Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2

ABONE OL
DHA

1- MARMARA DENİZİ'NDE MÜSİLAJA RASTLANDI

İhsan DÖRTKARDEŞ-Nazım Özgün ERBULAN-Ardacan UZUN/İSTANBUL-KOCAELİ, (DHA)- MARMARA Denizi'nde 2021 yılında yoğun olarak gözlemlenen müsilaj (deniz salyası) sorunu, aradan geçen yıllara rağmen sürüyor. Bilim insanlarının yaptığı iki ayrı çalışmada Tekirdağ'ın Marmaraereğlisi ilçesi açıkları ile İzmit Körfezi'nin Gebze Eskihisar bölgesinde müsilaj tespit edildi. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, "Üzerimize düşen görevi yapmazsak Marmara Denizi, ne yazık ki çok hızlı bir şekilde bir çöküşe doğru gidiyor" dedi. Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül ise "Ne yazık ki bütün deniz genelinde müsilajla ilgili olumsuz gelişmeleri görüyoruz" diye konuştu.

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan araştırma grubu, Marmara Denizi'nin dip yüzeyindeki canlıların durumunu belirlemek ve dipteki çölleşmeyi gözlemleyerek örnekler almak amacıyla araştırma başlattı. Fakülteye ait 'R/V YUNUS-S' araştırma gemisiyle inceleme seferine çıkan araştırma grubu, deniz yüzeyine kamera indirip gözlem yaptı. Tekirdağ'ın Marmaraereğlisi ilçesi açıklarında yapılan çalışmada, su altı kamerasıyla 22 metre derinlikte dip yüzeyinde benzeri bir görüntüyle karşılaşan öğretim üyeleri, yaklaşık 300 metre derinlikte karşılaşmayı bekledikleri görüntüyle karşılaşınca şaşırdı. Kamerayı daha da derine indirmeyi deneyerek çeşitli örnekler toplayan grup üyeleri, 22 metre derinlikte karşılaştıkları tabakanın yaklaşık 10 metre kalınlığında bir müsilaj tabakası olduğunu belirledi.

Geçen hafta bilim insanlarından oluşan başka bir grubun İzmit Körfezi'nde, Gebze ilçesi Eskihisar bölgesinde yaptığı çalışmalarda da denizin 10-15 metre derinliklerinde kümelenmiş halde müsilajlar tespit edildi. Dalgıç kamerasına da yansıyan görüntülerde müsilaj tehlikesinin devam ettiği görüldü.

'MARMARA DENİZİ'NDE MÜSİLAJIN KAYBOLDUĞU HİSSİYATINA KAPILDIK'

Marmaraereğlisi açıklarında çalışma yapan araştırma grubunun başkanı ve İÜ Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, "Marmara aslında hidrodinamik ve ekolojik yapılarıyla çok özel bir deniz. Karadeniz ve Ege Denizi arasında bir bağlantı rolü de üstleniyor. Doğal olarak pek çok tür için de bir geçiş ve göç yolu özelliği taşıyor. Fakat pek çok baskının da altında. Marmara Denizi'nde pek çok antropojenik yani insan, kirlilik, balıkçılık, kıyı tahribatı gibi pek çok baskıdan dolayı biyoçeşitliliği ve su kalitesi yönünde azalmalar söz konusu. Bahsettiğim baskıların bir sonucu olarak Marmara Denizi'nde 2021 yılında bir müsilaj oluşmuştu. Müsilajı, 'ekolojik felaket' olarak isimlendirdik. Müsilaj dediğimiz olay yaklaşık 6 ay kadar sürdü. Müsilaj dünyanın pek çok yerinde, sorunlu bölgelerde gözleniyor. Ama bu kadar uzun sürmesi Marmara Denizi'nin ne kadar çok baskı altında olduğunu ve sorunlar yaşadığını bize gösterdi. Sonrasında Marmara Denizi'nden müsilajın kaybolduğu hissiyatına kapıldık. Aslında daha doğrusu genel olarak yöneticiler böyle bir hissiyata kapıldı. Çünkü biz her zaman için bu sorunun potansiyel olduğunu ve koşullar yine aynı şekilde bir araya geldiğinde bu müsilajın cereyan edebileceğini ifade ediyorduk" dedi.

'BİR MÜSİLAJ TABAKASININ İÇİNDEN GEÇTİĞİMİZİ FARK ETTİK'

Marmara Denizi'nin durumuyla ilgili yaz sonundan bu yana dalgıçlar ve balıkçılardan bilgiler aldıklarını, düzenli olarak yaptıkları örneklemelerde de sapmalar tespit ettiklerini belirten Prof. Dr. İşinibilir Okyar, "Fakülte olarak Marmara Denizi'nin dibindeki yaşam hangi koşullarda? Değişim var mı? Yaşanan bu sorunlara bağlı olarak tamamen çölleşti mi? Bunları görmek adına derin deniz biyoçeşitliliğini takip ettiğimiz bir çalışmamız vardı. Bu çalışmada denizde ROV dediğimiz uzaktan görüntüleme cihazını kullanıyoruz. Ekosistem veya canlıya zarar vermeden suyun altından görüntü alıyoruz. Marmaraereğlisi taraflarında Marmara Denizi'nden görüntü örneği alırken, dibe geldiğinizi düşündük. Yani aslında doğrusu, 300 metrelik bir yerde dibe geldiğimiz düşündük. Çünkü görüntü bize öyle bir hissiyat verdi. Dip gibi bir yapı belirdi. Sonrasında ROV'u tamamen yine dibe değsin diyerek bıraktığımızda inmeye devam ettiğini gördük. Bu görüntüde bir müsilaj tabakasının içinden geçtiğinizi fark ettik" diye konuştu.

Marmara Denizi'nde 2021 yılında yaşananların benzeri bir müsilaj yayılması olduğunu belirten Prof. Dr. İşinibilir Okyar, "Bir dalgıcın Beylerbeyi civarlarında kaydettiği su altı videosunda yoğun bir müsilaj görüntüsü saptadık. Defalarca gereken tedbirlerin alınmasını, ileri biyolojik arıtımların yapılması, derin deşarj olayının kaldırılması, kıyısal tahribatların yapılmaması gerektiği söylüyoruz. Üzerimize düşen görevi yapmazsak Marmara Denizi, ne yazık ki çok hızlı bir şekilde bir çöküşe doğru gidiyor. Marmara Denizi'nin çöküşe gitmesi, böyle muazzam bir ekosisteminin yıkılması, çevresel pek çok ekosisteme de zarar verecektir. Etrafında zaten çok yoğun bir nüfusun olduğu şehirler yaşıyor. Doğal olarak insan nüfusunu da etkileyecek bir sorun olabilir. Müsilajla birlikte balık stoklarında bir zarar olacak. Azalmaya bağlı olarak veya müsilajın içermiş olduğu patolojik bakterilerden dolayı insan sağlığını tehdit eder durumlarını da tekrar olması söz konusu. En kısa zamanda bu sorunun çözülmesi gereği yönünde tekrar ilgili kurumlarla toplantıların yapılarak acil önlem kararlarının alınması gerektiğini düşünüyorum ki zaten bununla ilgili 2021 yılında alınması gereken yapılması gereken kararlar alındı. Müsilaj bilim kurulu bir rapor yazdı bunla ilgili ilgili ve önerileri de sundu. Bu önerilerin ve tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

'BÜTÜN MARMARA DENİZİ'Nİ KAPSAYACAK ŞEKİLDE TEDBİRLERİN ALINMASI GEREKİR'

Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül ise halen müsilajın var olduğunu belirterek, "Geçtiğimiz hafta yaptığımız çalışmada, özellikle 10, 15 metre derinlikte kümelenmiş halde agregalar biçiminde muhtemelen rüzgarların etkisiyle batıdan doğuya doğru hareketlerini gözledik. Elbette rüzgarların ve akıntıların etkisiyle yön değiştirmesi mümkündür. Dolayısıyla da Marmara Denizi'nin herhangi bir yerinde oluşmuş olan müsilajın yine herhangi bir yerinde görünmesi, birikim göstermesi mümkün olabilir. O bakımdan da bütün Marmara Denizi'ni kapsayacak şekilde tedbirlerin alınması, sürdürülmesi gerekir" dedi.

'EN BÜYÜK ETKENLERDEN BİRİ EVLERDEN KAYNAKLANAN DEŞARJLARIN ARTARAK DEVAM ETMESİ'

Müsilaj ile mücadelede çok ciddi çalışmalar yapıldığını, Marmara Denizi'nin özel çevre koruma bölgesi ilan edildiğini de söyleyen Prof. Dr. Ergül, "Bunlar elbette çok isabetli kararlardı ancak yeterli olmadığını görüyoruz. Bu konuda da büyük ölçüde bölgede nüfusun çok yoğun olmasının etkili olduğunu düşünüyorum. Bu çalışmalar başladığında hatırladığımız kadarıyla bütün Marmara Bölgesi için nüfus 25 milyon civarındaydı. Geçtiğimiz hafta açıklanan TÜİK verilerine göre bu rakam 27,2 milyona yükseldi. Dolayısıyla belki müsilajın varlığını sürdürmesindeki en büyük etkenlerden biri özellikle evlerden kaynaklanan deşarjların artarak devam etmesi. O bakımdan uzun vadeli tedbirler alınması, nüfusun ülke genelinde yeniden yapılanmasıyla ilgili çalışmalar yapılması, demografik dağılımın değiştirilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu elbette çok kolay bir şey değil; 10, 20, 30 yıllık perspektiflerde düşünülmesi, hesaplanması gereken bir husus ancak bir an önce başlanması gerekiyor. Çünkü mevcut koşullarda denizin, özellikle etrafındaki atık sulardan kaynaklanan yükü kaldıramadığını görüyoruz" diye konuştu.

'DENİZ GENELİNDE MÜSİLAJLA İLGİLİ OLUMSUZ GELİŞMELERİ GÖRÜYORUZ'

6 Haziran'da Gebze ilçesindeki Eskihisar Sahili'ne canlı popülasyonun artırılması için bırakılan yapay resifler ilişkin Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, "Burada Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Kocaeli Üniversitesi iş birliğiyle bir çalışma gerçekleştirildi. Bu kapsamda doktora ve yüksek lisans öğrencilerimiz de teknik çalışmalarını sürdürüyorlar. Aşağı yukarı her ay ya da 15 günde 1 sürekli dalışlar yapıyoruz. Marmara Denizi'nin farklı bölgelerinde de bu dalış çalışmalarını yapıyoruz ve su altı görüntüler alıyoruz. Ne yazık ki bütün deniz genelinde müsilajla ilgili olumsuz gelişmeleri görüyoruz. Bizim sürdürdüğümüz ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin desteklediği yapay resif çalışmaları bölgenin rehabilitasyonuna katkı sağlamasını umduğumuz çalışmalar. O konuyla ilgili teknik olarak izleme çalışmaları yapıyoruz; diğer yandan da bölge için yararlarını test ediyoruz. Evsel atık sular başta olmak üzere bölgeye olan deşarjların devam etmesi bir sorun olarak varlığını hissettirmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

'BU MODELLERİN ÇALIŞMADIĞINI NE YAZIK Kİ TECRÜBE EDİYORUZ'

Marmara Denizi'nin özel çevre koruma bölgesi ilan edilmesine ilişkin konuşan Prof. Dr. Ergül, "Bu büyük ölçüde olumsuz hususlara neden olan girdilerin azaltılmasına sağlayacak bir önlem ve o bakımdan çok faydalı. Devam etmesinde de fayda görüyorum ancak nüfusun fazla olması ve zaruri deşarjların hala devam ediyor olması alınan bütün önlemlere rağmen denizin kendisini rehabilite etmesi için yeterli fırsatı vermiyor. Yani yapılan modelleme çalışmaları 5-6 yılda denizin kendini rehabilite edebileceğini gösteriyor ancak atık girdilerinin devam etmesi durumunda bu modellerin çalışmadığını ne yazık ki tecrübe ediyoruz. Bizim sorunumuzun kökeninde büyük ölçüde dar bir alandaki yerleşim bölgesinde ve bir iç denizin etrafında çok fazla nüfusun bulunması yatıyor. Onun için yetkililerin ivedilikle bu konuda girişimler başlatması gerektiğini düşünüyorum" dedi.

'MARMARA DENİZİ'NİN KIYMETİNİ BİLMEMİZ LAZIM'

Marmara Denizi'nin önemine de değinen Prof. Dr. Ergül, "Marmara Denizi'nin önemli özelliklerinden bir tanesi de tek bir ülkenin sınırları içerisinde yer alan dünyadaki tek deniz olması. O bakımdan kıymetini bilmemiz lazım ve varlığını sürdürmesi için de ülke olarak elimizden geleni yapmamız lazım. Elbette Karadeniz'den ya da Akdeniz'den girdiler söz konusudur ancak büyük ölçüde ve etrafındaki çeşitli kaynaklardan gelen atık su deşarjlarının fazla olması bugün yaşadığımız sorunların kökeninde yatmaktadır" ifadelerini kullandı. (DHA)

Görüntü Dökümü

------------------------

(KOCAELİ)

-Eskihisar sahili dalgıç kamerası müsilaj görüntüleri

-Prof. Dr. Ergül'ün müsilaj görüntülerini incelemesi ve detay

-Prof. Dr. Ergül ile röp.

(İSTANBUL)

-Araştırma gemisi ve ROV isimli görüntüleme cihazı denize indirilirken

(Görüntüleme cihazı kaydı)

-Cihaz denizin dibine inerken

-Müsilaj tabakası (22 metreden itibaren)

-Marmara Denizi dip görüntüsü (Yaklaşık 300 metre)

-Prof.Dr. Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar konuşurken

-Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar bilgisayar başında ve genel görüntüler

==============================

2- ÇEKMEKÖY'DE DAMADI NİŞAN EĞLENCESİNDE BIÇAKLADI; 'BIÇAĞI KENDİMİ KORUMAK İÇİN SAVURDUM'

Leyla YILDIZ / İSTANBUL, (DHA)- ÇEKMEKÖY'de bir et restoranında 13 Ekim'de yaşanan olayda, nişan kutlaması yapan grup ile eğlenmeye gelen ağabey-kardeş arasında yaşanan kavgada damat bıçaklanarak yaralandı. Olayla ilgili görülen ilk duruşmada savunma yapan tutuklu sanık, "Müştekilerin ağabeyim olan Atakan'a saldırdıklarını gördüm. Bunun üzerine arka cebimdeki çakıyı çıkarıp, kendimi korumak için savurdum" dedi. Göğsünden bıçaklanan damat ise, "Sanık beni kolumdan, göğsümden ve belimden bıçakladı. Psikolojim bozuldu ve nişanlımla aram bozuldu. Tekrar bıçaklayacağım ve öleceğim korkusuyla dışarı çıkamıyorum" ifadelerini kullandı. Duruşma, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilerek ertelendi.

Olay 13 Ekim Pazar günü saat 01.00 sıralarında Çekmeköy'deki bir et restoranında meydana geldi. Aynı gün nişanlanan B.Y. ve Ümit A.'nın(27) nişan kutlaması için yemeğe davet ettikleri Elif A.(29), Caner A.(38) ve Gökhan K.(34) ile diğer arkadaşları kendi aralarında küfürlü bir şekilde konuştukları sırada, restorana eğlenmek amacıyla giden Emirhan B. ve ağabeyi Atakan B. küfürlerin kendilerine söylendiğini düşünerek grupla tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine taraflar arasında kavga çıktı. Kavgada Emirhan B., elindeki bıçak ile Ümit A.'yı hayati tehlikeye neden olacak şekilde yaralarken, Ümit A., Elif A., Caner A., Gökhan K., Emirhan B. ve Atakan B. de karşılıklı birbirlerini darbederek yaraladılar. İhbar üzerine restorana polis ve sağlık ekipleri geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken tedavileri tamamlanan şüpheliler, polis tarafından gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Emniyetteki işlemleri tamamlandıktan sonra adliyeye çıkarılan şüphelilerden Emirhan B., tutuklanarak cezaevine gönderildi. Diğer şüphelilerin ise tutuksuz yargılanmalarına karar verildi.

'ÇAKIYI KENDİMİ KORUMAK İÇİN SAVURDUM'

Yaşanan olayla ilgili İstanbul Anadolu 12. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması görüldü. Duruşma salonunda müştekiler Ümit A., Elif A., Caner A., Elif A. ve taraf avukatları salonda hazır bulundu. Tutuklu sanık Emirhan B. de duruşmaya katılması için cezaevinden getirildi. Duruşmanın açılmasının ardından ilk savunması alınan tutuklu sanık Emirhan B., "Ben daha önce yaptığım savunmalarımı aynen tekrar ediyorum. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Olay bittikten sonra ben müdahale etmişim gibi gözüküyor ise de ben olay günü Ümit isimli müşteki bana yumruk attıktan sonra ve sersemledikten sonra karşı taraftaki müştekilerin ağabeyim olan Atakan'a saldırdıklarını gördüm. Bunun üzerine arka cebimdeki çakıyı çıkarıp, kendimi korumak için savurdum. Bu sırada çakının Ümit'e geldiği doğrudur. Ben diğer müştekiler Elif, Gökhan ve Caner'i silahtan sayıldığı belirtilen çakıyla ya da iddianamede belirtilen bıçak ile yaraladığım iddialarını kabul etmiyorum. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum. Olay nedeniyle pişmanım. Çakıyı rastgele savurduğumda müşteki Ümit'e denk geldi ve Ümit bu şekilde yaralandı. Çakıyı savurmaktaki amacım kendimi korumaktı. Kasıtlı olarak kimseyi yaralamadım" dedi.

'BIÇAĞI ÜMİT'İN KOLUNA VE GÖĞSÜNE 3 KEZ SAPLADI'

Duruşmadaki beyanında olay günün anlatan Caner Atabay, "Olay günü Ümit A. ile hesap ödemek için kasaya doğru gidiyorduk. O sırada Semih ile tanımadığımız 2 kişinin gergin bir şekilde el sıkıştığını gördük. Yanlarına gidip, 'Hayırdır, ne oluyor?' diye sorduğumuzda sanık Emirhan B. bize küfrederek karşılık verdi. Bunun üzerine kavga başladı. Ümit, Emirhan B.'ye yumruk atmaya çalıştı, ancak denk getiremedi. Bu sırada Emirhan B. cebinden çıkardığı bıçağı Ümit'in koluna ve göğsüne 3 kez sapladı. Ben de müdahale ederek bıçağı almaya çalışırken elimden yaralandım. Çevredekilere, 'Bizimkilere haber verin. Ümit ölüyor' diye bağırdım. Onlar dağılınca Emirhan B. beni kovalamaya başladı. Tam bıçağı bana da sokacakken, bizim yanımızdaki Ç.A. müdahale ederek onu durdurdu. Sonra Ümit'in peşimizden geldiğini görerek onu dizinden de bıçakladı. Daha sonra sanık olay yerinden kaçtı. Ben Ümit'e tampon yapmak için gömleğimi çıkardım. Sonrasında da ambulans geldi. Sanıktan şikayetçiyim" dedi.

'TEKRAR BIÇAKLANACAĞIM VE ÖLECEĞİM KORKUSUYLA DIŞARI ÇIKAMIYORUM'

Kavgada göğsünden bıçaklanarak yaralanan damat Ümit A. ise mahkemedeki beyanında, "Olay günü o restoranda benim nişanım vardı. Biz gerginliği görüp kasaya gittiğimizde, sanık Emirhan B.'nin ağabeyi sürekli sanığı çekerek, 'Buradan gidelim' diyordu. Ben sanığın elinin arka cebinde olduğunu görerek ters bir durum olduğunu düşündüm. Biz 'Ne oluyor?' diye sorunca sanık küfretti ve kavga başladı. Ben kendimi korumak için sanığa yumruk atmaya çalıştım ama denk getiremedim. Sonrasında sanık beni kolumdan, göğsümden ve belimden bıçakladı. Ben yaralanınca, restoranın çalışanları beni güvenli bir alana aldılar. Kavga devam ediyordu. Bu sırada arkadaşlarıma benim yaralandığım haberi verilmiş. Ben gürültünün devam ettiğini duyunca, olduğum yerden kalkarak tekrar kasaya doğru gittim. Oraya girer girmez, sanık Emirhan B., beni tekrar dizimden bıçakladı. Bayılarak, yere düştüm. Sonrasında beni ambulansla hastaneye götürmüşler. Hastanede 10 gün tedavi gördüm. Dizimden bıçaklanmam neticesinde kemiğim kırıldı. Bu durumla ilgili psikolojim bozuldu ve nişanlımla aram bozuldu. Düğünle ilgili problemlerimiz oluştu. Maddi ve manevi olarak çok büyük zararım var. Tekrar bıçaklayacağım ve öleceğim korkusuyla dışarı çıkamıyorum. Sanığın ve yakınlarının tekrardan bana zarar verip vermeyeceğini ön göremediğim için bir can güvenliğimin de olmadığını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

GELİN: 'CAN GÜVENLİĞİMDEN ENDİŞE EDİYORUM'

Duruşmada tanık sıfatıyla dinlenen gelin B.Y. ise, "Ben müşteki Ümit A.'nın nişanlısıyım. Olay günü restoranda nişan kutlaması için aile yemeğimiz vardı. Daha sonra Caner A. ile nişanlım Ümit A. hesabı ödemek için kasaya gitti. Biz bahçedeki kamelyada oturduk. Sonra Caner koşarak gelip, 'Ümit'i öldürüyorlar' dedi. Biz de koşarak yanına gittik. Ben gittiğimde sanık Emirhan B. elindeki bıçağı rastgele savuruyor ve 'Hepinizi öldüreceğim' diye bağırıyordu. Olay nedeniyle psikolojik olarak etkilendiğim için dışarı çıkamıyorum. Dışarı çıktığımda başıma bir şey gelecek korkusu yaşıyorum. Şu an duruşma salonu dışında neredeyse 20 kişi vardır. Bu sebeple can güvenliğimden endişe ediyorum" dedi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Duruşmada müşteki Elif A. ile tanıklar İ.F.E., Ç.A. ve A.B.'nin de beyanları dinlendi. Daha sonra avukatlar savunmalarını yaptı. Tarafları dinleyen mahkeme heyeti, duruşmaya gelmeyen müşteki Gökhan K.'nin ve tanık S.G.'nin zorla getirilmesi için karar düzenledi. Sanık Emirhan B.'nin tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, duruşmayı 9 Ocak 2025'e erteledi.

Görüntü Dökümü:

---------------------

(Güvenlik kamerası)

-olayın yaşandığı an

==============================

3- SARIYER'DE 'SAHTE İÇKİ SATTIN' KAVGASI; SEVGİLİSİ HASTANEYE KALDIRILINCA BÜFEYİ BASTI, DAYAK YEDİ

Doğan Can CESUR / İSTANBUL (DHA) -SARIYER'de kız arkadaşının içki içtikten sonra hastaneye kaldırıldığını öğrenen kişi, tekel bayini bastı. Sahte içki sattığını iddia ettiği iş yeri sahibine küfrederek tehdit eden kişi, dükkandaki bir kişi ve iş yeri sahibi tarafından sopayla darbedildi. Yaşananlar güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.

Olay, 8 Aralık Pazar günü saat 21.30 sıralarında Cumhuriyet Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, ismi öğrenilemeyen bir kadın akşam saatlerinde tekel bayine giderek içki satın aldı. Aldıklarının tamamını tüketen kadın rahatsızlanarak bir süre sonra hastaneye kaldırılırken erkek arkadaşı ise bir arkadaşıyla beraber tekel bayine giderek Kazım isimli iş yeri sahibini küfrederek tehdit etti.

SAHTE İÇKİ SATTIN DİYE BAĞIRDI

İş yeri sahibini sahte içki satmakla suçlayan kişi, dükkandaki bir başka kişi tarafından yumruklanırken küfretmeye devam edince iş yeri sahibi tarafından bir de sopayla darbedildi. Yaşananlar güvenlik kamerasına saniye saniye yansırken, tarafların olayla ilgili birbirlerine şikâyetçi olmadığı öğrenildi. (DHA)

Görüntü Dökümü:

-----------

(Güvenlik kamerası)

-Arkadaşıyla tekele gelmesi

-Tehditlerde bulunması

-Tartışma yaşanması

-Kişinin darbedilmesi

-Sopayla dövülmesi

=================================

4- ŞİŞLİ'DE BİNA GÖREVLİSİ KOPAN BETON PARÇALARINDAN SANİYELERLE KURTULDU; O ANLAR KAMERADA

Doğan Can CESUR / İSTANBUL (DHA)- ŞİŞLİ'de bir iş hanının dış cephesindeki beton parçaları koparak aşağıya düştü. Bina görevlisi İbrahim Erdem ise saniyelerle ölümden kurtuldu. Erdem, "Orada duruyorduk, biz oradan ayrıldık saniyeler sonra arkamızdan ses duyduk. Baktık ki beton parçaları düşmüş. Az kalsın öbür tarafa gidiyordum" dedi. Yaşananlar kameralara yansıdı.

Olay, dün saat 11.30 sıralarında 19 Mayıs Mahallesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre sokakta bulunan bir iş hanının dış cephesindeki beton parçaları koparak aşağıya düştü. Çevredeki esnaf sesler üzerine dükkanlarından dışarı çıktı. Şans eseri olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Kapıda bekleyen bina görevlisi İbrahim Erdem de olaydan saniyelerle kurtuldu. Yaşananlar ise güvenlik kamerasına yansıdı. Olayın ardından ihbar üzerine itfaiye ve zabıta ekibi sevk edildi. Kısa sürede gelen itfaiye ekipleri merdiven aracıyla binada tehlike oluşturan parçaları aşağıya dökerek dış cepheyi temizledi.

'AZ KALSIN ÖBÜR TARAFA GİDİYORDUM'

Olayla ilgili konuşan İbrahim Erdem, "Orada duruyorduk, biz oradan ayrıldık saniyeler sonra arkamızdan bir ses duyduk. Baktık ki beton parçaları düşmüş. Oradaydım, gitmeseydim Allah bilir gitmiştim. Vatandaşlar yoldan geçiyorlardı. Belediye ekibi de hemen gelip müdahale etti. Bantla orayı çevirdiler sonra itfaiye geldi. Sonra müdahale ettiler, Allahtan kimseye bir şey olmadı. Tahmin ediyorum ki bina 1980'lerden kalma. Daha önce de sokağın içinde oldu. Az kalsın öbür tarafa gidiyordum" dedi.

Görüntü Dökümü:

-------------------

(Güvenlik kamerası)

-Kapıda bekleyen bina görevlisi

-Yukarıya doğru yürümesi

-Beton parçalarının düşmesi

-Esnafın dışarıya çıkması

-Yukarıya bakmaları

(Aktüel kamera)

-Beton parçalarının koptuğu bina

-İtfaiye ekibinin temizlemesi

-Yere parçaların düşmesi

-Vatandaşların izlemesi

-İbrahim Erdem ile röportaj

-Genel ve Detay

================================

5- İSTANBUL'DA FUHUŞ OPERASYONU: 22 GÖZALTI

Ali AKSOYER/İSTANBUL, (DHA)İSTANBUL'da kurdukları 3 ajans aracılığıyla yabancı uyruklu kadınlara fuhuş yaptırdıkları tespit edilen çeteye düzenlenen operasyonda 22 şüpheli gözaltına alındı.

İstanbul emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü, Ahlak Büro Amirliği ekipleri gelen ihbarlar üzerine yaptıkları saha çalışmalarında yabancı uyruklu kadınlara para karşılığı fuhuş yaptıran çeteyi tespit etti. Cumhuriyet Başsavcılığından alınan izinin ardından çete üyelerine teknik ve fiziki takip başlatıldı.

ŞEBEKENİN YÖNTEMİ ORTAYA ÇIKARILDI

Polis ekipleri, yaptıkları çalışmada fuhuş çetesi üyelerinin kimliklerini ve izledikleri yöntemi de ortaya çıkardı. Şüphelilerin 3 ajans aracılığıyla buldukları yabancı uyruklu kadınların fotoğraflarıyla hazırlanan internet sitesinin şifresini referansla arayan müşterilere verdiği tespit edildi. İsim ve telefon numarasının bulunmadığı katalogda sadece numaralı fotoğrafların olduğu öğrenildi. Müşterilerin telefonda numarayı söylemesinin ardından çete üyelerinin belirtilen kadınları istenen otele götürdüğü belirlendi.

YAKALANMAMAK İÇİN YABANCI NUMARALAR KULLANDILAR

Polis yaptığı incelemede yabancı uyruklu kadınların saati 200 dolar, geceliğine ise bin dolar ücretle fuhuş yaptırıldığı öğrenildi. Şüphelilerin kendi aralarında yabancı numaralarla açtıkları Whatsapp hesapları üzerinden konuştukları bu sayede polisin takibinden kurtulmayı amaçladıkları da belirlendi.

22 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Ahlak Büro Amirliği ekiplerinin yaklaşık 6 ay süren teknik ve fiziki takibinin ardından belirlenen adreslere operasyon düzenledi. Gaziosmanpaşa, Sultangazi, Beyoğlu, Şişli, Üsküdar ve Ümraniye ilçelerinde tespit edilen 15 adrese baskın yapıldı. Baskında fuhuş yaptıkları iddia edilen 9 kişi ile 13 yabancı uyruklu kadın gözaltına alındı. Şüphelilerle birlikte 58 bin 300 lira, 2 bin 290 dolar, 17 cep telefonu, 17 adet sim kart ve 2 USB bellek ele geçirildi.

Asayiş şube müdürlüğünde işlemleri yapılan 9 şüpheli adliyeye sevk edilirken, fuhuş yaptırılan yabancı uyruklu kadınlar sınır dışı edilmek üzere il göç idaresine teslim edildiler. (DHA)

Görüntü Dökümü:

-----------

-Şüphelilerin adliyeye sevki

-Operasyon görüntüleri polis kamerası

================================

6- SARIYER'DE MİNİBÜSTE ÜCRET TARTIŞMASI; ŞOFÖR KAPILARI KAPATTI KİMSEYİ İNDİRMEDİ

Doğan Can CESUR / İSTANBUL (DHA)- SARIYER Pınar Mahallesi-Zincirlikuyu Metrobüs hattında çalışan bir minibüs şoförü, 20 kişinin ücret vermediğini iddia edince tartışma çıktı. Ücreti alana kadar kapıları kilitleyerek vatandaşları indirmeyen şoför, "Bunu vereceksiniz kapıyı açmayacağım yoksa, kurunun yanında yaş da yanacak" diyerek vatandaşları tehdit etti. Şoför gelen tepkilerin ardından kapılarını açarak yolcuları indirdi.

Olay, saat 09.00 sıralarında Maslak'ta meydana geldi. İddiaya göre, Pınar Mahallesi- Zincirlikuyu Metrobüs seferini yapan 34 M 1019 plakalı minibüsün şoförü, seyir halinde olduğu sırada 20 kişinin 18 liralık yolculuk ücretini vermediğini söyleyerek tepki gösterdi. Kimsenin ücret vermemesi üzerine şoför bir süre sonra yolculara seslenerek para istedi. Şoför, 20 kişi ücreti verdikten sonra herkesi indireceğini söyledi. Sinirlenen minibüs şoförü, "Bunu vereceksiniz kapıyı açmayacağım yoksa, kurunun yanında yaş da yanacak. Hep aynı senfoni, 1-2 kişi de değil, 35 kişi var arabada. 18 liraya şeref ve haysiyet satan adamlar" diyerek tepki gösterdi.

'KAPIYI AÇMAYACAĞIM'

Yolculuğun devamında ücretin gelmemesi üzerine minibüstekilere tepki göstermeye devam eden şoför, "Bunu vereceksiniz, vermezseniz yüklü arabayla geri döneceğim. Kapıyı da açmayacağım, söylüyorum. Ben ciddiyim, dediğimi yaparım. 1-2 kişi değil 20 kişi. 5-10 kişiye eyvallah diyoruz" dedi. Bir süre sonra minibüsteki yolculardan bazıları ücretlerini uzattı. Bunun üzerine şoför, "dürüstlüğe gelince konuşuyorsunuz. 18 liraya tenezzül ediyorsunuz. Biz salağız. Bak, nasıl geliyor para" diyerek ücretleri topladı.

'O ZAMAN BU İŞİ YAPMA'

Öte yandan bazı yolcular ise işe geç kaldıklarını söyleyerek minibüsün kapılarının açılmasını istedi. Çıkan tartışma sonucunda yolculardan biri, "O zaman bu işi yapma böyle olur mu. İlk defa görüyorum böyle birşeyö diyerek şoföre tepki gösterdi. Yaşananları bazı yolcular cep telefonu kamerasıyla görüntüledi.

Görüntü Dökümü

----------------

(Cep telefonu)

-Yaşanan tartışma

-Şoförün tepkisi

-Ücretlerin uzatılması

-Yolcuların tepkisi

-Minibüsten inmeleri

=============================

7- ATAŞEHİR'DE BOŞ ARAZİDE ETRAFA RASTGELE ATEŞ EDEN ŞÜPHELİ YAKALANDI

Murat SOLAK / İSTANBUL, (DHA)- ATAŞEHİR'de boş bir arazide elindeki silahla etrafa rastgele ateş eden şüpheli, polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı.

Olay, dün akşam saatlerinde Kayışdağı Mahallesi'nde, boş bir arazide meydana geldi. İddiaya göre; arazide lastiklerin bulunduğu kısma gelen B.Ş., elindeki silahla etrafa rasgele ateş etmeye başladı. O anları çevredeki bir vatandaş cep telefonu kamerasıyla görüntüledi. Görüntülerin sosyal medyada yayılmasının ardından polis ekipleri harekete geçti. Yapılan çalışmalar sonucunda şüpheli B.Ş., ekipler tarafından Kayışdağ Mahallesi'ndeki evinde olayda kullandığı silahla birlikte yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki ifadesinin ardından B.Ş. 'Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması' suçundan adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü:

------------------

-B.Ş.'nin etrafa rastgele ateş açması

-Gözaltına alınan B.Ş.'nin polis merkezine götürülmesi

-B.Ş.'nin olayda kullandığı silah

© Copyright 2024

DHA