Uzmanından uyarı: Her saç dökülmesine aynı tedavi ile yaklaşmak doğru değil
Saç dökülmesinin tek bir hastalığa bağlı gelişmediğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Caner Demircan, bu nedenle tedavi yaklaşımlarının her tip hastalık için farklı olması gerektiğini söyledi.
Liv Hospital Ankara Dermatoloji Uzmanı Dr. Caner Demircan, saç dökülmesinin vücudun saç üretim döngüsünde meydana gelen bir bozukluk sonucunda meydana geldiğini dile getirdi. Uzm. Dr. Demircan, “Saç dökülmesi oldukça sık karşılaşılan bir şikâyet olup 7’den 70’e tüm insanlarda görülebilmektedir. Günde sağlıklı bir bireyde 100 ila 150 saçın döküldüğü varsayılmaktadır. Dökülme aniden olabileceği gibi yıllara da yayılabilmektedir. Çoğu saç dökülmesine sebep olan hastalıkta saç geri çıksa da kalıcı saç kaybı ile giden hastalıklar da var olduğundan uzman görüşü almak önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.
SAÇLI DERİDEKİ BOZUK PARA BOYUTUNDAKİ KEL ALANLARA DİKKAT
Saç dökülmesi tek bir hastalığa bağlı gelişmediğinin altını çizen Uzm. Dr. Caner Demircan, “Tedavi yaklaşımları her bir hastalık için farklı olması gerekir. Ayrıca her saç dökülme hastalıklarına aynı tedavi yöntemi ile yaklaşılması doğru değildir. Duş giderinin saç ile tıkanması, tarakta biriken saç telleri gibi bulgular saç dökülme hastalığında en sık karşılaşılan ilk uyarıcı bulgulardır. Saçlı deride bozuk para boyutunda kel alanlar, alındaki saç çizgisinin geriye doğru yer değiştirmesi, baş orta hattaki saç çizgisinin genişlemesi, baş tepesinde seyrelme ve saçlı deride ağrı- kaşıntı halleri ilk uyarıcı bulgulardır. Bu bulgular günlük yaşamdaki stres orantınıza, mevsime, yorgunluk seviyenize, hava durumuna, hormonal dengenize ya da yeme alışkanlıklarınıza göre değişkenlik gösterebilmektedir” dedi.
‘AVUÇ AVUÇ SAÇIM DÖKÜLÜYOR’ DENİLEN HASTALIK’
Uzm. Dr. Demircan, sık görülen saç dökülme hastalıklarını ve tedavi yöntemlerini şu şekilde sıraladı:
“Telogen effluvium hastalığı şeklinde adlandırdığımız, ‘avuç avuç saçım dökülüyor’ denildiğinde akla gelen ilk hastalıktır. 100 saç telinin tutularak çekilmesi sonucunda avuçta 5 ve üzeri saç telinin kalması başlıca bulgusudur. Vücudu strese sokan durumlar, geçirilmiş ameliyat veya ateşli hastalıklar, uygunsuz diyetler, gebelik, doğum, menopoz, doğum kontrol tableti kullanımı, yetersiz beslenme, endokrinolojik hastalıklar başlıca sebepleridir. Bunlar haricinde epilepsi ilaçları, tiroit ilaçları, kan sulandırıcılar ve sivilce tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da bu tip saç dökülmesine neden olmaktadırlar. Altta yatan durumun saptanması ve giderilmesi sonucunda aylar içerisinde dökülme durmakta ve saç çıkışı gözlenmektedir. Vitamin ve mineral tedavileri ve uygun şampuan kullanımı tedaviyi desteklemektedir. Tedavi yanıtını güçlendirmek adına Platelet Rich Plasma (PRP) ve mezoterapi uygulamaları da yapılabilmektedir” diye konuştu.
‘TİPİK OLARAK ERKEKLERDE GÖRÜLÜR’
Demircan, androjenik alopesi hastalığı ile ilgili, “Tipik olarak erkeklerde görülen, saç çizgisinin geriye çekilmesi ve tepe bölgesinden başlayan seyrelmenin kelliğe doğru ilerlemesi şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Kadınlarda ise baş orta hattaki saç çizgisinin genişlediği görülmektedir. Dökülme temelde genetik ve cinsiyet hormonları ile ilişkilidir. Tedavisiz bırakıldığında zaman içerisinde saç tel sayısında azalma ve incelme, sonucunda kellik ile seyreden bir hastalık olduğundan tedaviye erken dönemde başlamak önemlidir. Çeşitli sprey, tablet ve PRP-mezoterapi uygulamaları tedavide kullanılmaktadır” dedi.
‘SAÇIN SIKI BAĞLANMASI İLE SONUÇLANAN SAÇ DÖKÜLMESİ’
Uzm. Dr. Demircan, traksiyonel alopesi hastalığı ile ilgili, “Saçın sıkı bir şekilde bağlanması ile saç telinin aşırı gerilmesi sonucunda gelişen ve zamanla o bölgenin kelleşmesi ile sonuçlanan saç dökülmesidir. Saçı sıkı bir şekilde ayıran kadınlarda orta hatta açılma, sıkı topuz yapan kadınlarda ise şakaklarda açılma şeklinde görülmektedir. Alopesi areata, saç veya sakal kıran olarak da bilinen hastalık bağışıklık sistemi hücrelerinin kıl köklerine saldırması neticesinde gelişmektedir. En çok stres ve geçirilen hastalıklar sonrasında geliştiği düşünülmektedir. Ataklar halinde seyretmeyi seven hastalık, bağışık hücrelerini baskılayan veya dikkatini dağıtan tedaviler ile düzeltilebilmektedir. Antioksidan gıdaların tedaviyi destekleyebileceği düşünülmektedir” dedi.
‘ERKEN TANININ OLDUKÇA ÖNEMLİ OLDUĞU HASTALIK GRUBUDUR’
Dr. Demircan, skatrisyel alopesiler hastalığı ile ilgili, “Nadir görülse de kalıcı saç kaybına neden olması ile erken tanının oldukça önemli olduğu bir hastalık grubudur. İltihaplanma nebce dokusu ile iyileştiğinden yeni saç çıkışı gelişmemektedir. Saç dökülmesine kepeklenme, kızarıklık, sivilcelenme, ağrı ve kaşınma eşlik etmektedir. Bazı tiplerinde saç kökleri dışında organ tutulumları da görülebilmektedir. Uygun tedaviler ile hastalığın ilerlemesi engellenebilmektedir” dedi.
‘STRES İLE İLİŞKİLENDİRİLEN SAÇ HASTALIĞI’
Uzm. Dr. Demircan, trikotilomani hastalığı ile ilgili de, “Diğer adı saç yolma hastalığı olup stres ile ilişkilendirilmektedir. Özellikle tepe ve şaka bölgesindeki saçların seyrelmesi ve farklı uzunlukta kılların varlığı şeklinde karşımıza çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.