Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'referandum' çağrısı (3)
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'referandum' çağrısı (3)
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI VE SEKTÖR TEMSİLCİLERİ İLE BULUŞTU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya'da bir otelde 'Sivil Toplum Kuruluşları Sektör Temsilcileri' ile akşam yemeğinde buluştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, STK ve sektör temsilcilerine yönelik konuşmasında ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesiyle hareket ettiklerini söyledi. Siyaset anlayışlarında hizmette ayrımcılığa yer olmadığına dikkat çeken Erdoğan, “Kimseyi inancından, tercihinden, siyasi görüşünden dolayı dışlama yoktur. Kökeni, meşrebi, mezhebi ne olursa olsun 85 milyonun her bir ferdi bizim özbeöz kardeşimizdir. Devletimizin nazarında, insanımızın tamamı eşit derecede hizmete ve hürmete layıktır. Her birey birinci sınıf vatandaşımızdır. Ne 40 yıllık siyasi hayatımızda ne de 20 yılı bulan iktidar dönemlerimizde aksi yönde bir ayrımcılık izine rastlayamazsınız. Bize oy versin veya vermesin 85 milyonun tamamını sosyal veya siyasi rengine bakmadan kucaklamanın gayreti içerisinde olduk” dedi.
Türkiye’yi her alanda çağ atlattıklarını anlatan Erdoğan, “Sadece ekonomide, savunmada, terörle mücadelede, diplomaside değil, hak ve özgürlükler alanında da ülkemize çağ atlattık. İlk günden beri Türk demokrasisini ayıplarından kurtarmanın mücadelesini veriyoruz. Elini vicdanına koyan herkes Türkiye'nin 20 yılda kat ettiği mesafeyi çok iyi görüyor, takdir ediyor. Bizden önce Türkiye yoklukların, krizlerin ve belirsizliklerin kol gezdiği bir yerdi. Bu ülkede yıllarca Kürt'üyle, Alevi'siyle, dini azınlığıyla, mütedeyyiniyle toplumun farklı kesimleri sosyal ve siyasi hayattan dışlanmışlardır. Başörtülü kızlarımızın en temel hakkı olan eğitim hakları, saçma sapan gerekçelerle ellerinden alınmıştı. İmam Hatip okullarımıza ve meslek liselerimize yönelik adaletsizlik katsayı denilen ucubeyle adeta sistemleştirilmişti. Kürt kardeşlerimiz bir tarafta bölücü terör örgütünün diğer tarafta faşist zihniyetin olduğu bir cenderede sıkışıp kalmışlardı. Alevi Bektaşi vatandaşlarımız kendi kimliklerini özgürce ifade etmekte dahi zorlanıyorlardır. Yeşil sermaye yaftası bulunan Anadolu'nun bağrından çıkan girişimcilerimiz hunharca dışlanıyordu. Eğitimden sosyal hayata, bürokrasiden sivil topluma kadar pek çok alanda insanımızı tek tipleştirmeye, belli kalıplara girmeye zorlayan bir anlayış hakimdi. Göreve geldiğimizde ekonomisi çökmüş, üretimi durmuş, diplomasisi zayıf, hak ve özgürlükler noktasında adeta yerlerde sürünen bir Türkiye tablosuyla karşılaştık. Önce Rabbimizin yardımı, sonra milletimizin desteği ve elbette sizlerin de gayretiyle daha evvel hayal dahi edilemeyen nice reformu, nice hak ve özgürlükler hamlesini tek tek hayata geçirdik” şeklinde konuştu.
Vatandaşına tepeden bakan değil, hizmetkar olan bir anlayışı benimsediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Tüm bunları da elitlerin faşist, baskıcı, yasakçı tavrına rağmen başardık. Anayasa Mahkemesi'nin kapısında nöbet tutanlara rağmen başörtüsü meselesini çözüme kavuşturduk. Projelerimizi iptal ettirmek için Danıştay'ın önünden ayrılmayanlara rağmen ülkemize sayısız eser ve hizmet kazandırdık. Faiz lobilerinin sözcülüğünü yapan mandacı ekonomistlere rağmen Türkiye'yi her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyüttük. Dikkat ederseniz şu anda faiz lobileri çökmeye başladı. Ve artık faizde tek haneli rakama doğru iniyoruz. Özel sektör bankaları da faizlerini düşürmeye başladılar. Terörle mücadeleden, savunma sanayine, dış ticaretten sosyal yardımlara kadar her alanda ülkemize eşsiz başarılar, zaferler, rekorlar kazandırdık. 20 yıldır kararlılıkla sürdürdüğümüz reform irademiz sayesinde Türkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük demokratik dönüşümünü ekonomik atılımını bizimle yaşadı. İnşallah bundan sonra çok daha büyük atılımları yine sizlerle birlikte hayata geçireceğiz. Dünya ve onunla birlikte Türkiye değiştikçe elbette milletimizin talep ve beklentileri de farklı hale gelmektedir. Hükümet olarak reform irademizi güçlü bir şekilde sürdürüyoruz. Şu iki hususun altını çizerek özellikle ifade etmek isterim. Türkiye'de vatandaşa hizmet noktasında bakanlıkları ve belediyeleriyle kimse bizim elimize su dökemez. Milletimizin talep ettiği yeni reformları hayata geçirme hususunda da amacınız siyasi şov yapmak değil de yasakların Türkiye'sini gerçek manada tarihe gömmekse, bunun yolu bellidir. İçeriği mayınlarla, tuzaklarla, sinsiliklerle dolu yasa teklifleriyle milletin ve milletvekillerinin vaktini çalmayın. Olmadık bahane ve şartlar öne sürerek ipe un sermekten vazgeçin. Şayet gerçekten dürüstseniz kanun teklifleriyle oyalanmak yerine bu işi anayasa değişikliğiyle kalıcı bir çözüme kavuşturalım."
'GÜÇLÜ BİR AİLEDE, LGBT DİYE BİRŞEY OLABİLİR Mİ? OLAMAZ'
"Başörtüsü özgürlüğünü, anayasal güvenceye alırken aynı zamanda toplumun temel direği olan aile kurumunu daha da güçlendirelim" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Güçlü aile güçlü millet demektir. Eğer aile zayıfsa millet, o da zayıftır. İşte şu anda Türkiye genelinde görüyorsunuz. LGBT diyorlar. Güçlü bir ailede LGBT diye bir şey olabilir mi? Olamaz. Bunu kimlerle nasıl iş tuttuğunu zaten biliyorsunuz. Hangi siyasi partiler bunlarla iş tutuyor? Bunları da biliyorsunuz. Ama AK Parti'nin böyle bir derdi yok. Biz de güçlü aile lazım. Milli iradenin temsilcileri sıfatıyla milletimizi sapkın ve sapık akımların saldırılarından beraberce koruyalım. Böylece farklı siyasi partiler olarak 2023 seçimleri öncesinde tarihi bir uzlaşmaya hep beraber imza atalım. Evet; biz daha önceki tüm çağrılarımız gibi bunda da samimiyiz. Tüm milletvekillerimizle sözümüzün sonuna kadar arkasındayız. Aynı dürüst tavrı muhalefet partilerinin de göstermesini bekliyoruz. Bölgemizde gerilimlerin tırmandığı toplumsal fay hatlarının hareketlendiği hassas bir dönemde milli meselelerde siyaset kurumunun bu tarz geniş tabanlı mutabakatlara ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Önceki gün meclisimize sunduğumuz Alevi Bektaşi kardeşlerimizin talepleriyle ilgili kanun teklifimizi de milli birlik ve kardeşlik hamlelerimizin en son örneği olarak görüyoruz. Teklifte yer alan reformların birkaç marjinal haricinde vatandaşlarımız tarafından hüsnü kabulle karşılanması bizim için çok kıymetlidir. Türkiye artık en sancılı konuları bile büyük bir olgunluk içinde konuşacak, tartışacak, hukuki zeminde çözebilecek bir iklime kavuşmuştur. İnşallah önümüzdeki dönemde Türkiye'de birlik, beraberlik ve kardeşlik zeminini daha da güçlendirecek yeni adımlar atmayı sürdüreceğiz. Tevhidi bir, kitabı bir, kıblesi bir, peygamberi bir, ezanı bir olan milletimizin bölünmesine kutuplaştırılmasına kimlik ve köken üzerinden birbirine düşürülmesine kesinlikle fırsat vermeyeceğiz. Aynı şekilde ülkemizi hem küresel ekonomik krizin etkilerinden koruyacak hem de hedeflerine süratle ilerlemesini sağlayacak ekonomi programımızı da beraberce başarıya ulaştıracağız. Daha düne kadar uyguladığımız program için bize demediğini bırakmayanların, hatta kendi akıllarınca dalga geçenlerin bugün aynı noktaya gelmeye başlamalarını biz tebessümle takip ediyoruz. Türkiye yüzyılını inşa ederken hem 20 yıllık demokrasi ve kalkınma kazanımlarımıza sahip çıkacak hem de ülkemizi dünyanın birinci liginin ilk sıralarına çıkarma hedefimizden taviz vermeyeceğiz. Bugüne kadarki her mücadelemiz gibi bunu da birlikte başaracağız” dedi. (DHA)
Hasan KIRMIZITAŞ- Taha AYHAN / MALATYA, (DHA)
FOTOĞRAFLI