Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

DHA İSTANBUL BÜLTENİ -1

DHA İSTANBUL BÜLTENİ -1

ABONE OL
DHA

1- İLKER GÖNEN'İN AVUKATI: TAHLİYE TALEP ETSEM DE VERİLMEYECEĞİNİ BİLİYORUM / GENİŞ HABER

Leyla YILDIZ / İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL'da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22'si tutuklu toplam 47 sanığın yargılanmasına devam edildi. Davanın 13'üncü duruşmasında sanık avukatlarının tutukluluk taleplerine ilişkin savunmalarının ardından ara karar açıklandı. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, 7 sanığın tutuklanmasına karar verdi. 3 sanık duruşma salonunda tutuklanırken 4 sanık hakkında ise tutuklamaya yönelik yakalama emri düzenlendi. Duruşma 13 Ocak 2025'e ertelendi.

Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu'nun kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle duruşma konferans salonunda görülüyor. Fırat Sarı ve İlker Gönen'in de aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanık duruşmaya katıldı. Bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları salonda hazır edildi. Duruşmada bugüne kadar 22'si tutuklu 47 sanığın savunmaları alındı. Saat 10.30 sıralarında başlayan duruşma, sanık avukatlarının katılma ve tutukluluk taleplerine ilişkin savunmalarıyla başladı. Duruşma saat 23.00 sıralarında mahkeme heyetinin ara kararı açıklamasıyla tamamlandı. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, 7 sanığın tutuklanmasına karar verdi. 3 sanık duruşma salonunda tutuklanırken 4 sanık hakkında ise tutuklamaya yönelik yakalama emri düzenlendi. Duruşma 13 Ocak 2025'e ertelendi.

Sanık avukatlarının savcının mütalaasına karşı savunma yaptığı duruşmada ilk olarak tutuklu sanıklardan Mustafa Kazan'ın avukatı söz aldı. Kazan'ın avukatı, "Duruşma savcısının talebinin reddini talep ediyoruz. Örgüt olmadığı kanaatindeyiz. Örgüt liderinin ve örgütün üst kısımdaki kişilerin alt tabadakilere emir vermesi gözüküyor ama böyle bir şema olmadığı, işveren işçi şeması olduğu gözüküyor. Müvekkilim iş yerinde idari personel olarak çalışmaktadır. Hiçbir şekilde tıbbi müdahalede bulunmamıştır. Suç oluşmadığı için tutuklama talebinin reddini talep ederiz. 112 ambulansının devre dışı bırakılmadığı tamamen kanuna uygun ve usulüne yapıldığı görülmüştür. Müvekkilim bu olay gerçekleştikten sonra emekli olmak durumunda kalmış ve memleketine gitmişti. Duruşmanın başından beri aralıksız geldi, duruşmadan kaçma ihtimali olsaydı duruşmaya gelmezdi, tutuklama talebi olmasına rağmen bugün de duruşmaya gelmiştir. Müvekkilim iş yerinde sabit maaşla çalıştığı için herhangi bir menfaat de sağlamadığı ortadadır." dedi.

'MÜVEKKİLİMİN SALIVERİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ'

Tutuklu sanık Sümeyye Özdemir'in avukatı ise, "Müvekkil 20'li yaşların başında Bağcılar Medilife'ta tıbbi sekreter olarak çalışan biridir. Dosya kapsamında gerçekleştirdiği eylemler epikriz yazmak ve SGK'yı dolandırmak gibi eylemler deniliyor ama epikriz konusunda Hasan Basri Gök 'Sümeyye Özdemir'i tanırım, epikriz yazar diyor' ama sizin karşınızda duyumdan bahsetti ve tanımadığını ifade etti. Müvekkil doktor, hemşire değil ve epikriz yazacak bir bilgiye sahip değil. Sorumlu doktorlar yanına oturtarak ekranı kağıda yazdırıyor. Müvekkilin örgüt hiyerarşisi içinde olması söz konusu değil. Müvekkil sadece örgüt başkanı olarak nitelendirilen i Fırat Sarı'ya 'Hocam şöyle böyle oldu' diye bilgi vermiştir. Savcılık mütalaasında tutuklamadan bahsedilmiş, dosyada müvekkilim hakkında herhangi bir delil yok. Müvekkilim fatura kesmesini bilmez çünkü muhasebeci değil. Epikriz yazmaz çünkü doktor değil. Müvekkil duruşmalar başladığı günden beri takip etmektedir kaçma sebebi yoktur. Tutuklanması halinde psikolojisi geri dönülemez hale gelecektir" dedi.

Tutuklu sanık Deniz Korkmaz'ın avukatı ise, "Nitelikli dolandırıcılık ve örgüt üyeliği kapsamında suç var. Burada örgüt üyeliği gibi bir konu yok, emir talimat alma yok. GMZ şirketinin sahibi olduğu gözüküyor, kolluk kuvvetlerinde verdiği ifadede şirketin Fırat Sarı'ya ait olduğu söylüyor. Uzman görüşünde Deniz Korkmaz'ın adı geçmiyor. Tapelerde ve sorgularda Deniz Korkmaz'ın adı neredeyse hiç adı geçmedi. Deniz Korkmaz emniyetle birlikte çalışmış olsa burada sanık olarak bulunmazdı. Müvekkilimle gurur duyuyorum. Sanıklar içinde diğerlerinden farkı var müvekkilim kendi isteğiyle burada ve uzun süredir tutuklu. Delil karartma şüphesinin olmadığı, telefonlarını teslim ettiği, tutuklu kaldığı süreyi göz önüne alınarak tutukluluk halinin devam etmemesini, müvekkilimin salıverilmesini talep ediyoruz." cümlelerini kullandı.

'KADAN, KARAKOÇ VE HELVACI BEBEK İÇİN ADLİ TIP'TAN ÖLÜM RAPORU ALINSIN' TALEBİ

Dursun Eryılmaz'ın avukatı, "Müvekkil 2023 Haziran ve temmuz ayında 5 bebeğin ölümünden sorumlu tutulmuştur. Somut delilere dayanan kuvvetli suç şüphesi bulunmamaktadır. Amir- memur, alt-üst örgüt hiyerarşisi bulunmamaktadır. Savcının mütalaasına katılmıyoruz. Esas olan tutuksuz yargılanmaktır. 8 aydır müvekkil tutuklu artık tutukluluk cezanın infazı haline gelmiştir. Ev hapsiyle kendisinin salıverilmesini tutuksuz olarak yargılanmasını talep ederiz. Kadan bebek, Karakoç bebek ve Helvacı bebek için adli tıp kurumundan ölüm raporu alınmasını talep ediyoruz." dedi.

Emine Avcı'nın avukatı ise, " Uzman görüşünün dosyasıyla alakası olmadığını anlayabiliriz bu insanlar neden bu kadar süredir tutuklu? Müvekkilimin adli kontrol şartıyla tahliye edilmesini talep ediyoruz." dedi.

Fehmi Alperen'in avukatı ise, "Suç örgütüne üye olma suçunu kabul etmiyoruz. Müvekkilim sadece sanıklardan Gıyasettin Mert'i tanımaktadır. MASAK soruşturma incelemesinde müvekkilimin herhangi bir suç geliri elde etmediği anlaşılmıştır. Müvekkilimin delil karartma gibi bir durumu yoktur, sabit ikameti vardır ve ailesiyle yaşamaktadır. Daha fazla mağdur edilmemeleri üzerine tahliye edilmelerini talep ediyoruzö ifadelerinde bulundu.

FIRAT SARI'NIN AVUKATI: MÜVEKKİLİM OLSA OLSA DIŞ KAPININ MANDALI OLUR

Fırat Sarı'nın avukatı ise, "Kamu hastanelerine kaç tane hasta sevki olmuş bununla ilgili rapor talep ediyoruz. Müvekkilim örgüt kurma ve örgütü yönetme suçuyla yargılanmaktadır. Soruşturma aşaması hatalı, baştan sona usulsüz yürütülmüştür. Soruşturma savcısı aykırı olarak aleyhine delil topladığı gibi lehine bir delil toplamamıştır. Örgüte ilişkin, bütün detayları hepimiz açıkladık, örgüt lideri olamayacağı anlaşılmıştır, müvekkilimiz olsa olsa dış kapının mandalı olur. 15 gündür örgüt var mı yok mu gereksiz şekilde hepimiz tartışmaktayız. İhbarcı dahil etkin pişmanlıktan faydalananlar da müvekkilimin, hastalara yaklaşımında bir kusurdan bahsetmemiştir. Müvekkilim 3 bebeğin ölümüyle suçlanmaktadır; bu durumu kabul etmiyoruz. Kadan bebekle ilgili, çok uzun süre yatıştan kaynaklı öldürmekten suçlanıyor. Müvekkilim hangi zaman diliminde bebeği uzun yatırdığı ve ölümüne sebebiyet verdiği konusunda raporun çöp olduğu gözüküyor. Halime bebekle ilgili, ölümün gerçekleştiği hastanede tam zamanlı çalışmamaktadır. Halime bebek ilk doğum anından ve ölüm anına kadar bebekle kendisi ilgilendiği için bebeğin ilgili doktoru olarak lanse edildi. Bebeklere özel ilgisini olduğu için ve yaşamaz denilen bebeği 45 gün yaşattığı gibi ölüm anında orada olmaması nedeniyle suçlanmaktadır. Opara bebekle ilgili, eğer konu ölüm ve yaşamsa, sizin hastanenize gelen hastaları kabuk etmek zorundasınız. Doğukan Taşçı'ya ise 'Bu bebeği kabul edecekseniz başında bir hemşire, doktor tutmak zorundasınız' demiştir. Tutukluluk bir tedbir olmak zorundadır. Müvekkilimin ailesi ve uzak akrabaları dahil tüm malvarlığına el konuldu. Tahliyesini talep ediyorum" şeklinde konuştu. (DHA)

'17-18 GÜNDÜR EKMEK REÇEL YİYENLER VAR'

İlker Gönen'in Avukatı, "Benim müvekkilimin yetişkin yoğun bakıma en ufak bir katkısı yok. Devlet Hastanesi'nden çocuk çalmak gibi bir şey yok, yer olmadığı için hastane kendisi gönderir. 2023 denetim raporları almadan bu duruşma bir adım ileri gitmez. Kasım ayında polis böyle bir soruşturma yürütüyoruz denetim yap diyor. Şafak ve Doğa hastanesine Eylül'de Kasım'da, Ocak'ta ayrı denetim yapılıyor. Dosyada bir kişi yok, neden bu hastanelere denetim yapılıyor. Konu huzurdaki şahısların değildir. Tahliye talep etmeyeceğim tek bir talebim var, Allah rızası için Karakoç bebeğin ailesine yazıktır, buradan ayırın ailesi huzura ersin. Kadan bebekle ilgili sorumlu tutulan müvekkilimin konuşması 24 saat sonra. Başkanım kusura bakmayın sesim bazen yüksek çıkıyor, geçen duruşmada da uyarıldım astım var o yüzden yüksek çıkıyor sesim, salonda birkaç doktor var ama onlarda tutuklu maalesef. 7-8 bin lira ile örgüt üyesi yapılmaya çalışılıyor müvekkilim. Tahliye etmeyeceğinizi biliyorum. Savcı tehdidi meselesi dosyamızı etkiledi. Dosya ile herhangi biri savcı tehdidiyle ilgili ifade vermemiştir. Avcılar Hospital'da bir hemşire, çalışanı borçları yüzünden intihar etti. 17-18 gündür ekmek reçel yiyenler var. Tahliye talep etsem de verilmeyeceğini biliyorum ama canım abimin canından da endişe ediyorum o yüzden tahliyesini talep etmiyorum" dedi.

Görüntü Dökümü:

ARŞİV

============

2-SARIYER'DE SİLAHLI KAVGA; 1 KİŞİ YARALANDI

Yılmaz OKUR/İSTANBUL, (DHA)- SARIYER'DE yolda tartışan iki kişi arasında çıkan silahlı kavgada 1 kişi yaralandı. Şüpheli olay yerinden kaçarken, yaralı ambulansla hastaneye kaldırıldı.

Olay, dün saat 22.00 sıralarında Bahçeköy Merkez Mahallesi Adnan Kahveci Caddesi üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, arkadaş olan Barış K. ile Koray B. henüz bilinmeyen bir nedenle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyüyerek kavgaya dönmesi üzerine belinden silahını çeken Koray B. arkadaşı Barış K.'yı vurduktan sonra olay yerinden kaçtı.

Haber verilmesi üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri kalçasından yaralanan Barış K.'yı olay yerindeki ilk müdahalenin ardından Seyrantepe Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırarak tedavi altına aldı. Olay yeri inceleme ekipleri, çevreye şerit çekerek olay yerinde inceleme yaptı. Polis, olaydan sonra kaçan şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı.

Görüntü Dökümü:

---------------------------

Cep Telefonu

-Yaralının ambulansa taşınması

-Olay sonrası toplanan vatandaşlar

Aktüel

-Olayın meydana geldiği yer

-Olay yerindeki polislerin çalışmaları

-Olay yeri inceleme ekibinin çalışmaları

-Genel ve detay görüntüler

======

3- İSTANBUL'DA SAHTE VE KAÇAK İÇKİ OPERASYONU

Baran AKKAYA/İSTANBUL, (DHA)-SULTANGAZİ ve Fatih'te düzenlenen sahte ve kaçak içki operasyonunda satışa hazır 516 adet sahte içki ve çok sayıda üretim malzemesi ele geçirilirken 1 kişi gözaltına alındı.

İstanbul emniyeti Kaçakçılıkla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri ihbar üzerine Sultangazi ve Fatih'te bulunan iki adrese sahte ve kaçak alkol üretimine ilişkin operasyon gerçekleştirdi. Sultangazi'de bulunan ve sahte alkol üretimi yapıldığı tespit edilen adrese yapılan operasyonda 215 adet satışa hazır halde sahte alkol, 50 litre şişelenmeye hazır sahte alkol ve retimde kullanılan çok sayıda malzeme ele geçirildi. Fatih'teki adreste ise, tekel bayi deposunda satışa hazır 301 adet kaçak alkol şişesi bulundu. Operasyonlar sonucunda Fatih'teki tekel bayinin sahibi gözaltına alınırken Sultangazi'de bulunan adresteki şüpheli veya şüpheliler olay yerinden kaçarak uzaklaştı. Ekiplerin kaçan şüpheliler, için arama çalışması devam ederken toplamda 516 adet satışa hazır kaçak ve sahte alkol ele geçirildi. (DHA)

Görüntü Dökümü:

----------------

Fatih'te yapılan operasyon

Sahte alkoller

Sultangazi'de bulunan adres

Satışa hazır sahte alkoller

Üretimde kullanılan malzemeler

=======================

4- ŞİŞLİ'DEKİ AVM'DE YANGIN PANİĞİ

Hiba KARGI- Serap TÜRKOĞLU- Doğan Can CESUR/ İSTANBUL, (DHA)-ŞİŞLİ'de bulunan bir AVM'deki restoranın elektrik panosunda çıkan yangın paniğe neden oldu. Kısa sürede söndürülen yangında restoran içerisindeki müşteriler tedbiren tahliye edildi.

Yangın, saat 18.15 sıralarında Şişli, Esentepe Mahallesi Büyükdere Caddesi'nde bulunan bir AVM'nin içerisindeki restoranda meydana geldi. Elektrik panosunda bulunan kabloların yanmasıyla çalan alarm paniğe neden oldu. Müşteriler tedbiren AVM'den tahliye edilirken ihbar üzerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Yangın kısa sürede söndürülürken çevredekiler o anları cep telefonu kamerasıyla kaydetti.

Görüntü Dökümü:

------------------

-İtfaiye ekiplerinden görüntüler

-Ekiplerin AVM'ye geldiği anlar

-AVM'de müşterilerin paniği

===========

5-PENDİK'TE SEYİR HALİNDEKİ ARAÇ ALEV ALEV YANDI

Mert ORDU/İSTANBUL, (DHA)- PENDİK, TEM Otoyolu'nda seyir halindeki hafif ticari araçta çıkan yangın kısa sürede söndürüldü. Araç kullanılmaz hala gelirken o anlar çevredekilerin cep telefonu kameralarına yansıdı.

Yangın, saat 18.30 sıralarında henüz belirlenemeyen bir nedenle Pendik TEM Otoyolu Ankara istikametinde meydana geldi. Seyir halindeki hafif ticari aracın motor bölümünde henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen yangın tüm aracı sardı. Çevredeki vatandaşlar yangın tüpleriyle yangına müdahale etmeye çalıştı. İhbar üzerine olay yerine itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Yangın, itfaiye ekipleri tarafından kısa sürede söndürülürken hafif ticari araç kullanılamaz hale geldi. O anlar çevredekilerin cep telefonu kameralarına yansıdı.

Görüntü Dökümü:

----------

-Aracın yandığı anlar

-Çevredekilerin yangın tüpüyle müdahale ettiği anlar

=========

6- BAKAN ŞİMŞEK: FİNANSAL OKURYAZARLIK BİZİM İÇİN OLMAZSA OLMAZ

Kübra SONKAYA-Feridun AÇIKGÖZ/İSTANBUL, (DHA)- HAZİNE ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Halkbank Gençİz Gençlik Zirvesi'nde 'Finansal Okuryazarlık' konusunu ele aldı. Burada konuşan Şimşek, "Türkiye'de yüzde 24, dünyada da yüzde 33, dünyaya göre bizim finansal okur yazarlığımız maalesef düşük. Finansal okuryazarlık bizim için olmazsa olmaz. Herkes için, her seviyede finansal okuryazarlık çok değerlidir" dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 'Kariyer ve Kişisel Gelişim' , 'Teknoloji ve Girişimcilik' , 'Sürdürülebilirlik' ve 'Finansal Okuryazarlık' konu başlıkları altında uzmanlar ile gençlerin bir araya geldiği Halkbank Gençİz Zirvesi'nde, 'Finansal Okuryazarlık' konulu sunum gerçekleştirdi. Küçük yatırımların önemine vurgu yapan Bakan Şimşek, "Bireysel yatırımcılara ne tür enstrümanlara ilgi gösteriyorlar diye baktığımız zaman, aynı kişinin birden fazla hesabı da olabilir ama 22,1 milyon kripto hesabı var. Demek ki en çok ilgi, en riskli alana. Arkadaşlara bir sigara paketinin Türkiye'de ortalama fiyatı nedir diye sordum, 75,24 liraymış. Günlük bir paket sigara içiyorsanız, yıllık size maliyeti 27 bin 375 lira. Bunu içmeyip sadece 1 yıl içmeyip 5 yıllığına bugünkü getiriler üzerine Halkbank'a koyarsanız, 147 bin lira getirirsiniz. Bu sadece 1 yıl. Küçük birikimlerin etkisi çok büyük olabilir" dedi.

'DÜNYAYA GÖRE BİZİM FİNANSAL OKUR YAZARLIĞIMIZ MAALESEF DÜŞÜK'

Dünya ülkelerinde insanlara finansal okuryazarlıkla ilgili çok basit 4 soru sorulduğunu belirten Bakan Şimşek, “Bu dört sorunun içinde doğru cevap verenlerin oranı Türkiye'de yüzde 24, dünyada da yüzde 33, dünyaya göre bizim finansal okur yazarlığımız maalesef düşük. Finansal okuryazarlık bizim için olmazsa olmaz. Herkes için, her seviyede finansal okuryazarlık çok değerlidir. Türkiye'de toplamda 89 milyon civarında bir nüfus yaşıyor. Bizim milli gelirimiz bu sene muhtemelen 1.3 trilyon doların üzerinde olacak ve kişi başına milli gelir de yaklaşık 15 bin dolar olacak. Nasıl bu, fena değil aslında birçok ülkeyle karşılaştırdığınız zaman nüfus büyüklüğü, ekonomideki büyüklük anlamında dünyanın önde gelen ekonomilerinden bir tanesi. Çevremizle de karşılaştırdığımızda Orta Asya'nın tamamının ekonomilerinin büyüklüğü 571 milyar dolar, Orta Doğu'nun tamamı, burada zengin petrol ve doğal gaz ülkeleri de var, hepsi yaklaşık 1.8 trilyon. Kuzey Afrika'nın tamamı yaklaşık 870 milyar, Balkanların tamamı 649 milyar. Dolayısıyla Türkiye ekonomisi 1.3 trilyon dolarla hem kendi bölgesinde, hem de dünyada önemli ekonomilerden bir tanesi. Ama bizim daha çok gideceğimiz yol var. Potansiyelimiz de yüksek ve bunu gerçekleştirmek için de bir program uyguluyoruz. Bu programın çok basit tek amacı var; daha yüksek büyüme ama sürdürülebilir, yüksek büyüme ve bu büyümeden elde edilen gelirin daha adil dağılımı. Bunun için de bir program uyguluyoruz, bu programın alt bileşenleri; fiyat istikrarı dediğiniz şey enflasyonu düşürmek demek, mali disiplin demek, bütçe dengesini iyileştirmek demek, sürdürülebilir cari açık demek, dış dünyayla olan açığımızın makul düzeyde tutulması demek, yapısal dönüşüm demek. Aslında reformlarla verimliliği artırmak, inovasyonu artırmak, rekabet gücümüzü artırmak demek. Özetle bizim programımızın özü bu. Bu program sayesinde daha yüksek, daha hızlı büyüyebilir miyiz? Sağlıklı olarak, problem yaratmadan ondan sonra da bu büyümeden elde ettiğimiz geliri daha adil dağıtabilir miyiz? Bizim bütün derdimiz bu" ifadelerini kullandı.

'2024'TE KREDİ NOTU 2 KEZ ÜST ÜSTE ARTAN TEK ÜLKEYİZ'

Şimşek, rezervlerin arttığını belirterek, “Türkiye'nin önemli sorunlarından bir tanesi cari açık. Mesela geçen senenin ortasında açığımız 56 milyar dolar civarıydı, şimdi inmiş 10 milyar dolara. Dolayısıyla biz cari açığı daralttık, iyi yoldayız. Bizim rezervlerimiz yetersizdi, rezervlerimizi arttırdık. Şirketlerimiz, bankalarımız uluslararası piyasalarda daha güçlü bir şekilde ve daha az maliyetle finansmana erişiyor. Mesela bizim ülkemizin risk birimi düştü, diyebilirler ki başka ülkelerin de risk birimi düşmüş olabilir, doğru. Bakın gelişmekte olan ülkelerin risk birimi 45 puan düşmüş bizimki 448 puan düşmüş. Dolayısıyla demek ki programımız işe yarıyor. Kredi notumuz arttı, hatta arkadaşlar incelediler 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından notu 2 kez üst üste bir yılda artan, 2024 için söylüyorum, dünyadaki tek ülkeyiz. 2022'de Türkiye'de enflasyon yıl sonunda yüzde 64 civarıydı. Geçen sene 65 civarıydı. Bu seneyi Merkez Bankamızın tahminine göre yüzde 44 civarı bir rakamla kapatacağız. Dolayısıyla enflasyonda gerçekten düşüş var. 2025 ve 2026'da tabii ki Merkez Bankamızın hedefleri arasında" diye konuştu.

'BİZE BENZER ÜLKELERE GÖRE TÜRKİYE'NİN BORÇLULUĞU DAHA DÜŞÜK'

Kadınların milli gelirde büyük potansiyel yaratacağına dikkat çeken Bakan Şimşek, “Bütçemizde açığımız deprem nedeniyle geçen sene oldukça yüksek yüzde 5 civarı. Tarihi ortalamamız yüzde 2.4, şimdi biz tekrar yüzde 3 ve altına bütçe açığını düşürüyoruz. Dünyanın borcu milli gelire oran olarak 2000 yılında yüzde 230'du, şimdi yüzde 328'e çıkmış durumda. Yani dünya milli geliri 100 dolarsa borç 328 dolar. Şimdi reel rakamlara bakalım. Türkiye'nin bütün borcu, kamu, finansal kuruluşlar, hane halkı ve şirketler olarak bütün borcunu topladığımızda Türkiye'nin milli gelirine böldüğümüz zaman yüzde 99 çıkıyor. Bu rakamlar Uluslararası Finans Enstitüsü'nden. Türkiye'nin rakamlarına ilişkin bazı soru işaretleri uyanıyor ya bu uluslararası bir karşılaştırma. Gelişmekte olan ülkelerin bize benzer ülkelerin borcunun milli gelire oranı yüzde 246. Gelişmiş ülkelerin borcunun milli gelir oranı yüzde 370'lerin üzerinde. Dünya ortalaması yüzde 328. Dolayısıyla Türkiye çok aşırı borçludur diyemezsiniz. Hatta bize benzer ülkelere göre Türkiye'nin borçluluğu daha düşük. Dünya nüfusu çok hızlı bir şekilde yaşlanıyor. Peki bizim durumumuz nasıl? Bizde de doğurganlık oranı maalesef çok düştü ama çalışma çağındaki nüfus hala bize benzer ülkelere göre iyi artıyor. Bizim büyük bir potansiyelimiz var, o da kadınlarımız. Reform yaparak, teşvik ederek eğitim üzerinden kadınlarımızı işgücüne kazandırabilirsek muazzam bir potansiyelimiz var. Çünkü şu anda Türkiye'de kadınların yüzde 36'sı işgücüne katılıyor. Halbuki OECD ülkelerinde bu oran yüzde 66. Dolayısıyla sadece bunu sağlayarak OECD ortalamasını tutturarak bizim milli gelirimizi yüzde 20 daha arttırma yani zenginleşme potansiyelimiz var" dedi.

Görüntü Dökümü:

---------------

Salondan görüntüler

Bakan Şimşek'in konuşması

==========

7- BAKAN KURUM: İKLİM KANUNUNU 2025'İN İLK ÇEYREĞİNDE ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ

Kübra SONKAYA-Feridun AÇIKGÖZ/İSTANBUL, (DHA)- ÇEVRE, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Halkbank Gençİz Zirvesi'nde 'Sürdürülebilirlik' sunumu gerçekleştirdi. Bakan Kurum, “İklim kanunu, tüm bu hedeflerimize, stratejimize destek olacak ve hukuki bir zemin sağlayıp güçlendirmiş olacak kanunumuzu inşallah Gazi Meclisimizde 2025'in ilk çeyreğinde çıkarmayı hedefliyoruz. 2053 yılına kadar enerji sektöründe bu kanun kapsamında ortaya koymuş olduğumuz hedefler kapsamında, yenilenebilir enerji payını birincil enerjide yüzde 50'ye, nükleer enerji payını da yüzde 29'a çıkarmayı hedefliyoruz" dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 'Kariyer ve Kişisel Gelişim', 'Teknoloji ve Girişimcilik', 'Sürdürülebilirlik' ve 'Finansal Okuryazarlık' konu başlıkları altında uzmanlar ile gençlerin bir araya geldiği Halkbank Gençİz Zirvesi'nde 'Sürdürülebilirlik' konulu sunum gerçekleştirdi. Deprem bölgesindeki inşaat çalışmalarına değinen Bakan Kurum, "160 bin emekçi işçi kardeşimizle sizin gibi değerli genç mimar, mühendisi arkadaşlarımızla birlikte bu mücadeleyi veriyoruz. Son ailemiz de evine girene kadar orada tüm gençlerimizin yüzü gülene kadar da bir mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. 2025 yılı sonuna geldiğimizde de orada evine girmeyen tek bir afetzede kardeşimiz kalmasın istiyoruz. Bu anlayışla çalışacağız. Bu anlayışla şehirlerin demografik yapısına uygun, oradaki iklimine, oradaki sosyal ilişkiye uygun inşaat faaliyetlerini inşallah sürdürmeye devam edeceğiz" dedi.

'KULLAN-AT DEĞİL; KULLAN-DÖNÜŞTÜR'

Bakan Kurum, “Akdeniz havzasında yer alan ülkemiz aslında iklim değişikliğinde en çok etkilenen ülkelerin başında yer alıyor. Burada her yıl bin 500'e yakın afet yaşıyoruz. Seller, yangınlar, heyelanlar. Ve bu yaşadığımız afetlere baktığımızda afetlerin sayısının, sıklığının şiddetinin de her geçen gün arttığına şahitlik ediyoruz. Sanayide yeşil dönüşüm dediğimiz sürdürülebilir üretimi artık bir tüketim çılgınlığı çerçevesinde değil de üretimi, ham maddelerinin sınırsız olmadığı bilinciyle anlayışıyla kullanarak yapmak durumundayız. İstiyoruz ki; daha yaşanabilir, çevresiyle, doğasıyla, oradaki tabiatıyla, biyoçeşitliliğiyle daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için artık çevremizi doğamızı korumanın bir tercih değil zorunluluk olduğunu hatırlatıyoruz. Yani kullan-at değil; kullan-dönüştür. Bu çok çok önemli. Her şey için söylüyorum geri dönüştürülebilecek her materyalin çöp değil, bir enerji kaynağı olduğunu görmemiz gerekiyor. Bu farkındalığı oluşturmak mecburiyetindeyiz. Bakanlık olarak biz de aynı bilinç ve farklılıkla hareket etmeye çalışıyoruz. İklim elçilerimiz, 208 üniversitemizde, Türkiye'deki tüm üniversitelerde iklim elçilerimiz var, onlarla birlikte çalışıyoruz. Onlarla birlikte projeler yapıyoruz. İklim elçilerimiz, iklim değişikliği politikalarına katkısı sunuyor. Ve iklim değişikliği ile mücadelede hem yerelde hem dünyada bu mücadeleyi ortaya koyuyoruz" ifadelerini kullandı.

'İKLİM KANUNU 2025'İN İLK ÇEYREĞİNDE ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ'

Bakan Kurum, 2030 yılına 2053 hedeflerine değinerek “Kısaca iklim değişikliği ile mücadelemizi anlatacak olursak; biz de sayın cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm dünyaya 2053'te Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak 'net sıfır emisyon' hedefimizi ilan ettik. Nedir bu? Ürettiğimiz emisyonlar kadar tüketecek alanları oluşturmak ve sıfır emisyonla yaşamak. Tabii bu sadece sizinle alakalı değil tüm dünyanın bunu yapması gerekiyor. Biz de hedefimi ortaya koyduk ve bu konuda tüm bakanlıklarımızla tüm birimlerimizle çalışıyoruz. Ve o hedefler doğrultusunda da stratejilerimiz var. 2030 yılına 2053 yılına ilişkin eylemlerimiz var. Bu eylemlerle birlikte de hem enerjide hem sanayide hem tarımda, turizmde, bütün alanlarda buradaki tüm meslek sahipleriyle, avukatların bile bu noktada yapması gerekenler olacak. Çünkü bundan sonraki davalar yine bu üretim, tüketim, sürdürülebilirlik, iklim değişikliği konularında karşınıza çıkacak. İklim kanunu, yani tüm bu hedeflerimize, stratejimize destek olacak ve hukuki bir zemin sağlayıp güçlendirmiş olacak kanunumuzu inşallah Gazi Meclisimizde 2025'in ilk çeyreğinde çıkarmayı hedefliyoruz. 2053 yılına kadar enerji sektöründe bu kanun kapsamında ortaya koymuş olduğumuz hedefler kapsamında, yenilenebilir enerji payını birincil enerjide yüzde 50'ye, nükleer enerji payına da yüzde 29'a çıkarmayı hedefliyoruz. Yani bu ne demek, artık enerjimizin neredeyse yüzde 80'ini temiz kaynaklardan üreteceğiz, kullanacağız demek. Doğamıza, çevremize, dünyamıza zarar vermeyeceğiz demek. Bu konuda iyi durumdayız. Avrupa'nın 10'uncu, dünyanın zannedersem 16'ncı ülkesi konumundayız" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:

-----------

Programdan genel ve detaylar

Bakan Kurum'un konuşması

===========

8- YURT DIŞI HARÇ PULU DÖNEMİ SONA ERİYOR

İbrahim YILDIZ/İSTANBUL, (DHA)-YURT dışına çıkışta alınan basılı harç pulu uygulaması 1 Ocak 2025'te sona eriyor. Yeni uygulamayla birlikte yurt dışına çıkış harcı ödemeleri dijital vergi dairesi, havalimanındaki vezneler veya anlaşmaları bankalar üzerinden yapılacak.

Gelir İdaresi Başkanlığı'nın (GİB) hazırladığı taslakla birlikte yurt dışı çıkışlarda alınan basılı harç pulu uygulaması 1 Ocak 2025'te sona eriyor. Kağıt tasarruf tedbirleri ve yeşil dönüşüm kapsamında hazırlanan yeni uygulama için İstanbul Havalimanı'nda bulunan Yurt dışı haç pulu satış noktalarına bilgilendirme afişleri asıldı. Bilgilendirme afişlerinde "Yurt dışına çıkış harcınızı kolayca ödeyin! 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren pulla ödeme sona eriyor. Ödemeleri dijital vergi dairesi, GIB Mobil, Anlaşmalı bankalar, Vergi Dairesi ve havalimanı veznelerinden kolayca ödeyebilirsiniz" ifadelerine yer verildi. (DHA)

© Copyright 2024

DHA