“Menopozda semptomların tedavisi kadının yaşam kalitesini yükseltiyor”
Menopoz tedavisi için zamanlamanın da çok önemli olduğunun altını çizen Kadın Hastalıkları Doğum, Tüp Bebek Uzmanı Dr. Öğr. Ü. Melis G. Koçer Yazıcı, “60 yaşından küçük veya menopoz başlangıcından sonraki 10 yıl içinde hormon tedavisine başlayan kadınların uzun vadede hayat kalitesinin yükseldiği konusunda genel bir görüş vardır. Bu yüzden menopoz semptomları ortaya çıktığında en kısa sürede tedaviye başlamak uygun olacaktır” dedi.
Kadınlar on iki ay boyunca hiç adet görmemesi halinde menopoza girmiş olarak kabul edilse de bu durumun kişiye göre değişkenlik gösterebileceğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kadın Hastalıkları ve Doğum, Tüp Bebek Uzmanı Dr. Öğr. Ü. Melis. G. Koçer Yazıcı, “Türkiye gibi orta sosyoekonomik seviyede olan ülkelerle ortalama menopoza girme yaşını 48 diyebiliriz. Ancak, Avrupa, ABD gibi ülkelerde bu yaş biraz daha ileri giderek 55 yaşlara kadar çıkabiliyor. Buradan anlayacağımız kadarıyla sosyoekonomik düzey sınırlıysa veya düşükse menopoza daha erken giriliyor” diye konuştu.
“GENETİĞİNİZ MENOPOZ DÖNEMİNİZİ DE BELİRLİYOR”
Menopoza giriş yaşının her kadında farklı gelişmesinin temel nedeninin genetik faktörler olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Ü. Yazıcı, bunun yanında kilo ve sigara kullanımının da yaşı erkene çekebileceğine işaret ederek “Öncelikle annenizin menopoza girdiği yaş bizim için önemli. Anneniz, kız kardeşiniz, teyzeniz, halanız 45 yaştan önce menopoza girmişse o zaman büyük ihtimalle siz de erken menopoza gireceksiniz. Ancak bu durum, 40 yaşından önce gelişen ‘prematür ovaryan yetmezlik’ ile karıştırılmamalı. Bu daha farklı bir konu. Aile öyküsünün yanında kromozomlarla ilgili bazı sorunlar, sigara içmek, egzersiz yapılıp yapılmadığı ve kadının beden kitle indeksi de menopoz yaşını belirleyen etkenler arasında yer almaktadır” ifadelerini kullandı.
“AİLE GEÇMİŞİNİZ ÖNEMLİ GÖSTERGE”
“Menopoz, kadınların yaşadığı doğal bir olay ve geçiştir ancak zamanlama ve semptomlar herkes için farklıdır” diyen Dr. Öğr. Üyesi Yazıcı, sözlerine şöyle devam etti:
“Çoğu kadın menopozun semptomlarını yaşayacaktır. Bazı kadınlar çok az semptom yaşayacak veya hiç yaşamayacakken bazıları günlü yaşamı etkileyecek kadar şiddetli olabilecektir. Ne zaman geçebileceğinize dair bir fikir edinmek için aile geçmişinize bakabilirsiniz. Muhtemelen annenizin veya ablalarınızın menopoz semptomlarının başladığı yaşlar sizin için de benzer olacaktır. Belirli ameliyatlar veya kanser tedavileri nedeniyle menopoz da ortaya çıkabilir. Bu nedenler semptomların daha ani ve daha şiddetli olmasına neden olabilir.”
“SEMPTOMLAR KADINLAR ARASINDA FARKLILIK GÖSTEREBİLİR”
Farklı menopoz belirtilerinin olduğunu ve semptomların da bireyler arasında farklılık gösterebileceğini hatırlatan Dr. Öğr. Ü. Yazıcı, “Sıcak basması, gece terlemeleri, vajinal kuruluk veya ağrı, düşük ruh hali veya kaygı, beyin sisi ve hafıza sorunları, uyumakta zorluk, yorgunluk, eklem ağrıları, cinsel dürtü -libido- kaybı ve migren en yaygın semptomlar arasında yer alıyor. Adetlerin arasındaki süre, genellikle tamamen durmadan önce birkaç ay veya yıl içinde kısalabildiği gibi daha uzun aralıklarla da olabilir. Bazen adet aniden durabilir. Her iki veya üç haftada bir ortaya çıkabilir veya bir seferde aylarca ortaya çıkmayabilir. Sonunda, regller tamamen duracaktır. Ancak bazı kadınlar için diğer menopoz semptomları devam edebilir. Bazı kadınlar regl dönemlerinde düzensizlik olmadan da migren, sinirlilik ve düşük ruh hali gibi belirtiler yaşayabilir” dedi.
“MENOPOZA GİREN HER KADINA HORMON REPLASMAN TEDAVİSİ VERİLMİYOR”
Menopoza giren her kadına hormon replasman tedavisi verilmediğini bunun da kadına göre değiştiğini belirten Dr. Öğr. Ü. Yazıcı, “Eğer bize gelen kadının ateş basması, terleme, sinirlilik gibi şikayetleri çok yoğunsa ve artık hayatını etkileyecek boyuta ulaşmışsa tedaviye başlıyoruz. Elbette bunun için kadının tedaviyi kullanımını etkileyecek farklı bir durumu yoksa. Bunun yanında kadının bu tarz şikayetleri bulunmuyorsa sadece vajinal kuruluktan muzdarip ise bu durumda hormon tedavisi uygulamıyoruz, lokal tedavi yapıyoruz” diye konuştu.
“TEDAVİDE ZAMANLAMA ÖNEMLİ”
Menopoz tedavisi için zamanlamanın da çok önemli olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Ü. Yazıcı, 60 yaşından küçük veya menopoz başlangıcından sonraki 10 yıl içinde hormon tedavisine başlayan kadınların, menopoz sonrası kronik hastalıklardan korunma açısından semptomatik rahatlama ve uzun vadede hayat kalitesini yükselttiği konusunda genel bir görüş vardır. Bu yüzden menopoz semptomları ortaya çıktığında en kısa sürede tedaviye başlamak uygun olacaktır” ifadelerini kullandı.
“ÖSTROJEN ÇEKİLMESİYLE KEMİK YIKIMI KOLAYLAŞIYOR”
Menopozla birlikte kadının sonraki yaşamı için en önemli risklerden birinin de osteoporoz ve daha ileri yaşlarda kalça kırıkları olduğuna işaret eden Dr. Öğr. Ü. Yazıcı, “Menopozla birlikte çekilmeye başlayan östrojen bizim kemiklerimizi de koruyan bir hormondur. Östrojen çekildikten sonra kemik yapımı eskisi kadar iyi olmayacaktır. Özellikle daha ileri yaşlarda kalça kırığı riski gündeme gelir. Hatta, kadınlarda gündelik yaşam içinde çok küçük darbelerle bile kırıklar yaşanabiliyor ki bunun temel nedeni östrojen eksikliğidir” diye konuştu.
“MENOPOZ CİNSEL HAYATI DA ETKİLEYEN ŞİKAYETLERE NEDEN OLUYOR”
“Menopoz olan bir kadının hamile kalması, çocuk sahibi olması mümkün mü?” sorusuna yanıt olarak Dr. Öğr. Ü. Yazıcı, “Yapılan değerlendirmeler ve muayeneler sonrasında yumurta rezervi tamamen bitmiş bir kadının gebe kalması zor. Ancak hala bir iki tane bile olsa yumurta tespit edilmişse bu durumda bu kadın gebe kalabilir. Yumurtalarını dondurabilir ya da tüp bebek tedavisiyle devam edebilir. Çünkü menopozda yumurtalar bitiyor, rahim yerinde kalıyor. Bazı kadınlar için menopozdan sonra gebe kalma tercih etmediği bir durum olabiliyor. Bu nedenle hastalarımıza 12 ay adet görmedikten sonra en az 2 sene korunun diyoruz” dedi.
Menopozun cinsel hayatı da etkileyen şikayetlere neden olduğunu hatırlatan Dr. Öğr. Ü. Yazıcı, “Kadınlarda vajinal kuruluk, depresyon, uykusuzluk yaşanabilecek şikayetlerdir. Bazı kadınlarda da idrar kaçırma sorunları da bu dönemde artabiliyor ve cinsel hayat olumsuz yönde etkilenebiliyor. Hatta özellikle 60-70 yaşında sadece çamaşır değmesiyle bile rahatsızlık yaşayan kadınlar oluyor. Bu durumla lokal ilaçlarla destek olabiliyoruz” diye konuştu.
“SİGARA KULLANAN KADINLAR DAHA ERKEN MENOPOZA GİRİYOR”
Hem menopoz dönemi hem de sonraki hayatı için kadınların öncelikle yaşam tarzlarını değiştirmeleri gerektiğinin altını çizen Dr. Öğr. Ü. Yazıcı, “Eğer kadının fazla kilosu varsa öncelikle bunların verilmesi gerekir. Dolayısıyla sağlıklı beslenmenin yanında, dans, yürüyüş, pilates gibi egzersizleri hayatlarına almalı ve düzenli olarak egzersiz yapılmalı. Bir diğer önemli unsur sigara. Sigara kullanan kadınların daha erken menopoza girdiği unutulmamalı ve kesinlikle sigara bırakılmalı. Ayrıca düzenli muayenelerini de ihmal etmemeli” ifadelerini kullandı.