Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

"Her zamankinden farklı bir baş ağrısı tümör belirtisi olabilir"

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Levent Aydın, "Beyin tümörü kişiden kişiye semptomu değişen, ürküten bir hastalık olarak biliniyor. Hastalığın tipi olduğu kadar tedavisi de kişiden kişiye değişiyor. Baş ağrısı beyin tümörünün en büyük belirtisi olarak öne çıkıyor. Bazen migrenle karıştırılabilen beyin tümörleri hayati tehlikeye neden olabiliyor. Bu nedenle erken teşhis edilmesi gerekiyor. Her zamankinden farklı bir baş ağrısı tümör belirtisi olabilir" dedi.

ABONE OL
İSTANBUL, (DHA)-

Beyin tümörünün belirtilerinin beynin etkilenen kısmına bağlı olarak değiştiğini ifade eden Medicana International İstanbul Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi uzmanlarından Op. Dr. Levent Aydın, “Baş ağrısı, sürekli hasta hissetmek, hafıza sorunları, kişilikteki değişiklikler, zihinsel değişiklikler, mide bulantısı, kusma, uyuşukluk, dengesizlik, vücudun bir yerinde felç, görme ve konuşma sorunları beyin tümörü belirtisi olabilir. Bazı kişilerde başlangıçta herhangi bir semptom olmayabilir. Semptomlar zaman içinde de gelişebilir" diye konuştu. 

HER BAŞ AĞRISI TÜMÖR BELİRTİSİ OLMAZ

Bazen sadece baş ağrısıyla hastaların gelebildiğine değinen Op. Dr. Aydın, “Beyin tümörleri çok farklı belirtiler oluşturabilir. Bunlardan biri de baş ağrısıdır. Bazen ağrılar migren ağrısı gibi çok şiddetli olabilir. Şiddetli baş ağrısı bu anlamda korkutucu hale gelebilir. Hekimler genelde ağrının tipini sorgular. Dinmeyen, şiddetli ağrılar sürekli tekrarlıyorsa beyin tümörü noktasında da irdelemek gerekebilir. Her baş ağrısının da beyin tümörü olmadığını bilmek gerekir. Hissedilen ağrı her zaman olan ağrıdan farklıysa veya şiddeti daha da artıyorsa hekime görünmek gerekmektedir" ifadelerini kullandı.

BELİRTİLER TÜMÖRÜN OLDUĞU YERE GÖRE DEĞİŞEBİLİR

Tümörün nerede olduğuna göre belirtilerin değişebileceğini kaydeden Op. Dr. Aydın, “Beynin ön kısmında yerleşen tümörlerde kişilik değişiklikleri gözlemlenir. Tümör görme sinirine bası yapıyorsa görme problemi ortaya çıkar. Üst-orta kısımda olan tümörlerde kol ve bacaklarda güçsüzlük oluşabilir. Hipofiz adenomu olduğunda en belirgin belirti büyüme hormonunu da harekete geçirdiği için ellerde, burunda, kulaklarda anormal büyümeler görülür. Tümör, hayati noktalara bası yaparsa beyin dokusunu bozar, beyin sıvısının akışını engeller bu da hidrosefaliye sebep olabilir. Ne olursa olsun tümör mutlaka teşhis edilip, tedavi yoluna gidilmelidir" dedi.

ÇOCUKLARI DA ETKİLEYEBİLİR

Semptomlarla birlikte bazı tetkiklerin yapılacağına dikkat çeken Op. Dr. Aydın, “MR, PET CT gibi görüntüleme yöntemlerinden faydalanılmaktadır. Bu görüntüleme yöntemleriyle tümörün iyi ya da kötü huylu olduğu tespit edilir. Daha sonra da patolojik incelemelerle tümörün cinsi net olarak isimlendirilebilir. Beyin tümörleri çocuklar da dahil olmak üzere her yaştan insanı etkileyebilir. Ancak beyin tümörü riski yaşın ilerlemesiyle artar. Aile öyküsü de beyin tümöründe önemlidir. Ayrıca kimyasallar ve radyasyon maruziyeti de risk faktörleri arasında sayılabilir. Beyin tümörünün bazısı beynin kendi dokusundan kaynaklanır bazısı da başka yerden sıçrama nedeniyle olur. Kötü ve iyi huylu olarak ikiye ayrılan tümörlerden kötü huylu olanların alınsa bile nüksetme riski vardır. İyi huylu olanlar, başarılı cerrahi uygulanmış ve tümörün tamamı çıkarılmış ise genellikle nüksetmez, hastalar ömür boyu sağlıklı bir hayat sürdürür" diye konuştu. 

HER BÜYÜK TÜMÖR TEHLİKELİ ANLAMINA GELMEZ

Hastaların çoğu beyin tümörlerinin büyük olduğu zaman tehlikeli olduğunu düşünebildiğini ifade eden Op. Dr. Aydın, “Bir beyin tümörünün çok büyük olması tehlikeli, kötü huylu olması anlamına gelmemektedir. Bazı iyi huylu tümörler belirti vermeden çok büyük boyuta ulaşabilir. Bazen de çok küçük bir tümör beynin çok tehlikeli bir yerinde olabilir. Büyük tümör tehlikenin kıstası olmayacağı gibi tehlikesiz olarak da nitelendirilemez" ifadelerini kullandı.

TÜMÖRÜN YERİNE VE TÜRÜNE GÖRE CERRAHİ TEKNİK DEĞİŞİR

Beyin tümöründe tedavilerin çoğunlukla ameliyat içerdiğine dikkat çeken Op. Dr. Aydın, “Cerrahide amaç sağlıklı beyin dokusuna zarar vermeden tümörün tamamını ya da büyük kısmını çıkarmaktır. Tedavinin başından sonuna kadar ekstra hassasiyet önemlidir. Bel fıtığı prosedürlerinde her hastada aynı yöntemler uygulanabilirken tümör tedavisinde tümörün nerede olduğuna göre uygulanan cerrahi teknik değişir. Tedavi, tümörün nerede olduğu ve türüne göre değişmektedir. Cerrahi sonrasında bazı hastaların kemoterapi ve radyoterapi görmesi gerekebilir" dedi.

Diğer Haberler

  1. ‘Elektronik sigaralar tehlike saçıyor’
  2. ‘Diyabet sebebiyle meydana gelen görme kayıplarının yüzde 95’i erken tanı ile önlenebilir’
  3. Prof. Dr. Erdal Karaöz: Kök hücre tedavilerinde umut verici sonuçlar alıyoruz
  4. Gereksiz hasta bezi kullanımı toplum sağlığı ve çevre için riskli
  5. Medipol Acıbadem’de Kozmetik Dermatoloji ve Sağlıklı Yaşam Merkezi hizmete açıldı
  6. Uzmanı açıkladı: Sarı nokta hastalığının sonunda körlüğe giden durumlar oluşuyor
  7. Başkent Üniversitesi'nin yapay zeka projesine büyük ödül
  8. 'D vitamini eksikliği üşümeye neden olabilir'
  9. Sağlık-Sen, ‘112 Acil Sağlık Hizmetleri Çalıştayı Sonuç Raporu’nu yayımladı
  10. 'Mesleki stres yükü yoğun olan kişilerin Alzheimer olma olasılıkları daha yüksek’

© Copyright 2024

DHA