“Mevsimsel depresyon kış aylarında da devam edebilir”
Mevsimsel depresyonun sonbaharda başlayıp, kış ayları boyunca devam edebildiğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Alparslan Asil Budaklı, “Mevsimsel depresyonun en önemli nedeni, sonbahar ve kış dönemlerinde azalmaya başlayan güneş ışığıdır” dedi.
Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Psikiyatri Kliniği’nden Uzm. Dr. Alparslan Asil Budaklı, mevsimsel depresyonla ilgili açıklamalarda bulundu. Mevsimsel depresyonun, sonbaharın son günlerinden yavaş yavaş kış aylarına geldiğimiz bu günlerde klinik olarak gözlemlenmesinin arttığı bir tablo olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Budaklı, “Sonbahar depresyonu, bazı kaynaklarda ‘kış hüznü’ olarak geçse de, Amerikan Psikiyatri Birliği (APA)’nin yayınladığı Ruhsal Hastalıklar Tanı Kılavuzu’nda (DSM-5) majör depresyon başlığında mevsimsel alt tip olarak tanımlanmıştır” diye konuştu.
MEVSİMSEL DEPRESYON NEDİR?
Mevsimsel depresyonun tanımını açıklayan Uzm. Dr. Budaklı, “Mevsimsel depresyon ya da mevsimsel duygulanım bozukluğu (SAD) kısaca; özellikle sonbahar ve kış aylarının başlamasıyla ortaya çıkan ruh hali değişiklikleri, depresyon ataklarının tanımıdır. Bu dönem içerisinde görülen depresyon; hayat kalitesini etkileyip, sosyal ve mesleki işlevsellikte önemli bozulmalara yol açabilmektedir. Amerikan toplumunda yaklaşık yüzde 5 oranında görülüp, yılın yaklaşık 4 ayı kadar sürdüğü belirtilen bu durum kadınlarda daha fazla görülmektedir” şeklinde konuştu.
GÜNEŞ IŞIĞININ AZALMASI TETİKLEYEBİLİR
Mevsimsel depresyonu ortaya çıkaran unsurlara değinen Uzm. Dr. Budaklı, bu faktörleri şöyle sıraladı:
“Azalan güneş ışığı: Mevsimsel depresyonun en önemli faktörlerinin arasında sonbahar ve kış dönemlerinde azalmaya başlayan güneş ışığı gösterilmektedir. Gün içerisinde maruz kalınan güneş ışığının ve şiddetinin süresinin azalması, biyolojik saatimizi (uyku uyanıklık döngüsü dâhil) etkilemekte bu da sinir hücreleri arasında görev yapan nörotransmitterlerin salınımının bozulmasına yol açmaktadır. Bu durum da ruhsal dalgalanmalara, uyku düzen bozuklukları, halsizlik ve yorgunluk gibi belirtilerin ortaya çıkışına neden olabilir.
Serotonin seviyeleri: Ruh halinin düzenlenmesinde önemli işlevi olan bu proteinin (nörotransmitter) azalan güneş ışığı etkisiyle hücrelerdeki miktarı düşer. Bu da üzüntü, hüzün ve depresyona yol açabilir.
Melatonin: Üretimi ışığa maruziyetten oldukça etkilenen bu hormon-proteinin kışları uzayan karanlık günlerde salınımı gün içerisinde dalgalanmalar göstererek uyku-uyanıklık döngüsünün bozulmasına, halsiz ve yorgun uyanmalara neden olabilir.”
İŞTAH DEĞİŞİKLİKLERİ BELİRTİLER ARASINDA
Uzm. Dr. Budaklı, mevsimsel depresyonda görülebilecek belirtileri ise şu şekilde sıraladı:
“Sürekli üzgün, hüzünlü ve çökkün hissedilmesi (günün büyük çoğunluğunda)
Önceden keyif alınan aktivitelere karşı ilginin azalması,
İştah değişiklikleri: kalorisi yüksek, özellikle karbonhidratlı gıdalara karşı ilgi ve isteğin artışı,
Uyku değişiklikleri: Sürekli uyku hali, uyanamama, uykunun yetersiz gelmesi,
Uyku süresinin artmasına rağmen enerjisizlik ve sürekli yorgun hissetme,
Hareketlerde ve konuşmada yavaşlama ya da amacı olmayan fiziksel aktivitelerde artış (tempo tutma, sallanma vb.),
Düşüncenin yavaşlaması, konsantrasyonun azalması,
Suçluluk değersizlik düşünceleri,
Nadiren görülen ölümle ilgili tekrarlayan düşünceler.”
TEDAVİ YOLLARI
Mevsimsel depresyonda uygulanan tedavi yöntemlerinden bahseden Uzm. Dr. Budaklı, ışık tedavisi, ilaç tedavisi ve psikoterapi şeklinde üç farklı yöntemin uygulandığını söyledi. , “Işık tedavisi yöntemine fototerapi ya da ışık terapisi de dendiğini belirten Uzm. Dr. Budaklı, “Bu tedavi yönteminde genelde sabah saatlerinde yüksek miktarda ışık içeren bazı özelleşmiş cihazlar kullanılır. Böylece yaz dönemini taklit edercesine göz ve dolayısıyla beynin ışığa maruz kalması sağlanarak beyinde bazı nörotransmitterlerin salgılanması, biyolojik saatin düzenlenmesi amaçlanır” şeklinde konuştu.
SADECE ARTAN KARANLIK İLE YORUMLANMAMALI
Mevsimsel depresyonun sadece artan karanlık ile yorumlanmaması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Budaklı, bu bağlamda hem düşünsel hem de fiziksel olarak depresyonun tipi ve şiddeti göz önünde bulundurularak klinisyenler tarafından uygun antidepresan tedavilerin gündeme getirilebileceğini belirtti. Uzm. Dr. Budaklı, “Mevsimsel depresyon özelinde güvenle kullanılabilen antidepresan tedaviler bulunmakta olup, şiddet ya da birden fazla kez tekrarlamış olan mevsimsel depresyonda önerilmektedir” dedi.
Psikoterapi yöntemleri içerisinde en çok öne çıkanın ise bilişsel davranışçı terapi (BDT) olduğunu sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Budaklı, “Bu terapi yönteminde negatif düşüncelerin fark edilmesi sağlanarak, bunlara yönelik uygun yaşam değişiklikleri ve davranışçı değişiklikler planlanır. Stres ve ikincil duygu değişiklikleriyle baş etme yöntemleri ile depresyonla mücadele hedeflenir” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.