TBMM Başkanı Kurtulmuş: Demokrasi 5 yıldan 5 yıla 'oy verme işi' değildir
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, sivil toplumu güçlü olmayan bir toplumun demokrasisinin de güçlü olmasının mümkün olmadığını belirterek, "Çünkü demokrasi sadece 5 yıldan 5 yıla oy vermek işi değildir. Demokrasi bu süre içerisinde toplumun farklı alanlarında çalışmalar yaparak teklifleri, projeleri, karar vericilere yansıtabilmek ve memleketin hayrına olacak işlerin yapılması için de elimizdeki bütün imkanları seferber edebilmek işidir" dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TBMM'deki Tören Salonu'nda Ankara Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileri ile iftar programında buluştu. Kurtulmuş, iftar yemeğinin ardından konuşma gerçekleştirdi. Kurtulmuş, Türkiye'de yaklaşık 150 bin sivil toplum kuruluşunun olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Bu sivil toplum kuruluşlarımızın giderek daha güçlenmesi, hem sayısal olarak sivil topluma destek olan vatandaşlarımızın sayısının artması hem de sivil toplum kuruluşlarımızın yönetsel kabiliyetlerinin artırılması ise önümüzdeki dönemde önemli vazifelerimizden biri olmalıdır. Bu çerçevede emeği geçen bütün arkadaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum ki dünyanın neresine gidersek gidelim Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının orada bir faaliyetinin olduğunu, orada ta binlerce, on binlerce kilometre ötedeki insanlara sadece 'insan' olmak dolayısıyla yardım elini uzattıklarını, toplumsal dayanışmanın bütün imkanlarını onlara tahsis etmek için seferber olduklarını görüyor ve bundan memnuniyet duyuyoruz."
'DEMOKRASİ 5 YILDAN 5 YILA OY VERMEK İŞİ DEĞİLDİR'
Kurtulmuş, sivil toplumun demokrasinin nişanelerinden birisi olduğunu kaydederek, "Sivil toplumu güçlü olmayan bir toplumun demokrasisinin de güçlü olması mümkün değildir. Çünkü demokrasi sadece 5 yıldan 5 yıla 'oy vermek işi' değildir. Demokrasi bu süre içerisinde toplumun farklı alanlarında çalışmalar yaparak teklifleri, projeleri, karar vericilere yansıtabilmek ve memleketin hayrına olacak işlerin yapılması için de elimizdeki bütün imkanları seferber edebilmek işidir. Bunun için sivil toplum kuruluşlarının kendi aralarında da tatlı bir rekabet içinde olmasını arzu ederiz. Bu çerçevede devlet her yeri her alanı kuşatabilecek, doldurabilecek tabi ki bir güce sahiptir ama asıl olan devletin boş bıraktığı alanları ya da devletin desteklenmesi gereken alanlarda da sivil toplumun projeleri ile ortaya çıkabilmesini temin etmektir. Özellikle kriz alanlarında toplumun bütün kesimlerine kuşatıcı hizmet verebilecek en önemli alan sivil toplum kuruluşlarıdır. Ayrıca yardımlaşmanın, dayanışmanın, fikir üretmenin, proje üretmenin, farklı fikirleri bağırmadan çağırmadan karşılıklı müzakere edebilmenin ve farklı fikirlerden de ortak millet hayrına, vatanımızın hayrına sonuçlar çıkarabilmenin pratik unsuru sivil toplum kuruluşlarımızdır" diye konuştu.
'SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI GAZZE'DE FEVKALEDE HASSASİYET ORTAYA KOYDU'
Kurtulmuş, Türkiye'nin sivil toplum kuruluşlarının son yıllarda ciddi bir uluslararasılaşma sürecinde olduğunu belirterek şöyle dedi:
"Bunu da iftiharla takip ediyoruz. Sadece içeriye dönük sözler değil. İnsanlığa dönük, dünyaya dönük sözlerin ve hizmetlerin ortaya koyulması da fevkalade önemlidir. Bu anlamda yurt dışında Türk kültürünün yaygınlaştırılması için hizmet veren kuruluşlarımızı, onların ortaya koymuş olduğu sivil çabaları, yardım kuruluşlarına ilave olarak Türkiye'nin kültürel diplomasi alanındaki mekanizmalarına da katkı sunan sivil toplum kuruluşlarını tebrik ediyorum. Ayrıca son Gazze'deki devam eden olaylar sivil toplumun ne kadar önemli olduğunu bir kere daha çok net şekilde önümüzde koymuştur. Evet, 5 ayı aşkın bir süredir devam eden, maalesef bütün dünyanın izlediği, ne yazık ki İslam ülkelerinin de yeterince tepki gösteremediği, Gazze'deki soykırım boyutlarına varmış olan bu büyük katliam karşısında inanın ki dünyanın 4 bir tarafında sivil toplum kuruluşları fevkalade ciddi bir hassasiyet ortaya koymuşlardır. Bu anlamda her tarafta binaların yıkıldığı, insanların gölgesine sığınacağı bir duvarın dahi kalmadığı Gazze şeridinde hayatlarını hiçe sayarak oradaki insanlara yardım etmek için Siyonist rejimin çizdiği işgal sınırlarını tanımayan 'sınır tanımayan doktorlar'ı saygıyla, minnetle yâd ediyoruz. O doktorların içerisinde, o sivil toplumdan gelen gönüllülük esasıyla çalışan, hayatını hiçe sayan o insanlar büyük bir insanlık destanı, büyük bir kahramanlık destanı yazıyorlar."