16 Şubat İnovasyon Günü: Türkiye, geleceğe teknolojiyle hazırlanıyor
Online PR Servisi B2Press, her yıl 16 Şubat'ta kutlanan Dünya İnovasyon Günü kapsamında global çapta yapılan araştırmaları inceledi. Buna göre, Küresel organizasyonların uyarılarını ve süregelen trendleri takip eden Türkiye de dayanıklı, sürdürülebilir ve rekabetçi üretim altyapısı, esnek ve çevik Ar-Ge inovasyon ekosistemi sayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2024 - 2028'i kapsayan stratejik planlarıyla hızlı adımlarla yürüyor. Önümüzdeki 4 yıl içinde ulusal çapta teknoloji hamleleri yapmaya hazırlanırken bilişim, yazılım, siber güvenlik, yeşil ve dijital dönüşüm alanlarında gelişmeye odaklanıyor.
Geçen yıl Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü'nün (WIPO-World Intellectual Property Organization) yayınladığı Küresel İnovasyon Endeksi, bilim yatırımları, teknolojik ilerleme, teknolojinin benimsenmesi ve sosyoekonomik etki gibi 4 ana metrikle 132 ülkenin listeledi. Zirvede İsviçre 67,6'lık puanla bayrağı yine elinde tutuyor. 2023'teki ilerlemesiyle önceki yıla kıyasla ABD'yi bir basamak geride bırakan İsveç de 64,2 ile ikinci olarak konumlanıyor. Onları Birleşik Krallık, Singapur ve Finlandiya takip ediyor. 2024'te bilim ve teknoloji alanında vites yükseltmeyi hedefleyen Türkiye ise 2022'ye göre iki sıra düşerek listede 39'uncu sıraya yerleşiyor. Kuzey Afrika ve Batı Asya coğrafyasında ise İsrail ve Birleşik Arap Emirleri'nden sonra üçüncü sırada yer alıyor.
Dünya Ekonomik Forumu'nun 2023'ün en etkili trendlerini paylaştığı rapordan hareketle yıl boyunca yapay zeka, sürdürülebilirlik, bulut bilişim ve sektörel teknolojilerin bu yıla da hakim olması bekleniyor. 2024'te yatırımlarıyla yeni fırsatlara gebe olan inovatif trendlere odaklanmayı planlayan ülkeler ise potansiyelini, üretkenliğini ve yaratıcılığını açığa çıkarmaya hazırlanıyor.
Ekonomik büyümeyi teşvik etmek amacıyla, teknoloji ve inovasyon kapasitelerini artırmak isteyen ülkelerin trendlerden yararlandığını bildiren B2Press, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın (UNCTAD) raporunu mercek altına alarak küresel bir harita ortaya koyuyor. Bu doğrultuda, tüm dünyanın yeşil teknoloji devriminde yaratılan değerlerden daha fazla faydalanmasına ve bunu ekonomilerini büyütmek, olası krizlere karşı daha dayanıklı hale getirmek ve eşitsizlikleri azaltmak için kullanmalarının zamanı geldiğine dikkat çekiyor.
GELİŞMEYE EN AÇIK ÜLKELER: ÇİN, BREZİLYA VE HİNDİSTAN
İncelemeye göre, yüksek gelirli ekonomiler arasında inovasyon odaklı gelişmeye en açık olan ülkelerin ABD, İsveç, Singapur, İsviçre ve Hollanda olduğu görülürken, onları Çin, Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika takip ediyor. Bu sıralamanın temelinde ise altyapıya yapılan yatırımların ve teknik becerilerin artırılması, elverişli bir iş ortamı oluşturulması bulunuyor. Rapora göre Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin de teknolojik dönüşümün dalgalarını erkenden yakalaması gerekiyor. Bunun için ise yeni nesil teknoloji açığını kapatmaları şart oluyor. Öte yandan çevre, bilim, teknoloji ve sanayi politikalarını uyumlu hale getirmelerini kritik bir rol oynuyor.
Küresel organizasyonların uyarılarını ve süregelen trendleri takip eden Türkiye de dayanıklı, sürdürülebilir ve rekabetçi üretim altyapısı, esnek ve çevik Ar-Ge inovasyon ekosistemi sayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2024 - 2028'i kapsayan stratejik planlarıyla hızlı adımlarla yürüyor. Önümüzdeki 4 yıl içinde ulusal çapta teknoloji hamleleri yapmaya hazırlanırken bilişim, yazılım, siber güvenlik, yeşil ve dijital dönüşüm alanlarında gelişmeye odaklanıyor. Girişimci ekosisteminin büyümesini teşvik ederken gençlerin kabiliyetlerini artırılmaları için zemin oluşturuyor. Böylece, hem bölgesel hem de ulusal düzeyde güçlenerek dünyanın önde gelen ekonomileri arasında yer almayı hedefliyor.