Fatih Erbakan: Asgari ücretin 23 bin lira seviyesine getirilmesi lazım
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Yeniden Refah Partisi olarak sayın bakanı ve tüm yetkilileri önce millet anlayışıyla hareket etmeye davet ediyoruz. Yeniden Refah Partisi olarak pek çok sendikaların da ifade ettiği gibi iki asgari ücretin en azından yoksulluk sınırında olması gerektiğini ifade ediyorum. Bu da demek oluyor ki, bugünkü yoksulluk sınırını hesap edersek asgari ücretin 23 bin lira seviyesine getirilmesi lazım ki en azından bir evde bir ailede iki asgari ücret alındığı zaman o aile yoksulluk sınırında, yoksulluk sınırının altında kalmadan hayatını devam ettirebilsin” dedi.
Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlediği basın toplantısında konuştu. Fatih Erbakan, Türk-İş verilerine göre dört kişilik bir aile için açlık sınırının 14 bin 25 lira olduğu söyleyerek, “Yoksulluk sınırı 45 bin 678 lira olarak ortaya konmuştur. Bekar bir çalışanın tek başına yaşama maliyeti geçinme maliyeti aylık 18 bin 240 liraya kadar yükselmiştir. Açlık sınırının 14 bin 25 lira olması dört kişilik asgari ücretli bir ailenin temel beslenme ihtiyaçları için ayda 14 bin 25 lira harcaması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu hesaplamaya göre mevcut asgari ücret 11 bin 400 liralık seviyesiyle dört kişilik bir ailenin tek bir asgari ücretle bir ayda sadece temel beslenme ihtiyacını, gıda ihtiyacını dahi karşılayamayacağını maalesef ortaya koymaktadır. Bu hesabın içerisinde kira yok, elektrik yok, ulaşım yok, giyim-kuşam yok, ısınma yok. Bunları da kattığınızda 14 bin liranın üzerine çok daha ciddi bir maliyet çıkıyor. Ve 11 bin 400 liralık bir asgari ücretin insani yaşama şartlarından son derece uzak olduğu ortaya çıkıyor. Bu dört kişilik ailede iki asgari ücretli olsa dahi 22 bin 800 liralık bir asgari ücret, bir gelire sahip oluyorlar ki, bununla dahi dört kişilik bir ailenin tüm masraflarını karşılayabilmesi mümkün gözükmemektedir” diye konuştu.
‘YILDA BİRDEN FAZLA ZAM YAPILMASINA İLİŞKİN HUKUKİ BİR ENGEL BULUNMUYOR’
Fatih Erbakan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın asgari ücret zammıyla ilgili ‘2024 yılı için tek bir zam bir defaya mahsus yapılacak’ açıklamalarına ilişkin, “Yürürlükte ve yönetmelikte de bu şekilde belirtildiğini söylemiştir. Ancak yürürlükte olan asgari ücret yönetmeliğinde 7’nci maddede ‘ücret en geç 2 yılda bir olmak üzere belirlenir’ ifadesi yer aldı. Yani ‘bir senede birden fazla kez asgari ücret arttırılmaz’ diye yönetmelikte herhangi bir ifade bulunmuyor. Dolayısıyla asgari ücrete yılda birden fazla zam yapılmasına ilişkin hukuki bir engel bulunmuyor. Kaldı ki böyle bir engel olsa bile mecliste bir kanunla bunun düzeltilebilmesi mümkündür. Bir yılda iki kez asgari ücret zammı daha önce de yapıldı. AK Parti'nin 21 yıllık iktidarı süresince 12 defa, 12 yıl birden fazla iki kez asgari ücrete zam yapıldı. 9 yılda ise bir kez asgari ücrete zam yapıldı. Dolayısıyla hele böyle bir enflasyonist ortamda tek bir defa asgari ücrete zam yapmak asgari ücretlinin aleyhine olacak bir gelişmedir. Zam oranının ise orta vadeli programda hedeflenen enflasyon oranını geçmeyeceği ifade edilmektedir ki bu 2024 yılı enflasyon oranı orta vadeli programda yüzde 36 olarak ifade edilmiştir. Yüzde 25 konuşulmaktadır. En fazla yüzde 50 olur mu diye bir ümit beslenmektedir” dedi.
‘MİLYONLARCA ASGARİ ÜCRETLİYİ AÇLIĞA MAHKÛM ETMİŞ OLURSUNUZ’
Fatih Erbakan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak tabii sürekli güncellenen ve daha 2024 yılı gelmeden hedeflerin tutturulamadığı bir asgari ücret hesabıyla 2024 yılı asgari ücretini belirlemek biraz evvel de ifade ettiğim gibi milyonlarca asgari ücretlinin aleyhine bir gelişmedir. Kaldı ki Merkez Bankası Başkanı Hatice Gaye Erkan hanımefendi Mayıs 2024 enflasyon tahminini yüzde 75 olarak ifade etmiştir. Merkez Bankası'nın enflasyon tahminlerinin tutması durumunda açlık sınırı Temmuz 2024’te 18 bin 500 liraya çıkacak, Aralık 2024’te ise açlık sınırı 21 bin lirayı aşacak. Aralık 2024’te yani 2024 yılının sonunda açlık sınırının 21 bin liranın üzerinde olacak olması yoksulluk sınırının da tabii bununla birlikte çok daha yüksek seviyelere geleceğini gösteriyor ve bu tahmin edilen hedeflenen yüzde 36’lık enflasyon oranında asgari ücrete bir zam yapılmasının asla yeterli olmayacağını açık bir şekilde gösteriyor. 2023 yılında asgari ücrete iki defa zam yapıldığı halde asgari ücret bugün gıda ihtiyacını dahi karşılayamayacak noktaya gelmiştir. Dolayısıyla siz yüzde 36’lık bir tahminle ve bir sefere mahsus zam yapmanız halinde 2024 yılında üzülerek ifade ediyorum; milyonlarca asgari ücretliyi açlığa mahkûm etmiş olursunuz. Yeniden Refah Partisi olarak Sayın Bakanı ve tüm yetkilileri önce millet anlayışıyla hareket etmeye davet ediyoruz. Yeniden Refah Partisi olarak pek çok sendikaların da ifade ettiği gibi iki asgari ücretin en azından yoksulluk sınırında olması gerektiğini ifade ediyorum. Yani bu da demek oluyor ki, bugünkü yoksulluk sınırını hesap edersek asgari ücretin 23 bin lira seviyesine getirilmesi lazım ki en azından bir evde bir ailede iki asgari ücret alındığı zaman o aile yoksulluk sınırında, yoksulluk sınırının altında kalmadan hayatını devam ettirebilsin. Bu arada en düşük emekli aylığı, en az asgari ücret düzeyine yükseltilmelidir. Bunu da seçimden önce de seçimden sonra da Yeniden Refah Partisi olarak her fırsatta ifade ettik. Tabii asgari ücretin 22-23 bin liraya çıkartılması, iş dünyası ve işverenler için sıkıntılı bir duruma işaret ediyor. Ancak burada da bir diğer önerimiz Yeniden Refah Partisi olarak iş dünyasına, işveren kesimine de gerekli desteklerin yapılması.”
‘BÜTÇE 100 MİLYAR DOLARA YAKIN AÇIK VERİYOR’
Fatih Erbakan, Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlanan 2024 yılı bütçe görüşmelerine ilişkin, “Üzülerek ifade ediyorum. Denk bütçenin yine 20 seneden beri olmadığı gibi bu senede olmadığını 2024 yılı bütçesinde görüyoruz. Gelirler 8,44 trilyon lira, giderler 11,1 trilyon lira. Yani arada 2,65 trilyon liralık bir açık var. Neredeyse 100 milyar doları. Bu açığın üzülerek ifade ediyorum; net borçlanmayla karşılanacağı iç ve dış borç alarak bu açığın kapatılacağı da ifade ediliyor. 2023 mayıs genel seçimleri sonrasında astronomik ölçüde arttırılan KDV, ÖTV ve iki defa mükerrer olarak alınan motorlu taşıtlar vergisine rağmen bütün vergi ve zamlara rağmen halen daha bütçe neredeyse 100 milyar dolara yakın bir açık veriyor ve bu açığında maalesef borçlanmayla kapatılacağı ifade ediliyor. Burada önemli bir diğer hususa da değinmek gerekir. O da net borçla brüt borç arasındaki fark. 2002 yılında örneğin net borçlanma 469 milyar lira. Halbuki brüt borçlanma yani gerçekleşen tutar 2,28 trilyon lira olur. Yani ‘469 milyar lira borçlanacağım’ denilmiş, döviz kuru farklarıyla, artışlarla Asıl gerçek borçlanma 2,28 trilyon lira yani netle brüt arasında 4,86 kat fark oluşmuş” dedi.
‘2024 YILI BÜTÇESİNİ KABUL ETMİYORUZ’
Erbakan, “Yeniden Refah Partisi olarak bizler denk bütçe şeklinde hazırlanmamış, önce millet anlayışıyla düzenlenmemiş, 2,65 trilyon lira yeni borçlanma ve 1,25 trilyon lira daha faiz ödemesi öneren 2024 yılı bütçesini kabul etmiyoruz. 2,65 trilyon yeni borç ve 1,25 trilyon lira faiz ödemesi vaat eden 2024 yılı bütçe kanununa Yeniden Refah Partisi olarak ‘hayır’ diyoruz. Tüm bu gidişata dur demek mümkündür ve bu bizim elimizdedir. Bu 54’üncü hükümet döneminde yapılmıştır. O zamanda enflasyon vardı, o zaman da kriz vardı, o zaman da ekonomi dalgalanıyordu. Ve aynı zamanda da 11 aylık bir koalisyon hükümetiydi. İçeriden dışarıdan medyayla, STK'larla, sendikalarla her türlü bombardıman yapılmasına rağmen 11 ay gibi kısa bir sürede bu yapılabildi. Denk bütçe mutlaka yapılmalı, israf önlenmelidir. Borç, zam, vergi ve devlet varlıklarını satmak yerine kaynak üretilmelidir. Bunların dışında kaynak üretilmesi. Milletten toplanan vergiler faiz ödemek için değil, yine millete hizmet için kullanılmalıdır. Sadaka ve sosyal yardım dağıtmak yerine milletimizin alım gücü ve refah seviyesi arttırılmalıdır. Bu noktada hükümete her zaman olduğu gibi yine çağrımızı yineliyoruz. Borç, faiz, zam, vergi ekonomisi uygulamasından bir an evvel vazgeçilmesi gerekiyor. Üretim, istihdam, ihracat odaklı bir ekonomi modeline mutlaka geçilmesi gerekiyor. Borçlanma, zam ve vergi artışı yerine devlet varlıklarını satmak yerine milli kaynak paketleriyle Yeniden Refah Partimizin yıllar önce de ortaya koyduğu milli kaynak paketleri kitabındaki kaynak paketleri ve buna yine uzmanlarımıza, akademisyenlerimiz tarafından ilaveler yapılabilir. Borçlanmadan, zam yapmadan ve ilave vergi almadan devlet varlıklarını, milletin varlıklarını satıp yok etmeden kaynak üretmek mecburidir. Denk bütçenin gerçekleştirilmesi, kamuda israfın önlenmesi, verginin değil, gelirin tabana yayılması. Dar gelirliden daha çok zenginden daha az vergi alan bir vergi sistemi adil değildir. Asıl geliri refah payını tabana, topluma yaymak; vergiyi yaymak yerine, bunu gerçekleştirmek gerekir” ifadelerini kullandı.