'Dengeli beslenmeyle sonbahar hastalıklarından korunmak mümkün'
Sonbahar hastalıklarından korunmak ve bağışıklık sistemini güçlü tutmak için beslenme düzenine dikkat edilmesi gerektiğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Rabia Deniz Göktürk, “C vitamini, bağışıklık sistemini güçlendirir ve enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Günde en az 2 litre su içmek, protein, karbonhidrat ve yağ dengesine dikkat ederek çeşitli ve dengeli bir beslenme düzeni oluşturmak önemlidir. Öğün atlamadan, düzenli aralıklarla beslenmek, kan şekerini dengede tutar ve enerji seviyesini korur” dedi.
Medical Park Bahçelievler Hastanesi İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanı Dr. Rabia Deniz Göktürk, sonbahar hastalıkları hakkında açıklamalarda bulundu.
SONBAHARDA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR
Sonbahar mevsiminde hava ısısında meydana gelen ani değişikliklerle bazı bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığının arttığını işaret eden Uzm. Dr. Göktürk, sonbahar mevsiminde sık görülen hastalıkları şu şekilde sıraladı:
“Soğuk algınlığı/ nezle: Hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte soğuk algınlığı/nezle vakaları artar. Nezle başta rhinovirüsler olmak üzere birçok virüsün yol açabildiği, halsizlik, burun akıntısı gibi belirtilerle kendini gösteren, üst solunum yollarını tutan hafif seyirli bir hastalık olup soğuk algınlığı olarak da bilinir.
Grip: Influenza virüslerinin yol açtığı bir solunum yolu enfeksiyonudur. Sonbahar ve kış aylarında daha yaygındır ve ciddi komplikasyonlara yol açabilir Virüsün 3 tipi vardır. Tip A insanlar, domuzlar ve kümes hayvanlarında, Tip B sadece insanlarda hastalık yapar. Tip C ise insanlarda çok hafif belirtilere yol açar. Sıklıkla ani başlayan yüksek ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ve kas ağrıları, bitkinlik, burun akıntısı veya tıkanıklığı ile kendini gösterir. Tedavide ateş düşürücüler, bol sıvı tüketimi, istirahat ve iyi beslenme önem taşır. Viral bir hastalık olduğu için antibiyotik önerilmez, antiviral ilaçlar başlanabilir. Hastada orta kulak iltihabı, sinüzit, zatürre gibi bir sekonder enfeksiyon, komplikasyon olarak gelişmişse antibiyotik tedaviye eklenebilir.
Tonsilit (bademcik enfeksiyonu): Özellikle çocuklarda sık görülür. Virüs veya bakteriyel kaynaklı olabileceği için etkene göre tedavi şekli değişir. Yüksek ateş, boğaz ağrısı-yutkunma zorluğu, halsizlik-kırgınlık, baş-eklem-kas ağrıları, öksürük ve bazen de boyunda lenf bezlerinin şişmesi şeklinde belirti verebilir
Farenjit ve larenjit: Boğaz ve ses tellerinin enfeksiyonları da viral veya bakteriyel kaynaklı olabilir.
Sinüzit: Yüz kemiklerinin içerisinde sinüs adı verilen hava boşluklarının iltihabıdır, genellikle baş ağrısı ve burun tıkanıklığı ile seyreder.
Bronşit ve zatürree (Pnomoni): Alt solunum yolllarına ait olan bu hastalıklar da sonbaharda artış gösterir. Ateş, öksürük, balgam, hırıltılı solunum, göğüs ve sırt ağrısı gibi belirtilerle seyreder. Enfeksiyon etkenine göre uygun ilaç tedavisi ve semptomatik rahatlatma sağlayacak ilaçlar tedavide tercih edilir.”
ANİ HAVA DEĞİŞİMLERİNE DİKKAT
Ani hava değişikliklerinin çeşitli hastalıkları tetikleyebileceğini söyleyen Uzm. Dr. Göktürk, “Hızlı sıcaklık değişimleri, vücudun uyum mekanizmasını zorlayarak bağışıklık sistemini zayıflatır ve bu da yukarıda adı geçen bazı bulaşıcı ve bulaşıcı olmayan bazı hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Bu hastalıklardan korunmak için mevsim geçişlerinde dikkatli olmak, uygun giyinmek ve bağışıklık sistemini güçlü tutmak önemlidir. Sonbaharda artan hava kirliliği, solunum yolu hastalıklarının riskini arttırabilir. Havaların soğumasıyla birlikte kapalı alanlarda geçirilen sürenin artması nedeniyle, virüslerin yayılma riski artar. Düzensiz beslenme ve yetersiz uyku, bağışıklık sistemini zayıflatarak hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde sonbahar mevsiminde daha fazla hastalık gelişir. Astım, diyabet gibi kronik hastalıkları olan kişilerde sonbaharda solunum yolu enfeksiyonu gelişme sıklığı artar. Sonbaharda sık görülen hastalıklarda bazı belirtiler hastayı doktora getirecek kadar ciddi olabilir ve bu durumlarda vakit kaybetmemek önemlidir. Erken müdahale, hastalığın ilerlemesini ve komplikasyonları önleyebilir” dedi.
UZMAN HEKİME DANIŞILMASI GEREKEN DURUMLAR
Uzm. Dr. Göktürk, doktora gitmeyi gerektirecek durumları ise şöyle paylaştı:
Soğuk algınlığı ve grip: 38°C’nin üzerinde ve düşmeyen ateş, şiddetli baş ağrısı, nefes darlığı ve/veya göğüs ağrısı olması, belirtilerin uzun sürmesi.
Sinüzit: göz çevresi, yüz ve alın bölgesinde şiddetli ağrı, göz çevresinde şişlik ve kızarıklık, yüksek ateş.
Bronşit: nefes darlığı, kanlı balgam, uzun süreli öksürük.
Alerjik rinit ve astım: nefes almakta zorlanma, göğüste sıkışma hissi ve hırıltılı solunum.
HİJYEN KURALLARINA DİKKAT EDİLMELİ
Soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklardan korunmak için dikkat edilmesi gerekenlere değinen Uzm. Dr. Göktürk, “Elleri en az 20 saniye boyunca su ve sabunla yıkamak, mikropların yayılmasını önler. Su ve sabun bulunmadığında alkol bazlı el dezenfektanları kullanılabilir. Haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz yapmak, bağışıklık sistemini destekler. Stres, bağışıklık sistemini zayıflatabilir. Rahatlatıcı hobiler edinilebilir. Uykunun yeterli alınması bağışıklık sistemini güçlü tutar. Sigara, bağışıklığı olumsuz etkilediğinden, sigara kullanımına son verilmelidir. Salgın dönemlerinde başta olmak üzere kalabalık yerlerde bulunmaktan kaçınmak, kalabalık ortamda bulunulduğunda ise hastayken veya hasta kişilerle temas edilecekse maske kullanmak önemlidir. Özellikle risk grubundaki (yaşlı hastalar, kronik kalp ve akciğer hastalığı olanlar, transplant hastaları, kanser hastaları) hastalar başta olmak üzere grip aşısı yapılması ciddi komplikasyonları önler” ifadelerini kullandı.
BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİREN ETKENLER
Sonbahar hastalıklarından korunmak ve bağışıklık sistemini güçlü tutmak için beslenme düzenine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Göktürk, “C vitamini, bağışıklık sistemini güçlendirir ve enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Turunçgiller (portakal, mandalina, limon), kırmızı biber, brokoli ve kivi gibi C vitamini açısından zengin besinler sık tüketilmelidir. Kabak çekirdeği, badem, ceviz ve deniz ürünleri gibi çinko açısından zengin besinler, bağışıklık hücrelerinin fonksiyonlarını artırdığından sık tüketilmesi önerilir. Havuç, balkabağı ve ıspanak gibi beta-karoten ve A vitamini içeren besinler, bağışıklık sistemini destekler. Ev yapımı yoğurt, kefir ve fermente gıdalar, bağırsak sağlığını destekleyerek bağışıklığa katkıda bulunur. Nar, yaban mersini, üzüm ve yeşil çay gibi antioksidan açısından zengin besinler, vücudu serbest radikallere karşı koruyarak bağışıklığı destekler. Günde en az 2 litre su içmek, protein, karbonhidrat ve yağ dengesine dikkat edecek şekilde çeşitli ve dengeli bir beslenme düzeni oluşturulması önemlidir. Öğün atlamadan, düzenli aralıklarla beslenmek kan şekerini dengede tutar ve enerji seviyesini korur. Şeker ve işlenmiş- paketli gıdalar, bağışıklık sistemini zayıflatır. Bu tür gıdalardan kaçınarak daha doğal ve besleyici gıdalar tercih edilmelidir” dedi.