Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

'Dünyanın yüzde 10,5'i diyabetli olarak yaşamına devam etmekte'

Ankara Şehir Hastanesi'nde şeker hastalığına (diyabet) farkındalık yaratmak için etkinlik yapıldı. Endokrinoloji Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Oya Topaloğlu, "Ülkemizde erişkin grupta 9 milyon tip 2 diyabetli hasta var. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 10,5'i diyabetli olarak yaşamını devam ettirmekte" dedi.

ABONE OL
Oğuzhan SARI- Alper ŞAŞMAZ/ANKARA, (DHA)

Ankara Şehir Hastanesi'nde, '14 Kasım Dünya Diyabet Günü' kapsamında farkındalık etkinliği yapıldı. Kurulan stantta şeker ölçümleri yapıldı, doktor ve hemşireler diyabet ile ilgili bilgiler verdi. Endokrinoloji Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Oya Topaloğlu, diyabetin pankreasta yeteri miktarda insülin salgılanamaması veya insülinin dokularda yeterince etki gösterememesi sonucu görülen bir metabolizma hastalığı olduğunu söyledi. Diyabetin belirtilerine değinen Prof. Dr. Topaloğlu, "Kan şekeri yüksekliği ile diyabet tanısı koyabiliyoruz. Özellikle çok su içme, çok idrara çıkma ve kilo değişiklikleri olan hastalar ile halsizlik, yorgunluk gibi problemler yaşayanlar, mutlaka kan şekeri ölçümü yaptırmalı" diye konuştu.

'40 YAŞ ÜZERİ BİREYLER DİKKAT ETMELİ'

Diyabet için kimlerin riskli olduğuna değinen Prof. Dr. Topaloğlu, "Risk faktörü olan hastaların da mutlaka yaşamları boyunca, bir defa kan şekeri ölçümü yaptırarak, diyabet açısından taranmasını öneriyoruz. Kimdir bu riskli bireyler? Özellikle 40 yaşın üzerindeki bireyler, 40 yaşının altında olup da fazla kilosu olan bireyler, kadınlarda özellikle gebeliğe bağlı şeker hastalığı tanısı almış olan hastalar. Bunun haricinde; hareketsiz yaşamı, sağlıksız beslenmesi olanlarda ya da ailesinde diyabet öyküsü olan bireylerin mutlaka riskli olarak kabul edilip, değerlendirilmesi gerekiyor" dedi.


'DÜNYANIN YÜZDE 10,5'İ DİYABET'

Diyabetin, son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de arttığını aktaran Prof. Dr. Topaloğlu, "Riskli bir yaşam tarzımız var. Oldukça hareketsiz olarak günlük yaşantımızı devam ettiriyoruz, sağlıksız besleniyoruz. Bunların hepsinin getirmiş olduğu bir risk var tabii ki. O yüzden de diyabet, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla artıyor. Uluslararası Diyabet Federasyonu'nun 2021 yılı verilerine bakıldığında, tüm dünyada 20-79 yaş arası erişkin bireylerde diyabetli birey sayısı 537 milyon. Ülkemizde de 9 milyon tip 2 diyabetli hasta var; erişkin grupta. Dolayısıyla tüm dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 10,5'i diyabetli olarak yaşamını devam ettirmekte. Bu rakamların 2045 yılında daha da artıp, yüzde 12'lere çıkacağı öngörülüyor. Dolayısıyla tedbir almak, diyabet gelişmesini önlemek yahut diyabet hastalarını etkin bir şeklide tedavi etmek bizim için önemli" diye konuştu.

'10 YILDIR MÜCADELE EDİYORUM'

Farkındalık etkinliği kapsamında Ankara Şehir Hastanesi'nde tedavi gören diyabet hastaları tecrübelerini anlattı. Mehmet Çetin (20), diyabet hastalığı ile 10 yıl önce tanıştığını söyleyerek, "10 yıldır mücadele ediyorum. Başta yadırgadım, kabullenmek istemedim. Sonradan, hocalarım sayesinde hastalığı daha iyi anlayıp, ona düşman gibi değil de dost gibi davrandım. Sonradan kendim de anladım; kendisinin düşman olmadığını, zamansız gelen bir dost gibi aslında. Eskiden her önüme geleni yiyen bir insandım, güzel bir diyetim yoktu. Hastalığım sayesinde güzel bir diyete başladım" ifadelerini kullandı.

DİYABETLİ HASTALARA EĞİTİM VERİLİYOR

Çetin, tedavi olmaya başladıktan sonra hayata yeniden başladığını söyleyerek, "Eski günlerime göre son 4 yıldır kendimi daha iyi, daha dinç hissediyorum. Sağ olsun hemşirelerim de her türlü yardımcı oluyor. Hayata resmen yeniden başladım. Hamur işini çok severdim önceden, hala da çok seviyorum; ama eskisine göre kendimi kısıtladım. Kısıtlayınca başka alternatifler bulmaya çalıştım. Şu anda hem bitkisel ilaçları hem de verilen ilaçları kullanıyorum. Şu anda çok daha güzel bir hayatım var" dedi.

Ankara Şehir Hastanesi'nin Diyabet Eğitim Birimi'nde görevli hemşire Feride Şirin Tasım da hastalara verilen eğitimlerin önemine dikkat çekti. Tasım, eğitimlerin amacının hastaların kendilerini tanıyıp, yaşam tarzlarını düzenleyerek, sağlıklarını korumaları olduğunu söyledi.

Diğer Haberler

  1. ‘Onkolojik rehabilitasyon ile kanser tedavisinin ardından kişilerin yaşam kalitesi artırılabilir’
  2. Aile hekimleri artık hastanelerden tetkik isteyebilecek
  3. 'Yutma ve konuşma rehabilitasyonu ile hastalarda yaşam konforu arttırılabilir'
  4. 'Sahte içki zehirlenmesinde ilk 24 saat çok önemli'
  5. ‘Yılbaşı gecesini hafif ve enerjik tamamlayın’
  6. Anne ve anne adaylarına uzaktan eğitim
  7. Sağlık-Sen, çalıştay serilerini Türkiye geneline yayıyor
  8. Uzman Psikolog Hilal Savaş'tan, 2025'te yeni başlangıçlar için 10 öneri
  9. ‘Nüfus artışı ve küreselleşme yeni salgınları ortaya çıkarabilir’
  10. ‘Mekanik ağrıların tedavisinde doğru teşhis büyük önem taşıyor’

© Copyright 2024

DHA