Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

Bakan Güler: Öncelikli konumuz PKK/YPG terör örgütünün tasfiyesidir

Bakan Güler: Öncelikli konumuz PKK/YPG terör örgütünün tasfiyesidir

ABONE OL
DHA

Ersin ERCAN/ANKARA, (DHA)- MİLLİ Savunma Bakanı Yaşar Güler, "PKK/YPG terör örgütünün artık tek başına hareket etmesine ve kendisine alan açmasına ne Suriye halkının, ne yeni yönetimin, ne de bizim müsaade etmemiz söz konusu değildir. Öncelikli konumuz PKK/YPG terör örgütünün tasfiyesidir. Bunu ABD’li dostlarımıza da açık ve net şekilde ifade ettik. Onların da pozisyonlarını tekrar değerlendirmelerini bekliyoruz" dedi.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 2024 yılı değerlendirme toplantısında medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Bakan Güler, terörü kaynağında yok etme anlayışı doğrultusunda sürekli ve kapsamlı operasyonlarla terör örgütüne ağır darbeler vurduklarını söyledi. Güler, “Sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık, öngörülemez, süratli ve sürekli icra esaslarında gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla; Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil bu yılın başından itibaren 2 bin 939 teröristi etkisiz hale getirdik. Ayrıca, yıl içerisinde 99 terörist de teslim olmuştur. Terör örgütünün eylem ve hareket kapasitesinin sıfırlanması için gözümüzün değmediği, ayağımızın basmadığı yer bırakmıyor, alandaki hakimiyetimizi her geçen gün geliştiriyoruz. Nihai hedefimiz; Irak ve Suriye sınırlarımız boyunca Türkiye’ye tehdit olabilecek tüm terörist faaliyetleri kaynağında yok etmek ve terör belasını milletimizin gündeminden tamamen çıkarmaktır" diye konuştu.

‘IRAK’IN PKK’YI TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK İLAN ETMESİNİ BEKLİYORUZ’

Bakan Güler, 17 Nisan 2022’de Irak’ın kuzeyinde başlatılan Pençe-Kilit Operasyonu’nda Zap’ta kilidi kapattıklarını, Irak sınırının tamamının emniyetini sınır ötesinden tesis ettiklerini söyledi. Bakan Güler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 22 Nisan’da Bağdat ve Erbil’e gerçekleştirdiği ziyaretlerin, Türkiye-Irak ilişkilerinde bir dönüm noktası olduğunu belirterek, “Terörle mücadelede ülkelerimiz arasındaki iş birliğini kalıcı hale getirmek için görüşmelere devam ediyoruz. Bu kapsamda ülkemiz ile Irak arasında sonuncusu Bağdat’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması toplantılarının 4’üncüsünü, 15 Ağustos’ta Ankara’da icra ettik. Irak Savunma Bakanı ile 'Askeri, Güvenlik İş Birliği ve Terörle Mücadeleye Dair Mutabakat Zaptı’nı imzaladık. PKK’yı kendi problemi olarak da görmeye başlayan Irak’ın PKK terör örgütünü ‘yasaklı örgüt’ ilan etmesi yönünde aldığı kararı memnuniyetle karşılıyor, en kısa sürede ‘terör örgütü’ olarak da ilan etmesini bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

‘93 BİN KİŞİNİN GEÇİŞİ ENGELLENDİ’

Bakan Güler, hudutlarda kaçak geçişlere asla imkan tanımadıklarını vurgulayarak, "Halen hudutlarımızda 8 hudut tugayımız, 6 hudut alayımız olmak üzere toplam 60 bin personel de görev yapıyor. 1 Ocak 2024’ten itibaren hudutlarımızda 93 bin 349 kişinin geçişi engellenmiş; yakalanan 13 bin 551 düzensiz göçmen ile 280 terörist ve 801 kilogram uyuşturucu madde kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir" diye konuştu.

‘SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ DESTEKLİYORUZ’

Bakan Güler, Suriye’de DEAŞ, ardından da PKK/KCK-PYD/YPG-SDG terör örgütlerinin güç boşluğundan yararlanarak bölgede terör devleti kurmaya çalıştıklarına dikkat çekerek, “Suriye’de icra ettiğimiz harekatlarla terör örgütünü engelledik ve sınırlarımızın güvenliğini sağladık. Bölgede yaşayan veya göç etmiş olan Suriye vatandaşları için güvenli ve istikrarlı bir yaşam alanı oluşturduk. Suriye’deki son gelişmeleri en başından itibaren bölgedeki muhataplarımızla iş birliği ve koordinasyon içerisinde yakından takip ediyoruz. Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğünü destekliyor, terörle mücadeleye ise büyük önem ve öncelik veriyoruz. Yaşanan son gelişmeler ve ortaya çıkan durum; muhalefetin talepleri ve rejimin bunları dikkate almaması, keza rejimin kendisine iyi niyetle uzatılan eli tutmaması nedeniyle uzun süredir çözülemeyen ve Suriye’nin iç dinamiklerinden kaynaklanan sorunlardı. Yerel unsurların bu faaliyetlerinin öncesinde veya herhangi bir aşamasında ülkemizin bir dahli olmamıştır" ifadelerini kullandı.

‘HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ’

Bakan Güler, Suriye Milli Ordusu’nun Suriyeli muhaliflerden meydana geldiğini, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında Suriye’deki ihtilafın bir tarafı olarak açıkça kabul edilen Suriye Geçici Hükümeti’nin bir parçası olduğunu ve bu hükümetin Savunma Bakanlığı’nın emri altında çalıştığını da vurgulayarak, “Bu kapsamda; Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bölgemizin güvenliğine yönelik ağır tehdit oluşturan PKK/YPG terör örgütünün bölgedeki belirsizlikten faydalanmasına asla izin vermeyeceğimizi, bölgede varlık gösteren terör örgütleriyle mücadele konusundaki tutumumuzun net olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Şimdi Suriye’de ortaya yeni bir durum ve gerçeklik çıktı. Suriye’nin artık; istikrarlı, demokratik ve siyasi açıdan birleşmiş müreffeh bir ülke olma vakti gelmiştir. Bunun için bizler de Suriye’de kapsayıcı bir anayasanın kabulü, serbest seçimlerin yapılması, tam normalleşme ve güvenlik ortamının sağlanması konusunda elimizden gelen her türlü desteği vereceğiz. Bu çerçevede Suriye’de 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı temelinde kalıcı siyasi çözüme ulaşılacağına da inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

'SURİYE’DE YENİ YÖNETİME ŞANS VERMEK GEREKİYOR'

Ardından soruları yanıtlayan Bakan Güler, Suriye’deki yeni duruma ilişkin, “Esad’ı deviren yeni yönetim; ilk açıklamasında tüm hükümet kurumlarına, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlara saygı göstereceğini açıkladı. Ayrıca, kimyasal silah tespit etmeleri halinde elde edecekleri bilgileri şeffaf şekilde Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütüne bildireceklerini özellikle ifade ettiler. Yeni yönetimin yapacaklarını görmek ve onlara bir şans vermek gerektiğini düşünüyoruz" dedi.

Güler, 'Yeni yönetimle askeri iş birliği olur mu' sorusuna da "Halihazırda birçok ülke ile askeri eğitim ve iş birliği anlaşmamız bulunuyor. Yeni yönetimin talep etmesi durumunda gerekli desteği sağlamaya hazırız" diye yanıt verdi.

TERÖR ÖRGÜTÜ PKK/YPG’NİN DURUMU

Bakan Güler, Suriye’de PKK/YPG’nin durumuyla ilgili soru üzerine, “ABD’nin Suriye’de bugüne kadar belli bir tutumu vardı ancak ortam değişti. Artık herkes istese de istemese de ortaya çıkan gerçekliği kabullenmek zorunda. Nitekim, PKK/YPG’nin ana gelir kaynaklarından biri olan ve petrolün ana bölgesi Deyrizor muhaliflerin kontrolüne geçti. Şu anda PKK/YPG terör örgütü bu gelir kaynağından mahrum kaldı. Zaten TUSAŞ saldırısı sonrası düzenlenen operasyonlarla Suriye’nin kuzeyindeki teröristlere kaynak sağlayan tesisler vurulmuştu. Örgüt şu anda parasal konuda çok ciddi sıkıntıya girdi. Ayrıca Esad’ı deviren yeni yönetimin vermiş olduğu mesajlara dikkat edersek ülkede kapsayıcı rol oynayacaklarını açık açık ifade ettiler. Suriye’deki terör örgütünün elebaşı Ferhat Abdi Şahin kendi televizyonuna yaptığı açıklamada ‘Biz yeni yönetimle anlaşıyoruz. Suriye’de bulunduğumuz alanlarda yeni Suriye bayrağından başka bayrak dalgalandırılmayacak’ mesajı verdi. Bu mesaj, terör örgütünün yeni dönemde kendini kurtarmaya yönelik bir arayış içerisinde olduğunu gösteriyor. PKK/YPG terör örgütünün artık tek başına hareket etmesine ve kendisine alan açmasına ne Suriye halkının, ne yeni yönetimin, ne de bizim müsaade etmemiz söz konusu değildir. Öncelikli konumuz PKK/YPG terör örgütünün tasfiyesidir. Bunu ABD’li dostlarımıza da açık ve net şekilde ifade ettik. Onların da pozisyonlarını tekrar değerlendirmelerini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

‘KÜRT KARDEŞLERİMİZLE HİÇBİR SORUNUMUZ YOK’

Yeni dönemde Suriye’de PKK/YPG terör örgütünün er ya da geç tasfiye edileceğini vurgulayan Bakan Güler, “Bunu hem Suriye’deki yeni yönetim hem de biz istiyoruz. Suriye dışından gelen örgüt mensupları Suriye’yi terk edecek. Suriyeli olanlar silahlarını bırakacak. Bizim ne Irak’ta ne de Suriye’de yaşayan Kürt kardeşlerimizle hiçbir sorunumuz yok. Bizim problemimiz sadece ve sadece teröristlerle. Suriye’de yaşayan Kürt kardeşlerimiz de terör örgütü PKK/YPG’nin baskı ve zulmüne maruz kaldı. PKK/YPG’li teröristler orada yaşayan Kürt kardeşlerimizin çocuklarını zorla kaçırıyor ve çocuk yaşta silah altına alıyor. Aileler de bu durumdan rahatsız olduklarından çocuklarını örgütün elinden kurtarmak için başka ülkelere göndermeye çalışıyor. İşte bizim sorunumuz Kürt kardeşlerimize de zulmeden PKK/YPG terör örgütüyledir" dedi.

‘SİLAHLARIN TOPLANMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİK’

Bakan Güler, PKK/YPG’nin elindeki silahlara ilişkin soru üzerine, “Suriye’de yaptığımız mutabakatlara uyduğumuzu, muhataplarımızın da uyması ve terör örgütünün elindeki ağır silahların toplanması gerektiğini defaatle söyledik. Ayrıca ABD tarafından verilen bu silahların birçoğu çatışmalarda kullanıldı veya farklı grupların eline geçti, bir kısmı da terör örgütü tarafından Irak’ın kuzeyine aktarıldı. Irak’ın kuzeyine eleman temininde zorlanan terör örgütü, Suriye’den örgüt elemanı ve malzeme aktarmaya çalışıyor. Ancak Irak’ın kuzeyine gönderilenler bölgeyi bilmedikleri ve zorlandıkları için ya teslim oluyor ya da çok kısa zamanda örgütten kaçıyorlar" diye konuştu.

‘SON 3 YILDIR DEAŞ İLE İLGİLİ BİR ŞEY DUYMUYORUZ’

Bakan Güler, yeni dönemde DEAŞ’la mücadeleye ilişkin de "ABD’ye ‘Terör örgütü PKK/YPG ile hareket etmeyi bırakın. Görevlendireceğimiz 3 komando tugayı ile DEAŞ’a karşı birlikte mücadele edelim’ dedik. Hatta onlara binlerce DEAŞ’lı teröristin ve ailelerinin tutulduğu El-Hol kampının kontrolünü sağlayabileceğimizi ilettik. Buna rağmen ABD’li dostlarımız buna sessiz kaldılar ve DEAŞ ile mücadele adı altında PKK/YPG terör örgütü ile iş birliği yaptılar. Bir terör örgütü kullanılarak başka bir terör örgütü ile mücadele edilmeyeceğini her zaman vurguladık. Yani, terörle mücadele teröristlerle yapılamaz. Ayrıca son 3 yıldır Suriye’de DEAŞ’lı teröristlerin saldırı yaptığını duyan var mı? Şu an DEAŞ ile ilgili bir şey duymuyoruz, görmüyoruz" ifadelerini kullandı.

‘RUSYA’NIN BİRLİKLERİNİ ÇEKTİĞİNE YÖNELİK EMARE YOK’

Bakan Güler, Suriye’de Rusya’nın durumuna ilişkin de “Rusya’nın Suriye’deki birliklerini tam anlamıyla çektiğine yönelik kesin bir emare yok. Bazı gemileri bakım ve değişim kapsamında Rusya’ya götürebilirler. Şu anda oradan ayrılacaklarını sanmıyorum. Kalmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır. Hatta bir Rus yetkili, Suriye’de kalmaya devam edeceklerini ve yeni yönetimle de bu konuda görüştüklerini açıkladı. Rusya, Suriye içerisinde farklı yerlerde bulunan değişik büyüklükteki birliklerini Tartus ve Lazkiye’ye topladı. Bu süreçte onlara gerekli desteği sağlayabileceğimizi söyledik. Ancak bu konuda bizden bir talepleri olmadı. Bölgedeki son gelişmelerden sonra her ülkenin bir oyun planı var. Biz savunma ve güvenlikle ilgili tüm gelişmeleri yakından takip ediyor ve alınması gereken tüm tedbirleri alıyoruz. Ayrıca, Suriye’den kaçan Beşar Esad’ın hava sahamızı kullandığı iddiaları da doğru değildir" dedi.

‘SİYASİ GEÇİŞİN SORUNSUZ OLMASI İÇİN ÇABALAYACAĞIZ’

Suriye’de meydana gelen yeni gelişmeler ışığında muhataplarıyla görüşmeler gerçekleştirdiklerini vurgulayan Güler, “Suriye başta olmak üzere ikili ve bölgesel savunma ve güvenlik konularında görüş alışverişinde bulunduk. Bu görüşmelerde Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğünü desteklediğimizi, terörle mücadeledeki tutumuzun net olduğunu bir kez daha ifade ettik. Suriye’deki siyasi geçişin; güvenli, sorunsuz ve mevcut problemleri çözecek şekilde olması için aktif çabalarımızı ve girişimlerimizi sürdüreceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

‘YENİ YÖNETİMLE GÖRÜŞÜLÜP DEĞERLENDİRİLİR’

Güler, yeni dönemde her şeyin yolunda gitmesi durumunda Türkiye’nin askeri varlığını Suriye’den çekip çekmeyeceğine ilişkin, “Türkiye’nin Suriye’deki mevcudiyeti, Suriye topraklarının bölünmesine ve orada bir terör koridorunun oluşturulmasına engel olmaktır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve birliğinin korunması, siyasi sürecin barışçıl şekilde tamamlanması ve sınırımızın terör unsurlarından arındırılması temel amacımızdır. Gerekli şartlar oluştuğunda Suriye’nin yeni yönetimiyle bu konular görüşülüp tekrar değerlendirilebilir" diye konuştu.

Bakan Güler, Süleyman Şah Türbesi’nin Karakozak köyündeki eski yerine taşınıp taşınmaması konusunun sahadaki duruma göre daha sonra değerlendirileceğini belirtti.

’18 ARALIK’TA 2 EUROFIGHTER GELECEK’

Bakan Güler, 40 adet F-16 alımı ile ilgili süreç ve teknik görüşmelerin devam ettiğini söyleyerek, “Eurofighter konusunda da görüşmeler olumlu şekilde sürüyor. Katar’da tatbikata katılan Birleşik Krallığa ait 2 adet Eurofighter, 18 Aralık’ta Ankara'ya gelecek ve uçakları görme fırsatı bulacağız. F-35 konusunda da almak istediğimizi daha önce söylemiştik. F-16 alım sürecindeki olumlu havanın F-35 sürecine de yansıyacağını düşünüyoruz. ABD’de görevi devralacak yeni yönetimle de müttefiklik ruhuna aykırı CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasını konuşacağız. S-400 ile ilgili tutumumuzda ise bir değişiklik yoktur" dedi.

‘SİLAHLANMA FAALİYETLERİ ZARAR VERİYOR’

Bakan Güler, Yunanistan ile ilişkileri son dönemde yapıcı bir yaklaşımla ilerletmeyi hedefleyen ortak bir tutum olduğunu belirtti. Güler, “Biz de bu sürecin barış ve huzur içinde devamına yönelik gerekli tedbirleri alıyor, tansiyonun yükselmemesi için gayret sarf ediyoruz. Orta Doğu’da yaşananlar sonrası Kıbrıs Adası’nda son dönemde artan hareketlilik ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin silahlanma faaliyetleri Ada’daki hassas dengeye zarar vermektedir. Son olarak ABD ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında ‘Savunma İş Birliğine İlişkin Yol Haritası’ anlaşması yapıldı. Bu tutum ABD’nin Kıbrıs Adası’na yönelik tarafsızlığına zarar vermektedir. ABD’nin 2020 yılında aldığı, 2022’de kapsamını genişlettiği ve 2023’te uzattığı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne yönelik silah ambargosunu kaldırma kararını, 1 Ekim 2024 itibarıyla bir yıllığına yeniden uzatacağını açıklaması da kabul edilemez bir durumdur. Ada’da tek ve kesin çözüm; Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesidir" dedi.

'İSRAİL İŞGALCİ ZİHNİYETİNİ HER FIRSATTA ORTAYA KOYUYOR'

Güler, İsrail’in işgalci zihniyetini her fırsatta ve gittikçe artan bir saldırganlık ve hukuk tanımazlıkla ortaya koymakta olduğuna dikkat çekerek, "Öyle ki Suriye’de meydana gelen son gelişmeler sonrası İsrail’in Golan Tepeleri bölgesindeki yeşil hattı işgali ve Şam’a yönelik saldırıları, bu konudaki haklılığımızın son göstergeleridir. Uluslararası camianın bölgeyi büyük bir tehlikeye sürükleyen bu saldırgan devlete karşı daha da somut adımları bir an önce atması gerekmektedir. Orta Doğu’da kalıcı barış ve istikrar için 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan egemen, bağımsız ve coğrafya bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti’nin kurulması şarttır. Öte yandan İsrail’in saldırganlığı altında zor durumda kalan Gazze’ye ve Lübnan’a insani yardımlarımızı ulaştırmaya devam ediyoruz" diye konuştu.

‘ÇELİK KUBBE, ETKİLİ VE KATMANLI BİR SAVUNMA MİMARİSİ’

Güler, uzun menzilli hava savunma sistemleri (SİPER), füze teknolojileri ve elektronik harp sistemleri gibi kritik savunma sanayi projelerinde önemli aşamalar kaydedildiğine vurgu yaparak, “Türk savunma sanayisinin önemli bir yapı taşı olarak hayata geçirilmekte olan Çelik Kubbe; kısa, orta ve uzun menzilli hava savunma silah sistemlerimiz KORKUT, HİSAR-A/HİSAR-O, GÖKDEMİR, SİPER entegre biçimde görev yapmasını sağlayan, günümüzün tehditlerini bertaraf etme kabiliyetine sahip etkili ve katmanlı bir hava savunma mimarisidir. Bu güvenlik şemsiyesini inşa edecek teknolojik olgunluğa erişmiş durumdayız. Cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu kutlu dönemde, yeni başarıları, tarihimizin altın sayfalarına yazmak ve yazdırmak en büyük hedefimizdir" dedi.

Bakan Güler ayrıca, mühimmat üretimini geliştirmek üzere Kırıkkale’de yeni fabrikaların yatırım sürecinin başlatıldığını belirtti.

‘TEĞMENLER HAKKINDA DİSİPLİN SÜRECİ DEVAM EDİYOR’

Bakan Güler, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda kılıçlı yeminle ilgili disiplin soruşturmasıyla ilgili de "Türk Silahlı Kuvvetleri’nde müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olmazsa olmazdır. Biz olaya en başından itibaren disiplin açısından baktığımızı defalarca ifade ettik. Konu yürürlükten kaldırılan andı okumak veya ’Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ demek değil, amirlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmaktır. Olaya ilişkin yapılan inceleme ve soruşturmanın okunan metinle veya içeriğiyle bir ilgisi yoktur. Disiplin soruşturmasında hiçbir teğmene okunan metnin içeriği veya neden ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ dedin, diye soru sorulmadı. Burada önemli olan, içerik ne olursa olsun disiplin sürecinin her zaman aynı şekilde işletilecek ve disiplinden asla taviz verilmeyecek olmasıdır. Yüksek Disiplin Kurulu süreci devam etmektedir. Kurul kararını henüz vermedi. Bu aşamada kesin kanaat belirtmek uygun değil. Hep birlikte sonucu bekleyelim" ifadelerini kullandı. (DHA)

FOTOĞRAFLI

© Copyright 2024

DHA