışımız bilginiz olsun diye söylüyorum; Bulgaristan sınırında, Rezve Irmağı'ndan İstanbul'a su taşımayla ilgili adımlar atıyoruz. İşte İstanbul bu kadar suyu uzaklardan taşıyan bir şehir. Bu yönüyle peki bütün bu işleri bakın aynı anda 10 metro yapmak gelip bize de bu yatırımları, onlarca yıldır yapılmayan yatırımları yapmak, Melen'de bizim üzerimize düşen milyarlarca liralık yatırımları yapmak, Sadece İSKİ'de 100 milyar liranın üzerinde yatırımı bitirmiş olmanın tek kaynağını biliyor musunuz? İsrafı kurundan yok edip atarsanız, önünüzde aklı ve bilimi rehber ederseniz, milleti düşünürseniz, milletin parasını millete dağıtırsanız proje yaparsınız. Ama bu güzergahtan uzaklaşırsanız, işte aradan 15 yıl geçer, Melen'in bitmesi için ancak Yaradan’a dua edersiniz. Biz milletin parasını israf etmeden, millete dağıtmayı kendimize ilke edindiğimiz için kreşler açıyoruz. Onun için yurtlar açıyoruz. Onun için kent lokantaları açıyoruz. Onun için öğrencilerimize bursa dağıtıyoruz, yüz binlerce. Milletimizin zor anında yanında duruyoruz. Biz milletin parasını millete dağıtma konusunda ustayız. Başkalarının hangi konuda ustalığı olduğunu siz biliyorsunuz. Biz milletin parasını millete dağıtıyoruz, bunda ustayız" ifadelerini kullandı.
'250 MİLYON LİRALIK PROJE'
İmamoğlu, "Bugün de işte sizlerin hakkı olan, sizlerin bu çevrede hakkınız olan İstanbullunun gelip yapmakla yükümlü olduğu bir projeyi yerine geçiriyoruz. Burada da milletin parasını millete dağıtıyor ve 250 milyon liralık çevre yatırımını burada sizlerle beraber yapıyoruz. Bu proje kapsamında 30 bin metre atık su şebeke kanalı, 5 adet foseptik ve doğal arıtma imalatı yapılacak. İnşallah bu projeyi çok hızlı bir şekilde bitiririz. İnşallah memleketimizin üzerine kara bulut gibi çöken, ekonomik sorunları, sıkıntıları çözdüğümüz, milletimizin özgürlüğünü, milletimizin hukuka dair hiçbir kaygısının olmadığı, çocuklarımızın ve gençlerimizin baktıkları, vatanı ve yurdu için her şeyini ortaya koyan, güzel bir neslin yetiştiği, akıldan ve bilimden yana insan ayrımcılığının, insan kayırmacılığının asla kapımıza dahi uğramadığı, her insanın eşit olduğu, güzel bir geleceği hep birlikte var ederiz" diye konuştu.
‘ÇOK AZ ZAMANLARI KALDI’
İmamoğlu, İstanbul'un üst ölçek planını yaparken Marmara Bölgesi'nin tamamını, Trakya Bölgesi'nin suyunu, havasını, şehir yaşamını, her şeyi düşünerek planlama yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Biz Türkiye'nin planlı bir gelişme yaşadığı takdirde dünyanın en müreffeh, en refah içinde yaşayan toplumu olacağına yürekten inanıyoruz. Bu ülkenin insanının karakteri, bu ülkenin insanının çalışkanlığı, bu ülkenin insanının kararlılığı, vatan yurt sevgisi, bayrak sevgisi, bu ülkedeki bütün sorunları çözmeye yeter. Tek formülü var, bunu yapmanın tek anahtarı var; cumhuriyet ve demokrasi yolu. Cumhuriyet ve demokrasi yolundan saptığımız an tehditler, tehlikeler kapıda bekler. Ama eğer cumhuriyeti ve demokrasiyi içselleştirip ona sırtınızı dayar, milletçe tek hedef ve kilitlenir ve memleketin gelişmesi için çocuklarımızın geleceği için gençlerimizin umudunun yükselmesi için yol yürürseniz bu ülkede ne yoksulluk kalır, bu ülkede ne birbirine kızgınlık kalır, ne adaletsizlik olur. Kötülüklerden her birinden tek tek sıyrılırız, çok güzel bir geleceğe doğru yürürüz. O bakımdan cumhuriyet ve demokrasinin zıttı nedir? Eğer tek bir akıl, her şeyi bilirim iddiasında tek bir insan her şeye ben karar veririm iddiasında olur, öyle bir zemin olursa işte o zaman Allah bu memleketi korusun. Ona asla fırsat vermemeliyiz. Gitmesi gerekenler gider, gelmesi gerekenler gelir. Onun da adı demokrasi. Milletin gücünü gösterdiği en kutsal yer sandık. Oraya, o insanların vicdanı hür biçimde, eliyle attıkları oyla seçtikleri insanın bu ülkede görevini ama bugünkü düzenle ve bugünkü rejimle değil iyileştirilmesi, güçlendirilmesi ve özellikle milleti temsil parlamentonun en üst seviyeye çıktığı bir gelecekte hiçbir şeyden korkunuz olmasın. Trakya'nın güzel insanlarına sesleniyorum; sadece ve sadece kararlı olun, dirayetli olun. Olayları en iyi şekilde izleyin, sadece şunu söylüyorum; çok az zamanları kaldı, çok az."