TBMM'de 'fiili gensoru' ve 'Cemal Kaşıkçı' tartışması
TBMM Genel Kurulu'nda, CHP'nin Cemal Kaşıkçı cinayeti davasının Suudi Arabistan'a devredilmesiyle ilgili 'fiili gensoru önergesi' vermesi üzerine tartışma yaşandı.
TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Haydar Akar başkanlığında toplandı. CHP grubu, bir uluslararası anlaşmanın görüşülmesi için planlanan süreyi 'fiili gensoru önergesi' görüşmesine çevirmek istedi. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Gensoru maddesinin gelmesi için yüce Meclisimizin irade koyması lazım. Süreler ona örtüştüğü için fiili gensoru olarak kullanacağız. Milletimiz adına bu yetkiyi fiilen kullanıyoruz" dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, İç Tüzük'e göre konu dışına çıkan milletvekillerinin kürsü konuşmaları sırasında mikrofonların kesilmesini istedi. Meclis Başkanvekili Haydar Akar, takdirin kendisine ait olduğunu belirtti.
CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, kürsüden yaptığı konuşmada Cemal Kaşıkçı cinayeti davasının Suudi Arabistan'a devredilmesiyle ilgili eleştiride bulundu. Konuyla ilgili Birleşmiş Milletler (BM) Raportörü Agnes Callamard'ın raporuna değinen Emre, "Callamard diyor ki; 'Bulgular net, Kaşıkçı cinayeti bir devlet cinayeti ve şu ana kadar Suudi Arabistan bu cinayet için bir bedel ödemedi.' BM Raportörü'nün bu ifadesi dururken Allah aşkına bu dosyayı Suudi Arabistan'a nasıl gönderirsiniz, bunu nasıl yaparsınız? BM raporunu yazan Madam Callamard başına ne geldi biliyor musunuz? Hanımefendi Suudi yönetimi tarafından tehdit ediliyor. Bu insanlara BM Raportörü'nü ölümle tehdit eden Cemal Kaşıkçı dosyasını teslim ediyorsunuz, hiç vicdanınız sızlamıyor mu" açıklamasında bulundu.
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, CHP'li Yunus Emre'nin konuşmasına cevaben şunları söyledi:
"Kapatamadılar işte, tehdit ettiler de kapatamadılar. Türkiye bu konudaki değerlendirmelerini fazlasıyla yaptı. Bütün dünya susarken Türkiye konuştu bu konuda. CHP'nin bu konuya ilgisini açıkçası böyle tebessümle izliyorum. Türkiye Cumhuriyeti, Kaşıkçı olayında üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. ABD Başkanı çıkıp 'Benim Suudi Arabistan'la 100 milyar dolarlık anlaşmam var, bunu tehlikeye atamam' derken Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kaşıkçı meselesini bütün dünyanın gündemine taşımıştır. Burada konuşan hatip, neden bir kere olsun ABD'yle ilgili, Fransa'yla ilgili, İtalya'yla ilgili, özgür dünyayla ilgili tek bir eleştiri getirmeyip bu konuyu dünyanın gündemine taşıyan Türkiye'yi eleştiriyor? Bugün geldiğimiz noktada uluslararası soruşturmaların devri ve bunun hukuki alt yapısı bellidir. Türkiye gereğini yapmıştır ve şu anda da ortada bir fail bulunmamakta, yargılanan bulunmamakta ve hukuk temelinde de bu dosya maksat hasıl olmuş ve dünyanın gündeminde bu konu gerektiği gibi bütün delilleriyle konuşulmuş, bütün delilleri Türkiye sağlamıştır. Bütün delilleri dünyaya Türkiye servis etmiştir. Fakat siz iç hukuk ile uluslararası hukuku birbirine karıştırıyorsunuz. Devletin aldığı pozisyon ile siyasi pozisyonları birbirine karıştırıyorsunuz. Devletinize bunu yapmayın, devletinizi uluslararası alanda bu duruma düşürmeyin, yazıktır. Bizimle hesabınız bizimledir, hesabınızı bizimle görün, uluslararası alanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bu hale getirmeyin."
Öte yandan Mahir Ünal'ın konuşması sırasında AK Parti ve CHP'li vekiller arasında sık sık sözlü tartışma yaşandı.