Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

Erdoğan: 7 değil 70 yıl da geçse 15 Temmuz'u unutmayacağımızı dünyaya ilan ettik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Üstünden değil 7 yıl 70 yılda geçse 15 Temmuz’u unutmayacağımızı tüm dünyaya bir kez daha ilan ettik. Bilhassa Özel Harekat Başkanlığı ve Havacılık Dairesi Başkanlığına yönelik yapılan kalleşliği hiçbir zaman unutmayacağız. Şehitlerimizin aziz hatıralarına daima sahip çıkacağız'' dedi.

ABONE OL
Kaan ULU/ANKARA, (DHA)-

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gölbaşı'nda Polis Meslek Yüksekokulları Mezuniyet Töreni'nde konuştu. Erdoğan, "Sizleri vatana, millete, devlete onurla hizmet edecek şuura sahip şahsiyetler olarak yetiştiren ailelerinize şükranlarımı sunuyorum. Bugün kendi evlatlarımızla dünyanın 16 farklı ülkesinden toplam 87 misafir öğrencimizi akademiden mezun etmenin sevincini yaşıyoruz. Polis Amirleri Eğitim Merkezi’nde gerek Türkçe dil becerilerini gerekse mesleki eğitimlerini başarıyla tamamlayan kardeşlerimizi de canı gönülden tebrik ediyorum. Misafir polis amirlerimiz akademide aldıkları üst düzey eğitim ile kendi ülkelerine en güzel şekilde hizmet edeceklerdir. Biliyorsunuz bizim bir prensibimiz var. Biz ülkemizde eğitim gören hiçbir öğrenciye yabancı gözüyle bakmadık, bakmıyoruz. İster üniversitede okusun ister kamu kurumlarında eğitim alsın, tüm uluslararası öğrencileri misafirimiz olarak görüyoruz. Türk misafirperverliğini onlara hissettirmenin çabası içindeyiz. Misafir öğrencilerimiz de hüsnü kabulumuzun karşılığı onu fazlasıyla verdiler. Türkiye’nin gönül elçileri sıfatıyla ülkelerimiz arasındaki münasebetlerin gelişmesine katkı sağladılar. Bugünkü mezunlarımız da inşallah aynı gayreti sergileyeceklerdir. Mezun olan misafir öğrencilerimize bundan sonraki meslek hayatlarında başarılar diliyorum" dedi.

'FEDAKARCA GÖREV YAPAN TÜM POLİSLERİMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM'

Erdoğan, konuşmasının devamında, "Bugün bünyesine katılan 2 bin 89 yeni polis memurumuzla birlikte emniyet teşkilatımız daha da güçlenecektir. Rabbim sizleri her türlü kazadan, beladan, saldırıdan muhafaza buyursun diyorum. Bu vesileyle ülkemizin 4 bir köşesinde 81 vilayetimizin tamamında asayişi, güvenliği ve huzuru sağlamak amacıyla gece gündüz demeden fedakarca görev yapan tüm polislerimize teşekkür ediyorum. Milletçe kendimizi huzur ve güvende hissediyorsak bunun arkasında tüm birimleri ve kademeleri ile emniyet teşkilatımızın emeğinin yer aldığını çok iyi biliyoruz. Polislerimiz sorumluluğu ağır bir mesleği şanla, şerefle yaparak insanın en başta gelen ihtiyacı olan güvenlik talebini karşılıyor. Sizden ifa ettiğiniz ve edeceğiniz görevlerle aynı zamanda devletimizin bekasının, milletimizin esenliğinin, toplumsal barışımızın da teminatısınız. Ekonomide elde ettiğimiz başarıların, ticarette yakaladığımız ivmenin, turizmde ardı ardına gelen güzel haberlerin, terör örgütlerine karşı verdiğimiz başarılı mücadelenin hasılı asayişle birlikte diğer alanlarda sağladığımız kazanımların baş aktörlerinden biri mensubu olduğunuz emniyet teşkilatımızdır" diye konuştu.

'GÜVENLİK HİZMETLERİNİN SAĞLANMASINDA TÜRKİYE BAŞARILI BİR İMTİHAN VERMİŞTİR'

"Güvenlik güçlerimizin hayatımızda ne kadar kritik bir rol oynadığını 6 Şubat depremlerinde bir kez daha gördük" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Asrın felaketi olarak nitelenen depremler sonrasında emniyet birimlerimiz süratle harekete geçti. Kendi mesai arkadaşlarını depremde şehit vermelerine rağmen polisi, bekçisi, jandarması, koruyucusu, askeri ile tüm güvenlik güçlerimiz depremzedelerimize yardım için adeta seferber oldu. Polislerimiz arama kurtarma çalışmalarından yardım dağıtımına, yağmacılarla mücadeleden asayişin teminine kadar acil ihtiyaç duyulan her konuda aktif sorumluluk üstlendi. Depremin 11 ilimizi ve 14 milyon insanımızı etkilediği dikkate alındığında birkaç münferit hadise dışında süreç suhuletle yönetilmiştir. Dünya’nın diğer ülkeleri ile karşılaştırıldığında afet sonrasında güvenlik hizmetlerinin sağlanmasında Türkiye başarılı bir imtihan vermiştir. Bu eşiyle depremle yıkıntıların altında kalarak hayatını kaybeden 216 emniyet mensubumuzu rahmetle yad ediyorum. Rabbim bizleri bir daha benzer afetlerle karşı karşıya bırakmasın niyazında buluyorum. Yine bu vesileyle 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri dönemindeki özverili çalışmaları dolayısıyla tüm emniyet güçlerimizi tebrik ediyorum. Türkiye, depremlerden sadece 3 ay sonra üst üste iki seçimi demokrasisine yakışır bir olgunlukla yüzde 90‘ları bulan rekor katılım oranlarıyla hamdolsun hiçbir sorun, sıkıntı yaşamadan başarı ile yapmıştır."

'7 DEĞİL 70 YILDA GEÇSE 15 TEMMUZ’U UNUTMAYACAĞIMIZI DÜNYAYA İLAN ETTİK'

Erdoğan, geçtiğimiz hafta 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünün yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, "Önceki hafta Cumartesi günü tarihimizin en büyük ihanetlerinden olan 15 Temmuz darbe girişiminin 7'nci yıldönümünü geride bıraktık. 7 sene önce uçak ve silah sesleri ile başlayan karanlık bir geceyi milletimizin direnişi sayesinde kardan daha aydınlık bir sabaha çevirdik. Demokrasi tarihine altın harflerle yazılan 15 Temmuz kıyamımızı 85 milyon olarak hep beraber yeniden hatırladık. Kayıplarımızın dinmeyen sızısı yüreğimizi kavururken maruz kaldığımız ihanetin büyüklüğü karşısında öfkemiz daha da arttı. Hem tanklara karşı meydan okumanın gururunu hem de kendi silahı ile vurulmanın acısını beraber yaşadık. Üstünden değil 7 yıl 70 yılda geçse 15 Temmuz’u unutmayacağımızı tüm dünyaya bir kez daha ilan ettik. Bilhassa özel harekat başkanlığı ve havacılık dairesi başkanlığına yönelik yapılan kalleşliği hiçbir zaman unutmayacağız. Şehitlerimizin aziz hatıralarına daima sahip çıkacağız. 15 Temmuz gecesi 253 vatan evladımızı şehit verdik. Şehitlerimiz arasında 63 polisimiz bulunuyordu. Sadece gölbaşında 51 kahramanımız şehit edildi. Şehitlerimizden geriye kalan eşyalar o gece burada yaşanan vahşetin FETÖ'cülerin canavarlığının boyutunu bizlere hatırlatmaktadır. İnsanlık böyle bir ihanet, böyle bir alçaklık görmemiştir. Hal böyleyken 15 Temmuz’a ‘kontrollü darbe’ iftirası atanları milletimizin vicdanına havale ediyorum. Buradan ayrıca kendilerine şu çağrıyı yapmak istiyorum; 15 Temmuz’da sizler televizyon karşısında kahvenizi yudumlarken bu milletin evlatlarının nasıl bir mücadele verdiğini görmek istiyorsanız gelin hemen yanı başımızdaki müzeyi ziyaret edin" diye konuştu.

'HASSAS BİRİMLERDE TASFİYELERE GİTMEMİŞ OLSAYDIK DAHA BÜYÜK BEDELLER ÖDEMEK ZORUNDA KALIRDIK'

Erdoğan, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin konuşmasına devam ederek, "Türkiye'nin o gece nasıl büyük bir badire atlattığını istiklal ve istikbal uğurun da milletimizin ne bedeller ödediğini gelin burada görün. 15 Temmuz'la ilgili yalanlarınızı, iftiralarınızı FETÖ'cülere destek veren beyanlarınızı, şayet yüzünüz varsa gelin burada da söyleyin. Siyasi hesaplarla masum ilan ettiğiniz FETÖ'cü mankurtların Türk milletine yaşattığı acıları gelin burada kendi gözlerinizle görün. Terörü öven gazeteci kılıklı tetikçilere ve 6-8 Ekim olaylarının faillerine gösterdiğiniz vefanın binde birini gelin vatanımız için toprağa düşen kahramanlarımıza da gösterin. Milletimiz şu gerçeğin farkındadır. O geceyi bizzat yaşamasa dahi FETÖ'cü hainlerin işlediği cürümlere şahit olan birinin FETÖ'ye müsamahakar davranması mümkün değil. FETÖ ile mücadelede oluşacak en küçük bir zafiyetin bize neye mahal olabileceğini hemen yanımızdaki Gazi mekanda görebiliyoruz. Bir daha benzer ihanetlere maruz kalmamak için hem hafızamızı diri tutmamız hem de tedbiri elden bırakmamamız gerekiyor. 15 Temmuz darbe teşebbüsünü boşa çıkarmamızı 17-25 Aralık girişimi sonrasında aldığımız önlemlere borçluyuz. Şayet o dönem polis akademisini yeniden yapılandırmamış, hassas birimlerde tasfiyelere gitmemiş olsaydık daha büyük bedeller ödemek zorunda kalırdık" dedi.

'FETÖ’NÜN MAHREM YAPILANMASINA YÖNELİK OPERASYONLARIMIZ KESİNTİSİZ SÜRÜYOR'

Erdoğan, konuşmasının devamında, "Nasıl vakitlice alınan tedbirler devletimizi işgal girişiminden kurtardıysa 15 Temmuz sonrası atılan adımlar da güvenlik birimlerimizin görevlerini daha iyi yapmalarını, milletimize daha iyi hizmet etmelerini sağlamıştır. Bir taraftan polis teşkilatımızı FETÖ’cü unsurlardan temizlerken aynı zamanda emniyet hizmetlerinde sıkıntıya mahal vermedik. Darbe girişiminden bugüne toplam 41 bin emniyet mensubunun kurumla ilişiği kesildi. Teşkilatımızı güçlendirmek için 31 bin çarşı ve mahalle bekçisi aldık. Komiser yardımcısı, polis memuru ve sivil personel olarak ise toplam 128 bin personel alımı gerçekleştirildi. Böylece farklı unvanlarda toplam 158 bin 682 personel alımı yaparak emniyet teşkilatımızın eskilerini, eksikliklerini fazlasıyla giderdik. Halihazırda 340 bin emniyet personelimiz görev yapıyor. Güvenlik sistemimizi nitelikli insan kaynağı ile yeni uzmanlık birimleri ile teknik kapasiteyle sürekli geliştiriyoruz. Bunun neticelerini başta terörle mücadele olmak üzere güvenliğimize dair her konuda bizzat tecrübe ediyoruz. FETÖ’nün devlet içindeki uzantılarının önemli bir kısmını tasfiye ettik. Mahrem yapılanmasına yönelik operasyonlarımız kesintisiz sürüyor" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE’YE UZANAN KİRLİ ELLERİ NEREDE OLURSA OLSUN KIRMAKTA KARARLIYIZ'

Erdoğan, bölücü terör örgütüne katılımın neredeyse durma noktasına geldiğini vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Eğer bugün Gabar'da, Cudi'de, Bestler Deresi'nde bütün bu teröristlerin inlerine giriyor ve bu inlerde bunları yok ediyorsak işte bunun faili sizlersiniz. Sizlerin kahramanlığı, sizlerin başarısı inanıyorum ki bu inlere onları mahkum edecektir. Ve bundan sonraki süreçte de evelallah Güneydoğu, Doğu bütün buraları bu teröristlerden temizliyoruz, temizleyeceğiz. Örgütü sadece sınırlarımız içinde değil Irak ve Suriye sahasında da başını kaldıramaz hale getirdik. Terörü kaynağında kurutma stratejimiz çerçevesinde nerede bir terör kümelenmesi varsa hemen yok ediyoruz. Döktükleri şehit kanlarının ve vatandaşlarımıza yaşattıkları acıların bedelini bölücü örgüt mensuplarına misliyle ödetiyoruz. Polis memurumuz Fethi Sekin’in, diplomatımız Osman Köse’nin ve daha nice kahramanımızın şehadetinde parmağı olanların hepsine alçaklıklarının hesabını tek tek sorduk ve soracağız. Türkiye’ye uzanan kirli elleri nerede olursa olsun kırmakta kararlıyız. Amacımız terör örgütlerini ülkemize yönelik bir tehdit unsuru olmaktan tamamen çıkarmaktır."

'TERÖR BELASINI TAMAMEN DEFETMEMİZE BAĞLIDIR'

Erdoğan, Türkiye’nin emperyalist güçler tarafından başına salınan terör belasından kurtulmasının hayati derecede önemli olduğunu belirterek, "Sadece güvenliğimize değil ekonomiden demokrasiye, dış politikadan milli birlikte ve bütünlüğümüze yönelik girişimleri akamete uğratmamız, terör belasını tamamen defetmemize bağlıdır. Terör örgütleri varlığını sürdürdükçe kendimizi emniyette hissedemeyiz. İçeride veya sınırlarımızın ötesinde terör unsurları oldukça Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu arzu ettiğimiz hızda hayata geçiremeyiz. Kandil’deki terör baronlarının sesleri kesilmedikçe, iç siyasetimizi dizayn etme çabalarının önünü alamayız. İşte görüyorsunuz; 14 yaşında, 15 yaşında, 16 yaşında kızları annelerinden babalarından kaçırarak Kandil’e getiriyor ve terör baronları orada bunları taciz ediyorlar. Eğer dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olacaksak, turizmde yıllık 100 milyar dolar gelire ulaşmayı hedefliyorsak, küresel sistemde söz sahibi bir ülke olmayı istiyorsak, terör sorununu çözmemiz şarttır. Aynı şekilde Türkiye’de belli çevrelerin özellikle seçim döneminde istismar ettiği göçmen meselesinin çözüme kavuşturulmasının yolu da terör örgütleri ile başarılı mücadeleden geçmektedir" dedi.

'ŞU ANDA 500 BİNE YAKIN KONUTU ORALARDA İNŞA EDİYORUZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mültecilerle ilgili "Kardeşlerim şunu unutmayın; Suriye’de ölümden kaçarak bizlere sığınan, bizi ensar olarak gören bu kardeşlerimize ne yazık ki ülkemizde ana muhalefetin yaklaşımı insani bir yaklaşım değildir. İslami bir yaklaşım hiç değildir. Suriye ve Irak’ta terör saldırıları devam ettikçe, sığınmacıların kendi topraklarına dönmesi beklenenden daha fazla vakit alacaktır. Şu anda 500 bine yakın konutu oralarda inşa ediyoruz. Güvenlik ve istikrar sağlandıkça gönüllü ve onurlu geri dönüşler artacaktır. Bunu Suriye’nin kuzeyinde gördük. Terörden arındırıp güvenli hale getirdiğimiz yerleşim yerlerine şimdiye kadar 600 bine yakın sığınmacı geri döndü. Sivil toplum kuruluşlarımızın öncülüğünde yürütülen briket evler projesi ile 90 bine yakın aileye barınma imkanı sağlandı. 2 ay önce temelini attığımız konut projesi kapsamında ise 240 bin ailenin yani 1 milyon sığınmacının geri dönüşünü hedefliyoruz. Katar’ın finansman desteği ile hayata geçirdiğimiz kalıcı konut projelerinde inşaat çalışmaları devam ediyor. Bir taraftan bu adımları kararlılıkla atarken diğer taraftan düzensiz göçün engellenmesine yönelik çabalarımızı yoğunlaştırdık" dedi.

'İLLEGAL OLARAK ÜLKEMİZDE BULUNANLAR SINIR DIŞI EDİLİYOR'

Erdoğan, mülteciler konusunda başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerde denetimlerin sıkı bir şekilde yapıldığını belirterek şöyle konuştu:

"Turizm, yatırım, eğitim, sağlık amacıyla ülkemize gelenlere veya geçici koruma altında olanlara yönelik menfi yaklaşımımız söz konusu değildir. Türkiye’ye ve Türk ekonomisine katkı sağlayan herkese kapımız açıktır. Suça karışanlar, toplumun huzurunu bozanlar ile illegal olarak ülkemizde bulunanlar ise sınır dışı ediliyor. Son 2 ayda 36 bin düzensiz göçmen yakalandı. Bunların 16 bini sınır dışı edildi. Kalanların işlemleri devam ediyor. İnşallah bu meseleyi kültürümüze, inancımıza, hukuka ve hakkaniyete uygun bir şekilde hal yoluna koyacağız. Her vesileyle ifade ettiğim bir hususu burada tekrar etmek istiyorum. Biz tarih boyunca dara düşene, başı sıkışana, zulme uğrayana, kucak açmış ali cenap bir milletiz. Irak'taki kardeşlerimiz 1900’larda zulme uğrayınca bunu yaptık. Suriyeli komşularımız canlarını kurtarmak için bize sığındığında bunu yaptık. Dün akşam bir televizyon kanalında bir babayı dinliyordum. ‘Öldürün bizi’ diyordu. ‘Esed’in katliamından kurtulmaktan siz kardeşlerimize sığınıyoruz, kabul etmiyorsanız öldürün bizi’ Ukrayna’da savaş başladıktan sonra ülkemize gelen yerlerinden edilmiş kişilere biz kapılarımızı açtık. Yarın Allah korusun bir başka komşumuzun başına benzer felaketler gelirse insanlık ve komşuluk vazifemizi yine yerine getiririz. Atalarımızdan miras aldığımız bu vicdani duruşu hiçbir fitne tüccarı, hiçbir provakatör, hiçbir faşizm heveslisi değiştiremez, değiştiremeyecektir."

'MAZLUMLARI DİNİNE GÖRE YARGILAMAK BİZE YAKIŞMAZ'

Erdoğan, sığınmacılara yönelik nefret söylemlerine prim vermenin bir Müslümana ve bir Müslüman Türk’e yakışmayacağını ifade ederek, "Mazlumları rengine, kökenine, dinine göre yargılamak bize yakışmaz. Batı'da kendi insanımızı tehdit eden yabancı düşmanı fikirlere meyl etmek bize yakışmaz. Burada çizgimiz son derece nettir. Ne güvenliğimizden taviz vereceğiz ne vatandaşımızı sıkıntıya sokacağız ne de milletimize, lütfen buna dikkat edin, Boraltan Köprüsü faciası gibi utançlar yaşatacağız. Mazlum ve mağdura kucak açarken gerçekçi politikalarla yasadışı göç sorununa kalıcı çözümler üretmeye sürdüreceğiz. Polislik mesleğine ilk adımınızı attığınız bugün aynı zamanda hayatınızda yeni bir safhaya geçiyorsunuz. Zor olduğu kadar fedakarlık gerektiren ulvi bir göreve talip olduğunuzun inanıyorum ki hepiniz bilincindesiniz. Bu bakımdan mesleğinizde birbirinize destek olmanız, yardımlaşmanız, birbirinize göz kulak olmanız çok önemlidir. Görevinizi layıkıyla yapabilmeniz için eğitimlerini sürecinde amirleriniz ve hocalarınız sizleri her türlü duruma karşı hazırladılar. Mesleğin inceliklerini, vazifenizi ifa ederken hassasiyetle takip etmeniz gereken kuralları, sizlere anlattılar. Polis Meslek Yüksekokullarında aldığınız eğitimlerin dünyada bu alanda verilen en iyi, en kapsamlı eğitimlerden biri olduğu tartışmasız bir gerçektir. Ancak yine de bazı şeyleri görerek yaşayarak öğreneceksiniz" dedi.

'KANUNLARIN SİZE VERDİĞİ YETKİYİ KULLANIRKEN ASLA SINIRLARI AŞMAYIN'

Erdoğan, konuşmasının devamında, "Teorik eğitimlerinizi tecrübe kazanarak, zamanla tekemmül ettireceksiniz. Bu süreçte sizlerden şu hususlara her zaman dikkat etmenizi istiyorum. Bizim devlet geleneğimizin 6 asırdır değişmeyen esası 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' prensibidir. İnsanımızı ne kadar korursanız ne kadar yüceltirseniz devletimiz de o derece büyüyecek, gelişecek, güvenli ve huzurlu bir yer haline gelecektir. Ne vatandaşına tepeden bakan jakoben anlayışın ne insanına zulmeden ceberrut zihniyetin bizi tasarrufumuzda ve tasavvurumuzda yeri yoktur. Kendi vatandaşını tehdit kaynağı gören yaklaşımları 2002 yılı itibari ile bir daha geri gelmemek üzere tamamen terk ettik. Sizlerden görevinizi icra ederken özgürlük, güvenlik dengesini muhafaza etmenizi  beklediğimi vurgulamakta fayda görüyorum. Kanunların size verdiği yetkiyi kullanırken asla sınırları aşmayın. Meslek hayatınız boyunca kanundan, hukuktan, ahlaktan ve sizlere daima doğru yolu gösterecek vicdan pusulanızdan ayrılmayın. Milletin canına, malına, namusuna kasteden vicdansızlara karşı tavizsiz, kurallara riayet eden insanlarımıza karşı her zaman müşvik davranın. Milletimizin desteği yanınızda olduğu müddetçe hainlerle, teröristlerle ve suçlularla çok daha kolay mücadele edeceğinizi unutmayın" ifadelerinde bulundu.

'DİĞER TÜRLÜ MAĞDURLARIN YÜREĞİNDE YANAN ATEŞİ SÖNDÜREMEYİZ'

Erdoğan, son olarak konuşmasında, "Maşeri vicdanını yaralayan olayların önüne geçilmesinde adli birimlerimizle birlikte sizlerin çabaları belirleyici rol oynayacaktır. Adaletin tecellisinde ancak emniyetimiz ve yargımız el ele omuz omuza çalıştığı taktirde suçlular hak ettiği cezaya çarptırılır. Diğer türlü mağdurların yüreğinde yanan ateşi söndüremeyiz. Diğer türlü verilen cezaların caydırıcı olmasını sağlayamayız. Diğer türlü devletimize olan güveni istediğimiz seviyeye çıkartamayız. Türk polisinin vicdan, merhamet, adalet ve asalet bakımından dünyada eşi benzerinin bulunmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Üzerinizde gururla taşıdığınız üniforma milletimizin gönlüne huzur veren, güven aşağılayan bir şeref timsalidir. Kimliğinizin, üniformanızın, mesleğinizin onurunu ve saygınlığını korumak daima önceliğiniz olsun. Sizlerden ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ diye ifade ettiğimiz ilkelerimize de sıkı sıkıya sahip çıkmanızı bekliyorum. Buradaki her bir kardeşimin görevini bu ilkeler temelinde aşkta yapacağına yürekten inanıyorum. Şimdi tüm velilerimize sesleniyorum. Her şeyden önce yavrularınızı bizlere emanet ettiniz. Ve bizlerde tüm hocalarımızla birlikte kalite ise kalite, verim ise verim, eğitimden öğretime bütün bunlarla birlikte hamdolsun şu polis akademimizde en ideal şekilde yavrularımızı yetiştirdik. Sizler bize inandınız. Bizler de size inandık. Ve şimdide kendileri ülkemizin dört bir yanına dağılacaklar ve dört bir yanında hamdolsun bu toprakların, bu milletin adeta güvence kaynağı olacaklar. Sizlere şahsım, milletim adına; anneler, babalar çok teşekkür ediyorum" dedi.

Diğer Haberler

  1. Bakan Kurum: Gözyaşlarımız Hatice Kübra kardeşimizinki gibi sadece sevinçten olsun
  2. TBMM Genel Kurulu'nda, 'Kayyum' tartışması
  3. Emine Erdoğan, Kırgızistan Cumhurbaşkanı'nın eşi Aygül Caparova'nın akşam yemeğine katıldı
  4. Büyükelçi Mammadov: En zor zamanımızda Türkiye’den başka kimse bize yardım etmedi
  5. Özgür Özel: Esenyurt'a üzülüyorsan Mardin'e de üzüleceksin
  6. Bakan Şimşek, İslam Kalkınma Bankası Başkanı Al Jasser ile görüştü
  7. Cevdet Yılmaz: Bütçemizde en büyük payı yüzde 14,8 ile eğitime ayırmış durumdayız
  8. Cevdet Yılmaz: Üye ülkeler arası ticaretin yüzde 25 olması için teşvik edici adımlar atmalıyız
  9. Bakan Kurum: Deprem bölgemizde 2025 yılının sonuna kadar 453 bin konut ve iş yeri inşa edilmiş olacak
  10. Bakan Bak: Lisanslı sporcu sayımız 16 milyon 678 bine yükseldi

© Copyright 2024

DHA