Bakan Soylu'dan 'Demir Yumruk' açıklaması: Bütün sektörü pes ettiren bir yapılanma
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Erol Evcil'in de aralarından bulunduğu 310 kişinin gözaltına alındığı 'Demir Yumruk' operasyonuyla ilgili, "Demir ticaretinde hem naylon fatura, aynı zamanda manipülasyonu sağlayan neredeyse bütün sektörü pes ettiren bir yapılanmayla karşı karşıyaydık" dedi. Soylu, operasyonda 1'i uçak 328 araca el konulduğunu hatırlatarak, "Uçak, operasyon başlarken Londra’ya kaçırılmış. Ankara Emniyet Müdürlüğümüzün hassas çalışması neticesinde uçak Türkiye’ye 4 saat içerisinde getirildi" dedi.
Bakan Soylu, Gölbaşı Vilayetler Evi’nde düzenlenen 'Türk Devletleri Teşkilatı Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterleri Birinci Grup Toplantısı'na katıldı. Soylu, program çıkışında gazetecilerin sorularını cevapladı. Bakan Soylu, Reyhanlı saldırısının şüphelisi Memet Gezer’in Türkiye’ye getirilmesi ile ilgili soru üzerine, "Bizim talebimiz ve takibimiz üzerine gerçekleşen bir işlem. İnterpol Daire Başkanlığımızın ortaya koyduğu sıkı takip ve bu takip sonucunda eldeki delilleri çok anlamlı bir şekilde naklederek gerçekleşen bir gelişmedir. Bu açıdan Emniyet Teşkilatımızı tebrik ediyorum. Meselenin aynı zamanda altını çizerek söylüyorum; bir uyuşturucu bölümü var" dedi.
'EN BÜYÜK ADIMI BATAK OPERASYONUNDA ATTIK'
Bakan Soylu, demir-çelik piyasasını manipüle ederek sahte faturalarla haksız kazanç elde edenlere yönelik yapılan 'Demir Yumruk' operasyonuyla ilgili de, şunları söyledi:
"Özellikle gelişmiş ülkelerin mali suçlar konusunda bu kadar ilkesizliğini ortaya koyduğu bir dönemde, hükumetimizin kararlılığı ile birlikte Türkiye'de mali suçlar konusunda önemli adımlar atılmaktadır. En önemli mesele suç gelirleridir. Birincisi terörün finansmanına yönelik suç gelirleri, ikincisi uyuşturucunun finansmanına yönelik suç gelirleri ve kara para aklamaya yönelik suç gelirlerinin takibi; hem adli açıdan hem de güvenlik güçlerimizin takibi açısından en önemli başlığımız olarak nitelendirilmektedir. Bu konudaki en büyük adımı uyuşturucuya yönelik suç gelirlerinde; 'Bataklık Operasyonu'nda attık. Terörün finansmanı ile ilgili FETÖ ve PKK dosyalarında da bu adımlar atılmaktadır. Arkadaşlarımızla birlikte özellikle demir ticaretinde hem naylon fatura, aynı zamanda manipülasyonu sağlayan neredeyse bütün sektörü pes ettiren bir yapılanmayla karşı karşıyaydık. Oluşturduğumuz ekiplerle hakikaten eş güdüm içerisinde çok zor çözülebilecek olayları, içine girerek Ankara Emniyet Müdürlüğü bünyesinde ortaya koyduğumuz bir masayla, dönem dönem bizlerin de katıldığı değerlendirmeler yapılarak gerçekleştirilmiştir" dedi.
'UÇAK LONDRA'YA KAÇIRILMIŞTI'
Soylu, suç gelirleri açısından 8 bin 690 banka hesabına, 261 taşınmaza, 1’i uçak olmak üzere toplam 328 araca el konulduğunu hatırlatarak, "Uçak, operasyon başlarken Londra’ya kaçırılmış. Ankara Emniyet Müdürlüğümüzün hassas çalışması neticesinde uçak Türkiye’ye 4 saat içerisinde getirildi. 39 şirkete de kayyum atanmıştır. Bu özellikle bir başlangıçtır. Türk devletine vergi ile ilgili veya piyasalara manipülasyonlarla ilgili olarak çalım atmak isteyenler; zannetmesinler ki bunları görmüyoruz. Biraz zamanları oluyorsa sadece bunları delillendirmek gibi çalışmalarımıza bakıyoruz. Vergi vermeden bir tarafa götürmeye çalışanların haddi sorulacaktır. Demir Yumruk operasyonunun safhası devam edecektir. Burada yürüyeceğimiz bir nokta var. Bu operasyonda çok sabrettik. Yaklaşık 1,5 yıldır ilmek ilmek dokunan bir operasyondu" ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, 2016'da Afrin’de yaşanan katliamın faillerinin yakalanmasına ilişkin de, "Hatay istihbaratı başarılı bir çalışma gerçekleştirdi. İnsanlık dışı davranışı yapanları da başarılı bir şekilde ele geçirdi. Suçlarını itiraf ettiler. Gerekli cezalarını da bulacaklardır" diye konuştu.
'21'İNCİ YÜZYIL, DÜNYANIN HİÇBİR YERİNİN GÜVENLİ OLMADIĞINI GÖSTERDİ'
Türk Devletleri Teşkilatı Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterleri Birinci Grup Toplantısı'nda konuşan İçişleri Bakanı Soylu, 21'inci yüzyılın meselesinin terör olduğunu belirterek, "Hem kendisi bir sorundur hem göçün en önemli tetikleyicisidir hem de uyuşturucu ticaretinin de en önemli aktörüdür. Eskiden terör, bölge ile bağlantılıydı; sadece Orta Doğu ile anılırdı. Batı'da, güvenli alanlarından dünyayı izleyenlerin sorunu değildi. Ancak 21'inci yüzyıl, dünyanın hiçbir yerinin güvenli olmadığını gösterdi. Ürettikleri problem, suyun taşması gibi Avrupa ve Amerika'nın başkentlerine ulaştı. '2022 Küresel Terörizm Endeksi Raporu'na göre, 2007-2021 yılları arasında, terör saldırıları nedeniyle dünyada 126 bin 740 insan hayatını kaybetmiştir. Bu can kayıplarından 7 bin 142'si, 2021 yılında ve dünyanın 44 farklı ülkesinde gerçekleşmiştir. Yaklaşık 40 yıldır terörle mücadele ediyoruz. Çok fazla evladımızı kaybettik. Çok büyük bedeller ödedik. Ülkemizin yarısı, terör dolayısıyla o yıllar içerisinde geri kaldı. Burada 15 Temmuz'u, bir milat olarak kabul ettik ve güvenlik stratejimizi tamamen değiştirdik" dedi.
'PKK'NIN YURT İÇİNDEKİ SİLAHLI ELEMAN MEVCUDU 100 SINIRINA GELDİ'
Teröristle mücadele kadar terörizmle mücadelede de başarı sağlanmasını gerektiğini ve dolayısıyla terörün beslendiği kaynakları kurutma yoluna gittiklerini vurgulayan Bakan Soylu, "PKK'ya gelen yardımları iletmek için kurulmuş derneklerden yine aynı maksatla ülkemizde faaliyet gösteren yabancı sivil toplum kuruluşlarından oraya aktarılan kaynaklara kadar pek çok yapıya müdahale ettik ve bu kaynağı kuruttuk. Yüksek kapasiteli, kesintisiz silahlı operasyonlar yaptık, yapıyoruz. Ayrıca yoğun yol kontrolleri ve uyuşturucu operasyonlarıyla hem örgüt faaliyetlerine hem de sigara kaçakçılığı ve uyuşturucu gelirlerine darbe vurduk. Kendi ürettiğimiz İHA ve SİHA'larla sahadaki elemanlarımızın elini güçlendirdik. Neticede sadece 2014 yılında 5 bin 558 kişinin katılım yaptığı PKK'nın, bugün yurt içindeki tüm silahlı eleman mevcudu 100 sınırına gelmiştir. Katılım sayısı ise geçen yıl sadece 51 kişiydi. Bu yıl üçü Fransa'dan olmak üzere toplam 22 kişidir. Ülkemizdeki PKK terör eylemlerini 2016'ya göre yüzde 95 azalttık" diye konuştu.
'FETÖ'NÜN ELEBAŞI NEREDEYSE, ONU DÜNYANIN BAŞINA BELA EDEN ÜLKE AYNIDIR'
Soylu, Türkiye'nin karşısında birden fazla terör örgütü olduğunu belirterek, "Burada, terör örgütlerinin beta versiyonu olan FETÖ'ye ayrı bir başlık açmak lazım. FETÖ tıpkı bir kanser gibi, devletin ana omurgasına saldırıp onu felç etmeye çalışan bir yöntem izledi. Sadece Türkiye Cumhuriyeti devletine saldırmadı. Türk-İslam coğrafyasının tamamını ayakta tutan değerlere saldırdı. FETÖ'nün elebaşı neredeyse, onu dünyanın başına bela eden ülke aynı ülkedir. 15 Temmuz’daki silahlı eylem, terör örgütünün aslında son eylemidir. Asıl terör eylemi, onun öncesinde gerçekleştirdiği ve sureti haktan görünen ama aslında Türk-İslam medeniyetinin omurgasını felç etmeyi hedefleyen, yapılanma eylemleridir. Bizler, FETÖ'nün tüm mahrem yapılarını çökerttik, çökertmeye de devam ediyoruz. Finans kaynaklarını kuruttuk, propaganda alanlarını kapattık, kurumlarımıza yaşattıkları tahribatı hızlı bir şekilde giderdik. Güvenlik birimlerimizce 332 bin 467 şahıs gözaltına alındı. Bunlardan 101 bin 305'i tutuklandı ve 104 bin 341 şahıs hakkında adli kontrol kararı uygulandı. Cezaevlerinde halen 19 bin 297 şahıs tutuklu/hükümlü bulunmaktadır" ifadelerini kullandı.
'22 TONUN ÜZERİNDE EROİN ELE GEÇİRDİK'
Bir diğer küresel güvenlik meselesinin de uyuşturucu olduğunu vurgulayan Soylu, uyuşturucunun terörün en büyük finansman kaynağı olduğunu işaret ederek, "Belki de dünyanın en büyük, en tehlikeli terör olayıdır. 2015-2019 yılları arasında küresel düzeyde, kokain yakalaması yüzde 104, eroin yakalaması yüzde 73, esrar yakalaması yüzde 31 artmıştır. Sentetik uyuşturucu ve özellikle metamfetamin tehdidi artıyor. Ülkemizde 2015-2021 arasında yakalanan metamfetamin 22 kat arttı. 2021 yılında yakalanan metamfetamin miktarı ise 5 bin 500 kilogramın üzerindedir. Bu yıl da gümrük verileri dahil 6 bin 729 kilo metamfetamin yakalamamız vardır. Geçen yıl 22 tonun üzerinde eroin ele geçirdik. Avrupa'nın uyuşturucu yakalamasında, hiç tartışılmayacak kadar önemli ölçüde ve büyük yakalamalar yapan, uyuşturucunun kendi coğrafyamıza ve başka coğrafyalara yaygınlaşmasını engelleyen dünyanın bu konudaki en önemli ülkesiyiz. Ciddi saha araştırmaları yapıyoruz. Hatta atık sularda bile uyuşturucu madde taraması yapıyoruz. Bu mücadelenin sonunda 2017'de 941 olan uyuşturucuda aşırı doz kullanımından gerçekleşen ölüm sayısını azaltarak 2021 itibarıyla 270'e indirmeyi başardık" dedi.
'GÖÇ 21'İNCİ YÜZYILIN KADERİDİR'
Bakan Soylu, Irak'ta ve Suriye'de devlet otoritesinin yok edilmek istendiğini belirterek, Türkiye sınırının hemen altında Amerika ve Avrupa tarafından bir terör devleti kurulmak istendiğini söyledi. Bakan Soylu, "Bu tablo bizi, kitlesel bir göç hadisesiyle karşı karşıya bıraktı. Bugün dünyada zorla yerinden edilen insan sayısı 100 milyonu aştı. Sayı arttıkça risk artıyor, risk arttıkça da dramlar artıyor. Daha 2 gün önce ABD'de terk edilmiş bir kamyon kasasında 51 göçmenin cesedi bulundu. Yine birkaç gün önce, İspanya sınırında göçmenler güvenlik güçlerinin sert müdahalesi sonucu hayatını kaybetti. Dünyada büyük olduğunu söyleyen ülkeler, bu meseleye hala; kör, dilsiz ve sağırdır. Göç meselesi, artık bütün dünya için bir insanlık testi halini almıştır. Göç 21'inci yüzyılın kaderidir. Tüm bunlara kaynağında çare olunur, o ülkelere yardım ederek çare olunur. Son 4 yılda dünyanın insani yardım yapan birinci ülkesiyiz. Amerika'dan zengin değiliz. Ülkemizde 3,7 milyon Suriyeli, geçici koruma kapsamında bulunmaktadır. İlk andan itibaren hepsinin kayıtları tutulmuş, biyometrik verileri alınmıştır. Keza, bu kişilerin sosyal hayata uyumu, çalışma hayatları, eğitimleriyle ilgili adımlar atılmış, mevzuat çalışmaları yapılmıştır. Göç yönetiminin en zorlu alanlarından birisi de tahmin edeceğiniz üzere düzensiz göçle mücadeledir" diye konuştu.
'2016'DAN BUGÜNE 334 BİN DÜZENSİZ GÖÇMEN SINIR DIŞI EDİLDİ'
Bakan Soylu, son 6 yılda Türkiye'de 1 milyon 246 bin 376 kaçak göçmenin yakalandığını, 2 milyon 632 bin kaçak göçmenin de sınırda engellendiğini ifade ederek, "Göç meselesinde belki de en büyük mücadeleyi verdiğimiz alanlardan birisi, yalan ve dezenformasyon kısmıdır. Ülkenin iç huzurunu bozmak, çatışma çıkarmak için bu alanı ciddi şekilde manipüle etmek isteyen bir anlayış var. Hamdolsun; zamanında ve doğru bilgilendirmeyle ama en önemlisi aziz milletimizin ferasetiyle, büyük bir sorun yaşanmadan bu süreci yönetiyoruz. Göç meselesinde belki de küresel anlamda başarılı olduğumuz konulardan birisi de sınır dışı mekanizmalarımızdır. 2015 yılında 1740 olan geri gönderme merkezi kapasitemizi 20 bine yükselttik. Buradan da güç alarak, 2016 yılından bugüne kadar 334 bin düzensiz göçmenin sınır dışı işlemleri tamamlanmıştır. Bununla birlikte, sınır ötesinde yürüttüğümüz güvenlileştirme ve kalkındırma kapsamındaki askeri ve insani operasyonların bir sonucu olarak, 506 bin insanın Suriye’ye gönüllü geri dönüş yapmıştır" ifadelerini kullandı.