Erdoğan'dan 3600 ile arpa ve buğday alım fiyatı açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3600 ek göstergeyle ilgili çalışmanın tamamlandığını belirterek yarınki Kabine Toplantısı açıklamasında detayları aktaracağını söyledi. Erdoğan, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) arpa ve buğday alım fiyatlarına ilişkin de "TMO, sert ekmeklik buğdaya bu yıl ton başına 6 bin 50 lira alım ve 1000 lira prim bedeli olmak üzere toplam 7 bin 50 lira ödeme yapacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde 'AK Parti 30'uncu İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanış konuşmasını yaptı. Erdoğan, AK Parti'nin istişare toplantılarına verdiği öneme dikkat çekerek toplantıdan çıkan sonuçların illere anlatılmasını istedi. Toplantının hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, "AK Parti istişareyle kurulmuş, bugüne kadar da her seviyede ve zeminde istişare kültürünü yaşatmış bir partidir. Kendi aramızdaki istişareleri düzenli olarak sürdürürken, en büyük istişareyi de milletimizle yapıyoruz" ifadesini kullandı.
İstişarelerin en önemli yol göstericileri olduğuna dikkati çemen Erdoğan, "Güvenlik, dış politika, tarım, ekonomi tarım, enerji gibi başlıklar altında bakanlarımızın yaptıkları kapsamlı sunumların arkadaşlarımız için bilgilendirici olduğuna inanıyorum. Bizzat başkanlık ettiğimiz genel değerlendirme bölümü, arkadaşlarımızın soruları ve bunlara verilen cevaplar yanında sizlerin çok kıymetli katkılarıyla gerçekleştirildi. Parti yöneticilerimiz ve bakanlarımız, kendi alanlarıyla ilgili sorulara verdikleri ayrıntılı cevaplarla toplantının verimli şekilde yürümesini temin ettiler. Biz de gerektiğinde kendi uhdemizdeki bilgileri ve yaklaşımları, siz değerli arkadaşlarımızla paylaştık. Gerek oturumlarda gerekse soru cevap kısımlarında arkadaşlarımızın donanımları, motivasyonları ve kararlılıklarıyla 2023'e hazırlanmakta olduklarını görmekten memnuniyet duydum" diye konuştu.
'EYVALLAH ETMEK BİZE YAKIŞMAZ'
Kafalardaki istifhamları (soru) ve gönüllerdeki gidererek 2023'e daha güçlü şekilde hazırlanabileceklerini aktaran Erdoğan, "Bizlerin doğrularla kapatmadığı her boşluğun, birileri tarafından yalanlar ve iftiralarla doldurulduğunu biliyorsunuz. Ülkemizde maalesef şahsım, AK Parti, kadrolarımız ve politikalarımız hakkında söylenen her yalana inanmaya hazır bir kitle var. Bunların bir kısmı cehaletten, bir kısmı ihanetten sürekli fitne ateşini körüklemektedir. Türkiye'nin ve Türk milletinin felaketi pahasına kendilerine ikbal devşirmeye çalışanlar belki her dönemde vardı ama hiçbir zaman bu kadar hızlı cüretkar değillerdi. Biz bunlarla mücadele ederken bazen üslubumuzu ve tavrımızı sertleştirmek mecburiyetinde kalıyoruz. Emin olun bu sertliğin tek sebebi, ülkemize ve milletimize karşı mesuliyetlerimizin gereğini yerine getirme kaygısıdır. Meydanı boş bulup önlerine gelen her şeyi yıkarak karşılarına gelen herkesi itip kakarak yol almaya çalışanlara eyvallah etmek bize yakışmaz" açıklamasında bulundu.
'BU FAKİR KENDİNİ BİLDİ BİLELİ BÖYLEDİR, DEĞİŞMEYECEK'
Erdoğan, İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un, 'Zulmü Alkışlayamam' şiirini okuyarak sözlerine şöyle devam etti:
"Biz de hangi bedeli ödersek ödeyelim zalimin hasmı, mazlumun hamisi olmayı sürdüreceğiz. İçerde hiçbir vatandaşımıza kendisini sahipsiz hissettirmeyecek, insanlarımızın tamamını her alanlarda en ileri özgürlüklere ve hizmetlere kavuşturacak adımlar atmaya devam edeceğiz. Dışarda Suriye'den Irak'a, Libya'dan Karabağ'a, Balkanlar'dan Afrika'ya, Karadeniz'den Akdeniz'e velhasıl mazlumun olduğu her yerde onurlu duruşumuzu koruyarak siyasetimizi yapacağız. Demokrasi ve kalkınma mücadelemizi ülkemize eser kazandıracak, milletimize hizmet edecek bir anlayışla hep daha ileriye taşıyacağız. Üstadın 'yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya' dediği gibi biz de hak bildiğimiz yolda mücadeleden asla geri durmayacağız. Aslını inkar eden haramzadeler her gün başka bir kılığa bürünebilir. Her gün bir başka dille konuşabilir. Kimse bizden böyle bir tavır, böyle bir üslup, böyle bir kişilik sergilememizi beklemesin. Bu fakir kendini bildi bileli böyledir, değişmedi ve değişmeyeceğim. Biz Hakk’a ram olduk halka hizmet için. Çırpındık çırpınıyoruz. Allah ömür, millet de yetki verdikçe yoluna da böyle devam edeceğiz."
Adana'da gerçekleşen 'Gençlik Şöleni’ne değinen Erdoğan, "AK Parti'nin, milletimizin her kesimi gibi gençlerimizin de gönlünde nasıl sarsılmaz bir taht kurduğuna şahitlik ettik. Pek çok partinin en büyük mitinglerinde bir araya getirebildiği insanın katbekat fazlası gencimizle yeni Adana Stadı'nda buluştuğumuzda aynı zamanda tabi dışarıda da büyük bir yekün, büyük bir kalabalık, her iki tarafla da görüşmemiz oldu. Maziden atiye kurduğumuz köprünün ne kadar güçlü olduğunu Adana'da gördük. Gençlerimize coşkuları, sevgileri, ahde vefaları için bir kez daha teşekkür ediyorum. Önümüzdeki seçimlerde 6 milyonu aşkın evladımızın ilk defa sandık başına gideceğini düşündüğümüzde gençlerimize ulaşacak bu tür organizasyonların, bu tür kanalların önemi kendiliğinden ortaya çıkacaktır. 3 şehidimiz oldu. Oradan gece şehirlerine dönerlerken hakka uğurladık. Rabbim mekanlarını cennet eylesin. Tabi büyük bir coşku, büyük bir heyecanla o geceyi geçirdik ama sabah bu haberi alınca o zaman da gerçekten çok ama çok üzüldük. Rabbim ailelerine, Rabbim camiamıza sabırlar versin. Biz sosyal medyada oluşturulan troller vasıtasıyla oluşturulan algılara kesinlikle bakmadık, bakmıyoruz. Statlara sığmayan AK Parti gençliğe bakın" ifadelerini kullandı.
'BİZ MÜCADELEMİZİ AĞA BABALARINA VERİYORUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet partilerine yönelik eleştirilerini dile getirirken, asıl mücadeleyi onların, ağa babalarına verdiklerini söyledi. Büyük ve güçlü Türkiye hedefinden rahatsız olanların kendilerini hedef almasının gerisinde, Türkiye'nin geldiği seviyeden hazımsızlık olduğuna işaret eden Erdoğan, "Akıl ve vicdan sahibi hiç kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçeklik ki dünyada her kim bu kardeşinize saldırıyorsa aslında Türkiye'ye saldırıyor demektir. Dünyada her kim AK Parti ve Cumhur İttifakı'nı kötülüyorsa aslında Türkiye'yi hedef alıyor demektir. Ülke içindeki aparatların tek yaptıkları, ellerine tutuşturulan senaryolardaki rollerini oynamaktır. İşte bunun için diyoruz ki; 'CHP'nin başındaki zat, onun kurduğu masanın çevresinde oturanlar da altına gizlenenler de birer kukladan ibarettir.' Şunu çok açık net söylüyorum; biz asıl kavgamızı onların ağa babalarına karşı veriyoruz. Üstelik bu kavga yeni bir kavga değildir. Son 2 asırdır, milletimizin neredeyse her günü bu kavganın farklı aktörler ve hadiseler üzerinden cereyan eden tezahürleriyle geçmiştir. Coğrafyamızdaki ilk devletimiz Selçuklu'dan başlayarak bize bu toprakları çok gören kendi tarih ve medeniyet tasavvurlarında açılan yaraların intikamı peşinde koşanlar, Cumhuriyet döneminde de bunlar boş durmamıştır. Batıdan doğuya, kuzeyden güneye ülkemizin dört bir yanında halen yaşadığımız sorunların şöyle köküne baktığımızda hep bu kadim kavganın izlerini görürüz" diye konuştu.
Türkiye'yi, 2023 hedeflerine ulaştıracak, 2053 vizyona kavuşturacaklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin geçmişte takoz, istismar siyasetinden çok çektiği, bu tür kavgalar yüzünden milletin ödediği bedellerin telafisi için 20 yıldır gece gündüz çalıştıklarını kaydetti.
‘TUTUM DEĞİŞİKLİĞİNE GİTMEYECEĞİZ’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO'nun genişlemesi konusunda taviz vermeyeceklerini dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin bölgesel ve küresel gelişmeler karşısında sergilediği ilkeli tutumunun dışarda birilerini rahatsız etmesini anlıyoruz. Bizi asıl düşündüren içerde aynı tezleri dillendirenlerin kimin nam ve hesabına çalıştığıdır. Halbuki Türkiye'nin 99 yıllık Cumhuriyet tarihi de bizim 20 yıllık iktidarımız da ülkemize yönelik verilen sözlerin çetelesini tutmakla geçmiştir. Bu konuda ülkemize haksız ithamlar yöneltenler, verdikleri sözleri yerine getirmemenin ötesinde, hukuksuzluğu ve bozgunculuğu adet edinenleri de hep baş tacı yapmamışlardır. Misak-ı Milli sınırlarından, Ege'deki adalara, Yunanistan ve Fransa'nın NATO'ya yeniden dönüşünden Kıbrıs Rum kesiminin Avrupa Birliği üyeliğine kadar bunun sayısız örneği vardır. Bunların hiçbiri verilen sözlerin tutulması değildir. Son dönemde bize NATO'nun genişlemesi konusunda esnek olmayı telkin edenlerin, terör örgütleriyle ilişkilerinin sorgulamaktan ısrarla kaçması, kararlı duruşumuzun haklılığını ispatlamaktadır. Bu konuda muhataplarımıza deklere ettiğimiz beklentilerimiz karşılanmadan tutum değişikliğine gitmeyeceğiz. Batı'nın kendi güvenlik ve refahını koruma üzerine kurduğu küresel yönetim sistemi, siyasi ve ekonomik boyutuyla çatırdıyor. BM'nin ve Güvenlik Konseyi'nin reforme edilmesi konusunda yıllardır dile getirdiğimiz teklifin isabeti de yaşanan her gelişmeyle beraber tekrar tekrar görülüyor. Evet, 'Dünya 5'ten büyüktür.' Şimdi kendileri bunu söylemeye başladılar. 'BM Güvenlik Konseyi'ni reforme edelim' diyorlar. Daimi üye, geçici üye artık bunun olamayacağını konuşmaya başladılar. Allah ömür verirse onu da göreceğiz ve dediğimize gelecekler. Küresel ekonominin üretim ve tedarik zincirlerindeki bozulmayla başlayıp finansal dengesizliklerle giderek genişleyen yıkıcı etkilerini yakından takip ediyoruz. İşte Rusya- Ukrayna savaşında olduğu gibi buyurun BM Güvenlik Konseyi herhangi bir şeyi başarabiliyor mu? Herhangi bir kararı alabiliyor mu? Şu anda bütün bu olaylar karşısında Ukrayna'yla ilgili verebildikleri bir karar var mı, yok. Rusya'ya ilgili var mı, yok. Zaten olmaz ki niye, Rusya BM Güvenlik Konseyi'nin şu anda bir üyesi. İki dudağının arasından ne çıkarsa o BM Güvenlik Konseyi'nin alacağı kararı tamamıyla tersine çeviriyor. Olay bu kadar basit. Öyleyse şimdi biz her zaman söylediğimiz adımı atıyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme esasına dayalı Türkiye ekonomi modeliyle sıkıntılı süreci ülkemiz için avantaja çevirecek adımları atıyoruz."
'SIKINTILARI ASLA HAFİFE ALMIYORUZ'
Ekonomiye ilişkin değerlendirme yapan Erdoğan, "İnsanlarımızın günlük hayatında yaşadığı sıkıntıları asla hafife almıyor, görmezden gelmiyor, kulak arkası etmiyoruz. Tam tersine bir yandan küresel denklemler içinde ülkemize yol açmaya çalışırken diğer yandan da insanlarımızın üzerindeki hayat pahalılığı yükünü azaltmanın çarelerini arıyoruz. Kur ve enflasyondan kaynaklanan maliyet artışlarıyla izah edilemeyecek düzeyde fiyat artışı yaşanan her kalemi mercek altına aldık. Önümüzde konuttan otomobile, gıdadan elektroniğe, inşaat malzemelerinden tekstile uzanan bir liste var. TÜİK'in açıkladığı mayıs ayı verileri enflasyonun artık aşağı yönlü bir eğilime girdiğini göstermektedir. Petrol fiyatlarının 2- 3 katına, doğal gaz fiyatlarının 7- 8 katına, kömür fiyatlarının 10 katına yükselmesinin müsebbibi biz olmadığımız gibi bu ürünleri çoğunlukla dışarıdan ithal ettiğimiz için fiyat dalgalanmalarına karşı duyarlılığımız fazladır. Sadece biz değil, bu ürünleri dışarıdan alan herkes aynı durumdadır. Piyasaların fiyatlandırma alışkanlığını değiştirmesini sağlayarak hayat pahalılığına bir sınır çekmek için çalışıyoruz. Ücretliler başta olmak üzere her kesimden vatandaşımızın gelirlerini artırarak aradaki farkı kapatacak programlar hazırlıyoruz" dedi.
Çiftçi ve memurlara müjde vermek istediğini aktaran Erdoğan tarımsal faaliyetlerin stratejik bir sektör olduğuna işaret etti. Erdoğan, Türkiye'nin kendine yetecek ve hatta çoğu üründe dışarıya satacak kadar üretim yapan bir ülke olduğu, salgın döneminde bu gerçeği hiçbir gıda ürününün eksikliğini çekmeyerek hep birlikte gördüklerini ve yaşadıklarını aktararak, "Tahıl, sebze ve meyve fiyatlarındaki dalgalanmalar, üretim eksiğinden değil, bir kısmı maliyetlerin yükselmesinden, bir kısmı piyasa aktörlerinin bazılarının fırsatçılığa yönelmesinden kaynaklanıyor. Bu hususta hazırlıklarımızı tamamlamak üzere olduğumuz yeni düzenlemeleri yakında hayata geçireceğiz. Tabii gerçek ne olursa olsun, muhalefet ve mandacı ekonomistler 'Buğday ithal ediyoruz' yaygarasını tekrarlamaktan geri durmuyor. Buğday başta olmak üzere çeşitli ham madde kalemlerindeki yüksek ithalat rakamlarının sebebi, kendi kendine yetersizliğimiz değil, ülkemizin dünyanın en büyük gıda ihracatçılarından biri olmasıdır. Yani biz buğdayı kendi ihtiyacımız için değil, onu işleyip tüm dünyaya ürün olarak satmak için ithal ediyoruz. Bu basit gerçeği göremeyenlerin hezeyanlarıyla zihni bulananların işlerini rahatlatacak bilgileri her fırsatta kamuoyuyla paylaşmaya özen göstermeliyiz. Hatırlarsanız, çiftçilerimize sık sık dünyadaki olumsuz gelişmelere işaret ederek, bir karış toprağı dahi boş bırakmadan ekim yapmaları tavsiyesinde bulunmuştuk. Hamdolsun yeni hasat dönemine girdiğimiz bugünlerde üretim bölgelerimizden mahsulün bereketli olduğu haberlerini alıyoruz" ifadesini kullandı.
ARPA VE BUĞDAY ALIM FİYATLARI
TMO'nun 2022 hasat döneminde yapacağı buğday ve arpa alım fiyatları ve teşvik rakamlarına ilişkin konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu fiyatları belirlerken, çiftçimizin karşılığını alarak üretime devam etmesi yanında, iç ve dış piyasa gelişmeleriyle arz güvenliği için ihtiyacımız olan stokların sağlanması hususlarını da dikkate aldık. Toprak Mahsulleri Ofisimiz, sert ekmeklik buğdaya bu yıl ton başına 6 bin 50 lira alım ve 1000 lira prim bedeli olmak üzere toplam 7 bin 50 lira ödeme yapacaklar. Hayırlı olsun. Ofisimizin arpa alım fiyatı ise ton başına 5 bin 500 lira alım ve 500 lira prim bedeli olmak üzere toplamda 6 bin lira olarak belirlenmiştir. Prim ödemesinden ürününü Toprak Mahsulleri Ofisimize veren çiftçi kayıt sistemine kayıtlı üreticilerimiz yararlanabilecektir. Toprak Mahsulleri Ofisinin alım rakamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları için de referans olacak, farklı fiyat uygulamalarına gidilmeyecektir. Üreticilerimiz Toprak Mahsulleri Ofisi, hububat alım primine ilave olarak Tarım ve Orman Bakanlığımızca ödenecek olan mazot, gübre, sertifikalı tohum ve fark ödemesi desteklerini almaya devam edecektir. Destek bizden, gayret sizden, bereketi de Allah'tan diyerek, yeni hasat döneminin ve açıkladığımız alım fiyatlarının çiftçilerimize, milletimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum."
3600 EK GÖSTERGENİN DETAYLARI YARIN AÇIKLANACAK
Erdoğan, uzunca bir süredir, çalışan ve emekli memurlarla ilgili 3600 ek gösterge hazırlığı yürüttüklerini hatırlatarak, çalışmayı tamamladıklarını ve Meclis'in takdirine sunma safhasına getirdiklerini aktardı. Detayları için yarınki Kabine Toplantısı'nın sonrasındaki açıklamasına işaret eden Erdoğan, "Bugün burada sadece daha önce söz verdiğimiz 4 meslek grubunu değil 5 milyonu aşkın memurumuzun ve emeklilerin tamamını ilgilendiren bir formülle bu meseleyi çözdüğümüzün müjdesini paylaşmak istiyorum" dedi.