Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

Evlat özlemini çalıştığı yurdun öğrencileriyle dindirmeye çalıştı, 15 yılın sonunda anne oldu

Zonguldak'ta yaşayan Gülten-Erhan Bahadır çifti 2007 yılında evlendi. Mutluluklarını bebekle taçlandırmak isteyen çift, doğal yolla gebelik oluşmayınca birçok tedavi denedi ancak başarılı olamadı. Doktorlar, 'durumu açıklanamayan kısırlık' teşhisi koydu. 15 yılda 1 kez tüp bebek tedavisi, 3 kez aşılama olan çiftin bir gebeliği de bebeğin kalbinin durmasıyla sonlandı. Psikolojik olarak yıpranan ve destek alan Gülten Bahadır, stresten uzak kalmanın yolunu çalışmakta buldu ve öğrenci yurdunda işe başladı. Öğrencileri kendi çocuğu gibi gören Bahadır, motive oldu ve yeniden tedavi için araştırma yaptı. Bursa'daki Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Betül Dündar'a ulaşan çifte yapılan değerlendirmenin ardından tedaviye başlandı. Gülten Bahadır'a kişiye özel tedavi uygulandı ve çift kızları Elif Azra'ya kavuştu. Evlat hasreti son bulan anne Bahadır, "Yıllarca herkesin manevi annesi oldum ama artık gerçek anlamda anneliği yaşıyorum. Onu dile kolay 15 yıl bekledik. Mutluluğumuzun tarifi yok" dedi.

ABONE OL
BURSA, (DHA) -

Gülten (39)-Erhan (44) Bahadır çifti 2007 yılında dünya evine girdi. Anne-baba olmanın hayallerini kuran çift gebelik oluşmayınca doktora başvurdu. Hamile kalmaya engel olabilecek erkek ve kadın kaynaklı tüm sebepler araştırıldı. Çıkan sonuçlarda yaşadıkları durumun açıklanamayan kısırlık olduğu söylendi. Tüp bebek tedavisi için araştırmalara başlayan çiftin  ilk tedavileri olumsuz sonuçlandı. Farklı merkezlerde 3 kez de aşılama yaptırdılar ama sonuç değişmedi. Gülten Bahadır, zaman içerisinde oluşan polipler nedeniyle 2 kez de operasyon geçirdi. İstediği soncu alamayan çiftin  çevrelerinden aldıkları 'neden çocuğunuz olmuyor' şeklindeki sorular üzüntülerini  ikiye katladı. Yoğun baskıdan ve stresten çok etkilenen Bahadır psikolojik olarak yıpranmaya başladı. ‘Anne olmayı hak etmiyorum’ diye düşünerek eşine ayrılmayı teklif etti. Bu noktada bir desteğe ihtiyaç duyan Gülten Bahadır psikolojik tedavi gördü. Terapiye ek olarak yemek ve bilgisayar kurslarına katıldı.

YURTTAKİ ÇOCUKLARA ANNE OLDU 

Stresten uzaklaşarak farklı hobilerle meşgul olmak kendini iyi hissettirmişti ve o günlerde doğal yolla hamile kaldığını öğrendi. Çift yavrularına kavuşacakları günleri sayarken mutlulukları boğazlarında düğümlendi ve bebeklerinin kalbi durdu. Yaşadıkları acıyı atlatmaları kolay olmadı ve çocuk defterini tamamen kapattılar. Kafasını dağıtmak ve canını sıkacak baskı içerikli sorulardan uzaklaşabilmek için Gülten Bahadır çalışma kararı aldı. Üniversite yurdunda işe başlayan Bahadır tüm öğrencilerin manevi annesi oldu.

Süreci anlatan Bahadır, "Onlara yemek hazırlıyordum, sanki her birinin annesiymiş gibi en güzel şekilde ilgilenmeye çalışıyordum. 'Bir gün benim de çocuğum olursa inşallah sizin gibi okur' diyerek hayal kuruyordum. Onlar da bana 'senin çocuğun olursa çok iyi bir anne olursun' diyordu. Onlardan aldığım olumlu enerjiyle kendimize tedavi için bir şans daha vermek istedim ve klinik araştırmaya başladım. Bursa'ya giderek Doç. Dr. Betül Dündar'a ulaştık. Doktorumuz 'hiçbir olasılığı göz ardı etmemeliyiz' dedi ve tedavinin aşamalarını tek tek anlattı. 8 adet embriyo elde edildi ve Bursa’daki ilk denememizde pozitif sonuca ulaştık. Hamile olduğumu öğrendiğimde inanamadım, çok güzel bir gebelik süreci geçirdim ve sonunda kızımız 'Elif Azra' ya kavuştuk. Kızım olmadan önce yaşıyormuşuz ama sadece günlerimiz geçiyormuş, şimdi hayatımızın bir amacı var. 15 yıl beklediğimiz mucizemiz, hissettiklerimizi anlatabilecek bir kelime yok. Dondurulmuş embriyolarımızla ilerleyen zamanda kızımıza kardeş düşünebiliriz. Artık çalışmıyorum, tüm zamanımı kızımla ilgilenmeye ayırıyorum" diye konuştu.

KİŞİYE ÖZEL UYGULANAN TEDAVİYLE 8 ADET EMBRİYO ELDE EDİLDİ

Bahadır çiftinin 15 yıllık evlat hasretini dindiren Bahçeci Bursa Tüp Bebek merkezinden Doç. Dr. Betül Dündar; uyguladığı tedavinin detaylarını şöyle anlattı:

"Çiftimiz bize başvurduğunda 15 yıllık çocuk istekleri, kendiliğinden oluşan bir gebelik kaybı, başarısız sonuçlanan 3 aşılama ve 1 tüp bebek denemeleri vardı. Öncelik geçmişte yaşanan  gebelik kaybıyla ilişkili olabilecek tüm faktörleri değerlendirdik. Bu aşamada çekilen rahim filmiyle birtakım problemler tespit ettik, rahim içerisinde olan yapışıklıkları gördük. Burada gördüğümüz sorunları elde ettiğimiz embriyoyu transfer etmeden önce giderdik. Ayrıca tiroid beziyle ilgili bir problem tespit edildi, bu durum da gebelik kayıplarıyla ilişkili olabileceği için ona yönelik tedavi planladık. Kişiye özel bir tedavi protokolüyle tüp bebek tedavisini gerçekleştirdik. Topladığımız 35 yumurtadan 8 tane 5. gün embriyosu elde ettik. Toplanan yumurta sayısı fazla olduğu için dondurulmuş embriyo transferi yapmayı tercih ettik. Transfer edilen bir embriyoyla çiftimize müjdeli haberi verdik. Sağlıklı bir gebelik sürecinin ardından çiftimiz 15 yıl bekledikleri mucizelerine kavuştular ve Elif Azra'yı kucağına aldılar" ifadelerini kullandı.

STRES VE ÇEVRE BASKISI ÇİFTLERİ OLUMSUZ ETKİLİYOR

Doç. Dr. Dündar, "Yoğun stres uzun vadede sağlık konusunda çeşitli problemlere yol açabilen bir unsurdur. Tüp bebek tedavisine başvuran çiftlerde hamile kalmayı engelleyen fiziksel birtakım problemler tespit edilse de olumsuz psikolojinin de anne baba olmayı güçleştiren bir faktör olduğu bilinmektedir. Bu durumun yanı sıra aile ve çevre baskısı da çocuk sahibi olamayan çiftlerin içinde bulunduğu kaygılı durumu aşarak toplumsal bir sorun haline gelmiş durumdadır. Oysaki çiftlerin yakınlarına düşen tek görev hayallerini kurdukları bebeğe ulaşmaya çalışan kişilerin destekçisi olmaktır. Baskı içerikli cümleler çiftlerin omuzlarındaki yükü ikiye katlar ve beklentinin karşılanmasına yönelik kaygıların ortaya çıkmasına sebep olur. Bu durum dolaylı yollardan da olsa çiftleri psikolojik anlamda olumsuz etkileyip tedavinin başarısızlıkla sonuçlanmasına bile sebep olabilmektedir. Moral ve motivasyonun en önemli faktörlerden biri olduğu bu süreçte aileler ve arkadaşlar eleştirel yaklaşımda bulunmak yerine çiftlerin tedavide yanlarında olduklarını hissettirmeli; bu mücadelede birlikteyiz şeklinde duruş sergilemelidirler" dedi.

Diğer Haberler

  1. ‘Elektronik sigaralar tehlike saçıyor’
  2. ‘Diyabet sebebiyle meydana gelen görme kayıplarının yüzde 95’i erken tanı ile önlenebilir’
  3. Prof. Dr. Erdal Karaöz: Kök hücre tedavilerinde umut verici sonuçlar alıyoruz
  4. Gereksiz hasta bezi kullanımı toplum sağlığı ve çevre için riskli
  5. Medipol Acıbadem’de Kozmetik Dermatoloji ve Sağlıklı Yaşam Merkezi hizmete açıldı
  6. Uzmanı açıkladı: Sarı nokta hastalığının sonunda körlüğe giden durumlar oluşuyor
  7. Başkent Üniversitesi'nin yapay zeka projesine büyük ödül
  8. 'D vitamini eksikliği üşümeye neden olabilir'
  9. Sağlık-Sen, ‘112 Acil Sağlık Hizmetleri Çalıştayı Sonuç Raporu’nu yayımladı
  10. 'Mesleki stres yükü yoğun olan kişilerin Alzheimer olma olasılıkları daha yüksek’

© Copyright 2024

DHA