'Sonradan engelli olanlar, 7 büyüklüğündeki depremde sıfırı tüketen bir fabrikatör gibi'
'Sonradan engelli olanlar, 7 büyüklüğündeki depremde sıfırı tüketen bir fabrikatör gibi'
Salih TEKİN/ERZURUM, (DHA)- TÜRKİYE Sakatlar Derneği Erzurum Şube Başkanı Sadullah Efe (55), başta fiziksel engelli olmak üzere çeşitli engel gruplarının hikayesini kaleme aldı. ‘Kadere Yolculuk’ isimli kitabı için birçok engelliyle görüşen Efe, “Sonradan engelli olan bireylerin hayatını düşündüğünüz zaman hani böyle 7 büyüklüğünde depremin ardından bir fabrikatörün ertesi gün sıfırı tükettiği anlar oluyor ya sonradan engelli olanların hayatında çok ciddi değişiklikler oluyor. Yani ekonomik, maddi, manevi, eğitim anlamda birçok kazanımlarınız bir anda yok oluyor” dedi.
Henüz 1 yaşındayken geçirdiği su çiçeği hastalığı sonrası tekerlekli sandalyede yaşamını sürdürmek zorunda kalan Türkiye Sakatlar Derneği Erzurum Şube Başkanı Sadullah Efe, yaşadığı sıkıntıları ve 22 yıldır başkanlığını yaptığı engellilerin problemlerini kaleme aldığı 'Kadere Yolculuk' kitabını Engelliler Haftası'nda imzaladı. 'Hayata tutunmak uzuvlarla değil umutlarla olur' sloganıyla hazırladığı kitabında engellilik nedenleri, günlük yaşamda karşılaşılan sorunlar, eğitimden, sağlığa istihdamdan ekonomik bağımsızlığa birçok problemi dile getiren Efe, çözüm önerilerinde de bulundu.
Efe, "1 yaşından beri yaşamını engelli olarak sürdüren, yaklaşık 55 yıllık bir hayat hikayesini özetlemeye çalıştım Kaderde Yolculuk kitabıyla. Kendi hayatımdan yola çıkarak, tanıştığım birçok engelli grubundaki arkadaşın hayatına da kitabımda yer verdim. Engellilik nedenlerinden tutun da günlük yaşamda karşılaşmış oldukları eğitimden sağlığa istihdamdan ekonomik bağımsızlığa birçok sıkıntıyı dile getirdiğim kitabımda toplumdan beklentilerimizi de özetlemeye çalıştım. Bu çalışmayı yaparken bir sosyal sorumluluk bilinci içerisinde hareket ettim. Engelliler konusunda bir empati kültürünün yerleşmemiş olmasında belki bizlerin de bir eksikliği böyle bir kitabın olmamasından kaynaklandığını düşünerek bu yolculuğa çıktım. İnşallah okuyan herkesin bir engelliler konusunda bir el kitabı olacağına inancıyla yola çıktım" diye konuştu.
‘EMPATİ KÜLTÜRÜNDE EKSİKLERİMİZ VAR’
Dernek hayatına girene kadar kendi dışında engelli olmadığını düşündüğünü anlatan Efe, şunları söyledi:
"1996 yılında dernek hayatına girdikten sonra benim dışımda insanların varlığına şahit oldum. Dernekten sonra engellilerin hayatına olumlu katkılar sunmak adına faaliyetlerde bulunmaya çalıştım. 2002 yılından itibaren Türkiye Sakatlar Derneği Erzurum Şube Başkanı olduktan sonra sorumluluk bilincimiz daha çok arttı. Hizmet veren kurumları harekete geçirme noktasında yeri geldi bir aktivist olarak bir sivil toplum örgütü olarak engellilerin eli, ayağı, dili olmaya gayret ettim. Bu konuda da ilimiz özelinde başarılı çalışmalar yaptığımıza da inanıyorum. Gelinen noktada birçok sıkıntıları aşmış olduğumuzu görüyorum. Genel anlamda belki engelli bireylerin sorunlarına çözüm noktasında çok önemli politikalar oluşuyor ama bazı insanların hayatına dokunamıyorsanız, bazı insanların hayatına sıkıntılarına tercüman olamıyorsanız pek anlamı olmuyor. Toplumsal bilinç noktasında belki yasalarımız, kanunlarımız çok yeterli ama empati kültürünün gelişmesinde çok büyük eksikliklerimiz var. Empati kültürü derken sadece birinin birine yer vermesi olarak değerlendirmemek lazım. Yaşam mücadelesinde eşit yaşam koşullarında yeri geldiği zaman engellinin hakkını teslim etmek öncelik vermek çok önemli. Engellilik nedenlerinden tutun da eğitimde, istihdamda, ekonomik bağımsızlıkta toplumla iç içe olma noktasında sıkıntıların dile getirmeye çalıştım kitabımda. Kitabın içeriğinde dediğim gibi engellilerin hayatını bir bütün olarak ele almak lazım. Evinden çıkıp tekrar evine dönüş süreci olarak değerlendirmek lazım yani. Kapısının önündeki engeli kaldırmakla sosyal hayata katmış olmuyorsunuz engelliyi. Evinden çıktığı zaman ona göre çevre düzenlemesi ona göre sosyal yaşam alanları ona göre istihdam, eğitim imkanları sağlanmalı. Bunların birbirini çıkardığınız zaman hiçbir yerde başarılı olamıyorsunuz. Düşünün ki eğitim imkanı vermediğinizde ne oluyor? Eğitim imkanı olmayınca bu sefer istihdam imkanı sağlayamıyorsunuz. Eğitim aldınız ama istihdam ayağını ihmal ettiğiniz zaman bir de ekonomik bağımsızlık olmayınca birilerine bağımlı yaşamak zorunda kalıyorsunuz. Çok niteliklisiniz çok iyi eğitim almışsınız ama karşıdaki insanlar sırf engelli algısından yola çıkarak sizi yetersiz olarak görüyor. İşte bunların hepsini aşmak için toplumsal bilinç gerekliliğine inanıyorum."
SIFIRI TÜKETEN FABRİKATÖR GİBİ
Kitabında sonradan engelli olan bireylerin yaşamını yazarken etkilendiğini ifade eden Efe, "Bir gazinin hayatından da örnekleme yaptığım anılar var. Sonradan engelli olan bireylerin hayatını düşündüğünüz zaman hani böyle 7 büyüklüğünde depremin ardından bir fabrikatörün ertesi gün sıfırı tükettiği anlar oluyor ya sonradan engelli olanların hayatında çok ciddi değişiklikler oluyor. Yani ekonomik, maddi, manevi, eğitim anlamda birçok kazanımlarınız bir anda yok oluyor. Bunlardan etkilendiğim noktalar oldu. Hayata bakış açısında yani engellerin sağlıklı insanlar tarafından yeme içme doyma dışında bazı duyguların olmadığı düşünülüyor. Evlenmek isteyen bir engellinin bu hakkının olmadığı zannediliyor. Bazıları 'halinize bakmıyor da niye evlenmek istiyorsunuz' diye tepkiler verdiği zamanlar oluyor. İşte bütün bunların cevabını kitabımda bulacaksınız" diye konuştu. (DHA)
FOTOĞRAFLI