Vatanı için gazi oldu, milleti için öğretmenlik yapıyor
Şırnak'ta 1995'te vatani görevini yaparken Cudi Dağı'nda teröristlerle girilen çatışmada mayına basıp sağ bacağını kaybeden ilkokul öğretmeni Ahmet Durmaz (51) gazi oldu. Gazilere memurluk hakkının tanınmasıyla mesleğine geri dönen, 13 yıldır sınıf öğretmeni olarak görev yapıp yüzlerce öğrenciyi mezun eden Durmaz, "Bu vatanın sınırlarını kanımızla çizdik. 'Ben gazi oldum, işim bitti' diye kenara çekilmedim. Severek yaptığım mesleğimi sürdüreceğim" dedi.
Tokat'ta yaşayan Ahmet Durmaz, Gazi Üniversitesi Kastamonu Eğitim Fakültesi'ni bitirdikten sonra ilkokul öğretmenliğine başladı. 1995'te mesleğini sürdürürken vatani görevini yapmak için askere giden Durmaz, yedek subay olarak görev yaptığı Şırnak'ta Cudi Dağı bölgesinde operasyonda mayına basarak sağ bacağını diz altından kaybetti. Ankara GATA'da uzun süre tedavi gördükten sonra memleketi Tokat'a dönen Durmaz, protez kullanmaya başladı. O dönemki yasaya göre memurluğa dönmesi halinde gazilikle ilgili haklarını kaybedeceğinden işçi statüsünde kamu bünyesindeki bir fabrikada işe girdi. Gazilere memurluk hakkının tanınmasıyla 2008 yılında öğretmenlik mesleğine geri döndü. Evlenip 3 çocuk sahibi olan Durmaz, meslek hayatında şimdiye kadar yüzlerce öğrenciyi mezun etti.
'SEVMEYEN BİRİSİ, ÖĞRETMENLİĞİ YAPAMAZ'
Tokat merkezindeki Gülbahar Hatun İlkokulu'nda görevini sürdüren gazi öğretmen Ahmet Durmaz, "Fakülteden öğretmen olarak mezun oldum. Öğretmenliğe başladıktan sonra her Türk insanı gibi zamanımız gelince vatani görevimizi yapmaya gittik. Vatani görevimizi yaparken Şırnak Cudi Dağı'nda 24 Mayıs 1995 tarihinde çatışma sırasında mayına basarak sağ ayağımı kaybettim ve gazi oldum. 'Ben gazi oldum, işim bitti' diye bir kenara çekilmedim. Bir süre o zamanki yasalar gereği fabrikada çalıştım. 13 yıl sonra da yeniden mesleğime döndüm. O kadar emek harcadım, çünkü 20 yıllık bir eğitim hayatımız var. Çok zordu, şimdiki gibi değildi eğitim hayatı. Sevmeyen birisi öğretmenliği yapamaz. Bir öğretmen öncelikle çocukları sevecek. Çocukları seven bir insan da bu meslekten kopamıyor. Hatta yıllar geçtikçe de çocuklaşıyor. Şu anda ben yaşım ilerledikçe daha da çocuklaşıyorum, gençleşiyorum. O yüzden mesleğime devam ediyorum. Sonuna kadar da devam edeceğim" dedi.
'HERKES BU TOPRAKLARA SAHİP ÇIKSIN'
Her Türk insanının topraklarına sahip çıkması gerektiğini anlatan Ahmet Durmaz, "Biz toplumda bu işin gururunu, onurunu yaşıyoruz. Biz bu topraklarda binlerce yıldır yaşıyoruz. Binlerce şehit ve gazi ailesi gelmiş, geçmiş. Biz de onlardan biriyiz. Daha bu topraklarda binlerce şehit ailesi gelecek, gazi olacak. Topraklarımız o kadar değerli ki her doğan çocuk bir şehit, gazi adayı, şehit ve gazi annesi adayı, gazi anne ve baba adayı. Topraklarımıza sahip çıkalım. Gencimiz, yaşlılarımız herkes bu topraklara sahip çıksın, çünkü cennet gibi bir vatanda yaşıyoruz. Bu vatanın topraklarını, sınırlarını kanımızla çizdik. Bu topraklarda yaşadığımız müddetçe gazimiz de bitmez, şehidimiz de bitmez. O yüzden bizim görevimiz şu, gazilerimizi de unutmayacağız, şehitlerimizi de, şehit anne ve babalarını da unutmayacağız" ifadelerini kullandı.
'MUTLU BİR HAYATIM VAR'
Gazi olduktan sonra bir süre hayatındaki planları ertelemek zorunda kaldığını belirten Durmaz, "Öğretmenliğe başladıktan sonra askere gittim. Bizde gelenektir, askerliğini yapmadan evlenilmez. Askerliğimi bitireyim öyle evleneyim istedim. Önce askerliğimizi yapalım dedik ama tabi gazi olunca bu planlara bir süre ara verdik. 25 yaşlarındasınız, psikolojik olarak belli bir boşluk oluşuyor. Vatan millet için gazi olmanın gururunu yaşıyorsunuz. Gazi olduktan bir süre sonra evlendim. Şu anda 3 çocuğum ve mutlu bir hayatım var. Ben normal bir insanım zaten. Hayatımıza devam ediyoruz" diye konuştu.
'GAZİ OLMASI BİR ŞEREF'
Meliha Durmaz ise gazi öğretmen eşiyle gurur duyduğunu belirterek, "Evlenmeden önce 'gazidir, evlenmeyeyim ileride sıkıntı olur' diye bir düşüncem olmadı. Allah'a binlerce şükür ki bana gazi eşi olmayı nasip etti. Çok mutluyuz. Hiçbir problem yaşamadım. Gazi olması bir şeref. 3 tane evladımız var. İnşallah onları da vatana, millete hayırlı bir evlat olarak yetiştirebilirsek en büyük mutluluk bizim için" dedi.