Ömer Çelik: Gazze’nin boşaltılması gibi bir şeyi asla kabul edemeyiz
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Gazze’nin boşaltılması gibi bir şeyi asla kabul edemeyiz. Bu, kesinlikle söz konusu olamaz. Burada ‘Ya Gazze'yi boşaltın ya da hepinizi öldürürüz’ gibi bir seçeneğin ortaya koyulması, uluslararası sistemin tümden iflas etmesi ve barbarlığın hakim olması demektir. Gazze'nin boşaltılması demek, Netanyahu hükümetinin ve bu zihniyettekilerin; Filistin davasını ortadan kaldırması demektir. Buna hiçbir şekilde olumlu bakılamaz. Hiçbir şekilde buna müsaade edilemez" dedi.
AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, yaklaşık 2 buçuk saat süren toplantı sonrasında açıklamalarda bulundu. Çelik, MKYK’nın gündemine ilişkin, "Sayın Genel Başkanımız, Gazze konusunda gerek kendilerinin yaptığı çalışmalar, gerekse durumun ne aşamada olduğuyla ilgili kapsamlı bir değerlendirme yapmışlardır. Aynı şekilde, önümüzdeki seçim dönemini de işaret ederek MYKY başta olmak üzere bütün birimlerimizi hazır olması gerektiğini, Türkiye’yi yeni bir eser siyaseti dönemiyle buluşturmamız için ellerinden gelen gayretin herkes tarafından gösterilmesi gerektiğini söylemiştir. Birimlerimiz, bununla ilgili hazırlıklarını yapmaktadır." diye konuştu.
Teşkilat başkanlığının yeni MKYK'dan yetki istediğini de belirten Çelik, "Biliyorsunuz, teşkilatlarla ilgili olarak genel başkanımıza, illerin atanması, ilçeleri atamalarımızla ilgili yetki vermektedir. Bu yetki talebi görüşülmüş ve uygun bulunmuştur. Aynı zamanda Seçim İşleri Başkanlığımız, seçim takviminin açıklanması ve çeşitli aşamalarının belirlenmesiyle ilgili olarak yetki istemiştir. Bu yetki MKYK tarafından verilmiştir. Bu takvimin nasıl işleyeceği, nasıl gerçekleşeceği üzerindeki son çalışmalar tamamlanıp genel başkanımızın onayına sunulduktan sonra bir iki gün içinde kamuoyuyla paylaşılacaktır. Tabii geldiğimiz noktada fiilen bu MKYK toplantısıyla birlikte bizim açımızdan seçim dönemi çalışmaları ve takvimi resmen başlamıştır. Adaylarımız ne zaman başvuracak, hangi yöntemler uygulanacak, bunun takvimi ile ilgili olarak takvim çalışması bir gün içerisinde genel başkanımızın onayıyla birlikte kamuoyuyla paylaşılacaktır. Ama AK Parti MKYK açısından, bu çalışmaların resmi başlangıcı bu MKYK'yla birlikte gerçekleşmiştir" ifadelerini kullandı.
'GELİNEN NOKTA, ULUSLARARASI SİSTEMİN İFLAS ETTİĞİ BİR TABLO HALİNE GELMİŞTİR'
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Gazze’de yaşananları dehşet verici olarak ifade ettiğini hatırlatan Çelik, “Guterres, insanların doğrudan bombaların hedefi olduğunu ifade ediyor. Ama bu ifadelere rağmen BM, hiçbir şekilde sürecin gidişatına müdahil değil. Güvenlik Konseyi’nde Rusya’nın verdiği tasarı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve diğerleri tarafından, ABD’nin verdiği tasarı da bir diğeri tarafından bloke edilerek bu tablo ortaya çıkıyor. 121 ülke, İsrail’e ateşkes çağrısı yaptı. Tüm bu tablo içerisinde, BM İnsan Hakları Komiseri, gidişattaki vahşeti görerek istifa etmiştir. Srebrenitsa’da yaşananların aynısının yaşandığı bir süreç maalesef bu şekilde ortaya çıkmıştır. Gelinen tablo, uluslararası sistemin iflas ettiği bir tablo haline gelmiştir” dedi.
'ULUSLARARASI TOPLUM GEREKEN İNİSİYATİFİ GÖSTERMELİDİR'
Ukrayna ve Filistin için iki ayrı standardın ortaya konulduğunu söyleyen Çelik, “Sonuçta gördüğümüz şey şu; 2 devletli çözüm hayata geçmeden Gazze'de yaşanan bu kısır döngünün, sürekli olarak insanların hedef alındığı ve vahşi bir şekilde öldürüldüğü bu saldırıları sona ermeyeceğini görüyoruz. O sebeple, birinci çerçevede ateşkesin gerçekleşmesi, ikinci çerçevede ise muhakkak suretle 2 devletli çözümün ortaya çıkması gerekmektedir. Cumhurbaşkanımızın, İsrail ordusunun savaş suçlarından sorumlu tutulması konusundaki her türlü girişime destek vereceğini ifade etmesi bu bakımdan önemlidir. Bütün uluslararası toplumu, Cumhurbaşkanımızın bu girişimine destek vermeye davet ediyoruz. İşlenen savaş suçları ve insan hakları ihlalleri karşısında sorumluların gereken cezayı alması için uluslararası toplum gereken inisiyatifi göstermelidir” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail’in, kendilerine savaş suçu işlediklerini söyleyenleri Hamas’a destek vermekle suçladığını söyleyen Çelik, “Netanyahu’nun yaptığı şey, sadece katliam siyasetini örtbas etmekten ibarettir. Tevrat'tan alıntılar yaparak kendi vahşetine dinleri ve dini duyguları alet etmeye çalışıyor. Kim ki yaptıkları insanlık dışı katliamları meşrulaştırmak için, buna destek bulmak için Tevrat'tan ve İncil'den referans getiriyorsa, Tevrat'ı ve İncil'i takip edenlere de saygısızlık yapıyor, Tevrat'ı ve İncil'i de hedef alıyor demektir. O sebeple Tevrat'ın ve İncil'in takipçilerinin, Tevrat'ın ve İncil'in bu katliamlar için bir destek olarak kullanılmasına da en büyük itirazı yapması gerekmektedir. Cumhurbaşkanımız defalarca bunu bir din savaşına çevirmeyin dedi. Fakat bu şekilde yaparak Netanyahu ve onun Amerika'daki bazı benzerleri, meseleyi bir ‘haç-hilal savaşı’na çevirmek gibisinden bütün dünyayı ateşe atacak bir sorumsuzlukla hareket etmektedir” diye konuştu.
'FİLİSTİN DAVASINI KRİMİNALİZE ETME PEŞİNDE KOŞUYOR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çözüm konusunda güçlü bir diplomasi yürüttüğünü bildiren Çelik, “Tabii dünya halklarını umut verici dayanışması, aynı şekilde 121 ülkenin bu konuyu kınayan bir karar tasarısına imza atması gibi gelişmeler daha da çok çalışılması gerektiğini, yol alınması gerektiğini göstermektedir. Gelinen noktada, ateşkes mi yapılacağı yoksa insani ara mı verileceği konuşuluyor. Dünya ateşkes çağrısı yaparken ABD insani aralar vermekten bahsediyor. Netanyahu hükümeti buna bile karşı çıkıyor. Bu, Hamas’ın işine yararmış. Bu siyasetin arkasında, Netanyahu hükümetinin Filistin davasını kriminalize etme çabasını görmek lazım. Ateşkes diyoruz, 2 devleti çözüm diyoruz. O ise bütün bir Filistin davasını kriminalize etme peşinde koşuyor. Dini argümanlardan başka konulara kadar, meseleyi bütün bölgeyi içine alacak bir din savaşına dönüştürme şeklinde bir tutum izliyor” ifadelerini kullandı.
‘NETANYAHU HÜKÜMETİNİN YAPTIĞI, NAZİLERİN YAPTIĞIYLA AYNI ŞEYDİR’
Uluslararası kurumların insan haklarıyla ilgili test altında olduğunu söyleyen Çelik, “Avrupalılar ve Amerikalılar meseleyi uzaktan seyretmenin meseleyi çözebileceğini zannediyorlar. İsrail'in peşine takılmış biliyorlar. Oraya habire savaş gemisi, nükleer denizaltı göndermenin hiç kimseye bir faydası olmayacak. Milyonlarca Afrikalıyı on yıllar boyunca köleleştirenler, 200 bin Cezayirliyi öldürenler 1995’de Srebrenitsa’da soykırıma imza atanlar şimdi aynı yazılımı yeniden işlettiklerinin farkına varsınlar. Nazilerin yaptığını şu anda Netanyahu hükümeti yapıyor. Netanyahu hükümetinin yaptığı, Nazilerin yaptığıyla aynı şeydir. Dünyanın buna bir dur demesi gerekmektedir. Yoksa insanlığın ve bütün medeniyetin kazanımları, Netanyahu hükümetini yönetenlerin bu katliam siyasetinin altında ezilecek ve yok olacaktır” dedi.
'GARANTÖRLÜK İÇİN ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilerleyen günlerde yeninden bir diplomasi atağı başlatacağını bildiren Çelik, “Bu konuyu en yakın bir şekilde takip ettiğini biliyoruz. İnşallah şu anda Türkiye'nin ortaya koyduğu ateşkes ve arkasından barışın ve 2 devleti çözümün sağlanmasına yönelik garantörlük mekanizmasının hayata geçmesi için bütün çalışmalar sürdürülmektedir. Ayrıca Dışişleri Bakanlığımız, Milli İstihbarat Teşkilatımız, muhataplarıyla konuyu görüşmeye ve yakından takip etmeye de devam ediyor” diye konuştu.
Çelik, açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İsrail tarafından, Gazze’nin boşaltılmasına yönelik çağrısına tepki gösteren Çelik, “Gazze’nin boşaltılması gibi bir şeyi asla kabul edemeyiz. Bu, kesinlikle söz konusu olamaz. Burada ‘Ya Gazze'yi boşaltın ya da hepinizi öldürürüz’ gibi bir seçeneğin ortaya koyulması, uluslararası sistemin tümden iflas etmesi ve barbarlığın hakim olması demektir. Gazze'nin boşaltılması demek, Netanyahu hükümetinin ve bu zihniyettekilerin; Filistin davasını ortadan kaldırması demektir. Buna hiçbir şekilde olumlu bakılamaz. Hiçbir şekilde buna müsaade edilemez” diye konuştu.
'BİZ HERHANGİ BİR DEĞİŞİKLİK GÖRMEDİK'
İsveç’in NATO üyeliği konusunda hangi aşamada olunduğu sorusu üzerine ise Çelik, konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin takdirinde olduğunu söyledi. CHP’deki genel başkan değişimi içinse Çelik “Yeni göreve gelenleri tebrik ediyoruz. Ama biz herhangi bir değişiklik görmedik. Aynı söylemler tekrar ediyor. Türkiye'de siyasal değişimi taşıyan parti yine AK Parti'dir. Türkiye'de siyasal değişim ihtiyacını gerçekleştiren kadrolar Cumhur İttifakı kadrolarıdır” ifadelerini kullandı.