Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

Elektronik sigara genleri bile değiştirebiliyor

“Sigaradan daha az zararlı" iddiasıyla son 10 yıldır dünyada ve ülkemizde salgın gibi yayılan elektronik sigara kullanımı, sadece solunum yollarına değil, hücre DNA’sına bile zarar veriyor. E-sigara kullanımının bin 219 farklı gende değişikliğe yol açtığının gösterildiğini anlatan Avrupa Solunum Derneği Bilimsel Komite Direktörlerinden Prof. Dr. Andrew Bush, evdeki e-sigara sıvılarını yanlışlıkla içtiği için 2-3 yaşındaki bebeklerde dahi e-sigaraya bağlı zehirlenmeler gördüklerini kaydetti. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Pelin Duru Çetinkaya ise sigara kullanımı gençlerde azalıyor gibi görünse de bu “yeni nesil tütün ürünlerine geçişle", aslında şekil değiştirdiğini; endüstrinin yarattığı “zararsız" algısı nedeniyle de bu ürünlerde başlama yaşının 10-11’e kadar düştüğünü kaydetti.

ABONE OL
Özlem YURTÇU KARABULUT / İSTANBUL, (DHA)-

Geçtiğimiz hafta Antalya’da gerçekleştirilen Türk Toraks Derneği’nin 27’nci Yıllık Kongresi’nde “Ergenlerde Büyük Tehdit! Yeni Nesil Tütün Ürünleri" başlıklı oturuma katılmak üzere Türkiye’ye gelen Avrupa Solunum Derneği Bilimsel Komite Üyesi ve İngiltere Imperial College Tıp Fakültesi, Ulusal Kalp Akciğer Enstitüsü’nden Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Andrew Bush ile Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Pelin Duru Çetinkaya, Demirören Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Bush, ergenler, çocuklar, hatta hamileler arasında dahi kullanımı oldukça artan ve elektronik sigara, iqos, puff bar gibi farklı form ve adlarla piyasada satılan “alternatif" tütün ürünlerinin tehlikelerine dikkat çekti. Prof. Dr. Bush, evdeki e-sigara sıvılarını içme sonucu 2-3 yaşındaki bebeklerde dahi e-sigara zehirlenmelerine rastladıklarını kaydetti. Gerçekleştirilen bilimsel oturumda, endüstrinin esrar dahi içeren bazı ürünleri artık “astımlı hastaların kullandığı inhaler (fısfıs)" formunda satışa sunduğuna da dikkat çekildi.

 

EV KAZALARINA DAHİ YOL AÇABİLİYOR

E-sigaraların sanıldığı gibi masum olmadığını anlatan Prof. Dr. Bush, bu cihazlar yüzünden tütün ürünü kullanımının 10-11 yaşa kadar düştüğünü vurguladı. Prof. Dr. Bush’un sunumundaki en dikkat çeken verilerden biri de yapılan araştırmalara göre e-sigaranın bin 200’den fazla gende değişikliğe neden olduğuydu. Prof. Dr. Bush, tütün ürünü kullanma yaşının bu kadar düşmesinin, ileride akciğer kanseri görülme yaşını da çok daha erkene çekme endişesi doğurduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Bush, bu ürünlerin patlama, yanma gibi kazalara neden olarak ciddi yaralanmaların da gerçekleşebildiğini örnekleriyle anlattı.

 

“10 YAŞINDA ÇOCUKLARIN KULLANDIĞINA ŞAHİT OLDUK"

Doç. Dr. Pelin Duru Çetinkaya, ülkemizde 10 yaşından itibaren elektronik sigara kullananlara şahit olduklarını anlatarak, “16 yaşın altında yapılmış bir araştırmaya göre, çocukların yüzde 4.5-5'i düzenli, yüzde 20’si ise ara sıra olmak üzere elektronik sigara ve ürünlerini kullanıyor. Çocuklarımızdan önce ne yazık ki ebeveynler, eğitimciler ve sağlıkçılar tehlikeyi bilmiyor. Yapılan araştırmalarda görülmüş ki bu ürünlerin neredeyse üçte birinde Cannabis yani esrar var. Bir sürü kanserojen madde var. Elektronik sigara kullanmasa bile bir çocuk bunun sıvılarını içerek toksik zehirlenmeler yaşayabiliyor. 6 yaşında bu şekilde zehirlenme vakalarımız oldu" dedi.

 

“KULLANICILARIN YÜZDE 70’İ EVİNDE İÇİYOR"

Bu ürünlerin zararlı olmadığı ve her yerde kullanılabileceği algısıyla ebeveynlerin, çocuklarının yanında dahi kullandığına işaret eden Doç. Dr. Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yine ülkemizde yapılan bir çalışmada gördük ki yüzde 70'i evlerinde, yüzde 40'ı iş yerinde bu ürünleri kullanıyorlar. Adına istediğiniz kadar buhar deyin, bunlar da duman çıkarıyor. Eğitimcilerimizin farkına varamadığı durumlar da var. Çocuk okulda flash bellek şeklinde avucunun içerisinde saklıyor ve bunları soluyor. Ama ortama dumanı saldığında, sigaradaki gibi kötü bir koku olmuyor.

Çünkü içinde aromalar var, çilek, meyve aroması gibi. Öğretmenler de bunun aslında bir tütün ürünü olduğunun farkına varmıyor. Ebeveynler bir ilaç kullanması gerektiğinde her şeyi sorgularken bunları koşulsuz şartsız sorgulamadan çocuklarının kullanmasına sesini çıkarmıyor. Gebeler bile kullanabiliyor. Bizim ülkemizde yapılmış çok merkezli bir çalışmada gebelerde elektronik sigara kullanımının yüzde 5’lerde olduğu ortaya çıkmıştı 5 yıl önce. Şu an bu oran eminim daha yüksektir."

 

“AYNI AĞIZLIKLA 5-6 ÇOCUK KULLANIYOR"

Ortaokul ve lisede iki çocuğunun olduğunu ve her ikisinin okullarında yaygın bir şekilde bu ürünlerin kullanıldığını vurgulayan Doç. Dr. Çetinkaya, sözlerini şöyle noktaladı: “Bir de Puff Bar dedikleri tek kullanımlık ürünler var. Bir çocuk alıyor, 5-6 çocuk aynı ürünü aynı ağızlıkla kullanıyor. Zehirlenmelerden tutun, akciğer, kalp damar sistemi, kanserlerden tutun, bulaşıcı hastalıklara da zemin hazırlıyor. Sigara bırakma polikliniklerinde sadece 5 hekimden birisi elektronik sigara ve yeni nesil tütün ürünleri hakkında hastadan sorgu alıyor. Meslektaşlarımız da bunu bilmiyor. Örneğin son zamanlarda çocuk yaş hastalarda çok sık duyduğumuz pnömotoraks yani akciğer sönmesi tablosunda, altta yatan neden elektronik sigara ürünleri olabilir mi, bunun sorgulanması lazım. Evali denilen bir hastalık yapıyor bu ürünler ve bunda da akciğerde hava kistleri, pnömotoraks görülebiliyor."

 

"PASİF MARUZİYET BİLE ZARARLI"

Prof. Dr. Andrew Bush ise bu ürünlere pasif maruziyetin zararlarının dahi gösterildiğini anlatarak, “Araştırmalara baktığımızda aile bireylerinin e-sigara tükettiği bir ev içerisinde yaşayan kişilerin, kendileri kullanmasa bile solunum semptomlarının daha fazla görüldüğünü gösteriyor. Çocuk hekimleri bu ürünlerin tehlikelerini biraz daha iyi biliyorlar. Ama yetişkin hekimleri sigaranın zararlarına daha çok odaklandıkları için daha az zararlı olan bir şeye yönlendirmek istiyorlar hastalarını. Ama e-sigaraların daha az zararlı olduğuna dair elimizde herhangi bir kanıt yok. Hatta acaba daha fazla zararlı olabilir mi, bununla ilgili kanıtlar konuşuluyor artık. Dolayısıyla bu ‘sıcak kimyasalların’ ciğerlerimize çekilmesi hiç de güvenli değil ve tehlikeli. Ergenlik döneminde sigara içildiği zaman yetişkinlik hayatında akciğer kanseri geliştirme riski kat kat artıyor. E-sigaralarım gelecekte böyle bir risk yaratmayacağının garantisi yok. Kanser görülme yaşını ileride çok daha genç nüfusta görebiliriz. Bu beni gerçekten çok kaygılandırıyor. E-sigaranın ergenlik döneminden itibaren kullanılıyor olması çok endişe verici. Bir felaketin olmasını beklemeden bu ürünlerin tüketilmesine yönelik ciddi önlemler alınmalı" şeklinde konuştu.

 

“BİRLEŞİK KRALLIK TÜRKİYE’Yİ ÖRNEK ALIYOR"

İngiltere ve Avrupa’nın pek çok ülkesinde satışı serbest olan ve bu ürünlerin özel mağazalarının bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bush, Türkiye’de elektronik sigara satışının yasak olmasının önemli bir avantaj ve başarı olduğunu da vurguladı. Ancak sadece kağıt üzerindeki yasakların etkili olamayacağını ifade eden Bush, özellikle çocuklara bu ürünlerin satışını yapanlara hapis cezasına varan ciddi yaptırımlar getirilmesi gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Bush, sözlerini şöyle noktaladı: “Birleşik Krallık bu konuda Türkiye'yi örnek alıyor. Bu ürünlerin satışının yasaklanması konusunda Türkiye'de mevzuat var aslında. Bizim de bunu yasaklamış olmamız gerekirdi, ateşle oynuyorsunuz ve tehlikeli bir oyun bu.

Ancak sektörün tabii ki baskısı olacaktır, bunların satışlarının Türkiye’de de serbest hale gelebilmesi için, güvenli diye bunu savunacaklardır. Çocuklarımızı bundan korumamız gerekiyor. Hatta çok ciddi yaptırımların uygulanması gerekiyor. Bu ürünlerin satışını yapan işletmenin kapatılmasından, hapis cezasına kadar, ciddi yaptırımları olmalı. Daha da önemlisi, cezasız kalmayacağını bilmeleri gerekli. Bu yüzden de denetimin çok iyi bir şekilde yapılması gerekiyor. Yoksa yönetmeliğiniz olsa da uygulamada bir karşılığı yoksa, kimsenin umurunda olmuyor."

Diğer Haberler

  1. ‘Elektronik sigaralar tehlike saçıyor’
  2. ‘Diyabet sebebiyle meydana gelen görme kayıplarının yüzde 95’i erken tanı ile önlenebilir’
  3. Prof. Dr. Erdal Karaöz: Kök hücre tedavilerinde umut verici sonuçlar alıyoruz
  4. Gereksiz hasta bezi kullanımı toplum sağlığı ve çevre için riskli
  5. Medipol Acıbadem’de Kozmetik Dermatoloji ve Sağlıklı Yaşam Merkezi hizmete açıldı
  6. Uzmanı açıkladı: Sarı nokta hastalığının sonunda körlüğe giden durumlar oluşuyor
  7. Başkent Üniversitesi'nin yapay zeka projesine büyük ödül
  8. 'D vitamini eksikliği üşümeye neden olabilir'
  9. Sağlık-Sen, ‘112 Acil Sağlık Hizmetleri Çalıştayı Sonuç Raporu’nu yayımladı
  10. 'Mesleki stres yükü yoğun olan kişilerin Alzheimer olma olasılıkları daha yüksek’

© Copyright 2024

DHA